SON DAKİKA

logo

Hasta eşine bakmak için ameliyat olmayı reddeden yaşlı adamdan fedakarlık örneği

ANTALYA (İHA) – Antalya’da 79 yaşındaki felçli eşiyle birlikte yaşayan yaşlı adam, yatağa bağımlı haldeki eşine bakmaya devam edebilmek için bypass ameliyatı olmayı reddederek büyük bir fedakarlık gösterdi. Artan şikayetleri onu zorlayınca da Koroner İşlem ve CTO yöntemleriyle sağlığına kavuşarak ..

ANTALYA (İHA) – Antalya’da 79 yaşındaki felçli eşiyle birlikte yaşayan yaşlı adam, yatağa bağımlı haldeki eşine bakmaya devam edebilmek için bypass ameliyatı olmayı reddederek büyük bir fedakarlık gösterdi. Artan şikayetleri onu zorlayınca da Koroner İşlem ve CTO yöntemleriyle sağlığına kavuşarak 1 günde taburcu oldu.
76 yaşındaki Çelebi Murat, 79 yaşındaki eşinin boyun damarlarında tıkanıklık yaşaması şikâyetiyle gittikleri iki kamu hastanesinde de çözüm bulamadı. Murat, süreç sonunda felç kalarak yatağa bağımlı hale gelen eşine baktığı sırada göğsündeki sıkışmalar nedeniyle hastaneye başvurdu. Dört çocuğu olmasına rağmen yalnız kalan Murat, kendisine önerilen ameliyatı iyileşme sürecinde eşine bakamayacağı için reddederek fedakârlık örneği sergiledi. Daha sonra artan şikâyetleri nedeniyle Memorial Antalya Hastanesine başvuran Murat, Bypass ameliyatına gerek kalmadan Kompleks Koroner İşlem ve CTO yöntemleriyle tedavi edildi ve 1 günde taburcu edilerek bakıma muhtaç olan eşine kavuşturuldu.

“Bunun düzeleceğini düşünmüyordum”
Çelebi Murat, eşiyle birlikte başlarından geçen süreci zorlu aktardı. Murat, “eşim rahatsızdı ve bir hastaneye gittik anjiyo yapıldı ama damar açılamadı. Sonra başka bir hastaneye götürdük ve damarı açabileceklerini söylediler, biz de kabul ettik ve bir miktar para da verdik ancak operasyon başarısız oldu. Eşim şu anda yatağa bağımlı durumda ve genel ihtiyaçlarını karşılayamıyor. Aynı şekilde benim de Bypass olmam gerekiyordu. İki tane damarım tıkalıydı ancak ben göğsümün açılmasından pek taraf değildim çünkü yaşım itibariyle bunun düzeleceğini düşünmüyordum. Daha sonra buraya geldim. Bypass olmadan damarları açabileceklerini söylediler ve yaptılar. Burada sadece bir gece kaldım ve bir gece sonunda beni taburcu ettiler. Bana gayet güzel de bakım yaptılar, şu anda Bypass olmadan bu durumdan kurtulduğum için çok mutluyum, bir sıkıntım yok şu an” dedi.

“Önce eşim ameliyat olsun istedim”
Eşine bakmak için ameliyat olmayı reddederek fedakârlık örneği gösteren Murat, “eşim ameliyat olsun, ben ona bakabilirim düşüncesindeydim. Bizim dört tane çocuğumuz var ama onlar da başımızda değil. Herkes kendi hayatını kurdu ve bizi yalnız bıraktılar. Bu düşünceyle önce eşim ameliyat olsun ben ona bakarım o düzelince ben ameliyat olurum şeklinde düşündüm. Önce onu ameliyat ettirdik, sonrasında ise ben oldum. Ameliyat sonrasındaki iyileşme sürecinden dolayı önceliğini eşine verdiğini Murat, “Bypass ameliyatı olsaydım ben de eşim de bakıma muhtaç olacaktık ve bize kim bakacaktı? Belki ikimiz de ölecektik. Şu an bir sıkıntım yok” ifadelerini kullandı.

