SON DAKİKA

logo

Amatör telsizciler, 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde “Hayatını kaybedenleri anma çevriminde” buluştu

Türkiye genelindeki amatör telsizciler, 17 Ağustos 1999 Gölcük depreminin yıl dönümünde hayatını kaybeden vatandaşları anmak için özel bir çevrim düzenledi. Bu anlamlı etkinlik, deprem anında iletişim kopmadan özel bir yazılım ve teknoloji sayesinde gerçekleştirildi.
Etkinlikte konuşan amatör telsizci Serhat İbrahim Ünüver, "Biz burada geçmişte Gölcük depremini aratmayan bir olay yaşadık. O zaman teknoloji bu kadar iyi değildi. Mustafa Yüksel’in cihaz desteği ile deprem bölgelerinde istasyon kurmadan birbirimize destek olduk. Tüm arkadaşların depremde işimiz kolaylaştı. Minik bir telsizde iletişim kopmadan birbirimize yardımcı olduk" diye konuştu.
Bursa merkezli olarak düzenlenen çevrim hakkında bilgi veren amatör telsizci Mustafa Yüksel ise, "17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde, Türkiye genelindeki amatör telsizciler olarak, hayatını kaybeden vatandaşlarımızı anmak ve iletişimin deprem anlarında kopmadan devam etmesini sağlamak amacıyla bir araya geldik. POC adını verdiğimiz özel yazılımımız sayesinde, GSM destekli bas konuş telsizlerimiz ile iletişim hiç kesilmeden, istediğimiz herhangi bir şehir ile sağlıklı bir şekilde iletişim kurabiliyoruz. Bu sistem, konum destekli olarak tasarlanmış olup, enkaz altında mahsur kalan bir vatandaşımızın acil yardım çağrısını iletebilmesine imkan sağlıyor. Bu telsizler özel sim kartlar sayesinde çalışıyor ve deprem anında şebekeler olmasa dahi iletişimi sürdürebiliyor. Biz de bu yıl 17 Ağustos Gölcük depreminin anısına bu çevrimi gerçekleştirdik. Sistem her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Emeği geçen bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum" dedi.
Yüksel ayrıca, deprem anlarında şebeke olmasa dahi bu telsizlerin en uzak baz istasyonundan dahi alacak küçük bir sinyalle ses ve veri iletimi sağlayabildiğini belirtti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.18 14:16:17
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.08.18 18:48:03

