SON DAKİKA

logo

MATSO’dan, ’turizmci ihracatçı sayılsın’ talebi

Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) resmi bir yazı ile müracaat ederek konaklama tesisleri ve döviz girdisi sağlayan işletmelerin ihracatçı statüsüne alınması talebinde bulundu.
MATSO, konaklama tesisleri ve dövi..

Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne (TOBB) resmi bir yazı ile müracaat ederek konaklama tesisleri ve döviz girdisi sağlayan işletmelerin ihracatçı statüsüne alınması talebinde bulundu.
MATSO, konaklama tesisleri ve döviz girdisi sağlayan işletmelerin ihracatçı statüsüne alınması talebinde bulundu. Başkan Seydi Tahsin Güngör imzası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı ile TOBB’a gönderilen resmi yazıda turizm sektörünün döviz kazandırıcı önemli sektörlerden biri olduğu belirtilerek konaklama tesisleri ve döviz girdisi sağlayan işletmelerin ihracatçı statüsüne alınarak ihracatçıların faydalandığı desteklerden faydalanması gerektiği ifade edildi.
MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, döviz kazandırıcı sektörler bakımından en önemli sektörlerden birinin turizm sektörü olduğunu belirterek ülke olarak 2023 yılının ilk çeyreğinde turizmden yaklaşık 8,5 milyar dolar döviz girişi olduğunu söyledi.
Başkan Güngör şunları ifade etti:
"Ülkemizde hizmet ihracatı yapan firmalara bilindiği üzere önemli vergisel avantajlar ve teşvikler bulunmaktadır. Bu istisnalardan yararlanılabilmesi için yabancılara verilen turizm hizmetinin hizmet ihracatı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu ihracatın iki önemli bileşeni; hizmetin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması ve hizmetin yurt dışında faydalanılmasıdır. Ancak turizm sektöründe faaliyet gösteren tesislerin hizmeti yurt dışında vermesi mümkün değildir. Turizm sektöründe faaliyet gösteren tesislerin yapmış olduğu teslim ve hizmetlerin ihracat sayılması ve/veya sağlık turizmine yönelik vergisel avantajlar olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Turizm sektöründe yapılan satışların yurt dışında gerçekleşmemiş olması nedeniyle bu istisnalardan yararlanamaması ülkeye döviz kazandıran bu sektör için handikap oluşturmaktadır."

"Döviz girdisinin artması sağlanacak"
Turizmcinin, konaklama vergisi, turizm katkı payı ve artan maliyetlerden dolayı satış fiyatlarını artırmak zorunda kaldığını söyleyen Başkan Güngör, “Sektörün ihracatçı statüsünde değerlendirilmesi durumunda KDV ve Kurumlar Vergisi’nden alacakları teşvikler sayesinde maliyetleri düşecek ve uluslararası pazarda rekabet şansını artıracaktır. Bu sayede gelecek sezonlarda yabancı turistlerin farklı pazarlara yönelmesinin önüne geçilecek ve gelen turist sayısı ile döviz girdisinin artması sağlanacaktır. Bu nedenle turizm sektöründe faaliyet gösteren konaklama tesisleri ve döviz girdisi sağlayan işletmelerin ihracatçı statüsünde sayılarak KDV ile Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi’ndeki istisna ve indirimlerden yararlanması çok önemlidir” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.21 14:03:21
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Isparta’nın karanfilleri Avrupa’yı renklendiriyor

