SON DAKİKA

logo

ALKÜ 60+ Tazelenme Üniversitesi yeni bireylerini bekliyor

Yaşlanan bireylere tekrar eğitim hakkı vererek onların toplumda var olmasını sürdürmek için Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) 60+ Tazelenme Üniversitesinde 21 Ağustos’ta başlayan kayıtlar 4 Eylül’e kadar devam edecek.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) bilimsel ve akade..

Yaşlanan bireylere tekrar eğitim hakkı vererek onların toplumda var olmasını sürdürmek için Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) 60+ Tazelenme Üniversitesinde 21 Ağustos’ta başlayan kayıtlar 4 Eylül’e kadar devam edecek.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesinde (ALKÜ) bilimsel ve akademik çalışmalar tüm hızıyla sürerken diğer yandan da sosyal ve kültürel projeler devam ediyor. Yaş almış bireylere tazelenme için yeni bir fırsat vermek adına ALKÜ ile Engelli ve Yaşlı Hizmetler Genel Müdürlüğü arasında 2021 yılında imzalanan "60+ Tazelenme Üniversitesi Projesi" için yeni dönem kayıtları başladı. 2022-2023 Akademik Yılı itibarıyla başlayan projenin bu yıl ikinci dönem kayıtları 21 Ağustos-4 Eylül 2023 tarihleri arasında yapılıyor. 2 Ekim’de derslere başlanacak projeye 60 yaş üstü bireylerin ilgisi de yoğun oluyor.

Kayıtlar bireysel başvuruyla yapılıyor
Yeni dönem kayıtlarının başlamasıyla birlikte 60 yaş üstü bireylere çağrıda bulunan 60+ Tazelenme Üniversitesi Koordinatörü ALKÜ Spor Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Nalbant, projenin detayları hakkında bilgi verdi. Doç. Dr. Özgür Nalbant, “Bizler ALKÜ olarak Üniversite bünyesinde yaşlı bireylerin toplumsal hayata aktif katılımının desteklenmesini hedefliyoruz. Bu anlamda yapacağımız çalışmalar uzun dönemde beklediğimiz gibi giderse bu projenin devamında yaş almış bireylere lisansüstü programlar da açabiliriz. Projeye katılmak isteyenler, ALKÜ 60+ Tazelenme Üniversitesi Ofisi’ne başvurabilirler. Başvuruyu bireysel olarak alıyoruz. Projeye katılmak isteyenler başvuru için üniversite yerleşkemize gelerek bize ulaşabilirler ve ilgili formları doldurabilirler. Kayıt için nüfus cüzdanı fotokopisi, iki adet fotoğraf ve okuryazar belgesi yeterli oluyor. Bizler ayrıca bazı test ve değerlendirmeler yapıyoruz. Programa devam etmesinde sakınca olmayan bireyleri programa alıyoruz. Detaylı bilgi ve başvuru için ALKÜ 60+ Tazelenme Üniversitesi Ofisi ile iletişime geçilebilir” dedi.

Birbirinden öğretici dersler ve eğlenceli etkinlikler yapılıyor
60+ Tazelenme Üniversitesinde dört yıllık müfredat çerçevesinde genel sağlık bilgisi, yaşlı bakımı, beslenme, yemek pişirme, örgü örme, tamir tadilat, afet bilinci, uzay bilimleri, işaret dili, yabancı dil, arkeoloji, organik tarım, para-yatırım, hukuk ve felsefe gibi çok çeşitli kuramsal dersler veriliyor. Bunların yanında uygulamalı olarak yüzme, tenis, masa tenisi, dans, bocce, plates ve doğa sporları gibi sportif dersler de yer alıyor. Ayrıca öğrencilerle birlikte kültür ve sanat etkinlikleri ile yurt içi ve dışı geziler düzenleniyor. Öte yandan, 60+ Tazelenme Üniversitesinin her öğrencisine ALKÜ öğrenci kartı da veriliyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.25 12:36:28
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap







Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.01.11 07:52:49
Son Düzenlenme Tarihi :





Define avcıları tarihi eser bulamayınca taklit eser üretiyorlar

Uluslararası Strateji Kalkındırma Araştırma Derneği (USKAD) Genel Başkanı ve Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, tarihi eser kaçakçılığını vatana büyük bir ihanet olarak değerlendirdiğini söyledi.
Türkiye ve komşu ülkelerde antik çağlar boyunca yaşamış medeniyetlerin bıraktığı kültürel mirasa ait eserlerden bazılarının özellikle Osmanlı Devleti’nin son döneminden itibaren değişik suç işleme teknikleri kullanılmak suretiyle çalınarak yurt dışına kaçırıldığını söyleyen USKAD Genel Başkanı ve Koruma ve Restorasyon Uzmanı Cemil Karabayram, “Ekonomik yönden ticari bir mal olarak kabul edilen kültür varlıkları; tarihi ve kültürel mekânlardan, sit alanlarından, ören yerlerinden, müzelerden, dinsel yapılardan, arkeolojik kazı alanlarından, koleksiyonculardan ve müzayede salonlarından çalınmış ve yurt dışına kaçırılmıştır” dedi.

