SON DAKİKA

logo

Lastiği patlayan tur minibüsü 3 araçlı kazaya neden oldu: 3 yaralı

Antalya’nın Manavgat ilçesinde lastiği patlayan tur minibüsüne çarpmamak isteyen sürücüler zincirleme kazaya karıştı. Minibüse de arkadan çarpılan kazada 3 kişi hafif yaralandı.
Kaza, Antalya-Alanya D-400 Karayolunda Sorgun otogar köprülü kavşakta meydana geldi. Antalya’dan Alanya istikametine..

Antalya’nın Manavgat ilçesinde lastiği patlayan tur minibüsüne çarpmamak isteyen sürücüler zincirleme kazaya karıştı. Minibüse de arkadan çarpılan kazada 3 kişi hafif yaralandı.
Kaza, Antalya-Alanya D-400 Karayolunda Sorgun otogar köprülü kavşakta meydana geldi. Antalya’dan Alanya istikametine giden Emircan Yorgancı’nın kullandığı 07 AIZ 899 plakalı tur minibüsü, kavşak girişinde lastiği patladı ve aracına sağa çekti. Sürücünün bagajdan reflektör çıkarmak için kapağı açtığı sırada aynı istikamette giden Ahmet Tepe’nin kullandığı 07 YMJ 78 plakalı hafif ticari araç, Yılmaz Belkuyu’nun kullandığı 20 AK B97 plakalı otomobile arkadan çarptı. 07 YMJ 78 plakalı hafif ticari araç otomobile arkadan çarptıktan sonra çarpmanın şiddetiyle park halindeki tur minibüsüne de arkadan çarptı. Kaza nedeniyle tek şeritten kontrollü geçişin sağlandığı köprülü kavşak üzerinde uzun araç kuyruğu oluşurken, araçların kaldırılmasının ardından trafik akışı normale döndü. Minibüsteki turistler başka bir araçla yolculuklarına devam etti. Kazadan kısa süre sonra 07 YMJ 78 plakalı hafif ticari araçta yolcu olarak bulunan ve kazanın ardından evlerine gittiği bildirilen Mukaddes Gülmüş, Emine Akboğa, Ayşe Yazıcı’nın ambulansla hastaneye kaldırıldıkları belirlendi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.20 10:34:59
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Zeytinpark’ta gençler için ‘hazine’ oyunu düzenlendi

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin en değerli alanlarından biri olan Zeytinpark’ın daha fazla kişi tarafından bilinmesi ve ziyaret edilmesi için düzenlenen etkinlikler devam ediyor. Zeytinpark’ta ‘hazine’ oyunu düzenlendi. Oyuna katılan 12 takım üç saat boyunca Zeytinark’ın dört bir yanına saklanan şifreleri çözüp hazineyi bulmaya çalıştı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi tarafından Zeytinpark’ın bilinirliğini arttırmak amacıyla “Antalya’nın Hazinesi Zeytinpark’ta Hazine Oyunu” isimli etkinlik düzenlendi. Çocuk ve gençlerin çeşitli şifreleri bularak dolu dolu bir gün geçirmeleri sağlandı. Zeytinpark’ta 10-18 yaş arası çocuk ve gençleri ilgilendiren hazine oyunu etkinliği çerçevesinde başvuru yapan takımlara kısa bir harita ve pusula eğitimi verildi ve sonrasında takımların bu eğitimi uygulamada kullanması sağlandı. Takımlar, çeşitli şifreleri çözerek yeşilliklerin arasında kıyasıya bir mücadele verdi. 3 saat süren etkinliğe toplamda 12 takım, 60 genç ve aileleri katıldı. Aileler de çocuklarını beklerken güzel ve temiz havanın doğanın tadını çıkarma fırsatı buldu.

