SON DAKİKA

logo

Geçmeyen omurga ağrılarınız varsa, Antalya Medstar'da çözüm de var

Günlük yaşamda travmatik ve travma dışı bir çok nedenle omurga hasara uğrayabiliyor ve bütünlüğü bozulabiliyor. Bu durumda geçmeyen omurga ağrıları ortaya çıkabiliyor. Omurga ağrılarından kurtularak hareket özgürlüğünü geri kazanabilmek için omurga vidalama ameliyatları gündeme geliyor. 
Omurga kırıkları, tümörleri, enfeksiyonlarının yanı sıra bel kayması, omurilik kanal darlığı,  deformiteler (kifoz ve skolyoz) omurga vidalamanın sık kullanıldığı hastalıklar arasında yer alıyor. Omurganın anatomik dizilimini sağlamak ve sabitlemek için yapılan ameliyatlar 20. yüzyılın başlarından bu yana gittikçe artan sayılarda yapılıyor. ,
Memorial Sağlık Grubu Medstar Antalya Hastanesi Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Bölümü’nden Op. Dr. Selim Hacısalihoğlu, geçmeyen omurga ağrıları ve omurga vidalama ameliyatları hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. 
AMELİYATLA SAĞLANAN HAREKETSİZLİK AĞRIYI ÖNLÜYOR
Omurga vidalama ameliyatlarında amaç; yapısı ve/veya işlevlerinde bozulma olan işlevsel segmental üniteyi sabitleme veya hareketlerini izin verilen ölçüde azaltma, yükü azaltma, hareketlerini kısıtlama veya mekanik destek sağlayarak ağrının giderilmesine yardımcı olmaktır. Omurga vidalama, omurganın herhangi bir yerindeki iki veya daha fazla kemiği birbirine bağlar. Bunları birbirine bağlamak, aralarındaki hareketi engeller. Hareketi önlemek ağrıyı önlemeye yardımcı olur. 
GÜNLÜK YAŞANTIDA DAHA AĞRISIZ HAREKETLİLİK SAĞLANIYOR
Günümüzde omurga vidalamaları çoğunlukla sırttan yapılmaktadır. Aynı seansta önden ve arkadan yapılan yaklaşımlarla da omurga cisimlerine ve omurlar arasına konan kafesler, kemik veya benzeri greftler ile vidalamayla güçlü bir stabilizasyon sağlanmaktadır. Omurga vidalama cerrahisi sonrası iyileşme süresi hastadan hastaya önemli ölçüde değişir. Hastanın günlük rutinine dönmesi ortalama üç ila altı ay sürer. Çalışmak, seyahat etmek ve hatta egzersiz yapmak ameliyat öncesine göre çok daha rahat olmaktadır.   
Çoğu hasta yaklaşık 1 yıl sonra tamamen iyileştiğini hisseder, her zamanki aktivitelerine geri döner ve hiç acı çekmez.
DOĞRU ÜRÜNLERİM TERCİHİ ÖNEM TAŞIYOR
Genellikle spinal implantlar; paslanmaz çelik ve titanyum alaşımlarından yapılmaktadır. Son yıllarda daha artan sayıda karbon alaşımları da kullanılmaya başlanmıştır. 
Teknolojik değişiklikler ve gelişmeler gün geçtikçe cerrahinin birçok alanında kullanılmak üzere yeni enstrümanlar üretmektedir. Spinal cerrahi gibi biyomekanik unsurların önemli olduğu patolojilerde yeni aletlerin kullanıma girmesi kaçınılmazdır. Patolojiye en uygun ve biyogüvenirliliği ispatlanmış ürünlerin tercihi cerrahi başarıyı ve hasta memnuniyetini doğrudan etkilemektedir.
SIRT AĞRISI VE DİSK SORUNLARINDA BÜYÜK FAYDA SAĞLIYOR
Omurga vidalama ameliyatı sırt ağrısı veya disk sorunları yaşayan hastalar için çok yardımcı olabilir. Ancak her ameliyatta olduğu gibi ameliyatın da bazı riskleri vardır. Gelişebilen komplikasyonlar arasında; vidanın uygun olmayan pozisyonda yerleştirilmesi,  enstrüman yetersizliği (vida sıyrılması, vida kırılması), metal alerjisi, damar yaralanması, toplardamar tıkanıklığı, pnömoni, omurilik zarı yırtılması, pnömotoraks ve hemotoraks, interkostal nevralji yer almaktadır. Vidalama esnasında nörolojik yaralanma oranı %0.6-%11 arasında olup kalıcı nörolojik hasar oluşması oldukça düşük bir orandır.
