SON DAKİKA

logo

Mersin Büyükşehir Belediyesinden en düşük işçi maaşı 14 bin 686 TL

Mersin Büyükşehir Belediyesi ile DİSK Genel-İş arasında yapılan toplu iş sözleşmesi ek protokolü ile en düşük işçi maaşı 14 bin 686 TL oldu.
İmza töreninde Mersin Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Olcay Tok, Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Bedri Dursun, İmar İnşaat A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ali Uyan, Belediye İş Sendikası Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Nail Kaya ve DİSK-Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy yer aldı. Geçtiğimiz yıl içerisinde toplu iş sözleşmesini yaptıklarını hatırlatan Olcay Tok, “Geçtiğimiz yıl yapılan toplu iş sözleşmesine göre şu anda en düşük maaş aylık ortalama 13 bin 796 TL olması gerekirken, Başkanımızın günlük yemek ücretlerini 75 TL’ye çıkartmasının ardından şu anda en düşük ücret, sosyal haklar dahil 14 bin 686 TL olmuştur” dedi.

“Yemek ücretlerine yüzde 160 zam yapıldı”
Başkan Vahap Seçer’in 28 TL olan yemek ücretlerinin yükseltilmesini istediğini ifade eden Tok, yüzde 160’lık yemek ücreti zammı ile bu rakamın 75 TL’ye çıkarıldığını kaydetti. Tok, kadrolu işçilerde ise yemek ücretinin 45 TL’den yine 75 TL’ye yükseltildiğini ve kadrolu bir işçinin maaşının da 18 bin 071 TL’den 18 bin 731 TL’ye çıktığını kaydetti.

“45 saatlik çalışma süresi 40 saate düşürüldü”
Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’in göreve gelir gelmez ilk olarak yaptığı düzenlemeler arasında çalışma saatleri olduğundan söz eden Tok, “Başkanımız yönetime geldiğinde belediyede ve MESKİ Genel Müdürlüğündeki personel 45 saat çalışıyordu. Başkanımızın talimatıyla sürekli işçilerin de çalışma saatleri 40’a düşürüldü. 6 günlük çalışma süresi 5 güne düşürüldü. Bu da aslında Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından işçiye verilen ciddi bir kazanımdı. Zamlar bu ayki maaşlarına yansıyacak” diye konuştu.

“Başkanımıza duyarlılığından dolayı teşekkür ederiz”
Belediye İş Sendikası Mersin 1 No’lu Şube Başkanı Nail Kaya da “Ülkemizdeki ekonomik kriz ortadayken, Başkanımıza duyarlılığından dolayı Belediye İş Sendikası ve işçilerimiz adına tekrar teşekkür ediyorum. Hepimize hayırlı, uğurlu olsun” ifadelerini kullandı.

“Emekten yana tavırları görmeden geçmek doğru değil”
DİSK-Genel İş Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy ise yapılan artışla ilgili emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bizim böyle bir toplu iş sözleşme hakkımız, sürecimiz yok. Ancak sosyal belediyecilik anlayışını taşıyan, sosyal belediyecilik ruhunu taşıyan belediyelerde emekten yana tavırları görmeden geçmek doğru değil. Hem bunu göreceğiz, hem teşekkürümüzü edeceğiz” şeklinde konuştu.

“Taleplerimizi dikkate aldılar”
Toplu iş sözleşmesinin süresinin henüz dolmadığını hatırlatan Göksoy, “Bu artışlar yapılmasa da sendika olarak hukuki yönüyle söyleyecek bir lafımız yok. ‘Gidin toplu iş sözleşme günü gelin’ diyebilirlerdi. Ancak taleplerimizi dikkate aldılar. Taleplerimizi dikkate aldıktan sonra da ‘Belediyenin imkânlarını sonuna kadar zorlayın’ diyen Vahap Seçer’in talimatıyla bir ücret belirlediler. Bundan dolayı memnuniyetimizi ve teşekkürlerimizi dile getirmek istiyoruz” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.01 13:05:23
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Yumurta dondurma yöntemi, ileri yaşta anne olma imkanı sunuyor

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Şafak Olgan, günümüzde kadınların eğitim ve kariyer planları nedeniyle ileri yaşta evlendiği için bebek sahibi olmayı ertelediğini belirterek, bu noktada yumurta dondurma işleminin kişinin doğurganlığının korunmasına önemli bir katkı verdiğini ..

Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Şafak Olgan, günümüzde kadınların eğitim ve kariyer planları nedeniyle ileri yaşta evlendiği için bebek sahibi olmayı ertelediğini belirterek, bu noktada yumurta dondurma işleminin kişinin doğurganlığının korunmasına önemli bir katkı verdiğini belirtti.
Memorial Sağlık Grubu Antalya Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Şafak Olgan; yumurta dondurma, gebelikte yaşın önemi ve sigaranın bu sürece etkileri hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Olgan, günümüzde çocuk sahibi olamayan çiftlerin sıklığında bir artış olduğuna değindi ve çiftlerin evlendikten sonra belli bir süre korunmasız cinsel ilişkide bulunduktan ve ancak bu süre sonunda gebelik olmadığında hekime başvurduğunu dile getirdi.
Geçmiş dönemde çocuk sahibi olmada güçlük çeken kişilerin oranının 10 hastadan 1 iken, günümüzde neredeyse her 6 çiftten 1’e düştüğünü ifade eden Olgan, “Artık eskisi kadar doğal beslenmiyoruz, fast food hayatımıza girdi. Hareketsiz yaşantı gittikçe arttı ve obezite önemli bir problem haline geldi. Bunlara bir de kötü alışkanlıklar da eklenince hem yumurta hem de sperm kalitesinin bozulması söz konusu oldu. Yumurta ve sperm hücreleri normalde üreme hücreleridir. Yani çocuk sahibi olmak için sağlıklı bir yumurta ve sağlıklı bir sperme ihtiyaç vardır. Dolayısıyla kalitesi bozulmuş bir yumurta ve spermden bebek olma şansının azaldığını söyleyebiliriz” diye konuştu.
Gebelikte yaşın önemli olduğuna değinen Olgan, günümüzde çiftlerin 20’li yaşlarda evlenmediğini, evlenenlerin de çocuk sahibi olmayı düşünmediklerine dikkat çekti.

"Kadınların üreme potansiyeli yaşla azalıyor"
Gebeliğin 40’lı yaşlara kadar ertelendiğini dile getiren Olgan, “Son yıllarda kadının toplum içerisindeki rolünün artması, kariyer planları, eğitim faaliyetlerine daha önem vermesi gibi durumlar, evlilik ve çocuk sahibi olma planını ertelemektedir. Ancak şöyle bir durum söz konusudur. Kadınlarda üreme hücreleri yani yumurtalar daha anne karnında bebekken ve bir sefere mahsus oluşuyor ve yaşla birlikte kademeli olarak da azalıyor. Yani bir kadın 30 yaşında iken yumurta hücresi de 30, 40 yaşında iken yumurta hücresi de aynı yaş oluyor. Bu azalmayı mevcut teknolojiyle engelleme olasılığımız olmadığı gibi yumurta sayısını arttırma şansımız da yok. İleri yaşta çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin bu durumdan dolayı gebe kalma şansı da azalıyor. Bir de genetik olarak problemli yumurtaların sıklığı artarken, bir yandan da eldeki yumurta sayısı azalıyor. O yüzden kadınlar için yaş göz ardı edilmemesi gereken önemli bir faktör” dedi.

