SON DAKİKA

logo

Veteriner Hekimler de can güvenliği istedi!

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 56 Veteriner Hekim Odası, veteriner hekimlere yönelik artan şiddeti ve saldırıları kınayarak, kamuoyuna ve yetkililere çağrıda bulundu. Veteriner hekimlere yönelik şiddetin toplum sağlığına zarar verdiğine dikkat çeken Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, meslektaşlarının can güvenliğinin ve iş güvencesinin sağlanması gerektiğini vurguladı. Aynı zamanda veteriner hekimlerin toplum sağlığı, hayvan sağlığı ve çevre sağlığı açısından kritik bir rol oynadığını belirten açıklamada, bu şiddetin toplumun sağlık hakkına da zarar verdiği ifade edildi.

Açıklamada, veteriner hekimlerin salgınları önleme, hayvan sağlığını koruma, güvenilir gıdaya erişimi sağlama, aşı ve ilaç geliştirme gibi önemli görevleri yerine getirdiği ve toplum sağlığının korunmasında stratejik bir role sahip olduğu vurgulandı. Ancak veteriner hekimlerin bu değerli hizmetleri verirken şiddete maruz kaldığı ve mesleğin değersizleştirilmeye çalışıldığı belirtildi.

Açıklamada ayrıca, geçmişten günümüze uzanan ve artık sürdürülemez hale gelen şiddetin örnekleri verildi. Özellikle son dönemde veteriner hekimlere yönelik fiziksel saldırıların arttığına dikkat çekilerek, bu şiddetin meslektaşların işlerini bırakmalarına, ülkeyi terk etmelerine ve mesleği tercih etmeyecek duruma gelmelerine neden olduğu ifade edildi.

Veteriner hekimlere yönelik şiddetin geniş bir yelpazede gerçekleştiği belirtilerek, kamu adına gıda denetimi yapan resmi veteriner hekimlerden serbest veteriner hekimlere, hastalarını tedavi eden hekimlerden işletme veteriner hekimlerine kadar birçok kesimin hedef olduğu vurgulandı. Aynı zamanda kadın veteriner hekimlerin de cinsiyetlerinden dolayı hedef alındığına dikkat çekildi.

Açıklama metninde, veteriner hekimlerin sağlıkta şiddet yasaları ve özlük hakları konusunda eksik bırakıldığına vurgu yapıldı. Sağlık çalışanlarına tanınan haklardan veteriner hekimlerin yoksun bırakıldığı belirtilerek, meslektaşlarının güvencesizlik içinde çalıştığına dikkat çekildi.

Türk Veteriner Hekimleri Birliği Merkez Konseyi ve 56 Veteriner Hekim Odası, bu şiddetin son bulması ve veteriner hekimlerin can güvenliğinin sağlanması için yetkililere çağrıda bulunurken, veteriner hekimlerin toplum sağlığına olan katkısının önemine vurgu yaparak, meslektaşlarının haklarına sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi.

Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Murat Karabayoğlu tarafından okunan açıklamada, veteriner hekimlere yönelik artan saldırıları ve şiddeti kınandığı, meslektaşların can güvenliğinin sağlanması ve haklarının iade edilmesi gerektiği vurgulandı. Açıklama ile veteriner hekimlerin toplum sağlığına olan katkısı ve mesleklerinin önemi bir kez daha kamuoyuna duyurulmuş oldu.

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.08.21 13:33:12
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Meme kanserinde erken tanı iyileşme oranını arttırıyor