ÖNERİLMEYEN DURUMLAR:
- Omurga veya sistemik enfeksiyonları olanlarda
- Şiddetli osteoporoz durumunda
- Gebelikte
- Metal alerjisi olanlarda
- Ciddi mental bozukluk durumlarında
- Alkolizm veya ilaç bağımlılığında
- Vidanın emniyetli bir şekilde tutunmasını engelleyecek düzeyde doğumsal omurga anomalilerinde
- Tümör veya ameliyat yerindeki doku örtüsünün yetersiz olması durumunda bu operasyonlar yapılmamakta.
* Memorial Antalya Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.15 11:31:45
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kaş’ta geleneksel iftar buluşması

Kaş Belediyesi’nin Ramazan ayı dolayısıyla düzenlediği geleneksel iftar buluşmaları başladı. Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş’ın da katıldığı iftara, vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Bu yıl ilki Kalkan Mahallesi’nde düzenlenen iftar buluşması yoğun katılımla gerçekleşti. Kaş Belediyesi Kalkan Hizmet Birimi önünde kurulan iftar sofralarında oruçlarını açan vatandaşlar, Ramazan ruhunu yaşadı.
Kaş Kaymakamı Murat Öztürk, iftar programında yaptığı konuşmada, “Ramazan ayı mübarek olsun. Allah tuttuğumuz oruçları, yaptığımız ibadetleri kabul eylesin. İçinde bin aydan daha hayırlı kabul edilen Kadir Gecesi’ni barındıran Ramazan’ın maneviyatını idrak etmeyi, hepimize nasip ve müyesser eylesin. Bu etkinliği düzenleyen belediye başkanı ve personeline teşekkür ediyorum” dedi.
Kaş Belediye Başkanı Mutlu Ulutaş da ülkede yaşanan Kahramanmaraş merkezli deprem felaketini hatırlatarak, bu sıkıntıları ülke ve millet olarak, birlik, beraberlik ve dayanışma içerisinde hep birlikte aşacaklarını ifade etti.
On bir ayın sultanı Ramazan’ın maneviyat ayı olduğunu belirten Başkan Ulutaş, “Bu mübarek ayın ülkemize, milletimize, Kaş’ımıza hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. 2020 ve 2021 yıllarında pandemi nedeniyle iftar buluşmalarımız olmamıştı. Geçen sene ve bu sene Kalkan’da beraber iftar açıyoruz. Diğer mahallelerimizde de hemşehrilerimizle buluşacağız. Vatandaşlarımızı iftar sofralarına bekliyoruz. Ramazan-ı Şerif’iniz hayırlı, mübarek olsun. Allah sizleri sevdiklerinizle sağlık, huzur ve mutluluk içerisinde daha nice ramazanlara ulaştırsın” diye konuştu.
İftar programına, AK Parti İlçe Başkanı Okay Bilgin, MHP İlçe Başkanı Cemil Kolak, belediye meclis üyeleri ve muhtarlar ile mahalle sakinleri de katıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.25 12:59:05
Son Düzenlenme Tarihi :





Çocuklarda Uyumsuzluk ve Davranış Problemlerine Dikkat!

Parmak emme, tırnak yeme, altına kaçırma, yalan söyleme, inatçılık, saldırganlık, kekemelik gibi davranış ve uyum bozuklukları çocuklarda sıklıkla görülüyor. Psikolog Ebru Özer Özkul, yanlış ebeveyn tutumları ve evlerdeki huzursuz ortamların bu tür sorunlara neden olabildiğini söyledi. Özkul ailelere önerilerde bulundu.
