SON DAKİKA

logo

Vatandaşın öneri ve istekleri mahalle meclisi buluşmalarıyla çözülüyor

Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, Mahalle Meclisi Buluşması ile mahallelerde vatandaşlarla bir araya geliyor, talep, öneri ve isteklerini dinliyor. İlki Anadolu Mahallesi’nde gerçekleştirilen Mahalle Meclisi Buluşması vatandaşlardan yoğun ilgi gördü. Gelen talepleri tek tek dinleyen Başkan Başdeğirmen, soruları da içtenlikle yanıtladı, taleplerle ilgili anında çözüm için daire müdürlerine talimat verdi.
Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, ‘Mahalle Meclisi Buluşması’ adı altında mahallelerde vatandaşlarla bir araya geliyor, onların talep ve önerilerini dinliyor. Buluşmalarda vatandaşların yaşadıkları problemler anında çözüm buluyor. Mahalle Meclisi Buluşmalarının ilki Anadolu Mahallesi’nden başladı. Başkan Başdeğirmen, yapı stoku anlamında şehrin en eski mahallerinden biri olan Anadolu Mahallesi’nde vatandaşların istek, talep ve önerilerini dinledi, yapılması gerekenlerle ilgili istişarelerde bulunup, soruları cevapladı, kentsel dönüşüm süreciyle ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Anadolu Mahallesi Meclis Buluşmasına belediye başkan yardımcıları ve daire müdürleri de katıldı. Başkan Başdeğirmen, vatandaşlardan gelen taleplerle ilgili daire müdürlerine talimatlar verdi.
Isparta Belediyesi tarafından Anadolu Mahallesi Mahalle Meclisi Buluşmaları sırasında çocukların eğlenceli vakit geçirmeleri için balon park kuruldu, çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Vatandaşlar da tek tek söz alarak, talep ve önerilerini sundular, akıllarındaki soruları Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’e sordular. Başkan Başdeğirmen, her söz alan vatandaşı dikkatle dinleyerek, yapılması gerekenlerle ilgili talimatlar verdi, soruları içtenlikle yanıtladı.
Anadolu Mahallesi sakinlerinden emekli öğretmen Ali Kartçı, 2008 yılından bu yana Anadolu Mahallesi’nde oturduğunu belirterek, Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in mahalleye el atıp, yaktığı ışığın her şeye değdiğini söyledi. Kartçı, “Sayın başkanım hoş geldiniz. Sizin el atmadığınız yer kalmadı. Bunları saymakla bitiremem. Sadece ITKM Türkiye’de tarih yazdı. Biz size geldiğimizde ‘sayın başkanım camimizi Mimar Sinan Camisi gibi istiyoruz’ dediğimizde bize söz verdiniz. Müdürlerinizle buna el attınız. Allah razı olsun” dedi.
Bir vatandaş da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’i çok sevdiğini belirterek, kendileri için dualar ettiğini söyledi.
Mahalle sakinlerinden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski İl Başkanı Ahmet Kürkçü de söz alarak Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen’in Anadolu Mahallesine yaptığı hizmetlerden memnun olduklarını ifade ederek, “Görevinizde başarılar diliyorum” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.29 18:04:56
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kaptanoğlu : “Antalya deprem bölgesi değildir söyleminden vazgeçmeliyiz”

Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi 17 Ağustos depreminin 24. yılında, deprem konusunda halen önemli eksiklerin olduğunu vurguladı.
Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Erman Kaptanoğlu, açıklamasında şunları söyledi : “17 Ağustos 1999 günü, Marmara Bölgesi özelinde tüm Türkiye, geçtiğimiz yüzyılın en büyük felaketlerinden birisini yaşadı. Yerel saatle 03:02’de Kocaeli/Gölcük merkezli büyüklüğü 7,6 Mw olan ve 45 saniye süren deprem sonucunda büyük bir yıkım ortaya çıktı. Resmi bilgilere göre 18.373 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 işyeri hasar gördü. 
Bu deprem üzerinden tam 24 yıl geçti. Bu depremi milat kabul eden Türkiye, deprem koordinasyonu konusunda önemli yol kat etmesine rağmen halen büyük eksiklikleri gözlemliyoruz. AFAD koordinesinde risk yönetimi kurularak, kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın bütünleşik afet yönetim sistemi ile organize olması ve müdahale ve risk azaltma alt sistemlerini oluşturması gibi organizasyonlar faydalı birer örnektir. 
Özellikle Kahramanmaraş ve çevresindeki tarihsel depremlere bakıldığında deprem tekrarlama periyotlarının dolduğu ve bölgede artık büyük bir deprem üretme potansiyelinin mevcudiyeti yerbilimciler tarafından yetkililere depremden çok önce aktarılmıştı. 
2020 yılında AFAD Başkanlığı bu sebeple İl Risk Azaltma Planlarında, Kahramanmaraş İli’ni pilot il seçmiş ve birçok kurumu bu planlara dahil etmiş ve sorumlu kılmıştır. Fakat bu organizasyonların sahada maalesef verimli olamadığı 6 Şubat 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinde meydana çıkmıştır. 2020 yılından depremin olduğu güne kadar bölgedeki sorumlu kurumların yeteri kadar hazırlık yapmadığı deprem sonrasındaki kaos ortamından anlaşılmıştır. 
Böylesine büyük depremler, binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık mal kaybına ve ülkemizde yaşayan uzak veya yakın herkes üzerinde travmatik etkiler bırakmaktadır. Gelişen teknoloji, elde edilen bilimsel verilerin çokluğu göz önüne alındığında artık büyük depremlerin afetlere dönüşmesi kabul edilemezdir, edilmemelidir!
İmar Affı ile yapıların denetimini vatandaşa bırakan uygulama ile mühendislik hizmeti almamış, kaçak, iskansız, deprem anında ölüm saçacak yapılar kat mülkiyeti koruması altına alınmıştır. Bu ve bunun gibi uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıca artık göstermelik Deprem Tatbikatlarının bırakılması ve kamuda denetimi sağlayacak istihdamın sağlanması gerekmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü gibi önemli bir kurumda bile Jeofizik Mühendisi istihdamı yoktur. Çöken-göçen yolların neden bu hale geldiği Jeofizik Mühendisi istihdam etmeme liyakatsizliğinin bir sonucudur. 
Antalya Merkez Belediyeleri içerisinde, “Zemin ve Temel Etüt Çalışması” kontrolünü yapan sadece 1 adet Jeofizik Mühendisi vardır. Bu çok acıklı bir durumdur. Her defasında liyakatten bahseden siyasiler bu acı tabloların sorumlusudur! Antalya, deprem riski bakımından Akdeniz’de yer alan faylarla bağlantılı olarak risk altındadır. 
Bu yüzden dolayı ivedi bir şekilde Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya iline bağlı diğer ilçeler Jeofizik Mühendisi istihdamı etmek zorundadır. Bu bir ihtiyaç veya lüks değil, zorunluluktur! Sizler aracılığıyla değerli başkanlarımıza seslenmek de bizim sorumluluğumuzdur. Yoksa yer biliminin önemsenmediği her yerde Afetler bir Felakete dönüşecektir. 