Yorum Yap






Sizi bahar yorgunluğundan koruyacak 7 öneri

Medline Adana Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Selva Oturakçıibogil, metabolizmamızın bahar aylarına sorunsuz şekilde uyum sağlaması için yapılması gerekenleri 7 başlık altında anlattı.
Mevsimsel hava değişiklikleri insan vücudunda değişik tepkilere neden olabiliyor. Ancak normalde geçici olan bu durum gerekli önlemler alınmazsa kronikleşebildiğinden dikkatli olmak gerekiyor. Bahar yorgunluğu için alınacak önlemlerin başında doğru beslenmenin geldiğini söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Selva Oturakçıibogil, metabolizmamızın bahar aylarına sorunsuz şekilde uyum sağlaması için yapılması gerekenleri 7 başlık altında anlattı. Oturakçıibogil, bu 7 başlığı şöyle sıraladı:
1. Kahvaltıyı atlamayın: Sabah kahvaltısı günün ilk ve vücudun gün boyu ihtiyaç duyacağı besinleri almasına imkan sağladığı için en önemli öğündür. Bu nedenle kahvaltıda tüketilecek besinlerin yumurta, peynir, zeytin, süt, yeşil biber, nane ve maydanoz, yulaf ezmesi gibi besin değeri yüksek gıdalar olmasına dikkat edin.
2. Öğünlerinize dikkat edin: Gün içerisindeki öğünlerinizde şeker ve beyaz, rafine edilmiş unlu besinlerden uzak durun. Tam buğdaylı, çavdarlı, yulaflı ve kepekli, rafine edilmemiş tahılları tercih edin. Protein ve posa zengini gıdalar olan bakliyat, yoğurt, balık ve meyveye sofranızda sıkça yer açın. Ağır yemekler yerine, sebze ve zeytinyağlı ağırlıklı beslenin. Ayrıca günde en az 2 buçuk, 3 litre su için.
3. Kafein tüketiminizi sınırlayın: Yüksek miktarda alınan kafein, kalp çarpıntısına ve vücutta su kaybına sebep olurken uyku düzenini de bozar. Bu nedenle gün
içerisinde sıkça tükettiğiniz çay, kahve, kola gibi kafeinli içecekleri kontrol altında tutun. Günde 2 fincan tüketimini aşmamaya gayret edin.
4. C vitamini almaya özen gösterin: C vitamininin özellikle bağışıklık sistemi zayıflamış olan bireyler için yararlı olduğu bilinmektedir. Bu nedenle sofranızdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin. Hastalıklara karşı kalkan olması ve antioksidan açısından C vitamini alınması gün boyu zinde kalmak için faydalı olacaktır.
5. Kaliteli ve yeterli uyuyun: Yeterli ve kaliteli uyku alınamaması yorgunluk, bitkinlik, öğrenme ve konsantrasyon güçlüğü, aşırı sinirlilik hali ve bazı olumsuz psikolojik belirtilerin ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bahar yorgunluğu ile baş etmek ve enerjik olmak için uyku ritminize dikkat edin. Bunun için sessiz, ısısı doğru ayarlanmış karanlık bir odada, rahat kıyafetler giyerek uykuya geçin. Gereğinden fazla uyumayın, sabahları her gün aynı saatte ve erken kalkın.
6. Hareketli olun: Yapılan araştırmalar bize spor yapmanın insan vücuduna ve psikolojisine faydalarını gösteriyor. Bu nedenle eğer bir sağlık sorununuz yoksa her gün düzenli olarak en az 45 dakika orta tempoda ve açık havada spor yapın. Buna imkan bulamıyorsanız asansör kullanmayın veya işinize giderken arabanızı birkaç sokak öne park ederek kalan yolu yürüyün. Spor, aynı zamanda kaliteli uyku uyumanıza da yardımcı olacaktır.
7. Kafanızı boşaltın: Stres sağlığın en büyük düşmanıdır. Gün içerisinde çalışma temposuna aşırı derecede kapılmayın ve kendinize dinlenmek için mutlaka zaman ayırın. Küçük molalarda kafanızı boşaltın ve ölçüyü kaçırmamak şartı ile sizi mutlu edecek atıştırmalıklardan yiyin ve hafif bitki çayları tüketin.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.17 16:17:40
Son Düzenlenme Tarihi :





İNFLUENZANIN BAŞLICA 10 BELİRTİSİNE DİKKAT!

İnfluenza kış mevsiminde kendini sıkça gösteriyor. Zaman içinde influenzaya sebep olan influenza A ve B türlerinde meydana gelen yapısal değişikliklerden dolayı, her yıl insan vücudu yeni bir virüsle karşılaşıyormuş gibi tekrar gribe yakalanabiliyor.

 İnfluenza virüsleri, insanlarda ve hayvanlarda bulaşıcı hastalıklara neden olabiliyor. Sebep olduğu grip hastalığı ile hem mevsimsel salgınlara hem de pandemilere yol açabiliyor. İnfluenzanın önemli bir solunum yolu enfeksiyonu olduğunun unutulmaması gerekiyor. Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal, influenza hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

 

Kapalı alanlarda kolayca yayılıyor

İnfluenza hastaların hapşırma, öksürme, hatta konuşması sırasında saçılan damlacıklarda bulunan virüslerin diğer kişilerin solunum yollarına tutunması ile bulaşmaya neden olur. Bu virüsler özellikle düşük ısı ve nemde yaşamlarını sürdürebildiklerinden dolayı daha çok Aralık ve Nisan ayları arasında enfeksiyonlar görülmektedir. Enfeksiyonun yayılımından sorumlu damlacıklar havada birkaç saat kalabilir. Bundan dolayı özellikle okul, yurt, iş yeri gibi kapalı alanlarda ve toplu taşımalarda gribin yayılımı daha kolay olmaktadır. Hasta kişilerin virüsü kapı kolu, telefon, klavye gibi yerlere bulaştırması veya tokalaşma ile buradan insanların virüsü alarak elini ağzına, gözüne, burnuna temas etmesi sonucu virüs kolaylıkla yayılabilmektedir.  

