SON DAKİKA

logo

Yeni nesil staj: Öğrenci firmaya gitmiyor, firma öğrenciye geliyor

Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü stajyer öğrencilerini firmalara staja göndermek yerine firmaları öğrencilere getiriyor. Bu yıl ilk kez başlatılan uygulamadan 75 öğrenci yararlandı.
Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü yeni bir uygulamaya imza attı. Bilgisayar Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin çeşitli firmalarda yaptıkları stajı daha verimli hale getirmek amacıyla firma temsilcileri ve öğrenciler üniversitede buluşturuluyor. Üniversitede yapılan ofis çalışmalarında öğrenciler firmanın bilgi ve tecbürelerini öğrenirken firma yetkilileri de istihdam için öğrencileri daha yakından tanımış oluyor.
Daha verimli bir staj dönemi geçirmelerini hedefledik
Konu ile ilgili açıklamada bulunan Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ümit Deniz Uluşar, “Geçmiş yıllarda öğrencilerimizin staj konusunda yaşadıkları zorlukları bildiğimiz için bu yıl firmalarımızla stajyer öğrencilerimizi daha sağlıklı bir ortamda bir araya getirerek öğrencilerimizin daha verimli bir staj dönemi geçirmelerini hedefledik. Stajyerler alanlarında en iyi firmaya da gitseler, stajyer öğrenciye ofis imkanı sağlama konusunda sıkıntılar yaşanabiliyor. Ofis problemi çözülse bile yaz döneminde genellikle iş öğrenebilecekleri yetkililer tatilde olabiliyor. Bu ve benzeri nedenler sonucunda geçmiş yıllarda pek çok öğrencimizin verimsiz bir staj dönemi geçirdiklerini bizimle paylaşması sonrası bu sistemi uygulamaya karar verdik. Yeni sistemde öğrencilerimizi staja göndermiyor onun yerine firmaları üniversiteye çağırıyoruz. Bu yıl sektörden 5 adet firma ile anlaştık. Staj dönemi eğitim planlaması yaptık. Firma yetkilileri bilgi ve tecrübelerini, iş yaparken kullandıkları araçları ve yöntemleri öğrencilerimize aktarıyor, böylece öğrencilerimiz de sektörün içinden gelen yetkililerden sektörün inceliklerini öğrenme fırsatı buluyorlar.” diye konuştu.
“Diğer üniversitelerde de yaygınlaşacağını umuyorum”
Bu sistemin bir faydasının da firmaların öğrencileri tanıyarak üniversite sonrası seçtikleri öğrencilere iş imkanı sunması olacağını belirten Prof. Dr. Uluşar, “Burada kazan kazan formülü söz konusu, hem firmalar hem de stajyer öğrencilerimiz kazanıyor. Biz firmalara ofis imkanı sağlıyoruz firmalar da öğrencilerimize bilgi ve tecrübe aktarımı yapıyorlar. Seçtikleri öğrencilere de iş imkanı sunacaklar. Öğrencilerimizden de firmalardan da şimdiden olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu yıl 75 öğrencimize bu imkanı sunabildik. Önümüzdeki yıllarda bu sistemin öncelikle üniversitemizdeki farklı bölümlerde sonra da diğer üniversitelerde yaygınlaşacağını umuyorum. Bu süreçte bizlerden desteğini esirgemeyen Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan’a ve Mühendislik Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Şükrü Özen’e teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
“Her geçen yıl yüzdelik dilimimiz artıyor”
Yeni staj sistemi uygulamasının bölümün tercih edilirliğine de etki edeceğini düşündüğünü belirten Prof. Dr. Uluşar, “Bu yıl Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği’nden (MÜDEK) 2 yıl boyunca uluslararası geçerliliği olan akreditasyon belgesi de aldık. Böylece bölümüzün verdiği eğitim bu belge ile de tescillenmiş oldu. Bu belge öğrencilerimizin yurt dışı iş imkanlarına ulaşmasını kolaylaştıracaktır. Eğitim kalitemizin en önemli göstergelerinden biri de her yıl tercih edilirliğimizin artması oluyor. Geçen yıl ilk 28 binlik dilimden öğrenci aldık. Bu yıl bunun 20 binlere düşmesini bekliyoruz” şeklinde konuştu.
Derslerde öğrendikleri teorik bilgilerin staj ortamında uygulamasını görmekten memnun olduklarını dile getiren öğrenci Serhan Baymaz, staj ortamında her şeyin kod yazmak olmadığını iletişimin ve ekip çalışmasının da işlerinin bir parçası olduğunu ve en az kod yazmak kadar önemli olduğunu belirtirken, Özlem Şençoru ve Neslihan Akkoç da Teknokent’te bir firmada staj yapmanın gelecekteki iş hayatlarında kendilerine büyük katkılar sağlayacağını düşündüklerini, kariyer hedeflerini belirlemede ve hedeflerine yaklaşmada staj deneyimlerinden çok fayda sağladıklarını belirttiler.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.02 17:01:24
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






ATSO Başkanı: Üretici üzerindeki yük artıyor

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Nisan ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonominin sağlıklı bir yapıda işlemesinin ana unsurlarından birisinin fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Başkan Çetin, ekonomik göstergelere ilişkin belirsizliği azaltacak, enflasyon beklentilerini netleştirecek güvene dayalı bir politika setinin uygulamaya konması gerektiğini dile getirdi.

    Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı (BAGEV) Başkanı Davut Çetin, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan Nisan ayı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ekonominin sağlıklı bir yapıda işlemesinin ana unsurlarından birisinin fiyat istikrarı olduğunu vurgulayan Başkan Çetin, ekonomik göstergelere ilişkin belirsizliği azaltacak, enflasyon beklentilerini netleştirecek güvene dayalı bir politika setinin uygulamaya konması gerektiğini dile getirdi.

    Başkan Çetin açıklamasında şunları kaydetti:

    “2022 Nisan ayı enflasyonu bir önceki aya göre TÜFE’de %7,25, Yİ-ÜFE’de %7,67 olarak açıklanmıştır. Yıllık enflasyon ise tüketici fiyatlarında %69,97, yurt içi üretici fiyatlarında %121,82 olmuştur.

    Ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış %13,38 ile “gıda ve alkolsüz içecekler” grubunda gerçekleşmiştir. Bunu %7,43 ile “konut”, %6,96 ile “giyim ve ayakkabı” grupları izlemiştir. Yıllık bazda ise en yüksek artışların sırasıyla %105,86 ile “ulaştırma” %89,10 ile “gıda ve alkolsüz içecekler”, %77,64 ile “ev eşyası” gruplarında gerçekleştiği görüyoruz.

Nisan ayında en yüksek artış gösteren ürün %69,30 ile kuru soğan

    7,25 puanlık Nisan ayı enflasyonun %48’i yani 3.47 puanı gıda, 1.05 puanı konut, 0.92 puanı da ulaştırma gruplarından kaynaklandığı görülmektedir. Bu grupların, orta ve düşük gelir düzeyindeki tüketicinin harcama sepetindeki ağırlıkları üst gelir grubuna göre çok daha yüksektir. Dolayısıyla enflasyon vergisinin yükü işletme ve hane halkı düzeyinde orta ve alt gelir grupları için çok daha ağır seyretmektedir.

Nisan 2022'de, endekste kapsanan 409 maddeden, 337 maddenin ortalama fiyatında artış gerçekleştiğini görüyoruz. Nisan ayında en yüksek artış gösteren ürün %69,30 ile kuru soğan olurken bu ürünü %45,27 ile kıvırcık ve %42,26 ile domates izlemiştir. Madde sepetindeki en fazla yıllık artış gösteren ürünlere baktığımızda pandemi sonrası talep artışının da etkisi ile “yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar”ın %591 ile ilk sırada yer aldığını görüyoruz. Bu kalemi %343 ile patates, %267 ile patlıcan fiyatlarındaki artışlar izlemektedir.

Üretici üzerindeki maliyet baskısı artmaya devam ediyor

    Yİ-ÜFE ise, 2022 yılı Nisan ayında bir önceki aya göre %7,67, dört aylık % 39,23 ve bir önceki yılın aynı ayına göre %121,82 olmuştur.

    Yİ-ÜFE ve TÜFE makasının, Nisan ayında da açılmaya devam ettiğini yani üretici üzerindeki yükün artırmaya devam ettiğini görüyoruz. Talepteki daralma nedeniyle birçok sektörde maliyet artışları fiyatlara yansıtılamamaktadır. Diğer taraftan enerji ve emtia maliyetlerindeki yüksek seyir, ABD Merkez Bankası’nın faiz artırma süreci ile doların tüm para birimlerine karşı güçlenmesi, Rusya Ukrayna savaşı gibi riskler girdi maliyetleri üzerindeki baskıyı devam ettirmektedir.

    Ekonominin sağlıklı bir yapıda işlemesinin ana unsurlarından birisi fiyat istikrarıdır. İş dünyası geleceğe ilişkin beklentiler ve veriler üzerine işlerini, yatırımlarını planlamakta ve bütçesini yönetmektedir. TCMB’nin 28 Ocak’ta açıkladığı yıl sonu enflasyon tahminini 3 ay sonra %23,2’den %42,8’e çıkardığı bir ortamda bu planlamayı yapmak son derece güçtür. Dolayısıyla ekonomik göstergelere ilişkin belirsizliği azaltacak, enflasyon beklentilerini netleştirecek güvene dayalı bir politika setinin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiği açıktır.

Batı Akdeniz’de lokanta ve oteller grubunda talep etkisi

    Bölgemizdeki TÜFE oranı, aylık bazda %6,76, dört aylık bazda %32,49 ve yıllık bazda %73,71 olarak gerçekleşmiştir.

    Bölgemizde ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre sırasıyla en yüksek artış %13,72 ile “gıda ve alkolsüz içecekler”, %9,24 ile “lokanta ve oteller” ve %7,42 ile “giyim ve ayakkabı” harcama gruplarında olmuştur. Turizmdeki canlanmanın ve sektördeki talep artışının “otel ve lokanta” grubunda fiyatları ülke geneline nazaran daha fazla yukarı çektiğini görüyoruz.