Tarihi eser kaçakçılığı vatana ihanettir
Eser kaçakçılığının vatana ihanet olduğuna dikkat çeken Karabayram, “Eserini satan vatanını satar” açıklamalarının bazı çevrelerce ağır ve abartılı olarak görülse de, bu ifadelerle anlatmak istediklerini ve kaçakçılık faaliyetlerinin nelere sebep olduğunu şu şekilde açıkladı:
“Tarihi eser kaçakçılığını iki sınıfa ayırarak değerlendirebiliriz. Bunlar, meraklı define avcıları ve bu faaliyetleri ticaret amaçlı yapan ve terör örgütleri ile bağlantılı gruplardır. Define meraklısı bilinçsiz grupların faaliyetleri sonucunda yıllardır birçok arkeolojik alan ve eser büyük tahribatlara uğratılmaktadır. Bunun yanı sıra özellikle bilinçli ticari faaliyet amacıyla yapılan tarihi eser kaçakçılığının ülkenin güvenliğine, birlik ve bütünlüğüne olumsuz anlamda tesir edebilecek birçok sonuçları ortaya çıkardığı görülmektedir. Yakın tarihlerdeki coğrafi komşularımızdan birisi olan ABD’nin operasyonunda Irak’ta İslami döneme ait eşsiz eserler ve müzeler tarumar edilip terör örgütleri tarafından yağmalanmıştır. Bu durum öyle bir boyuta ulaştı ki, özellikle terör örgütleri yağmaladıkları tarihi eserleri ticari bir hamle olarak kullandı ve elde edilen gelirler özellikle ülkemize karşı ekonomik ve silah gücü olarak kullanıldı. Şunu açıkça söyleyebiliriz ki terör örgütleri tarihi eser kaçakçılığından önemli ölçüde beslenmektedir. Yine son yıllarda Suriye’de yaşanan iç savaş/karışıklık neticesinde Suriye kültür varlıklarının birbirleri ile savaşan gruplar tarafından yağmalandığı, yaşanan siyasi otorite boşluğu, savaş ve kargaşa ortamının Suriye topraklarında kültür varlığı yağmasına yol açarak eserlerin birçoğunun tahribatı kalanların ise çalıntı ve ticari faaliyetler sonucu terör örgütlerine ekonomik katkı sağlamasına sebep olduğu görülmüştür.”

"Devletimiz mücadele ediyor"
Türkiye’de kaçakçılık faaliyetlerine bilinçli ya da bilinçsiz şekilde dahil olan herkesin bu yapılan definecilik ve yağmacılığın büyük felaketlere çanak tutmak olacağını bilmesi gerektiğine dikkat çeken Karabayram, "Ülkemizin bu konuda, 1973 yılında yürürlüğe giren 1710 sayılı Eski Eserler Kanunu’ndan itibaren 1983 ve 2004’te kapsamı daha da geliştirilen ve değiştirilen 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu yürürlüğe konularak kültür varlıklarının korunması çalışmaları sürekli olarak devam etmiştir. Özellikle son yıllarda Kültür ve Turizm Bakanımız Mehmet Nuri Ersoy, Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanlığımız ve Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğümüzün özverili çalışmaları ve kaçırılan eserlerimizin ülkemize geri kazandırılmasında gösterilen çabalar takdire şayandır. Kültür ve Turizm Bakanlığımızın İç İşleri Bakanlığı ve bağlı polis/jandarma birimleri ile iş birliği içinde planladığı ve sürdürdüğü bu çalışmalar başarılı bir şekilde devam ettiği sürece, bu konuda atılan adımlara vatandaşların da bilinçlendirilmesi ve destek vermesi teşvik edilirse, ülkemizin kanayan yaralarından birisi olan kaçakçılık ve yağmacılık faaliyetlerinin son bulacağını umuyor ve gönülden inanıyorum” dedi.

"Gerçeğini bulamayınca taklidini üretiyorlar"
Definecilerin altın arama maceralarında boşluğa kürek sallayarak olmayacak hayaller peşinde birçok yapıyı tahrip ettiğini dile getiren Karabayram, define merakının kronik bir hastalık olduğunu söyledi. Definecilerin altın bulma arzusunun, kumar oynayanların kazanma arzusuyla aynı olduğunu aktaran Karabayram, define avcılarının kazı başkanlarının düzenlediği panel ve sempozyumları kaçırmadıklarını söyledi. Bu kişilerin panellere katılma nedeninin bilimsel bilgi elde etmek olmadığını dile getiren Karabayram, katılış amaçlarının panelde verileri ve bölgeleri öğrenerek daha rahat kazı yapmak olduğunu kaydetti. Kaçakçıların dolandırıcılık yöntemi olarak gerçek eserleri yağmalama ve ticaretini yapma arzusunun yanında, taş üzerine belirli eskitme teknikleri ile orijinal eserlerin kopyalarını yaparak vatandaşları dolandırdıkları durumlarla da sıklıkla karşılaşıldığını söyleyerek, "Ayrıca, define avcıları define ve tarihi eser bulamadıkları durumlarda da taklit eser üretiyorlar. Bu da bir hastalık biçimidir” ifadelerine yer verdi.
Karabayram, son olarak internet sitelerinde definecilik faaliyetlerini özendiren ve teşvik eden paylaşım alanlarının kısıtlanmasının bu duruma çözüm olabilecek diğer bir husus olduğunu belirterek, internet sitelerinde yer alan detektör ve benzeri makine ve ekipmanların satışına kısıtlanma getirilerek gerekli önlemler alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.02 11:26:10
Son Düzenlenme Tarihi :