"Ülkemizde başarıyla uygulanıyor"
Evli olmayan bekar kişilerin doğurganlık potansiyelinin günümüz teknolojisiyle korunabileceğini ifade eden Şafak Olgan, “Yumurta dondurma işlemi ilk olarak bekar bir hastada 1986 yılında Avustralya’da yapıldı. Sonrasında 2000’li yıllarda teknolojinin ilerlemesiyle vitrikasyon denilen daha güncel, daha başarılı yaklaşımlar kullanılmaya başlandı. 2010’dan sonra Avrupa’da, Amerika’da yaygın olarak bu işlemler başarıyla uygulandı ve bu tedaviler deneysellikten çıktı. Türkiye’de de 2014 yılından itibaren bu tedavi başarıyla yapılıyor. Ülkemiz dünya standartlarında üremeye yardımcı tedaviler açısından çok başarılı bir noktadadır” ifadelerine yer verdi.
Olgan, 2014 yılından bu yana yumurta dondurma işleminin Türkiye’de yasal olarak uygulandığını bildirdi.

Yumurta dondurma işleminin yapıldığı kişiler
Her hastaya yumurta dondurma işleminin yapılmadığını işaret eden Olgan, "En önemli faktörlerden bir tanesi kanser hastalarıdır. Genç yaşta kadınlarımız kanser olabiliyor. Kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi, radyoterapi gibi ilaçlar kanser hücrelerini öldürürken yumurtalık dokusuna da zarar veriyor. Bu nedenle kadının üreme potansiyeli azalıyor. Meme kanseri gibi toplumda çok sık karşılaşılan kansere yakalanmış genç kadınlar eğer primer hekimleri tarafından yardımcı üreme tedavisiyle ilgilenen bir merkeze yönlendirilirse, bu hastaların kanser tedavisi başlamadan yumurtaları dondurabilir. Bu sayede de bebek hayalleri için gelecekleri garantiye alınmış olunur. Kanser tedavisinden sonra tedavi gören kadın çocuk sahibi olmak istediğinde halihazırdaki dondurulmuş yumurtaları kullanılabilir. Kanser hastaları dışında ailesinde anne, teyze, kız kardeşte eğer erken menopoz öyküsü varsa bu da o kişiyi riskli gruba sokar. Bu grup hastalarda da yumurta dondurma tedavisi yapılabilir. Ayrıca her iki yumurtalığında kist olan ve cerrahi operasyonla alınması gereken hastalarda, operasyon esnasında yumurta gücü ciddi derecede azalacağından, cerrahi öncesinde yumurta dondurma işlemi büyük avantaj sağlamaktadır. Ancak tüm bunların dışında yumurta dondurma işleminin yapılması gereken diğer bir grup da yumurta gücü azalmış hastalardır” dedi.

"Yumurta rezervinin azaldığı nasıl anlaşılır"
Bir kadının yumurta rezervinin azalıp azalmadığını nasıl anlayacağı hakkında da bilgiler veren Olgan, "Ultrasonografi yapıldığında yumurtalıklar içerisindeki yumurta sayımını hekimler yapabilir veya hormon tahlilleri istenebilir. Kadınların yumurta gücü azaldığı zaman adet düzenlerinde bir sıklaşma olur. Kişi 28-30 gün arasında düzenli olarak adet görüyorsa bu kademeli olarak 27 ,26, 25, 24’e doğru kısalır. Dolayısıyla adetlerin başlangıç aralıklarında bir kısalma olması, yumurta gücünün azalması olarak yorumlanabilir” bilgisini verdi.

"Yumurta dondurma süreci"
Yumurta dondurma tedavisinin süreci hakkında bilgiler veren Olgan, “Yumurta dondurma tedavisi tüp bebek tedavisinden farklı değildir ve benzer uygulamalar yapılır. Hastalara adet döneminde kan tahlilleri yaptırılır. Ultrasonografi kontrolleriyle yumurtalıkların içerisindeki yumurta sayımları yapılır ve enjeksiyonlara başlanır. İnsülin iğnesine benzer çok küçük, hastaların kendilerinin de yapabildiği 8-10 günlük bir iğne tedavisi uygulanır. Yumurta kesecikleri büyüyünceye kadar bu işlem sürer ve ardından ameliyathane ortamında maske anestezi ile çok basit cerrahi bir işlem uygulanır. Vajinal yoldan bir iğne aracılığıyla o su keseciklerini çekilir ve sıvılar içerisindeki yumurtalar ayrıştırılır ardından embriyologlar tarafından yüksek teknoloji cihazlarla dondurma işlemi sağlıklı yumurtalar için gerçekleştirilir” dedi.