Adana Acıbadem Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Demircan, “Meme kanserinin erken yakalanması, iyileşme oranını yaklaşık yüzde 95’e çıkarıyor” dedi.
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Demircan, meme kanserinin dünya genelinde milyonlarca kadını etkileyen önemli bir sağlık sorunu olduğunu belirterek, dünyada yaklaşık her 8 kadından birinde, Türkiye’de 10 kadından birinde görülmekte olduğunu ve bu kadar yaygın görüldüğü için hastalıkla ilgili toplumda farkındalık oluşturmak için çalışmalar yürütüldüğünü söyledi. Kadınların farkında olmasının en önemli göstergesinin de erken tanıya ulaşmak olduğunu belirten Prof. Dr. Demircan, "Geçmişte meme kanseri sıklığı daha az. Yaklaşık 40 yıl önce 13-14 kadında bir, günümüzde ise her 8 kadından birisinde görülüyor. Ülkemizde meme kanserinin görülme sıklığı artarken, hastalığın daha genç yaştaki kadınlarda da görülme oranı da yükseliyor. Hal böyle olunca bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de farkındalık artırıcı çalışmalar yapılmakta. Öncelikle bu farkındalığın toplumun geniş kesimlerine yaymak gerekiyor. Bugün farkındalığın geçmiş yıllara göre artmasıyla hem daha çok kadın meme kontrolünü yaptırıyor hem de kanserin erken dönemde teşhis edilme oranı artıyor” dedi.

“Meme kanserinde en iyi görüntüleme aracı mamografi”
Meme kanserini önlemenin yolu az ama meme kanserini erken tanımanın çok fazla yöntemi olduğu vurgusunu yapan Prof. Dr. Demircan, “Meme kanserinin özellikle 40’lı yaşlardan sonra görülme sıklığı artmakta. O nedenle toplumsal taramalar bütün dünyada 40’lı yaşlarda başlıyor. Meme kanserinin teşhisinde en önemli görüntüleme yöntemi mamografidir. Bu görüntüleme yöntemi, hastalığı bize çok erken evrede gösterebiliyor” ifadelerini kullandı.

“Erken teşhis, iyileşme oranını yaklaşık yüzde 95’e çıkarıyor”
Ülkemizde genç yaşta meme kanserlerinin çok fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Demircan, şunları söyledi:
“Bu nedenle bu algoritmayı daha çok 20’li yaşlardan itibaren görüntülemede x-ray ışınlarını içermeyen, kendi sağlığına herhangi bir problem oluşturmayacak olan ultrasonografi ile yapıyoruz. Sonuç olarak 20 ve 40 yaş arasında kadınlara önce kendi kendine meme muayenesini öğretiyoruz. Her ay adet bitimini takiben kendi muayenelerini yapıyorlar. Bu gruba 2 yılda bir hekim muayenesi ve meme ultrasonografisi yapılıyor. Tarama mamografisinde problem bulunan hastalara da ultrasonografi ilave ediliyor. Dolayısıyla bu kılavuzlar takip edildiğinde meme kanserini erken yakalama ihtimali oldukça yüksek. Erken teşhis edilen meme kanserinde iyileşme oranı yüzde 95’e çıkıyor."

“Aile geçmişinde olmasa bile meme kanserine yakalanabilir”
Dünyada meme kanseri ile ilgili yayınlarda genç hastalarda görülen meme kanserlerinin kalıtsal olduğu gösterilirken, kendi deneyimlerine göre genç hastalarda hiçbir risk faktörü olmadığını söyleyen Prof. Dr. Demircan, “Hasta gençlerin birçoğu ailelerinin ilk hastaları ve genetik hiçbir taşınma belirtisi yok. Toplum genç ama bu konuda çok daha fazla araştırmaya ihtiyaç var. Bu deneyimlerimiz nedeniyle de biz özellikle genç yaştan itibaren kontrollerini yapmaya başlıyoruz. Özellikle bu gruptaki hastalarda tespit edilen meme kanserleri biraz daha saldırgan oluyor. O nedenle düzenli kontrolleri, muayeneleri ve erken tanı yöntemlerini kullanarak bu grupta da oldukça başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Kadınlarda yanlış bir algı var. Benim ailemde meme kanseri yok, o nedenle bende de olmaz diye düşünüyorlar. Oysa tüm meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 80’inde hiçbir risk faktörü yok. Bu nedenle biz kadınlara mutlaka düzenli taramalarını yaptırmalarını söylüyoruz. Meme kanserinin sadece yüzde 20’si ırsi ya da genetik yolla taşınıyor. Bu grup zaten özel bir takip altında oluyor. Bu grubu diğer gruptan biz ayırıyoruz, takiplerini daha sık ve farklı görüntüleme yöntemleriyle yapıyoruz” diye konuştu.