Ödüller verildi
Ali Atahan Dilmaç, Kadir Bölükbaşı, Mustafa Kemal Bölükbaşı, Eyüp Ege Koyuncu ve Taylan Kurtul’un takımı “Hazine Tayfası” birinci olurken, Azra Çelik, Öykü Pal, Eymen Yiğit Aydın ve İlbey Kaan Sır’dan oluşan " Kankalar " takımı ikinci odu. Hasan Erdoğan, Livanur Kınalı ve Fatih Dalgıç’tan oluşan "Çabuk Olun Kupayı Alıp Gitcez" takımı ise üçüncülüğü elde etti. Etkinliğe katılan tüm takımlara Nisan ayı içinde hayvanat bahçesi giriş bileti hediye edilirken ilk üç sırayı alan takımlara madalya, satranç takımları, forma, spor çanta, şapka, fener gibi birçok hediye verildi. Bunun yanında birinci olan takıma akvaryum giriş bileti, ikinci takıma tiyatro giriş bileti ve üçüncü takıma Tünektepe teleferik biniş bileti verildi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Gençlik ve Spor Hizmetleri Dairesi Başkanlığı tarafından gençlerin her alanda aktif olması için çalışmalar düzenlenmeye devam edeceği öğrenildi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.07 11:31:36
Son Düzenlenme Tarihi :





HACISÜLEYMAN: SÜRECİN EN AZ HASARLA ATLATILMASINI İSTİYORUZ

ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “En büyük sorunumuz olan enflasyonun aşağı çekilmesi ülke olarak birinci önceliğimiz, bununla beraber firmalarımızın da ayakta kalmasını, bu süreci minimum hasarla atlatmalarını istiyoruz” dedi.

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı, ATSO Meclis Salonu’nda gerçekleşti. ATSO Meclis Başkanı Ahmet Öztürk’ün açılış konuşmasıyla başlayan Meclis’te, Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, merhum dönem Başkanımız Ali Bahar’ı anarak sözlerine başladı. Ali Bahar’ın çalışmayı çok sevdiğini kaydeden Başkan Hacısüleyman, “Geçen bir ay içerisinde onun eksikliğini çok hissettik. Sohbetini, fikirlerini ve projelerini dinlemeyi özledik. Ali Başkanın vefatının ardından taziye ziyaretinde bulunan, taziye dileklerini ileten, acımızı paylaşan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum.  Allah rahmet eylesin; mekânı cennet olsun, nur içinde yatsın” dedi. Hacısüleyman, Oda faaliyetlerinin yanı sıra, Türkiye ve Antalya ekonomisi, enflasyon, iş dünyasının beklentileri ile sektörel gündem konularında açıklamalarda bulundu. 

 

ENFLASYONUN DÜŞECEĞİNE HERKES İNANDIRILMALI

Yılın son 4 ayında Türkiye’nin ekonomik göstergelerinin büyük ölçüde bekledikleri gibi gerçekleştiğini kaydeden ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Ancak son aylarda üretim ve iç satışlarda firmalarımız oldukça zorlanmaya başladı. En büyük sorunumuz olan enflasyonun aşağı çekilmesi ülke olarak, birinci önceliğimiz olmakla birlikte, firmalarımızın da ayakta kalmasını, bu süreci en az hasarla atlatmalarını istiyoruz” diye konuştu. Baz etkisiyle başlayan enflasyon düşüşünün birkaç ay daha devam etmesini beklediklerini dile getiren Hacıdüleyman, “Mayıs ayında yüzde 75,5 ile zirve yapan enflasyon Haziran’da yüzde 71,6’ya, Temmuz’da ise yüzde 61,8’e düştü. Ancak önemli olan baz etkisi ortadan kalktıktan sonra da enflasyonun gerilemeye devam etmesidir. Bunun için toplumun tüm kesimlerinin bu sürece inanması gerekiyor. Piyasa katılımcılarının 12 ay sonrası için TÜFE beklentisi yüzde 30 iken, reel sektör yüzde 55, hane halkı ise yüzde 72 oranında beklenti içinde. Bu kopukluk, tüm kesimlerin enflasyonun düşeceğine ikna edilmesini zorunlu kılıyor” dedi.

