SON DAKİKA

logo

Kredi kartı çıkartmak istedi, başına gelmeyen kalmadı

Adana’da yaşayan bir kadın, 7 sene önce bir tanıdığı tarafından ‘Sana kredi kartı çıkarttıracağım’ denilerek dolandırıldı. 2 kredi kartının da kendi eline geçmeden boşaltıldığını öne süren kadın, şu anda faizleriyle birlikte yaklaşık 100 bin lira borçla karşı karşıya kaldı. Dolandırıcı olduğu öne sürülen adama ulaşılamazken, şahsın geçtiğimiz aylarda başka kişileri de dolandırdığı, onların da şahsı yakalayıp darp edip kadın iç çamaşırı giydirip fotoğraflarını internete yükledikleri ortaya çıktı.
Merkez Yüreğir ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi ev hanımı Zeynep Yıldırım (47), 7 sene önce oğlu cezaevine girince ona avukat tutmak için para arayışına girdi. Yıldırım, evde otururken eşi Mustafa’nın (50) uzaktan tanıdığı V.A. (34) eve geldi ve ‘Abla sen hiç merak etme. Benim tanıdıklarım var sana kredi kartı çıkartırım. Oğlunu da cezaevinden çıkartırız’ dedi.
Bunun üzerine kadın, ‘Ben çalışmıyorum, bir gelirim yok? Banka nasıl kart versin’ deyince, ‘Abla hallederiz biz. Mersin’deki banka şubesine gideceğiz’ yanıtını aldı.
Oğlunu cezaevinden kurtarmak için başka çare bulamayan Zeynep Yıldırım, V.A. ile birlikte Mersin’e gitti. Okuma ve yazması olmayan kadın, burada özel bir bankanın şubesinde V.A.’nın tanıdığı banka personelinin de yardımıyla iddiaya göre sadece imza attı ve kredi kartına başvuru yaptı.

Döndüler, bir kredi kartı başvurusu daha yaptılar
Adana’ya geldikten sonra V.A., ‘Zeynep abla tanıdık bir bankacı daha var. Oraya da aynı anda başvuralım. Oradan da kart alalım’ dedi. V.A.’ya inanan kadın, o bankadan da kredi kartı başvurusu yaptı. Ancak kadın, kredi kartına başvuru için akşam saatlerinde banka temsilcisi ve V.A. ile bir pastanede görüşerek imzaları atıp, başvuruyu yaptığını öne sürdü.

Kartlar eline ulaşmadan borç aramaları geldi
Aradan yaklaşık 1 ay geçmesine rağmen Zeynep Yıldırım’ın eline kredi kartları ulaşmadı ancak her 2 bankadan da aranıp ‘Borcunuz var’ denildi. Bunun üzerine V.A.’ya ulaşan kadın, ‘Abla borçlarını ben öderim senin’ cevabını aldı. Aradan yine zaman geçmesine rağmen kadının borçları ödenmedi ve o zaman bir bankaya olan 12 bin 664 lira olan borç 30 bin 601 liraya, diğer bir bankaya olan 18 bin 189 lira olan borç ise 42 bin 351 liraya yükseldi.

Senet imzalattı yine de parasını alamadı
Banka borçları nedeniyle cezaevine girmekle karşı karşıya kalan kadın bir türlü polise de gidip durumunu anlatamadı. Geçtiğimiz yıl V.A.’ya ulaşan kadın, bir yakınıyla birlikte V.A.’nın cep telefonunu aldı ve ona 20 bin liralık senet imzalattı. V.A.’nın cep telefonunu kurcalayan kadın, burada bir şok daha yaşadı ve kendisi gibi onlarca mağdur olduğunu gördü. V.A., imzaladığı senedi de ödemeyince, kadın sonunda polise giderek şikayetçi oldu.