Geçmişe göre iyileştirilmesine rağmen, kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken yapı denetim sistemi halen ticari bir anlayışla yönetiliyor. Yer mühendislik çalışmalarının denetimi ise halen yeterli düzeyde yapılamamaktadır. Eskiden mesleki odalarında olan denetim ve yeterlilik gibi süreçler kaldırıldı. Artık meslek odalarında konusunda uzman mühendis ve mimarlar, özel firmaların yaptığı saha ve ofis çalışmalarını denetleyememekte olup, bu süreç bizlerde büyük bir endişeye sebep olmaktadır. Odalar, kamu yararına çalışan meslek örgütleridir. Siyasi sebepler ile odaların elinden yetkilerinin alınması başlı başına bir afettir.  
Deprem sonrasındaki yaraları en aza indirmek için, TMMOB’a bağlı meslek odaları, doktorlar, öğretmenler, GSM operatörleri gibi özel kuruluşlara büyük yük düşmektedir. Bu gibi kuruluşlar özel eğitimden geçirilmelidir. Konusunda uzman olmayan kişilerin yaptığı açıklamalar halkta korku ve paniğe sebep olmaktadır. Bu yüzden dolayı her bölgede mutlaka “Deprem Bilim Kurulları“ kurulmalı ve gerekli açıklamaların ve bilgilendirmelerin sadece bu bölgedeki kurul üyeleri tarafından yapılması sağlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerde her önüne gelenin deprem ile ilgili ilgili bilgilendirme ve açıklama yapması gerekli yasalar ile yasaklanmıştır. Bu konu çok önemlidir. 
Kentsel dönüşüme, Kötü zemin ve Kötü Yapı gibi öncelikli kriterlerden başlamak gerekirken maalesef rantın yüksek olduğu bölgeler tercih edildi ve halen edilmektedir. 
MTA’nın diri fay haritası karada yer alan fayları göstermekle birlikte, henüz Akdeniz’de özellikle Antalya Körfezinde tam manasıyla bir fay araştırması MTA tarafından yapılmamıştır. İvedilikle böyle bir çalışmanın yapılması, körfezde yer alan diri fayların tespit edilmesi ve diri fay haritalarına işlenmesi gerekmektedir. 
Böylelikle Deprem Risk Analizleri yapan biz Jeofizik Mühendisleri daha doğru sonuçlara ulaşmış oluruz. Biz Jeofizik mühendisleri olarak yapılaşmanın her aşamasında katkı koyabilecek modern yöntemlere sahibiz. 
Bize göre; Kentlerin yerleşeceği uygun alanların belirlenmesi için deprem etkilerini en aza indirmek amacı ile birinci aşamada derin yeraltı yapısal durumun jeofizik yöntemler ile belirlenmesi gereklidir. Biz buna makro-bölgeleme diyoruz. Birinci aşamaya göre uygun yerleşim alanlarında mikro-bölgeleme çalışmaları yapılarak özel durumlar hariç 30m derinliğe kadar yerin fiziksel özellikleri jeofizik yöntemler ile belirlenir. Daha sonraki aşamada ise parsel bazında yerin fiziksel özellikleri detaylı ortaya konur. Sonuç olarak biz Jeofizik Mühendisleri olarak Deprem Master planında yerleşim yeri seçiminin her aşamasında olmalıyız ayrıca mevcut yapılar içerisindeki çürük yapıları hızlı bir biçimde ayırt edebilecek yöntemlere ve bilgiye sahibiz.  
“ANTALYA BİR DEPREM BÖLGESİ DEĞİLDİR” söyleminden vazgeçip, “DEPREM HAYATIMIZIN BİR PARÇASIDIR” anlayışına geçmemiz gerektiği aşikardır. Çevremizdeki fay sistemlerinin durumu, son dönemlerde sık sık yaşadığımız depremler, bizdeki bu deprem bilincini arttırmalıdır. Sonuç olarak ATATÜRK gibi düşünmeli, yönetmeli ve yönetilmeliyiz. “
* Jeofizik Mühendisleri Odası