 

ÖZEL SEKTÖR ENDİŞELİ

Antalya iş dünyası olarak, enflasyonun ülke ekonomisi, işletmeler ve halk için büyük bir tehdit olduğunu bildiklerini dile getiren Hacısüleyman, fiyat istikrarını sağlamak için ellerinden geleni yaptıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü;

 

“Ancak, yüksek seyreden enflasyonun maliyetleri yukarı çekmesi ve tüketicilerin satın alma gücünü hızla azaltmasıyla birlikte, yeni vergi düzenlemeleri ve zamlar maliyetleri daha da artırıyor. Üstelik kredi kullanımımız, hem yüksek faiz oranları hem de miktar sınırlamaları nedeniyle sınırlı kalıyor. Şirketlerimizin ayakta kalması için ticari krediler üzerindeki sınırlamaların kaldırılmasını bekliyoruz. İşletme kredileri yatay seyrediyor ve finansman maliyetleri yüksek olsa da krediye erişim engellenmemeli.”

 

ARZ UCUZLAMALI

Üretim maliyetlerinin hızla arttığı bir ortamda, tarımda, konutta, turizmde ve reel sektörde yüksek maliyetlerle karşılaştıklarını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu durum hem üreticileri hem tüketicileri zorluyor. Türkiye’de üretim maliyetlerinin genel olarak yüksek olduğunu ve bu maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini açıkça gösteriyor. Enflasyonla mücadele için kredi maliyetlerinin bir süre daha yüksek kalacağını biliyoruz; ancak diğer üretim faktörlerinin maliyetlerinin de acilen düşürülmesi gerekiyor. Çalışanların ücretlerini ve vatandaşların satın alma gücünü koruyarak arzı ucuzlatmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

 

İŞ DÜNYASI SABIRLI OLMALI

2021’de başlayan yanlış ekonomi politikalarının etkilerini yaşadıklarını ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Bu durumun düzeltilmesi zaman alacak. Enflasyonun düşmesi zaman alsa da aceleci faiz indirimleri büyük zararlara yol açabilir. Şu an en çok sıkıntıyı vatandaşlar ve çalışanlar çekiyor, ardından şirketler geliyor. Hepimizin bu sürece sabırla yaklaşması gerekiyor” dedi.

 

ENFLASYON PROGRAMININ EKSİKLERİ

Dezenflasyon programından sapmanın büyük zararlarla sonuçlanacağını ve başka bir yol olmadığını kaydeden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Programın mükemmel olmadığını biliyoruz. Enflasyonla mücadelede geciken maliye ve harcama politikaları, yapısal sorunlarımızı çözme konusundaki yavaş ilerlemelerle birleşti. Ayrıca, yüksek teknolojiye yönelik çabalarımızda ilerleme kaydedemedik. Türkiye olarak, orta gelir tuzağından çıkabilmek için işletmelerimizin rekabet gücünü artıracak dönüşümlere acilen ihtiyacımız var. Öyle bir seviyedeyiz ki; artık eskisi gibi düşük maliyet ve düşük fiyat politikasıyla diğer ülkeler ile rekabet edemiyoruz. Çünkü bizde maliyetler yüksek” diye konuştu. Kalkınma, eğitim düzeyi, küresel standartlara uyum gibi süreçlerin Türkiye’de ücret düzeyini yukarı çektiğini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Bu artık aşağı inemez. Yani düşük gelirli ülkelerle rekabet şansımız azaldı. Diğer taraftan ülkemizdeki teknolojik seviye de henüz istediğimiz düzeyde olmadığı için gelişmiş ülkelerle rekabette de zorluk yaşıyoruz. Şimdi düşük ücret politikası ile bu rekabet sınavını geçemeyeceğimize göre, teknoloji alanında atılım yapmamız gerekiyor” açıklamasında bulundu.