Mağdurlar dolandırıcıyı yakalayıp, kadın iç çamaşırı giydirdi
Bu sırada diğer mağdurlarla da görüşen Zeynep Yıldırım, doktor, hemşire, avukat ve iş adamı birçok kişinin de benzer yöntemlerle dolandırıldığını öğrendi. Son olarak da geçtiğimiz aylarda mağdurlardan birkaçı V.A.’yı yakalayıp önce darp etti sonra da kadın iç çamaşırı giydirip fotoğrafını çekerek internete yükledi.

“Kredi kartı beklerken borç aramaları geldi”
Başından geçen durumu İhlas Haber Ajansı’na anlatan Zeynep Yıldırım, “Ben oğlumu cezaevinden kurtarmak için para arıyordum. Bu adamla karşılaştım ve bana kredi kartı çıkartabileceğini söyledi. Bankaya gittik ben hiçbir şey yapmadım. Okumam, yazmam dahi yok. Gerekli bütün evrakları bankacı ve V.A. halletti ben sadece imza attım çıktım. Adana’ya dönünce de akşam saatlerinde bir pastanede bankacı ile buluştuk evraklara yine imza attım. Hatta bankacı, ‘Beni hiç görmedin. Tanımıyorsun’ diye tembihledi. Ben kredi kartlarını beklerken bankalar beni borç için aramaya başladı” ifadelerini kullandı.

“Hayatımızı mahvetti”
Borçlar nedeniyle cezaevine girmek üzere olduğunu ve korktuğunu söyleyen Yıldırım, “Ben oğlumu cezaevinden kurtarmak istedim. Başıma gelmeyen kalmadı. Ben de cezaevine girmek istemiyorum, çok korkuyorum. Bu adam bir an önce yakalansın. Benim suçsuz olduğum kanıtlansın. Birçok mağdur var. Bu adamı geçenlerde yakalamışlar dövmüşler, kadın iç çamaşırı giydirmişler. Şu anda da telefonlarına ulaşamıyoruz. Adresi yok. Hayatımızı mahvetti” dedi.
Öte yandan, V.A.’ya ulaşılamadı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.21 14:45:54
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Zeminde sıvılaşma iddiaları

CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, yıllardır söz verildiği halde yapımı beklenen ve bir türlü bitirilemeyen Yeni Manavgat Devlet Hastanesi’ni verdiği yazılı soru öneresi ile TBMM gündemine taşıdı. 
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle verilen önerge sonrası yaptığı yazılı açıklamada CHP’li Coşar şu ifadeleri kullandı;
“Antalya’nın Manavgat ilçesinde bulunan mevcut Manavgat Devlet Hastanesi ilçe nüfusu dikkate alındığında yetersiz kalmaktadır. Yaz turizm sezonunda nüfusun daha da arttığı ilçede mevcut hastanenin fiziki yetersizliği, bazı branş ve servislerdeki doktor ve sağlık personeli eksikliğinden dolayı vatandaşlarımız yeterli derecede sağlık hizmetinden yararlanamamaktadır. Vatandaşlar Antalya merkez veya komşu ilçelerdeki hastanelere gitmek zorunda kalmaktadır.  
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2021 yılında yapılacağına dair söz verdiği yeni devlet hastanesi ancak geçen zamana rağmen yapılmamış, ihalesi iki yıl sonra yapılabilmiştir, bu gecikme Manavgat halkının beklentilerini giderememiştir. 
Turizm ve tarımsal üretim ile ülke ekonomisine çok büyük katkı sağlayan Manavgat, ne yazık ki kamudan istediği en temel yatırım olan sağlık yatırımını dahi alamamakta, adeta cezalandırılmaktadır.
“YENİ MANAVGAT DEVLET HASTANESİ İNŞAATINDA ZEMİN SIVILAŞMASI İDDİASI”
Manavgat halkına söz verilen 500 yataklı yeni hastane, yeni ihalede 300 yatak kapasitesine düşürüldü, kapasite azlığı ve hastanenin yapılacağı alanın seçimindeki fiziki yetersizliklere yapılan itirazlar bakanlık tarafından dikkate alınmadı. 
Mevcut alandaki hastane inşaatındaki gecikme üzerine, CHP Manavgat İlçe Başkanımız Oykun Başar'la birlikte inşaat alanında yerinde yaptığımız incelemede görülmüştür ki inşaat çalışması seçim öncesi dönemdeki hâli ile durmakta ve aylardır hiçbir faaliyet yapılmamıştır. Bu durumun sebebinin ise kamuoyundan saklanan zemin sıvılaşması olduğu iddiaları oluşturmaktadır. Bu sebeple yeni hastane yeri bakılacağı iddiaları gündemdedir. Yeni hastanenin kötü bir zemine inşasının oluşturacağı riskleri yakın zamanda Hatay’daki devlet hastanelerinin depremde yıkılması ile yaşadık. 
Olası doğal afetlerde hastane binasının hasar görmesi telafisi mümkün olmayan acılara yol açar. Sağlık Bakanı Koca ve bakanlık bürokrasisi bu iddialara yanıt vermelidir. Bu iddialar doğru ise halkın sağlığı kadar halkın can güvenliği de tehlike altındadır. Mevcut hastane yerinin seçiminde bir başka etkeninde rant olduğu iddia edilmektedir, fiziken yetersiz bu arsada ısrar edilmesinin bir başka sebebinin de hastane inşaatının çevresindeki komşu arsaların AKP’ye yakın kişilere ait olduğu iddia edilmektedir, bakanlık sağlıkta dönüşümü, rantsal dönüşüme çevirmekten vazgeçmelidir.”
CHP’li Coşar verdiği soru önergesinde ayrıca şu sorulara yer verdi;
Manavgat Devlet Hastanesi’nin yetersizliği nedeniyle söz verilen ancak temeli dahi seçim döneminde atılan yeni hastane ne zaman tamamlanacaktır? 2021 yılında söz verilen ancak inşaatına o dönem başlanılmayan yeni hastanenin olası planlamaya göre 2025 yılında hizmeti girmesi beklenmektedir, bu gecikmenin sebebi nedir?
Artan döviz kuru, artan maliyetler ve yüksek enflasyon nedeniyle inşaat firmalarından dolayı Yeni Manavgat Devlet Hastanesinin inşaatının geciktiği iddiası doğru mudur?
Manavgat’a yapılacak yeni hastanenin daha önce söz verilen 500 yataktan, 300 yatak kapasitesine düşürülme sebebi nedir? Hastane için tercih edilen arazinin küçük olmasının bu değişiklikte etkisi var mıdır? Var ise yeni arazilerde 500 yatak kapasiteli bir hastane neden planlanmamıştır?
Manavgat’ın mevcut nüfusu ve turizm dönemindeki artan nüfusu dikkate alındığında yeni yapılacak hastanenin 300 yatak kapasitesi yeterli olacak mıdır?
Mevcut hastanedeki eksik branşlar yeni hastanede giderilecek midir?

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.30 14:01:54
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Bahar’dan scooterlar için SAATLİ BOMBA benzetmesi

Scooter kazasında hayatını kaybeden Ada Kayahan’ın ATSO ailesinin bir ferdi olduğunu belirten ATSO Başkanı Ali Bahar, elektrik scooterların neden olduğu acıların son bulması için, konunun taraflarını ve sorumlularını aynı masada buluşmaya davet etti.