Tıkalı damarları açılarak 1 günde eşine kavuşturuldu
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Davran Çiçek, “Hasta bize başvurdu. Anjiyo verilerini izledik. İzledikten sonra cerrahi kararlarının doğru olduğunu kendisine söyledik. Fakat kendisi bu süreçte ameliyat olmayacağını, olması durumunda eşiyle kimsenin ilgilenemeyeceğini söyledi. Biz de bu durumu diğer kalp damar cerrahisinde bulunan konseyle bir toplantı yaparak görüştük. Açabilecek damarlarımızı belirledik, hastamıza zarar vermeden neler yapabiliriz bunları belirledik. Bunları belirledikten sonra kalp damarlarına girdik. Damarlarını başarıyla açtık” ifadelerini kullandı. Uygulanan tedaviye ilişkin de bilgiler veren Çiçek, sözlerini “Teknik olarak anlatacak olursak hastamıza verilen kararlar doğruydu. Damar tıkanıklığı oldukça kompleks yerlerdeydi. Bizim bir Furkasyon dediğimiz çatal noktalardaydı. Bir tane damarı daha önce tıkanmıştı. Kronik Total Oklüzyon dediğimiz bir damarı mevcuttu. Bir damarı da akut bir darlığımız mevcuttu. Her üç damar da zor müdahalelerdi. O yüzden kademeli bir işlem düşündük. Fakat işlem sırasında işler istediğimiz gibi gittiği için tıkanık damarını sağlıklı bir şekilde açtık. Bu tarz yüksek riskli işlemler ve cerrahi kararlar verilen hastalarımızda da belirli bazı yöntemlerle ve gelişen teknolojilerle bu damarlar açılabilir. Biz hastanemizde bunları sıklıkla uyguluyoruz. Hastamıza da bu yöntemleri uygulayarak başarılı bir işlem gerçekleştirdik. Bundan sonra hastamıza ilaç tedavisiyle takibe devam edeceğiz, hastamız şu anda oldukça iyi, kalbinde herhangi bir sıkıntısı yok ve eşine de bakmaya devam ediyor. Allah eşine de kendisine de uzun ömürler versin” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.24 10:56:45
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Akdeniz Üniversitesi genetik alanında da öncü merkez olacak

Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde yenilenen haliyle hizmet vermeye başlayan Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezinde Türkiye’de ilk kez genetik ve patoloji sonuçları bir arada çıkıyor. Rektör Özkan, bu hizmet sayesinde genetik altyapısı olduğu bilinen birçok hastalığın teşhisinde büyük kolaylık sağlanırken kanser tedavi başarısında da önemli bir artış olacağını söyledi.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezine kurulan genetik analiz cihazı ile genetik temelli hastalıkların tanısının konulması, doğru tedavinin belirlenmesi için gerekli olan genetik araştırmaların ve analizlerin yapılması sağlanıyor. Türkiye’de ilk kez genetik ve patoloji sonuçlarının bir arada çıkmasını sağlayan Merkez SMA başta olmak üzere genetik temelli hastalıklar ile kanser, kardiyoloji ve organ nakli alanlarında hastalık teşhis ve tedavi süreçlerinde önemli bir rol oynayacak. Merkez ayrıca giriş işlemlerinden son ana kadar evrak kullanmayarak çevreci bir misyon da üstlenecek.
ANTALYA İÇİN BÜYÜK KAZANIM
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Türkiye’de ilk kez kullanıma başlayan genetik analiz cihazları ile yenilenen Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezini ziyaret etti. Rektör Özkan’a, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yıldıray Çete, Başhekim Yardımcıları Prof. Dr. Özge Turhan, Prof. Dr. Aslı Bostancı Toptaş, Doç. Dr. Veli Vural, Dr. Öğr. Üyesi Ali Ünal, Merkez Sorumlusu Prof. Dr. Özden Altıok Clark, Merkezde görevli öğretim üyelerinden Dr. Öğr. Üyesi Aslı Toylu ve Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Gökhan Ertosun eşlik etti. Türkiye’de ilk defa bir tanı merkezine bu denli büyük bir genetik analiz cihazını kurdurabilmenin haklı gururunu yaşadıklarını vurgulayan Rektör Özkan, “Merkezde Türkiye’de ilk kez genetik ve patoloji sonuçları bir arada çıkıyor. Ayrıca Türkiye’nin en büyük genetik analiz kataloğuna da sahibiz. Bu da genetik temelli hastalıkların tanısının konulması, doğru tedavinin belirlenmesi için gerekli olan genetik araştırmaların ve analizlerin yapılmasını sağlıyor.” ifadelerini kullandı.
TÜM BÖLGEYE HİZMET VERECEK
Merkezin tüm bölgeye hizmet vereceğini açıklayan Prof. Dr. Özkan, “Bu tahliller sadece İstanbul’da yapılırken artık Anadolu’da Akdeniz Üniversitesinde yapılıyor olması buranın bir merkez olması tecrübeyi ilerletmek anlamında, araştırmayı geliştirmek anlamında çok kıymetli. Biz burada hem tanı koyacağız, hem tedavi yapacağız hem de yeni gelişmelere rehberlik yapacağız. Araştırma çalışmalarına ciddi katkısı olacak. Çünkü biz aynı zamanda Avrupa’nın en büyük organ nakli merkeziyiz. Bunun da artık araştırma çalışmalarına yansıması gerekiyor. Sadece klinikte kalmaması gerekiyor. Buradaki en önemli adım da laboratuvar kısmı.  Çok güzel bir laboratuvarımız var artık. Bu hafta firmalarla görüştük hakikaten çok güzel işler yapıyor Akdeniz Üniversitesi. Daha da güzel işler yapıp marka haline geleceğiz bu konuda da inşallah.” ifadelerini kullandı. 
KANSERLE MÜCADELEDE ÇOK ÖNEMLİ
Genetik Merkezinde sunulan imkanların pek çok alana katkı sağlayacağını belirten Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, bunlardan bir tanesinin de kanser olduğunu söyleyerek kanser haftasına dikkat çekti. Özellikle kanser hastaları için halk arasında akıllı ilaç olarak bilinen tedavi yönteminin doğru uygulanması için yapılan testlerin çok önemli olduğunu vurgulayan Rektör Özkan, “Onkolojinin alt tiplerinin belirlenmesi ve de tedavi planlanması için oluşturulan algoritma kılavuzlarının günümüzde daha çok genetik temelli olduğunu görüyoruz. Bu da tedaviye yansıyor. Ayrıca ailesinden kanser geçmişi olanlar Tıbbi Genetik Polikliniğine gelerek hekimlerin uygun görmesi durumunda, ailesel bir kanser geçişliliği olup olmadığını merkezimizde öğrenebilir. Böyle bir durumda Tıbbi Genetik hekimi tarafından verilecek genetik danışma doğrultusunda, kontrollerin sıklaştırılması ve de erken tanının şansını arttırılmasına neden olabilmektedir. Ayrıca kişi koruyucu uygulamalara da yönelebiliyor.”şeklinde konuştu. 
