AESOB Başkanı Adlıhan Dere yayınladığı Zafer Bayramı mesajında; “Milletimizin azim ve iradesinin tarihe altın harflerle yazıldığı bu anlamlı zaferin 101. Yıl Dönümünde bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamanın onur ve gururunu yaşıyoruz. Bu zafer, yok edilmek istenilen bir milletin en çaresiz zamanlarda içinde bulunduğu tüm olumsuz şart ve imkânsızlıklara rağmen, varını yoğunu ortaya koyup yekvücut olarak, milli birlik şuuru ve vatan sevgisiyle kenetlenerek kazandığı ve sonunda Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı azmin ve kararlılığın neticesidir. 30 Ağustos Zafer Bayramı bizi bu topraklardan kazıyıp atmak için bir araya gelen şer odaklarına karşı Türk Milletinin verdiği tarihî cevabın adıdır. Özgürlüğe, kurtuluşa, tam bağımsızlığa doğru atılmış¸ büyük bir adımdır.” dedi
Başkan Dere’den 30 Ağustos
Zafer Bayramı kutlama mesajı
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (AESOB) Başkanı Adlıhan Dere 30 Ağustos Zafer Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında birlik ve beraberliğin önemine vurgu yaparak Şanlı Türk Milletinin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladı.
Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Adlıhan Dere Kahraman Türk Milletini hiçbir gücün bağımsızlık yolunda amacından geri döndüremeyeceğini vurgulayıp rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı şanlı bayrağımız ve altında binlerce şehidimizin yattığı bu kutsal vatanımızı ilelebet yaşatmanın yolunun birlik ve beraberlikten geçmekte olduğuna dikkat çekti.
Başkan Adlıhan Dere; “Şanlı tarihimizin de göstermiş olduğu gibi biz Türklerin bir ve beraber olduğumuz sürece her türlü zorluğa göğüs gerebileceğimize canı gönülden inanıyorum. Çünkü Kahraman Türk Milleti tarih boyunca vatanımızın asla işgal edilemeyerek milli bütünlüğümüzün bozulamayacağını, ezanlarımızın dindirilemeyeceğini, rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı al bayrağımızın göklerden asla indirilemeyeceğini tüm dünyaya haykırarak her defasında göstermiştir.
Bugün, bağımsızlığa olan inancımızı tüm dünyaya ilan ettiğimiz, tarihimize altın harflerle yazılmış bu büyük zaferin 101. yıl dönümünü kutlamanın gurur duyuyoruz. İşte bu duygu ve düşüncelerle bu zaferin mimarı Başkomutanımız Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere vatan uğruna canlarını feda eden şehitlerimizi ve gazilerimizi tüm Milli Mücadele kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyorum.” dedi.
Kaynak: * AESOB Bülten
Köpek saldırısına uğrayan 10 yaşındaki çocuk ölümden döndü
Antalya’da zinciri bahçeden sokağa kadar uzanan sahipli bir köpeğin saldırısına uğrayan 10 yaşındaki çocuk boynundan yaralandı. Dişleri şah damarına gelmediği için şanslı olan çocuğun ailesi, köpeğin daha güvenli bir noktaya alınmasını istedi.
Olay, geçtiğimiz salı akşamı saat 18.00 sırasında ..
Antalya’da zinciri bahçeden sokağa kadar uzanan sahipli bir köpeğin saldırısına uğrayan 10 yaşındaki çocuk boynundan yaralandı. Dişleri şah damarına gelmediği için şanslı olan çocuğun ailesi, köpeğin daha güvenli bir noktaya alınmasını istedi.
Olay, geçtiğimiz salı akşamı saat 18.00 sırasında Döşemealtı ilçesi Altınkale Mahallesi’nde yaşandı. 10 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi Burak Demirkıran, okuldan geldikten sonra bisikletiyle sokağa çıktı. Demirkıran, yakındaki bir komşularının zinciri sokağa kadar uzanan melez kurt köpeğini sevmek istedi. Bu sırada köpek küçük çocuğun boynundan atladı ve ısırdı. Eliyle iterek köpeğin ağzından kurtulan Demirkıran, kanlar içinde evine geldi. Halası ve babasının haber vermesiyle gelen ambulansla Burak Demirkıran hastaneye kaldırıldı. Boynunda derin bir iz oluşan Demirkıran’a 6 dikiş atıldı. Boynunda ve parmaklarında ısırık izleri bulunan küçük çocuk, dişlerin şah damarına yaklaşmaması nedeniyle şansı olduğu belirtildi. Yargı yoluna da başvuran aile köpeğin güvenli noktaya ya da bahçe içine alınmasını istedi.