Giderek artan elektrikli scooter kazaları, bu kez Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nı (ATSO) yasa boğdu. ATSO’da uzun yıllardır görev yapan Sevim Kayahan’ın kızı Ada Kayahan ile okuldan arkadaşı Mahmut Yağız Balcı, kiraladıkları elektrikli scootera bir otomobilin çarpması sonucu, hayatını kaybetti.
GENÇ YAŞTA HAYATA 
VEDA ETTİLER
Üniversite sınavına hazırlanan iki lise öğrencisini hayattan koparan kaza, Antalya’nın Muratpaşa İlçesi Portakal Çiçeği Bulvarı üzerinde meydana gelmişti. Dershane çıkışı evlerine Mahmut Yağız Balcı’nın kullandığı elektrikli scooter ile giden gençlere, yolun karşısına geçtikleri sırada C.G. kontrolündeki 07 BBS 63 plakalı otomobil çarpmış, yapılan tüm müdahalelere rağmen, iki genç de kurtarılamamıştı.
FACİA YANI 
BAŞIMIZDA
Tarifsiz bir acı yaşadıklarını belirten ATSO Başkanı Ali Bahar, gençlere Allah’tan rahmet, acılı ailelerine ve arkadaşlarına da başsağlığı diledi. Olayı ‘konunun yakın takipçisi olacağız’ gibi klişe bir yaklaşımla ele almayacaklarını belirten ATSO Başkanı Bahar, paylaşımlı elektrikli scooterların neden olduğu sorunların ve acıların önlenmesi için, teyakkuz durumuna geçtiklerini aktardı. Ada ve Mahmut Yağız’ın hayatını kaybetmesinde E-scooterler ile ilgili yetersiz düzenlemenin en önemli etken olduğuna işaret eden Bahar, “Yürürlükteki düzenlemeyi incelediğinizde, Ada ve Mahmut gibi onlarca acının neden ve nasıl yaşandığını daha iyi anlıyorsunuz. E-scooterları bisiklet gibi değerlendirmek yapılan ilk ve en büyük hatadır. Bu değerlendirmeden yola çıkarak kask, dizlik, gözlük gibi koruyucu tertibat kullanma zorunluluğu getirilmemesi, ölümcül bir başka hata olarak karşımızda durmaktadır. Her canı isteyenin, neredeyse hiçbir yeterlilik aranmadan bu araçları kullanabilmesi, olası her facia ile aramızdaki mesafenin ‘ramak kala’ kadar kısa olduğunun göstergesidir” dedi.
HER BİRİ 
SAATLİ BOMBA
ATSO’nun yeni yönetiminin ele alacağı ilk konunun bu olduğuna, başta kamu kurum ve kuruluşları olmak üzere, paylaşımlı elektrikli scooter işletmecisi şirketler ile çözüm yollarının tespiti ve uygulamaya geçirilmesi ile ilgili gerekli girişimlerde bulunacaklarını aktaran Başkan Bahar, “E-scooterlar, çevreci özellikleri ve ergonomik yapılarıyla trafik sorununun çözümü için ideal bir alternatif olarak görülse de mevcut düzenleme ve kullanım şekilleriyle, her biri bir saatli bombayı andırmaktadır. O bombalardan biri Portakal Çiçeği Bulvarı’nda patladı ve canımızdan can kopardı. Bir yenisinin az sonra patlamayacağı ile ilgili hiçbir garanti söz konusu değil. Konunun taraflarını ve sorumlularını ivedilikle aynı masa etrafında buluşmaya davet ediyoruz. ATSO’nun, bu ortak aklın çatısı ya da paydaşlarından biri olması için tüm imkanlarımızı seferber etmeye hazırız. E-scooterların bir ulaşım aracı olmaktan çıkıp, kişilerin can ve mal güvenliğini tehdit eden kalıcı bir unsura dönüşmemesi için, acilen bir eylem planının hazırlanması gerektiğinin altını kalın kalemle çiziyoruz. Ada ve Mahmut’un huzur içinde uyumasını istiyorsak, ailelerinin ve arkadaşlarının acılarının bir nebze azalmasını istiyorsak, konunun tüm taraflarına gereğinin ivedilikle yapılması çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.10.27 10:14:38
Son Düzenlenme Tarihi :