SMA RİSKİ ANALİZ EDİLİYOR
Yine son dönemin önemli bir gündem maddesi olan SMA ile mücadele konusunda da merkezin önemli bir rolü olacağını ifade eden Rektör Özkan, Merkezde yapılacak testler sayesinde ailelerin bebek sahibi olmadan SMA taşıyıcısı olup olmadığının belirlenebildiğini belirtti. Başka merkezlerde şüpheli çıkan durumlarda, ileri genetik analizler yapılarak SMA hastalığına neden olan genetik değişimler hakkında net sonuçları da verebildiklerini söyleyen Rektör Özkan, böyle bir durumda tıbbi genetik uzmanlarıyla doğru bir planlama yapılarak sağlıklı çocuk sahibi olmalarına imkân tanındığını kaydetti. 
ORGAN NAKLİNDE DE KULLANILIYOR
Merkezde nefrolojik ve immünoljik alanlarında da hastalığın temelini oluşturan genetik mutasyonların araştırılabilir hale geldiğini belirten Rektör Özkan “Böylelikle organ nakli konusunda dünyada bir marka olan üniversitemizi bir basamak daha ileriye taşımıştır. Merkezimizde yapılan genetik testler doğrultusunda organ nakli bekleyen hastaların hastalık teşhisi daha kesin ve doğru bir yöntem ile konulabilinir duruma geldi. İlaçların genel olarak hastalara uygun olup olmadığı organ naklinin kimden alınması daha uygun, rejeksiyon dediğimiz reddedilmesi kimde daha az, bu açıdan da daha kaliteli hale getirecek yaptığımız ameliyatları. Bu da organ nakilleri prosedürü konusunda çizeceğimiz yol haritasını belirlemede merkezimize oldukça önemli bir avantaj sağlamaktadır.” dedi. 
OLASI RİSKLERİN ÖNÜNE GEÇİLDİ
Bir hasta ile yaşadıkları olaydan bir örnek veren Rektör Özkan, “Genetik temelli olabileceği düşünülen ve de böbrek nakline ihtiyaç duyan bir çocuk hastamızın Genetik Değerlendirme Merkezimizde yaptığımız testler sonrasında kesin teşhisini koyabildik. Böbrek nakli hazırlığı aşamasında hangi ebeveynin verici olacağı araştırılırken çocuğun hastalığının genetik temelli olduğunu unutmamamız gerekiyordu. Hastalık genetik temelli olduğu için, çocuğu bu gen anne ya da babadan geçmiş olmalıydı. Bu nedenle anne ve babaya test yapıldı. Sağlıklı genleri taşıyan ebeveynden böbrek alınarak nakil gerçekleşti. Böylece evladımızda ileri süreçte tekrar bir sorun yaşanmasının önüne geçildi. Genetik hastalığa yatkın olan ebeveyn de verici olarak ekstra riske girmemiş oldu.” dedi. Rektör Özkan çocuk nefrolojisi ve organ nakli biriminde genetik temelli hastalıklar için bu uygulamayı rutine bağlamaya başladıklarını da sözlerine ekledi. 
SMA KONUSUNDA ÖNCÜ LABORATUVAR 
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi Sorumlusu Prof. Dr. Özden Altıok Clark, “Yeni nesil dizilim bütün dünyada çok rağbet gören ve uygulanan bir yöntem. Biz de artık bunu uygulamaya başladık nadir hastalıkların tanısını koymak için. Pek çok yeni testle hizmet vermeye başladık. Bunların için de tabi kanser var. Kanser hastalarına da yardımcı olmaya çalışıyoruz. Gerçekten Rektör hocamızın desteği ile çok sofistike bir laboratuvar haline geldik, deneyimli hocalarımız, teknik ekibimizle. Ayrıca SMA ile ilgili de burası öncü laboratuvarlarından biridir. Biliyorsunuz devlet yeni bir düzenleme yaptı aile hekimliklerinde SMA taraması yapılıyor ama SMA’nın doğrulanması ya da taşıyıcı bireylere yardım etme kısmında hem genetik danışma hem de testin doğrulanması aşamasında biz son durağız.”  dedi.  -HABER MERKEZİ