Çocuğumuzda uyum problemleri veya davranış bozukluğu varsa ne yapmalıyız? Ona karşı nasıl davranmalıyız? Psikolog Ebru Özer Özkul, çocuklarda görülen davranış ve uyum bozuklukları  ve bunların nedenleri konusunda önemli bilgiler verdi,
Çocukların bazı becerileri büyüme sürecinde yavaş yavaş kazandıklarını hatırlatan Ebru Özer Özkul, çocukta bir problem fark edildiğinde öncelikle bunun o gelişim dönemine uygun bir davranış mı, yoksa fizyolojik ya da psikolojik bir sorun mu olduğunun doğru tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Davranışın sürekliliği ve yoğunluğunun davranış bozukluğu konusunda önemli bir gösterge olduğunu kaydeden Özkul; “çocuklarımız geniş ailemizin benzersiz mozaikleridir. 4 yaşındaki bir çocuk olmamış şeyleri olmuş gibi anlatabilir bu normaldir. Ama ilkokul çağına gelmiş bir çocuk bu davranışı gösterdiğinde uyum bozukluğundan söz edebiliriz.  Ya da çalma davranışından örnek verecek olursak; okul öncesi yaşlarda çocuklarda mülkiyet kavramı gelişmemiştir. Çocuk bir başkasına ait bir şeyi izinsiz alabilir, bu normaldir. Ama 12 yaşındaki bir çocuğun çalma davranışını bilmesini bekleriz” diye konuştu.
Tırnak yeme, altını ıslatma, kekemelik, gibi sorunların daha çok huzursuz ev ortamında ve baskıcı ailelerde büyüyen çocuklarda görüldüğünü kaydeden Psikolog Ebru Özer Özkul, çocuklarda görülen davranış ve uyum bozuklukları ile bunların çözümü konusunda şunları söyledi:
Parmak Emme
Çocuklarda en çok karşılaşılan davranış bozukluğudur. Çocuk ilk birkaç yıl parmağını emiyorsa bu normal. Fakat 7 yaşına gelmiş başparmağını deforme etmesine rağmen hala emiyorsa bu uyum bozukluğudur. Emme refleksi doğuştan karşılanması gereken bir refleks. Emme refleksinin giderilememesi buna sebep olabilir.  İki yaşına kadar emzik, biberon kullanmasına izin vermek gerekiyor. Eğer izin vermezsek ileriki yaşlarda da devam edebilir.
Ev ortamında yaşanan gerginlikler, yeni bir kardeşin doğması, okuldaki başarısızlık, terk etmeler, ayrılmalar, ölüm, travmalar, yer değiştirmeler, anneden ayrılma gibi durumlar çocuğun bu davranışına sebep olabilir.
Tırnak Yeme
3-4 yaşından sonra çocukların yüzde 33'ünde, erken ergenlik çağı çocuklarının yüzde 40-45'inde görülüyor. Ailede aşırı baskı, otoriter bir tutum, anne babanın geçimsizliği, evdeki sıkıntılı ve gergin ortam, çocuğun sürekli eleştirilmesi, azarlanması, kıskançlık gibi nedenlerden kaynaklanabilir. Aşırı ilgili koruyucu ailelerin çocuklarında da görülebiliyor. Öğrenilmiş bir davranış olarak da ortaya çıkabiliyor. Çocuk çevresinde ağabey, abla ya da aile büyüklerinden birinin tırnaklarını kemirdiğini görüyorsa bu davranışı örnek alabiliyor.
Alt ıslatma & Kaka Kaçırma
Tuvalet eğitimi almış çocuğun altını ıslatması da bir problemdir. Sebebi fiziksel ya da duygusal olabilir. Genetik faktör önemlidir. Eğer ebeveynlerden biri geçmişte altını ıslatma sorunu yaşamışsa çocukta görülme oranı yüzde 25, eğer her iki ebeveynin geçmişinde de böyle bir sorun varsa çocukta görülme olasılığı yüzde 65'tir. Altını ıslatan çocuğu öncelikle fiziksel bir problem olup olmadığının belirlenmesi için doktora götürmek gerekir. 
Bazen çocuğun uykusu ağır olduğu için de altını ıslatabilir. Gece uyanamaz. Bu durumda onu uykuya dalmadan tuvalete götürmek ve gece uyandırmak gerekir.
Diğer yandan genetik geçiş, ağır uyku durumu  veya fiziksel bir sorun yoksa, 4 yaşını geçirmiş çocukların haftada 3-4 kez altını ıslatmasının psikolojik sebepleri olabilir. Bu durumda uzman yardımı alınmalıdır. Çocuğun ciddi duygusal sorunları var ama bunun altında yatan sebepler görülmezse tedavisi daha zor olur.