Isparta’nın nüfusunun yüzde 90’ının tarımla uğraştığı merkeze bağlı Deregümü köyünde hasadı yapılan karanfiller, Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Köyde bin 500 dekar alanda yaklaşık 200 milyon dal karanfil üretimi gerçekleştiriliyor.
Türkiye’de gül, lavanta, kiraz, domates gibi ürünlerle güçlü bir tarım altyapısına sahip olan Isparta’da karanfil üretimi de gerçekleştiriliyor. Isparta’da 2500 kişilik nüfusunun yüzde 90’nının tarımla uğraştığı merkeze bağlı Deregümü köyündeki seralarda üretilen karanfiller; Hollanda, İngiltere, Romanya, Bulgaristan gibi Avrupa ülkelerine ihraç ediliyor. Kentte yayla şartlarında her yıl yaklaşık 200 milyon dal karanfil üretimi gerçekleştiriliyor. Üretilen karanfillerin bir kısmı yurt dışı pazarına gönderilerek ülke ekonomisine katkı sağlanıyor.
Karanfil üreticisi Kemal Erdoğan, karanfil çiçeklerinin şubat ayında dikimini gerçekleştirdiklerini belirterek, “Çiçeklerimiz dikildikten dört ay sonra kesime başlanıyor. 100-150 dekar civarında üretim yerimiz var. Karanfillerin cinsleri şeklinde ayrılmış durumda, talebe göre yazlık ve kışlık olarak dikim yapıp elimizde her sezon karanfil bulundurmaya çalışıyoruz” dedi. Serada 15 renk karanfil yetiştiğini söyleyen Erdoğan, “Renk olarak çok çeşidimiz var ama cins olarak iki çeşit karanfil yetiştiriyoruz. Standart ve sprey dediklerimiz tek kafalı ve çok kafalı olarak yetiştirdiklerimiz var” dedi. Geçen yıl 10 cent civarında karanfil satışının gerçekleştiğini belirten üretici Erdoğan, “Bu yıl 15-16 cent civarında fiyatlar gidiyor hemen hemen. Standart dediğimiz karanfilleri Romanya, Bulgaristan ülkelerine gönderiyoruz. Spreyleri İngiltere ve Hollanda civarına gönderiyoruz daha çok bunları tercih ediyorlar” dedi.

“Üretken ve çalışkan bir köyümüz var”
Serada 3 yıldır tarım işçisi olarak çalışan emekli Ali Gülfidan, sabah erken saatlerde hasada başladıklarını vurgulayarak, “Saat beş buçuk altı gibi seralarda çalışmaya başlıyoruz. 10 buçuk gibi çiçek kesimi yapmaya başlıyoruz. Köyümüz karanfil çiçeğinde büyük bir dekar alana sahip. Domateste de aynı şekilde üretken ve çalışkan bir köyümüz var” şeklinde konuştu.

“Yayla şartlarında 200 milyon dal karanfil üretiliyor”
Köyde yaklaşık bin 500 dekar alanda seralar olduğunu söyleyen Isparta Ziraat Odası Başkanı Mustahattin Can Selçuk, “Bu seralarımızda bu yıl 200 milyon dal civarında hasat bekliyoruz. Bu köyümüz hem tarımla geçiniyor, ülke insanına istihdam hem de ülke ekonomisine katkı sağlıyorlar ve üretim yapıyorlar. Bu köyün yaklaşık 2 bin 500 civarında nüfusu var, hasat sezonunda yaklaşık sekiz dokuz ay boyunca köy nüfusu 5 bini buluyor çalışanlarımızla birlikte. Biraz önce dediğimiz gibi çalışan dediğimiz zaman insan yaşamında yemesinde, içmesinde, giyimine katkı sağlıyor. Ben tarım güzelliğini bizlere yaşattığı için tüm köyümüze teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Tek tek kesilen karanfiller özenle paketlenerek, yurt dışına gönderime hazır hale getiriliyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.19 16:23:31
Son Düzenlenme Tarihi :





Değişim programıyla gelen öğrenciler Mersin’in güzelliklerine doyamadı

Mersin Büyükşehir Belediyesinin kardeş şehir Almanya Oberhausen Belediyesi işbirliği ile gerçekleştirdiği ’Kardeş Şehirler Öğrenci Değişim Programı’ çerçevesinde Mersin’e gelen öğrenciler, kentin eşsiz güzelliklerini deneyimleme ve antik tarihi hakkında bilgi sahibi olma imkanı buldu.
Her yıl farklı coğrafyaları öğrenmek, kültürlerarası dostlukları pekiştirmek ve kalıcı hale getirmek maksadıyla düzenlenen programın bu sene ev sahipliğini yapan Mersin Büyükşehir Belediyesi, iki hafta boyunca Oberhause’ndan gelen 10 öğrenci ve iki lideri ağırladı. Program boyunca Mersin’e özgü yöresel lezzetleri deneyen öğrenciler, aynı zamanda kentin antik tarihinden kültürel mirasına varıncaya kadar şehre özgü eşsiz güzellikleri tanıma fırsatı da buldu. Gezilerinin son durağını Anadolu’nun anıt kenti Tarsus’ta noktalayan öğrenciler, önce Doğa Parkında keyifli zaman geçirdi ardından Tarsus’un önemli tarihi yerlerinden Saint Paul Anıt Müzesi, Kubat Paşa Medresesi ve Eski Çırçır Fabrikasını gezerek günü sonlandırdı.