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.07 12:36:58
Son Düzenlenme Tarihi :





2’nci Uluslararası Food Fast Antalya Gastronomi Festivali yoğun ilgi gördü

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yerel gıdaya sahip çıkmak, Antalya mutfağını ve bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini öne çıkarmak amacıyla ikincisini düzenlediği Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali bu yıl da yoğun ilgi gördü.
3 gün boyunca devam eden; sergiler, ürün tanıtımla..

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yerel gıdaya sahip çıkmak, Antalya mutfağını ve bölgenin coğrafi işaretli ürünlerini öne çıkarmak amacıyla ikincisini düzenlediği Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali bu yıl da yoğun ilgi gördü.
3 gün boyunca devam eden; sergiler, ürün tanıtımları, workshoplar, paneller, söyleşiler, yarışmalar ile konserler, yerli ve yabancı pek çok kişi tarafından takip edildi. “Antalya’dan Dünya’ya’’ mottosuyla düzenlenen festival, Türkiye ve dünyadan birbirinden ünlü Michelin yıldızlı şefleri, gurmeleri, gastronomi ve turizm yazarlarını, sektörün farklı alanlarındaki profesyonellerini Antalya’da buluşturdu. Düzenlenen panel ve söyleşiler çerçevesinde bilgi birikimleri ve deneyimlerini paylaşan profesyoneller, gastronomi turizminin gelişmesi yolunda atılabilecek adımlar hususunda da fikir alışverişinde bulundu.

Festival finaline Mehmet Yalçınkaya damgası
“MasterChef Türkiye” programının sevilen ismi Şef Mehmet Yalçınkaya da Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nin final gününde katılımcılarla buluştu. Sözen Grup CEO’su Gökmen Sözen moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Mehmet Şef, Antalya yemeklerinin şef restoran menülerinde yaygınlaştırılması için yapılması gereken girişimler ve tanıtımlar üzerine fikirlerini katılımcılarla paylaştı. Yerel yemeklerin şefler tarafından ikinci plana atıldığına vurgu yapan Yalçınkaya, bu alanda eğitimler düzenlenmesi ve kültürümüze ait yemeklerin hak ettiği yere taşınması konusuna önemle vurgu yaptı.

Nursel Ergin Sundu kadın kooperatifleri yarıştı
“Gelinim Mutfakta” isimli yarışma programının sunucusu Nursel Ergin, 2’nci Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali’nde dikkat çeken isimler arasındaydı. Festivalin final gününde kadın kooperatifleri arasında gerçekleşen yarışmaya sunuculuk yapan Nursel Ergin, yüksek enerjisi ile dikkat çekti. Bölgenin coğrafi işaretli yemeklerinden Hibeş ve Piyaz yapan kadın kooperatiflerinin temsilcileri kıyasıya yarıştı. Yarışmanın sonunda Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in de aralarında bulunduğu juri üyeleri yapılan yemekleri oyladı. Heyecan dolu anlara sahne olan etkinlikte birinci olan Anka Kadın Girişim Üretim ve İşletme Kooperatifi’ne çeyrek altın hediye edildi.

Antalya’yı lezzet tutkunlarının uğrak yeri konumuna getirdi
2’nci Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali finalinde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek “Antalya’mız turizm anlamında son derece popüler bir şehir. Yabancı turist ziyaretinde Dünya’da 10’uncu Avrupa’da 1’inci sıradayız. Ancak biz yerelden kalkınma projeleriyle şehrimizi daha ileriye taşıma yolunda üreticimizi destekliyor, gastronomi alanındaki çalışmalarımızla da kentimizi lezzet tutkunlarının uğrak yeri haline getirmeyi hedefliyoruz. Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali de bu anlamda bize ciddi faydalar sağladı. Emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
Binlerce katılımcıyı ağırlayan 2’nci Uluslararası Food Fest Antalya Gastronomi Festivali, düzenlenen DJ performans ve Türkiye A Milli Kadın Voleybol Takımı’nın final maçı gösterimiyle son buldu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 11:35:47
Son Düzenlenme Tarihi :