    Yıllık enflasyonda ise en yüksek artış  %113,92 ile “ulaştırma”,  %89,23 ile “gıda ve alkolsüz içecekler” ve  %77,13 ile “ev eşyası” gruplarında gerçekleşmiştir. Bölgemizde enflasyonun aylık bazda Türkiye ortalamasının altında, dört aylık ve yıllık bazda Türkiye ortalamasının üzerinde olduğu görülmüştür.”


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.05.05 20:30:24
Son Düzenlenme Tarihi :





CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur

Döşemealtı Belediyesi’nin toplu açılış törenine katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Döşemealtı Belediye Başkanı Turgay Genç’in konuşmalarını dinledikten sonra, “İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının bir bölümü şöyle:
“Öncelikle şunu ifade edeyim, belediye başkanımız (Turgay Genç) son derece güzel bir konuşma yaptı. Önce tarihi anlattı, sonra size verdiği sözleri anlattı ve bu sözleri nasıl gerçekleştirdiğini anlattı. Ardından Büyükşehir Belediye Başkanımız, kul hakkı yenmeyeceğini, çalışmaların bütün toplumun duyabileceği şekilde yapıldığını, ihalelerin yayınlandığını, dolayısı ile şeffaf bir yönetimin egemen olduğunu iki belediye başkanımız da açıkladı. İhtiyaç duyduğumuz, özlemle beklediğimiz yönetim tarzı budur. Sizden toplanan vergilerin, sizden toplanan kaynakların, sizin için harcanırken maliyetinin ne olduğunu, sizlerin de bilme hakkı var. Bu, demokrasimiz için son derece değerlidir ve bunun böyle olması lazım. Sadece Döşemealtı mı? Hayır. Sadece Antalya Büyükşehir mi? Hayır. Sadece diğer belediye başkanlarımız mı? Hayır. Türkiye’deki bütün belediye başkanlarımız, aynı inanç ve kararlılıkla görev yapıyorlar. Dolayısı ile bütün belediye başkanlarıma şükran borçluyum, hepinizin huzurunda belediye başkanlarımızı kutluyorum. Bir şehirde yaşamanın sorumlulukları vardır. Örneğin, caddede gezerken yerlere bir şey atmamak gibi. Örneğin kentin temizliği gibi. Örneğin, çocukların daha güzel okuma olanakları olmasının gerektiği gibi. Belediye başkanımız Turgay Genç, önemli bir başarıya daha imza atmış, onu da gördük. Siyaseten söz verilen, ama gerçekte programda dahi olmayan, oy aldıktan sonra bir bakarız şimdilik idare edelim anlayışıyla siyaset yapan bir anlayışı da, bir hastaneyi yaparak tarihe gömmüş. Evet, burası Antalya’ya bir hayli uzak. Burada tam teşekküllü bir hastane olması lazım. Sizin isteğiniz bu, sizin talebiniz bu. Talebi birileri yerine getiremiyorsa, hiç meraklanmayın, Cumhuriyet Halk Partisi var ve onların belediye başkanları var. Onlar yapacaklardır. Dolayısıyla bizim üzerinde ısrarla durduğumuz, samimiyetle durduğumuz konu, halka hizmet etmektir. Belediye başkanı arkadaşlarıma şunu söyledim, “yoksul mahallelerden başlayarak, bütün mahallelerde kreş açacaksınız. Kadın, güven içince evladını kreşe getirecek. Çocuklar oynayacaklar, müzik öğrenecekler, kendilerini geliştirecekler, sosyal gelişmeleri olacak, öğretmenlerin nezaretinde uyuyacaklar, akşam anneleri onları özgüvenle alacak ve tekrar evine götürecek. Hiç bir ayrım yapmayacaksınız belde halkı hakkında. Efendim şu mahalle bana oy vermedi oraya hizmet götürmeyeyim, anlayışı hiç olmayacak. Tam tersine herkese eşit hizmet götüreceksiniz. Bu bizim temel felsefemiz. İnşallah yakında göreceksiniz, az kaldı, bu felsefeyi bütün Türkiye’ye yayacağız. Bütün Türkiye bu felsefeden yarar görmüş olacak.” Kentte yaşamanın tabii sorumlulukları var, güzellikleri var. Doğa ve çevreyi bir araya getirmemiz lazım. Özellikle gençler, doğa konusunda son derece duyarlılar. Çevre konusunda son derece duyarlılar. Evet, temiz bir çevre istiyorlar. Yeşillik görmek istiyorlar. Beton ormanı görmek istemiyorlar. Bazı kentleri, beton ormanına döndürdüler, ağaç yok, kuş yok, neredeyse canlı yok. İnsanlar dört duvar arasına hapsedilmiş gibi. Bizim görevimiz, kenti yaşanabilir kılmak. Yeşillikleriyle, parklarıyla, geniş caddeleriyle, tiyatro salonlarıyla, eğlence merkezleriyle o kente aynı zamanda entellektüel derinliği kazandırmak. Bizim temel hedeflerimizden birisi de bu.”


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.11.18 07:57:05
Son Düzenlenme Tarihi :