4 yaşını geçirmiş çocuklarda kaka kaçırma daha büyük bir sorundur. Anneye çok bağlı, daha inatçı, daha ketum çocuklarda görülür. Çocuk yetersiz eğitim nedeniyle bu alışkanlığı kazanamamış da olabilir. Eğer psikolojik nedenlerden kaynaklanıyorsa bu saldırgan bir tutumdur. Çocuk çok titiz bir anneyi cezalandırıyor, anneyle inatlaşmaya girmiş olabilir.
Yalan Söyleme
6 yaşına kadar çocuğun söylediği hayal ürünü şeyleri kabul etmemiz gerekir. Sonraki yaşlar bu bir davranış problemi olarak kabul edilir. Sebeplerine bakacak olursak; bazen bu öğrenilmiş bir davranış olarak ortaya çıkmaktadır. Anne baba yalan söylediği için, bazen kendi yalanlarına çocukları ortak ettikleri için çocukların da yalan söylediklerini görebiliyoruz. Çocuğa susması için ödül vaat etmek de onu yalana sürükler. Çocuk yalan söyleyerek kendine bir kazanç sağlamaya çalışır. Ceza korkusu varsa da çocuk yalan söyler. Çocuğun söylediği yalanı yargılamak yerine ona doğru davranışı kazandırmaya çalışmak gerekir.
Çalma Davranışı
Okul öncesi çocuklarda mülkiyet duygusu çok gelişmediği için başkasına ait bir şeyi alabilir. Bunu çalma olarak nitelendirmemek gerekir. Çocuğa başkasının bir şeyini almanın doğru bir davranış olmadığını açıklamak gerekir. Anne babanın paraya aşırı düşkün olması, cimri olması, ya da çocuğu parayla cezalandırma durumunda çocuklarda çalma davranışı gelişebilir. Bazen kıskançlıktan, rekabetten veya kendini daha değerli hissetmek için de bunu yapabilirler. Kardeşinin bir şeyini almak gibi.  Anne babaların aşırı disiplinli, katı, kıyaslayıcı olmaması gerekir.
İnatlaşma
Çocuğun inatçı olmasının sebebi annesiyle olan gergin ilişki dinamiği göze çarpan ilk bulgudur. Anne bir şeyleri dayatıyor, onunla inatlaşıyor olabilir Bazı çocukları disipline etmek zorlayıcı olabilir. Annenin ısrarcılığı çocuğu pasif bir direnmeye iter. Çok söylenen, çok ayrıntı veren, bir şeyin çok üzerinde duran, sürekli söyleyen, sürekli uyaran, sürekli kıyas halinde olan anne çocuk ilişkisi varsa inatçılık pasif agresif şekilde devam eder. 2-3 yaşlarında gelişimsel olarak inatlaşmayı normal kabul ederiz. İlerleyen yaşlarda sürerse davranış bozukluğu olduğu düşünülebilir.
Kekemelik
Çocuk küçük yaşlarda bazı kelimeleri telaffuz etmekte zorlanabilir. Genetik bir durum olan dil bağı ile doğan çocuğun cerrahi müdahale ile bu sorunu ortadan kalkabilir. Gelişim sürecinde mesela 4-5 yaşında bazen konuşma bozuklukları ve kekeleme durumuyla karşılaşabiliriz. Ama 12 yaşındaki çocuğun kekeme davranışı daha yerleşiktir. Öncelikle fizyolojik bir sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu tür bir sorun varsa konuşma terapileri ile sorun giderilebilir.
Psikolojik kökenli kekemelikler ise çoğunlukla geçicidir. Çocuğun içsel dünyasının izlenmesi anlaşılmaya çalışılması önemlidir, Ergenlikte azalmaya başlar 20'li yaşlardan sonra geçer. Ama kişi korktuğu, strese girdiği, çaresiz kaldığı, baş edemediği durumlarda yetişkinken yeniden ortaya çıkabilir.
Çocukta kekeleme göründüğünde onu küçümsemek, eleştirmek yanlış olur. Görmezden gelmek de doğru değildir. Kendiliğinden geçmesi beklenmemeli, kekemeliğin sebebine göre uzman yardımı alması sağlanmalıdır.
Saç Koparma
Daha çok kız çocuklarında saç koparma, kaş koparma, deri yolma gibi durumlarla karşılaşılabilir. Genellikle stresi yenmek, kendilerini sakinleştirmek için yaptıkları bir davranıştır. Anneyle çocuk arasında bağın sağlıklı kurulamamasından kaynaklı olabilir.
* HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.10 13:31:32
Son Düzenlenme Tarihi :