 

ENFLASYON MUHASEBESİ EZİYETE DÖNÜŞMESİN

Son günlerin en tartışmalı konusu olan enflasyon muhasebesi konusunda açıklamada bulunan Hacısüleyman, şöyle devam etti;

 

“Aslında konu bir yıla yakındır ülke gündeminde ancak vergi dönemleri geldiğinde tartışma yeniden alevleniyor. Düzenlemede eksik bulunan ya da hatalı olduğu düşünülen noktalar doğal olarak iş dünyası temsilcileri tarafından yüksek sesle gündeme taşınıyor. Enflasyon muhasebesi, enflasyonun mali tablolarda yarattığı yanıltıcı etkileri ortadan kaldırmak amacıyla uygulanıyor. Vergi Usul Kanunu’na göre belirli şartlar altında zorunlu hale gelen bu uygulama, 2024 yılında tekrar yürürlüğe girdi. Ancak, 2021’deki ertelemeden sonra bu uygulamanın bugünkü ekonomik koşullarda firmalar üzerinde önemli zorluklar yarattığı görülüyor. Türk iş dünyası enflasyon muhasebesini 2003 ve 2004’te de tecrübe etmiş olmasına rağmen yıl başladığında, pek çok kişinin aklına şu anda yaşanan sorunlarla karşılaşılabileceği gelmemişti. Sorunların bugün çok can yakıyor olmasının ardında, yirmi yıl önceki konjonktür ile bugünkü konjonktür arasında yatan önemli farklar var.”

 

TAM TERSİ BİR EKONOMİK KONJONKTÜR

2003-2004 döneminde enflasyon muhasebesi uygulanırken, enflasyonun yüzde 18 ve yüzde 9 olduğunu dile getiren ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Türkiye 2001 yılında büyük bir ekonomik kriz yaşamış, ekonomi daralmış, yıllık enflasyon yüzde 69’a çıkmıştı. Enflasyon 2002’de yüzde 30’a, 2003’te yüzde 18’e ve 2004’te yüzde 9’a düştü. Türkiye yeniden büyümeye başlamıştı. Hem iç talep, hem ihracat oldukça canlı bir performans gösteriyordu. Kredi faizleri oldukça düşüktü, ülkeye dışarıdan yatırımlar artmaya başlamış, AB ile son derece pozitif bir gündem yakalanmıştı. Bugün enflasyon muhasebesi tam tersi bir ekonomik konjonktürde uygulanıyor. Sıkılaşma tedbirlerinin en kritik dönemindeyiz. Enflasyon yüzde 75’ten yeni yeni düşmeye başladı. Yurtiçi satışlar soğuma dönemine girdi. Üstelik ihracat pazarları da durgun. Kredi faizleri çok yüksek ve kredi büyüme oranlarına sınırlama getirildi. Yani bankalar müşterisi faize razı olsa da istediği kadar kredi kullandıramıyor” diye konuştu.

 

İŞLETMELERİN AYAKTA KALMAYA İHTİYACI VAR

Uygulamada enflasyon düzeltmesinin bilançoda yer alan parasal olmayan kalemler üzerinde yapıldığını ancak parasal kalemlerde değişiklik yapılmadığını vurgulayan Hacısüleyman, “Bu çerçevede stoklar, demirbaşlar, hatta henüz devam eden yatırımlar yeniden değerleniyor ancak kasada duran nakit, bankadaki nakit, alacaklar ve borçlar enflasyon değerlemesine tabi tutulmuyor. Bu durumda elinde yüksek mal stoku olan firmalar, yeni yatırım yapan firmalar, öz kaynakları zayıf borçluluk oranı yüksek firmalar büyük zorluklarla karşılaşıyor. Dolayısı ile kazançtan alınmayan ama varlıkların değerlenmesinden alınan bir vergi ile karşı karşıya kalıyoruz” dedi. İlk geçici dönemde uygulamanın ertelendiğinden ancak ikinci geçici dönemde ertelenmediğinden bahseden Başkan Hacısüleyman, “Ülke genelinde toptan ve perakende satışlarda yavaşlama hatta gerileme varken, kredi faizleri yüksek ve kredi kullanımı zorken, işletmelerin ayakta kalmaya ihtiyacı varken, sistem, firmaları daha da zor duruma sokuyor. Enflasyon muhasebesi uygulaması geçici dönemler için değil, 2024 yılsonu mali tablolarında uygulansa daha iyi sonuçlar alınabilirdi. Bir de üzerine yukarıda saydığımız yan etkiler ortaya çıktı. Bir erteleme olmayacaksa bile, ayakta kalmakta zorlanan şirketlerin haklı şikâyetlerinin giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.