"Yaş ne kadar gençse yumurta o kadar sağlıklı"
Yumurtanın kalitesi ve sayısının yaştan etkilendiğinin altını çizen Olgan, yaş ne kadar gençse yumurtaların sağlıklı olma olasılığının o kadar yüksek olduğuna ve ayrıca dondurulan yumurta sayısının da önemli bir faktör olduğuna dikkat çekti.
35 yaşın altındaki hastalarda 8 ile 10 yumurta elde etmenin makul oranlarda gebelik sağlayacağını vurgulayan Olgan, “Ancak yaş ilerledikçe elde edilecek yumurta sayısının artması gerekecektir” dedi.

"Tedavide yaşın önemi"
Yumurta dondurma işleminin tüp bebek tedavisine göre avantajından bahseden Olgan, “Tabii farklı hastalar için farklı faydaları olabilir. 36 yaşında bir kadının yumurta gücünde azlık saptandıysa, hasta eğer bir sene içinde evlenecekse, evlendikten sonra klasik tüp bebek tedavisi belki bu hastaya daha faydalı olabilir. Ancak gelecek öngörülemez olduğu için planda bir evlilik yoksa bu hastaya yumurta dondurma tedavisi yapılması çok daha uygun olacaktır. Aynı hasta 3 ila 5 sene içinde evlenmez ise 40’lı yaşlarını aşmış olacak ve 36 yaşında faydalı olabilecek olan tüp bebek tedavisinin başarısı da 40’lı yaşlarında ciddi oranda düşmüş olacaktır. Bu durumda da yumurta dondurmanın avantajı ortaya çıkar. Dolayısıyla burada tedaviye başlama yaşı hem yumurta dondurma açısından hem de klasik tüp bebek tedavileri açısından çok önemli bir faktör” ifadelerine yer verdi.

"2-3 ay önce sigara bırakılmalı"
Yumurta dondurma tedavisi öncesi ve sırasında dikkat edilmesi gerekenleri sıralayan Şafak Olgan, “Üreme hücreleri genel sağlık durumunu yansıtır. Yani bir kişi beslenmesi ve genel sağlık durumu üreme hücrelerinde yani kadının yumurtasına ve erkeğin sperminin fonksiyonuna etki eder. Bu nedenle sağlıklı beslenme çok önemlidir. Yine önemli faktörlerden bir tanesi sigara ve alkol tüketimidir. Sigara ve alkol tüketiminin özellikle bu tarz tedavilere başlanılmadan neredeyse 2- 3 ay öncesinde bırakılması gerekir” dedi.

"Sigara içen kadınların yumurta gücü hızlı tükeniyor"
Sigara konusuna ayrı bir parantez açan Olgan, “Sigaranın iki önemli etkisi var. Sigara içen kadınların yumurta gücü daha hızlı tükeniyor. Örnek verilecek olursa Türkiye’deki menopoz ortalaması 49 yaştır Avrupa’da ise 51’dir. Sigara içen bir kadının normal yaş ortalamasının birkaç sene altında adetten kesilme riski olur. Dolayısıyla sigara içmek kadınların çok kıymetli olan yumurtalık bankalarının erken tükenmesine neden oluyor. Sigaranın ikinci etkisi de anlık olarak yumurtalara zarar veriyor olmasıdır. Dolayısıyla yumurta gücünü azaltmasının yanı sıra tedavide toplanan yumurtaların kalitesini de bozabiliyor. Özellikle bu tarz yumurta dondurma işlemleri öncesi ve hatta kendi kendine çocuk sahibi olmak için planlama yapan çiftlerin hem erkek hem kadının sigarayı bırakması gerekiyor” dedi.