 

İnfluenza belirtileri şu şekildedir;

  1. 1-4 günlük kuluçka döneminden sonra diğer belirtilerle aynı anda başlayan yüksek ateş (38-41°C) 
  2. Üşüme
  3. Titreme
  4. Baş ağrısI
  5. Kas-eklem ağrıları
  6. Halsizlik
  7. Yorgunluk
  8. Boğaz ağrısı
  9. Kuru öksürük
  10. Burun akıntısı 

Yaşamı tehdit edebiliyor

Çoğu kişi herhangi bir tıbbi tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden 1 hafta içinde iyileşir. Ancak 2 yaşın altındaki bebeklerde ve 65 yaşın üzerinde kronik kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, diyabet veya bağışıklık yetmezliği olanlarda enfeksiyon akciğerlere inebilir ve bronşit, zatürre gibi alt solunum yolu enfeksiyonlarına dönebilir. Bu gibi durumlarda bulaşıcılık daha ağır seyredebilir ve hatta yaşamı tehdit edebilir.

 

İnfluenza ve nezle arasındaki farkları bilmek önemli

Grip (influenza) ve nezle birbiri ile sık karıştırılan iki hastalıktır. Her iki hastalık farklı virüslerle meydana gelmektedir. Nezleye sebep olan birçok farklı virüs bulunmaktadır. Bu yüzden bir kişi yılda birkaç kere nezleye yakalanabilmektedir. Nezlede sadece üst solunum yolları etkilenirken, gripte hem üst solunum yolları hem de akciğerler etkilenebilmektedir. Ayrıca grip nezleye göre bazen çok daha şiddetli seyretmektedir. Aralarındaki en büyük fark influenzada ateşin daha sık, nezlede ise daha seyrek görülmesidir. Ayrıca influenzada genellikle baş ağrısı, halsizlik, yorgunluk, kuru öksürük görülürken nezlede ise burun tıkanıklığı ve hapşırığa daha sık rastlanmaktadır. 

 

Gereksiz yere antibiyotik kullanmayın 

İnfluenza viral bir infeksiyon olduğu için, antibiyotiklerin virüse herhangi bir etkisi olmaz. Gereksiz yere antibiyotiklerin gripte kullanılması sadece bakterilerde direnç gelişmesine ve bakteriyel enfeksiyonlarda tedavinin gecikmesine neden olur. Antibiyotikler sadece, griple beraber başka enfeksiyonlar (zatüre, bronşit, sinüzit) gelişirse doktor önerisi ile kullanılmalıdır. İnfluenza tedavisinde çeşitli antiviral ilaçlar da bulunmaktadır. Bunlar kişilerin yaş grubuna, kronik bir hastalığı bulunup bulunmamasına, enfeksiyonun şiddetine göre doktor önerisi ile kullanılmalıdır. Tedavinin en önemli kısmı bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.

 

Bağışıklığı güçlendirmek için yapılması gerekenler

  • İstirahat etmek
  • Bol sıvı tüketmek (su, evde hazırlanmış doğal meyve suları, çorbalar, bitki çayları)
  • C ve D vitamini takviyesi yapmak
  • Ateş yüksek ise ateş düşürücü kullanmak 


Pandemi sürecindeki gibi kendinizi koruyun

İnfluenza el teması ile sıklıkla bulaştığından ellerin sık yıkanması ya da el dezenfektanı kullanılması önemlidir. Hasta kişilerle mümkün olduğu kadar el sıkışmamak gerekir. Ayrıca burun akıntısının çok yoğun olduğu dönemde hasta, kalabalık yerlerden uzak kalmalı veya maske takmalıdır. Bunun yanı sıra hasta, hapşırma sırasında mutlaka ağzını ve burnunu kapatarak virüs saçılmasını engellemelidir. Hastanın havlu, bardak gibi kişisel malzemeleri ortak kullanılmamalıdır. Yine kış aylarında kapalı ortamlarda uzun süre kalınmaması da korunmada yararlı olmaktadır. Ayrıca önemli bir korunma yolu aşılanmaktır.

 

İnfluenza aşısı bu risk gruplarına özellikle öneriliyor

  • 50 yaş ve üzeri kişiler
  • 6 ay-59 ay arası sağlıklı tüm çocuklar
  • Gebeler (gebeliğin ilk 3 ayı hariç)
  • Kronik bir hastalığı olanlar (kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, diyabet, böbrek yetmezliği, hemoglobinopati ve immün yetmezliği olanlar) 
  • Yüksek risk grubundaki kişilerle aynı evde yaşayanlar ve onların bakımından sorumlu kişiler 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.01.23 09:50:17
Son Düzenlenme Tarihi :