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 11:42:06
Son Düzenlenme Tarihi :





Hakan başkanla aramızdaki gemileri yakacağız, dediysem !

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü’ye kırgınım, tamam. Hatta ikimizinde dostu bir kişiye “Hakan başkanla aramızdaki gemileri yakmadan seninle bir görüşelim” diye mesajta attım. Ama durun bir dakika; Hakan başkanla aramızdaki gemileri yakacağız, dediysem....

    Kırgınlık var ama dostluk baki, sevgili Hakan Tütüncü’yle. Onun için mesaj attığım, mesajıma cevap yazmayan, telefon açtığım telefonuma bakmayan ve de  er ya geç cevap vermeyen dostum,  telaşa gerek yok.
    Hakan Tütüncü’nün o muhteşem enerjisini, yaşlı-genç-çocuk, kadın-erkek kısaca insanlarla olan yakınlığını, samimiyetini, Kepez’e kazandırdığı eserleri, eğitime ve spora verdiği önemi görmemek ve takdir etmemek mümkün mü ? 
    Eşi ve çocuğuyla, aile yaşamı ile örnek olan, kendisini Kepez’in modernleşmesine, çağdaşlamasına, yaşanabilir bir kent olmasına adayan ve bugün gelinen noktada başarısı da tescillenen birinin güzelliklerini bir kenara itmek, görmemek mümkün mü...
    Gemileri yakmaktan kastım, Ak Parti’nin Kepez’de 2023’te başarılı olması ve hemen akabinde yapılacak yerel seçimlerde Kepez’i kaybetmemesi için bugüne kadar gördüğüm ama yazmadığım bazı yanlışları dile getirmek, onu bazı konularda aydınlatmak...
    Mesela her yerel seçim öncesinde  bazı çevreler tarafından ısrarla Hakan Tütüncü’nün ismi  Ak Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan aday adayı olarak gündeme getiriliyor.  Sanki o istiyormuş gibi bir durum oluşturulmaya çalışılıyor. Adeta birileri Tütüncü ile özellikle Türel arasında bir kavga ortamı oluşturmak, partiyi karıştırmak istiyor. 
    Özellikle 2019 seçimlerinden Tütüncü üzerinde oynan oyun tavan yaptı. İşin içine Ankara’daki bazı “abi” ler girdi. Aynı “abi”ler 2019 seçimlerinde Ak Parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı Menderes Türel’in de seçimi kaybetmesi için çalıştılar.
    Önümüzde 2023 seçimleri var. Ak Parti için zor ve sıkıntılı bir seçim. Yine birileri devrede. Neymiş Hakan Tütüncü önümüzdeki dönem yapılacak yerel seçimlerde Ak Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayıymış..
    Hakan Tütüncü ne düşünüyor bu konuda bilmiyorum ama, 2023’te hükümetin tüm desteğini alan Kepez’de  Cumhur ittifakı bırakın kazanmayı,  ciddi bir farkı yakalayamazsa  Tütüncü’nün Kepez adaylığı bile zora girer.
    Ama şu gerçekte var; önümüzdeki yerel seçimlerde Ak Parti aday adayları içinde Kepez’de seçimi kazanabilecek en güçlü hatta tek isim Hakan Tütüncü’dür...
    Bu nedenle Ak Parti Antalya İl Başkanı  Ethem Taş artık uyanmalı, Hakan  Tütüncü üzerinden Ak Parti’nin 2023’te kaybetmesi için oynanan oyunlara dur demeli, şimdiden Hakan Tütüncü’nün büyükşehir belediye başkan adayı ile ilgili söylentilere nokta konulmalıdır.
    Mesajlarıma dönmeyen, telefonuma bakmayan arkadaşım...
    Hani bir dost için geçmişte Ak Parti’nin Kepez Belediye Başkanı Erdal Öner’le giriştiğim bir mücadele gibi bir mücadele sözkonusu olmayacak. Eğer ben o gün o dostun yanında olmasam, Erdal Öner’i karşıma almasam kuşkusuz harcanacak bugünkü ne gücüne ne de mevkilerine ulaşamayacaktı. O gün ben o’nun yanındaydım, biri yayında olmayan, diğeri halen yayınlanan iki gazete karşısındaydı. Ve bende hedef tahtalarıydım.
    Onların “ben bir dokunuşla 20 bin gazete basarım” tehditi, benim yerine ulaştırdığım 1000 gazete ile havada kalırken.
    Dost dosta her zaman lazımdır....
    Mesajlarıma cevap yazmayan, telefonuma bakmayan dostum..* Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.09.30 08:54:28
Son Düzenlenme Tarihi :