“Düzenli spor ve dengeli beslenme riski azaltıyor“
Özellikle meme kanserindeki risk faktörleri konusunda konuşan Prof. Dr. Demircan, “İlk faktör olarak kadın olmak, kadınların üretken dönemde olması, erken adet görmeye başlamak ve geç adetten kesilmek, çocuk sahibi olmamak, 30’lu yaşlardan itibaren çocuk sahibi olmakta riski artırır. Ayrıca obezite, şişmanlık, yağ hücreleri, östrojenin yüksek oranda salgılanması, kronik alkol alımı, ağır yağlı gıdalarla beslenmek ve stres altında kalmak gibi durumlar meme kanseri riskini artıran faktörlerdir. Ergenlik dönemlerinde düzenli yapılan sporlar ve dengeli beslenme yapanlar meme kanserine yakalanma riskleri daha az olur” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.29 09:52:58
Son Düzenlenme Tarihi :





Annelerinin plastik atıklarla beslediği yavru leyleklerin rehabilitasyonu tamamlandı

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bitkin ve hasta bulunmasının ardından rehabilitasyonu tamamlanan 3 leylek, doğaya bırakıldı. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerden yavru olanlarının anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit edildi.
Kumluca’da vatandaşlar tarafından bit..

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bitkin ve hasta bulunmasının ardından rehabilitasyonu tamamlanan 3 leylek, doğaya bırakıldı. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerden yavru olanlarının anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit edildi.
Kumluca’da vatandaşlar tarafından bitkin ve hasta bulunan 1 leylek, bakım ve tedavisinin yapılması için belediye sokak hayvanları bakım ve rehabilitasyon merkezine getirildi. Vatandaşlar Eski Cami Mahallesi’nde aydınlatma direğindeki yuvada hasta olan iki ayrı leyleğin daha olduğunu belirtti.
Leyleklerin tedavisi için hareket geçen Kumluca Belediyesi, hasta leylekleri de yuvadan aldı. Leylekler Kumluca Belediyesi tarafından koruma altına alındı. Leylekler Sarnıç Tepesi Hayvanat Bahçesi’ndeki geçici yuvasına götürüldü. Temmuz’da teslim alınan leyleklerin yaklaşık 1 ay boyunca itinayla bakımları yapıldı. Leylekler balık ve benzeri yiyeceklerle beslenip kısa sürede toparlanmaları sağlandı. Leyleklerin tedavisi plastik atık yemiş olabileceği göz önünde bulunarak tedavileri ona göre yapıldı.

"Yavru olanların anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit ettik"
Kumluca Belediyesi Veteriner Hekimi Sinan Ulusoy, “Bir zamanlar Kumluca’nın simgesi olan leylekler ilçenin logosunda bile yer almışlardı. Leylekler artık eskisi kadar ilçemize göç yapmıyorlar. Önceki yıllarda, portakal bahçeleri salma sulama sistemiyle sulanırken, sulama yapılan bahçeleri adeta işgal eden leylekler, sulama yapan bahçıvandan bile kaçmazlardı. Böcek, yılan ve değişik haşerelerle beslenen leylekler, portakal bahçelerinin damla sulama sistemiyle sulanmaya başlamasıyla, ilçeye eskisi kadar göç etmez oldular. Duyarlı vatandaşlar tarafından hasta olduğu bildirilen leyleklerimiz Kumluca Belediyemize ait Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezine getirildi. Burada ön bakımları ve tedavisi yapıldıktan sonra bakım ve beslenmesine devam edilmek üzere Kumluca Sarnıç Tepesi Hayvanat Bahçesi’ne geçici yuvalarına götürüldü. Balık ve su ürünleri ile beslenen leyleklerimizden yavru olanların anneleri tarafından plastik atıklarla beslendiklerini tespit ettik. Bu plastikleri anne leyleğimizin solucan, yılan gibi şeylere benzettiğini düşünüyoruz. Finike Doğa Koruma ve Milli Park Şefliği ile birlikte Günay Sahil Tesislerinde doğal yaşam alanlarına bıraktık” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 14:44:22
Son Düzenlenme Tarihi :