"Sınırsız değil"
Kadınların gebelikte yaşı önemsemesi gerektiğinin altını çizen Olgan, “Son dönemlerde 30’lu yaşlarda kadınlar üreme potansiyellerinin sınırsız olduğunu düşünüyor ve kariyere bağlı olarak çocuk istemlerini öteliyor ya da uygun adayı bulamadıkları için bekar kalmayı tercih ediyorlar. Bu nedenle çocuk sahibi olmayı 40’lı yaşlara doğru tercih ediyorlar. Abla veya anneleri 40’lı yaşında çocuk sahibi olduysa buna da güvenerek kendilerinin de ileri yaşta gebe kalabileceğini düşünüyorlar. Ancak maalesef yumurta sayısı kişiye özel olduğu için yaş yine en önemli faktör olarak karşımıza çıkıyor. Kişinin yakınları şanslı olmuş olsa da yaş ilerledikçe kadının doğurganlığı ciddi oranda azalıyor ve yaşa bağlı problemlerde her zaman tüp bebek tedavisi başarılı olamıyor. Bu nedenle çocuk istemi 38, 39 yaşların sonrasına bırakılmamaya çalışılmalıdır. Özellikle riskli hastalar, ailesinde erken menopoz öyküsü olan, daha öncesinden yumurtalık cerrahisi geçirmiş olan kadınlar veyahut da hekimleri tarafından halihazırda yumurta gücünün düşük olduğu belirtilmiş hastalar bu konuyu çok daha fazla önemsemeli. Özellikle bekar hastalar için yumurta dondurma işleminin de bir seçenek olduğu bilinmeli ve unutulmamalı” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.23 10:45:11
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya’nın dijital geleceği konuşuldu

Antalya İçin Akıllı Gelecek panelinde konuşan Başkan Ali Bahar, “Antalya için stratejik sektör olan tarım ve turizmden başlayarak, dünyadaki gelişmelere paralel olarak akıllı teknoloji uygulamalarını iş modellerine dâhil etmemiz gerekiyor” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Antalya ..

Antalya İçin Akıllı Gelecek panelinde konuşan Başkan Ali Bahar, “Antalya için stratejik sektör olan tarım ve turizmden başlayarak, dünyadaki gelişmelere paralel olarak akıllı teknoloji uygulamalarını iş modellerine dâhil etmemiz gerekiyor” dedi.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO), Antalya Organize Sanayi Bölgesi (Antalya OSB), Antalya OSB Teknopark ve ERP Türkiye Komitesi paydaşlığında, turizm ve sanayi sektörlerine dijital olgunluk ve kurumlarda ERP uygulamaları konusunda yol haritasının konuşulduğu ‘Antalya İçin Akıllı Gelecek Paneli’ turizm ve sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren firmalar ve paydaşların katılımıyla Antalya OSB Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren ATSO ve Antalya OSB Başkanı Ali Bahar, dijital dönüşümün tüm sektörlerin gelecek vizyonunda belirleyici olduğunu belirterek, “Antalya ve ülke ekonomisi için stratejik sektör durumunda olan tarım ve turizmden başlayarak, çevreci bir yaklaşımla tüm sektörlerde dünyadaki gelişmelere paralel olarak akıllı teknoloji uygulamalarını iş modellerine dahil etmemiz gerekmektedir. Ayrıca, turizmde gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri büyütmek ve turizmde kırsal kalkınmayı destekleyecek faaliyetleri çeşitlendirmemiz de önem arz etmektedir” dedi.