"Şah damarını ısırabilirdi"
Anne Ayşe Demirkıran, olayın geçtiğimiz salı akşamı saat 18.00 sırasında meydana geldiğini hatırlattı. Oğlunun okuldan geldikten sonra bisikletiyle dışarı çıktığını anlatan Demirkıran, “Bisiklet sürerken, komşunun köpeğini görüyor ve sevmek istiyor. Tam eğildiği sırada köpek boynundan ısırmış. Kanlar içinde kalmış ve eliyle iterek köpekten güçlükle kurtulmuş. Hemen eve gelmiş ve halası ambulansı çağırmış, ben o sırada işteydim. Hastaneye getirdik. Köpek tüm dişlerini oğlumun boynuna geçirdiği için biraz daha derin girse büyük damarı patlatabilirmiş. Şah damarı patlatsa orada ölebilirdi, çocuğum. Eve iyi gelmiş, biraz zayıf cılız bir çocuk olsaydı orada onu parçalardı köpek” diye konuştu.
"İçeriye alınsın"
Oğlunun boyuna dikişler atıldığını dile getiren Demirkıran, “Kontrollerimiz devam ediyor. Gözlemleniyor. Aşılarımız devam ediyor. Okula şuan gidemiyor. Oğlum başını hareket ettiremiyor. Çok ağrısı oluyor, yatarken biz destekliyoruz. Köpek biraz daha dişlerini geçirseymiş olay yerinde oğlum ölebilir, yada felç kalabilirmiş. Şah damarına dişler gelseydi oğlum ölebilirdi. Ama bir parmak girebilecek şekilde derinlik var. Bizim oğlumuz zarar gördü ama başka çocuk zarar görmesin. Sokak köpeği değil, sahipli. Evin kenarına bahçe duvarının dışına bağlanmış durumda. Yola kadar gelebiliyor. Küçük bir çocuk olsa ipini koparsa parçalayacak. İşten gelirken ben yolumu değiştiriyorum, korkuyorum. İçeriye alınsın yada önüne tel örgü yapılsın yada duvarın içine alınsın. Yoldan geçen insanları tehdit etmeye hakkı yok” ifadelerine yer verdi.
"Köpeklere yaklaşmak istemiyor"
Yargı yoluna da başvurduklarını belirten Ayşe Demirkıran, “Karşı tarafta, ‘Acaba taş mı attın, öyle bir köpek değil aslında, bizim torunlarımızda oynuyor’ diyorlar. Ama biz öyle bir sakin köpek görmüyoruz, ipini koparacak şekilde havlıyor. Biz de aile olarak hayvan düşmanı değiliz, biz de köpek alacağız ama bu dışarıda olmaz bahçemizin içinde olur. Burak çok korktu artık köpeklere yaklaşmak istemiyor. Gece yanında yatıyoruz, rüyalar görüyor” diye konuştu.
"Korkuyorum"
Burak Demirkıran ise okuldan geldikten sonra bisikletiyle dışarı dolaşmaya çıktığını dile getirerek, “Köpeğin yanında durdum. Bisikletimi uzağa koydum sevmek istediğimde boynuma atladı. Ağzından tutup ittim. O sırada benden kopardığı eti çiğnemekle uğraşıyordu. Bisikletimin yanına gittiğimde elim kandı. Eve gittim, ambulansla hastaneye gittim. Artık oradan geçmiyorum korkuyorum” dedi.