“Projedeki en önemli amacımız, çocuklarımızın kalıcı dostluklar geliştirmelerini sağlamak”
Proje çerçevesinde Mersin kültürünü, gastronomisini, tarihini ve turistik yerlerini iki hafta boyunca yabancı öğrencilere tanıttıklarını ifade eden Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığında tercüman olarak görev yapan Ufuk Şahingöklü, “Öğrencilerle birlikte kültürel geziler yapmanın yanı sıra Mersin’de yetişen ürünlerle atölye çalışmaları da yaptık. Lavanta distilasyonu, mum yapımı ile birlikte yöresel ürünlerimizi öğrettik” dedi. Hem Türk hem Alman öğrencilerin çok güzel bir şekilde kaynaştığını kaydeden Şahingöklü, “Çocuklarımızın kalıcı dostluklar edinmelerini sağlamak istiyoruz. Amacımız da buydu. Yaptığımız anket çalışmasına göre, çocuklarımızın memnun kaldığını gördük” diye konuştu. Projenin Mersin’in popülerliğini artırmak, kültürel ve ören yerlerini tanıtmak amacıyla çok faydalı olduğunu aktaran Şahingöklü, “Gerçekten çok güzel ve dolu dolu geçirdiğimiz bir programın sonuna geldik” ifadelerini kullandı.

“14 gün boyunca kültürlerarası etkileşimin yüksek olduğu bir program geçirdik”
Programda bu sene ev sahipliğini Büyükşehir Belediyesinin yapmasını kültürel etkileşim açısından çok kıymetli bulduğunu aktaran Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığında arkeolog olarak görev yapan Başar Akça, “14 gün etkileşim açısından çok güzel bir süre. Geçen sene Almanya’ya giden çocuklarımız bu sene de Alman çocukları misafir ettiler” şeklinde konuştu. Mersin’in kültürel, gastronomik ve doğal oluşum bakımından çok zengin olduğunu aktaran Akça, “Hemen hemen her gün Mersin’i tanımlayan bir aktivitede bulunduk. Gençlerimiz bu kadim şehirde 9 bin yılı aşkın zamandır var olan tarihi ve ören yerleri keşfettiler” dedi. Mersin’in her ilçesinde doğal oluşumlardan bir tanesinin var olduğundan söz eden Akça, şöyle devam etti; “Kadim kentimiz, jeolojik bakımdan çok önemli bir şehir. Doğal ve mağara oluşumları çok fazla. Çocuklarımız kendi ülkelerinde de yakın coğrafyada benzerlikler yaşadılar. Antik yerlerin çok iyi korunduğunu ve ören yerlerimizin popülasyonun daha da artması ve marka değerinin daha da olması gerektiğini belirttiler.”
Programın son gününde öğrencilere Tarsus’un kültürel yerlerini gezdirdiklerini söyleyen Akça, “Tarsus’u Anadolu’nun anıt kenti olarak nitelendirebiliriz. Çocuklarımız Anadolu’nun anıt kentinde güzel bir tarihi geziye çıktılar. Hristiyanlık dünyası için çok önemli bir kilise olan Saint Paul Kilisesini gezdik. Buradan sonra Kubat Paşa Medresesi, Kırkkaşık Bedesteni ve Eski Çırçır Fabrikasını göstererek gezimizi noktaladık” diye konuştu.

“Programın en önemli faydası öğrencilere büyük bir vizyon katması”
Programı dolu dolu geçirdiklerini ve her gün farklı bir etkinliği deneyimlediklerini belirten Alman öğrencilerin lideri Miriam Malecki, “Özellikle ben bir yemek sever olarak yemeklerden oldukça hoşlandım. Program öğrencilere hem vizyon hem de görüş katıyor. Bizim bir deyişimiz var ‘Multi’nin arkadaşlıkları sonsuza kadar sürer’. Arkadaşlık, hoşgörü ve misafirpervelik her yerde aynı ama burada çok iyi ağırlandık. Yanı sıra Mersin çok sıcak. Yemekleri farklı ama iki kültürün de benzerlikleri de çok” ifadelerini kullandı.

Öğrenciler yeni arkadaşlıklar edinmenin tadını çıkardı
Program sayesinde yabancı dilini geliştirme imkanı bulduğunu söyleyen Türk öğrencilerden Berkay Atasoy ise “İnsanlara kendi şehrimi gösterme fırsatım oldu. Benim için çok güzel bir deneyim oldu. İnsanlara kendi kültürümü göstermenin yanında kendi kültürümü yeniden tanımama da yardımcı oldu” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.09 16:27:28
Son Düzenlenme Tarihi :