“Dijital dönüşümde öncü olmalıyız”
Antalya için dijital yol haritası belirlemek istediklerini kaydeden Başkan Bahar, “Dünya artık bilgi ve veri odaklı olarak yol almaktadır. Bizim de bu gelişmelerin gerisinde kalmamak için bu verilerden faydalanmamız; tarım, turizm, inşaat ve sağlık başta olmak üzere tüm sektörlerde verimliliği ve inovatif çözümleri destekleyecek, dijitalleşmeden yüksek seviyede fayda sağlayacak iktisadi kararlar almamız gerekmektedir” diye konuştu. Dijital dönüşümde öncü olunması gerektiğini kaydeden Başkan Bahar, “Üzerimize düşeni yerine getirmek, dijital dönüşüm stratejisinin oluşturulması için öncü olmak zorundayız. Katılımcılarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

“Antalya yazılım üssü potansiyeline sahip”
Sanayi sektöründe teknoloji yakalama dijitalleşmenin diğer sektörlere göre daha hızlı ve ileride olduğunu kaydeden Başkan Bahar, “Ancak bu yeterli düzeye ulaşabilmiş durumda değil. Şehrimizde biri organize sanayi bölgesinde, biri üniversite bölgesinde olmak üzere iki teknopark bulunmaktadır. Şehrimizin turizm potansiyeli ve bu alandaki şöhreti de dikkate alındığında Antalya’nın yazılım merkezi ya da yazılım üssü olabilme potansiyeli çok yüksektir. Bizim bu alanda kendimizi geliştirmemiz, örnek çalışmalar ile adımızı tüm dünyaya duyurmamız gerekmektedir” dedi. Bilgi ve veri odaklı olarak yol alınması gerektiğine dikkati çeken Bahar, “Bu verilerden faydalanmamız; tarım, turizm, inşaat ve sağlık başta olmak üzere tüm sektörlerde verimliliği ve inovatif çözümleri destekleyecek, dijitalleşmeden yüksek seviyede fayda sağlayacak iktisadi kararlar almamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Sektörün önde gelenleri buluştu”
Turizm ve sanayi sektörlerinde hizmet veren yapılar için “dijital olgunluk tespiti”, “dijitalleşmede yol haritası” ve “kuruluşlarda ERP uygulamaları” konularının ele alındığı organizasyonda, AGT Yönetim Kurulu Başkanı- Mehmet Semih Söylemez, ERP Komitesi Türkiye Başkanı-Mehmet Göker Sarp, Digitopya CEO- Halil Aksu, KOSGEB İl Müdürü- Dr. İbrahim Uğur Erkış, Antalya OSB Teknopark Genel Müdürü Dr.Aylin Tümay, Sherwood Resorts and Hotels Satış Pazarlama Müdürü Sezer Şener, Levent Kimya Bilgi Teknolojileri Müdürü- ERP Temsilcisi-Yusuf Ünal, AGT İş Uygulamaları ve Dönüşüm Müdürü Yasin Gökkaya, Öztiryakiler Fabrika Genel Müdürü ERP Komitesi Antalya Temsilcisi- Serdar Yaman, Teknoloji Uygulamaları Danışmanı-Kemal Cihat Kaymul, Kayseri Model Fabrika Genel Müdürü-Salih Yalçın, Öztiryakiler Fabrika Üretim Yönetim Müdürü ERP Komitesi Antalya Temsilcisi-Serdar Yaman, Moderatör: Antalya Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü Eğitim ve Kalite Müdürü Sehel Serin Türk, Otelcilik Sektör Yönetim Danışmanı Timuçin Diş, Prof. Dr. Akdeniz Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Sezgin Irmak, Akdeniz Bilişim Zirvesi Komite Başkanı Emrah Kozan, Antalya OSB Teknopark, KOSGEB, ERP Komitesi Türkiye temsilcileri konuşmalarını gerçekleştirirken, etkinliğe bölge sanayicileri ve ERP-bilişim temsilcileri, turizm sektörünün önde gelen alan temsilcileri ve akademisyenlerden oluşan yoğun bir davetli grubu katıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.15 15:33:21
Son Düzenlenme Tarihi :