Olay, geçtiğimiz salı akşamı saat 18.00 sırasında Döşemealtı ilçesi Altınkale Mahallesi’nde yaşandı. 10 yaşındaki 5. sınıf öğrencisi Burak Demirkıran, okuldan geldikten sonra bisikletiyle sokağa çıktı. Demirkıran, yakındaki bir komşularının zinciri sokağa kadar uzanan melez kurt köpeğini sevmek istedi. Bu sırada köpek küçük çocuğun boynundan atladı ve ısırdı. Eliyle iterek köpeğin ağzından kurtulan Demirkıran, kanlar içinde evine geldi. Halası ve babasının haber vermesiyle gelen ambulansla Burak Demirkıran hastaneye kaldırıldı. Boynunda derin bir iz oluşan Demirkıran’a 6 dikiş atıldı. Boynunda ve parmaklarında ısırık izleri bulunan küçük çocuk, dişlerin şah damarına yaklaşmaması nedeniyle şansı olduğu belirtildi. Yargı yoluna da başvuran aile köpeğin güvenli noktaya ya da bahçe içine alınmasını istedi.
"Şah damarını ısırabilirdi"
Anne Ayşe Demirkıran, olayın geçtiğimiz salı akşamı saat 18.00 sırasında meydana geldiğini hatırlattı. Oğlunun okuldan geldikten sonra bisikletiyle dışarı çıktığını anlatan Demirkıran, “Bisiklet sürerken, komşunun köpeğini görüyor ve sevmek istiyor. Tam eğildiği sırada köpek boynundan ısırmış. Kanlar içinde kalmış ve eliyle iterek köpekten güçlükle kurtulmuş. Hemen eve gelmiş ve halası ambulansı çağırmış, ben o sırada işteydim. Hastaneye getirdik. Köpek tüm dişlerini oğlumun boynuna geçirdiği için biraz daha derin girse büyük damarı patlatabilirmiş. Şah damarı patlatsa orada ölebilirdi, çocuğum. Eve iyi gelmiş, biraz zayıf cılız bir çocuk olsaydı orada onu parçalardı köpek” diye konuştu.
"İçeriye alınsın"
Oğlunun boyuna dikişler atıldığını dile getiren Demirkıran, “Kontrollerimiz devam ediyor. Gözlemleniyor. Aşılarımız devam ediyor. Okula şuan gidemiyor. Oğlum başını hareket ettiremiyor. Çok ağrısı oluyor, yatarken biz destekliyoruz. Köpek biraz daha dişlerini geçirseymiş olay yerinde oğlum ölebilir, yada felç kalabilirmiş. Şah damarına dişler gelseydi oğlum ölebilirdi. Ama bir parmak girebilecek şekilde derinlik var. Bizim oğlumuz zarar gördü ama başka çocuk zarar görmesin. Sokak köpeği değil, sahipli. Evin kenarına bahçe duvarının dışına bağlanmış durumda. Yola kadar gelebiliyor. Küçük bir çocuk olsa ipini koparsa parçalayacak. İşten gelirken ben yolumu değiştiriyorum, korkuyorum. İçeriye alınsın yada önüne tel örgü yapılsın yada duvarın içine alınsın. Yoldan geçen insanları tehdit etmeye hakkı yok” ifadelerine yer verdi.
"Köpeklere yaklaşmak istemiyor"
Yargı yoluna da başvurduklarını belirten Ayşe Demirkıran, “Karşı tarafta, ‘Acaba taş mı attın, öyle bir köpek değil aslında, bizim torunlarımızda oynuyor’ diyorlar. Ama biz öyle bir sakin köpek görmüyoruz, ipini koparacak şekilde havlıyor. Biz de aile olarak hayvan düşmanı değiliz, biz de köpek alacağız ama bu dışarıda olmaz bahçemizin içinde olur. Burak çok korktu artık köpeklere yaklaşmak istemiyor. Gece yanında yatıyoruz, rüyalar görüyor” diye konuştu.
"Korkuyorum"
Burak Demirkıran ise okuldan geldikten sonra bisikletiyle dışarı dolaşmaya çıktığını dile getirerek, “Köpeğin yanında durdum. Bisikletimi uzağa koydum sevmek istediğimde boynuma atladı. Ağzından tutup ittim. O sırada benden kopardığı eti çiğnemekle uğraşıyordu. Bisikletimin yanına gittiğimde elim kandı. Eve gittim, ambulansla hastaneye gittim. Artık oradan geçmiyorum korkuyorum” dedi.