 

İŞ DÜNYASI YENİ DÜZENLEMELER NEDENİYLE TEDİRGİN

Yeni kanunlaşan vergi paketiyle birlikte farklı alanlarda yeni vergi düzenlemelerinin getirilmesini ve kayıt dışılıkla mücadele kapsamında yeni adımlar atılarak birçok vergi kanununda idari cezaların da yükseltildiğini ifade eden Başkan Hacısüleyman, “Denetim elbette yapılmalı, yanlışın üstüne elbette gidilmeli ancak iş dünyası yeni düzenlemeler nedeniyle tedirgin bir dönem geçirmektedir. Yeni vergi uygulamalarının özel sektöre getireceği yüklerin, henüz ne boyutta olduğu tam olarak anlaşılmış değildir. Böyle bir ortamda yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimler yapılması, bu tedirginliğin daha da artmasına neden olmaktadır. Kayıt dışılığı önlemek ve vergi yükünün toplumda eşit bir şekilde dağıtılması amacıyla mükelleflerin vergi bilincinin artırılması gerekmektedir. Bu nedenle yapılacak keyfi uygulamaların ve yalnızca ceza kesmeye odaklı denetimlerin yapılması mükelleflerin vergi sistemine olan güveninin azalmasına neden olacaktır” açıklamasında bulundu.

 

SON KAVŞAKTAYIZ; YAVAŞLAMANIN DOZU KAÇMASIN

Türkiye ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin belirginleştiğini sözlerine ekleyen Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Hepimiz yakından şahidiz. Sanayi üretimi çok zayıfladı, Haziran’da yüzde 4,6 düştü. PMİ endeksi son 13 ayın 11’inde 50’nin altında değer aldı ki bu da sanayinin zor durumda olduğunu gösteriyor. Perakende satışlardaki reel büyüme yüzde 20’lerden tek hanelere indi. Kredi kartı ile yapılan harcamalarda keskin bir yavaşlama var. Konkordatolar ve ödenmeyen çek-senet sayısı artıyor. Son olarak işsizlik Mayıs ayında yüzde 8.5 iken Haziran’da yüzde 9.2’ye yükseldi. Temmuz-Ağustos’ta ve sonbaharda işsizlikte artışın devam ettiğini göreceğiz. Artık yavaşlamanın daha ciddi sorunlara dönüşmemesi için son kavşaktayız” dedi. Yakın zamanda gidişatta değişiklik yapacak önlemler alınmazsa ciddi yan etkilere sebep olacağını kaydeden Başkan Yusuf Hacısüleyman, “Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz ve Hazine-Maliye Bakanımız Mehmet Şimşek başta olmak üzere ekonomi yönetiminin bu uyarılarımızı dikkate almasını, sorunun sadece iş dünyasının yavaşlayan satışları ve karlılığı olmadığını, değerlenen kur nedeniyle ihracatın yara almaya başladığını, çalışanlarımızın ve halkımızın azalan gelirleri nedeniyle büyük sıkıntı içinde olduğunu, enflasyon programından sapmadan, özellikle halkın alım gücünün desteklenmesi gerektiğini bilhassa vurgulamak istiyorum” açıklamasında bulundu.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.08.21 14:42:43
Son Düzenlenme Tarihi :