SON DAKİKA

logo

Akreplere kendini sokturdu, ‘Hayvan sevgisi’ dedi

Antalya’nın Serik ilçesinde ormanda kesim işiyle uğraşan adam dağlarda bulduğu akreplere kendini sokturup, kendini tedavi ettiğini iddia etti. Nasıl tedavi ettiğini sır olduğunu ileri süren adam, “Bunun sırrını vermem ama hayvan sevgim çok fazladır” dedi.
Serik ilçesine bağlı Gebiz Mahallesi Y..

Antalya’nın Serik ilçesinde ormanda kesim işiyle uğraşan adam dağlarda bulduğu akreplere kendini sokturup, kendini tedavi ettiğini iddia etti. Nasıl tedavi ettiğini sır olduğunu ileri süren adam, “Bunun sırrını vermem ama hayvan sevgim çok fazladır” dedi.
Serik ilçesine bağlı Gebiz Mahallesi Yumaklar Mevkiinde yaşayan orman kesimiyle uğraşan Cemil Özcan’ın yaptığını görenlerin ağzı açık kaldı. Zehirli olduğu ileri sürülen akrepleri üzerinde taşıyan Özcan, bununla da yetinmeyip iki akrebi ağzına alıp kendini sokturdu.

“Vahşi bir insansın diyorlar”
Doğadaki yırtıcı ve zehirli hayvanlarla anlaşabildiğini ileri süren Cemil Özcan, "Yırtıcı ve zehirli hayvanlar, bazı insanlardan daha iyi. Hayvanlarla her türlü anlaşıyorum. Hayvanlarla konuşmanın sevmenin ilmi vardır. İlmini bilmedikten sonra ancak öldürmeyi bilirsin. Mesela yılan geliyor. ‘Git’ dersin, gitmezse ‘gel bakalım’ diyorum. Bununda bir sistemi var. Yılanın dört zehirli dişi vardır. Bunları sök bu şekilde doğada dolaşır zarar veremez. Mesela beni iki defa akrep soktu fakat tedavisini kendim yaptım. Bunu ilmi de bende sır. İsterseniz 10 tane akrebi getirin. Hepsi de soksun tedavisini yapıp işime devam ederim. Her şeyin bir sırrı vardır. Amerika nasıl kolanın sırrını vermiyorsa ben de bunun sırrını vermiyorum. Hayvan sevgim çok fazladır. Ben her gün ormanda çalışan biriyim. Sarı, siyah akrep fark etmez en az 10 akrebi bulur çıkartırım. Ben kendimi soktururum kendimi tedavi ederim. İsterseniz profesörleri getirin. Onlar açıklasın bunun sırrını. Kendimi akrebe sokturduğumu görenler kaçıyor. ‘Vahşi bir insansın’ diyorlar. Hayvanlara alışmayan bir insan tabi ki de uzak durabilir” dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.24 10:56:03
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Mersin’de yağmur ve fırtına etkili oldu

Mersin’in Tarsus ilçesinde sağanak ve fırtına etkili oldu. Kapalı bir okulun çatısı yola uçtu.
Kentte saat 14.30 sularında başlayan sağanak nedeniyle bazı noktalarda su birikintileri oluştu.
Ayrıca Kemalpaşa Mahallesi Mimar Sinan Caddesinde bulunan eski bir okulun çatısı fırtınadan uçtu. Çatının düştüğü sırada caddede kimsenin olmaması facianın önüne geçti. Bazı ağaçların yola devrildiği fırtınada, elektrik kesintileri yaşandı. Kırsal kesimde seraların büyük zarar gördüğü tespit edildi.
Yola devrilen ağaçlar Tarsus Belediyesi ekiplerince kaldırıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.11 17:35:02
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Bahar’dan “İhracatta kur sevdası” eleştirisi

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Bahar, ülkemizde tehlikeli bir kur sevdası olduğuna dikkat çekerken, “Kurun yükselmesi ile ihracatın artması ilk bakışta akla uygun gibi görünse de bu son derece yanlış ve kısa vadeli bir bakış açısıdır. Zira Türkiye ihracattan kazandığı her 100 doların en az 65 dolarını, bu ihraç malını üretmek için ithalata vermek zorundadır.” dedi.
Başkan Bahar, meclis toplantısında yüksek kur politikası eleştirirken şunları söyledi: “Antalya'mızın 3 milyar dolara yakın mal ihracatı bulunmakta. 13 milyonu havayoluyla olmak üzere 15 milyona yakın yabancı ziyaretçimiz var. Yani hizmet ihracatında da çok güçlüyüz. 
Türkiye genelinde ihracatçılarımızda gördüğümüz çok yanlış ve tehlikeli bir kur bilinci var. Ben buna kur sevdası diyorum. Peki nedir bu?
2021'de ihracat artacak diye döviz kurunun bilinçli olarak yükseltildiği bir süreç yaşadık. O günlerdeki “rekabetçi kur” sloganını hepimiz hatırlıyoruz. 
Ne olacaktı? 
Kur yükselecek, Türk malları Dolar ve Euro bazında ucuzlayacak böylece ihracat artacaktı. Buna karşılık kur yüksek olduğu için yabancı mallar pahalılaşacak, ithalat azalacaktı. Böylece daha fazla ihracat, daha az ithalat yoluyla cari denge iyileşecekti. 
Dolar iki ay içinde 9 liradan 18 liraya yükseldi. Ama artan ihracat değil, ithalat oldu. Kur geçişkenliği dediğimiz olgu ile enflasyon patladı. Maliyetler sıçradığı için hepimiz bunu ister istemez kendi fiyatlarımıza yansıtmak zoruna kaldık. 
Kurun yükselmesi ile ihracatın artması ilk bakışta akla uygun gibi görünse de bu son derece yanlış ve kısa vadeli bir bakış açısıdır. Zira Türkiye ihracattan kazandığı her 100 doların en az 65 dolarını, bu ihraç malını üretmek için ithalata vermek zorundadır. 
Bunları neden dikkatinize sunuyorum? Çünkü bizim bu anlayıştan uzaklaşmamız gerekiyor. Eğerbu yaklaşım doğru olsaydı, bütün ülkeler kendi paralarının değerini düşürmeye çalışırlardı. Bugün önde gelen ekonomilere bakıyoruz. Var mı öyle bir örnek?
Olmadığını görüyoruz.
Bizim asıl ihtiyacımız olan katma değeri yüksek ihracat yapmaktır, yüksek teknolojili ürün satmaktır. Türkiye ihracatında yüksek teknolojili ürünlerin payı yıllardan beri yüzde 3 civarında seyrediyor. Biz neden burada takıldık, kaldık diye düşünmemiz gerekiyor. Ar-Ge'ye, inovasyona odaklanmamız gerekiyor. Teknolojiyi her alanda daha fazla kullanmamız gerekiyor. 800 yıl önce Mevlana “Dün dünde kaldı cancağazım, bugün yeni şeyler söylemek lazım” demiş. Biz hala aynı şeyleri söylüyor, aynı şeyleri yapıyoruz. Aynı şeyleri yapıp, farklı bir sonuç bekleyebilir miyiz? 
Hayır!
Artık yeni şeyler söylemeli ve yeni şeyler yapmalıyız.”

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.08.22 20:46:48
Son Düzenlenme Tarihi :