SON DAKİKA

logo






54 bin 823 yük taşıyan araç denetlendi, 4.968 kural ihlali tespit edildi

Yük taşımacılığı / arka koruma çerçevesi denetimi gerçekleştirildi
Emniyet Genel Müdürlüğü’nde tüm şehirlerde yapılan denetimlerde  yük taşımacılığı yapan araçlar ve arka koruma çercevelerinin denetimleri yapıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nce yapılan açıklamada, “Yük taşımacılığı yapan kamyon, çekici, tanker gibi araçların diğer sürücüler tarafından fark edilmelerini sağlayan ışık, reflektör vb. donanımların yanı sıra arkadan çarpma neticesiyle meydana gelen kazalarda ağır yaralanma ve ölümleri en aza indiren arka koruma çerçevesi gibi teknik donanımların tam ve eksiksiz olması önem arz etmekte.
Araç sürücülerinin başta hız olmak üzere, araç kullanma süreleri, yükleme, uygun şeritte sürme ve diğer kurallara uymaları ayrıca önem arz etmekte olup bu ihlallerin önlenerek araçların trafiğe uygun hale getirilmesi ve sürücülerin trafik kurallarına uyma düzeylerinin arttırılarak trafik kazalarının azaltılması amacıyla 5-6 Temmuz 2023 tarihlerinde Yük Taşıyan Araçlara yönelik ülke genelinde eş zamanlı olarak özel denetim gerçekleştirildi.
Yapılan açıklamada, 
* 54 bin 823 araç/sürücü denetlendi.
* 567 araçta takograf bulundurulmadığı/kullanılmadığı,
* 509 sürücünün çalışma/dinlenme sürelerine uymadığı,
* 204 araçta ağırlık ve yükleme kurallarına uyulmadığı,
* 76 aracın zorunlu haller dışında gerekli önlemleri almadan karayolu üzerinde durakladığı veya park ettiği,
* 67 aracın arka koruma çerçevesinin standartlara uygun olmadığı,
* 61 araçta arka koruma çerçevesinin bulunmadığı,
* Toplam 4 bin 968 trafik kural ihlali tespit edildi.
   Türk Polis Teşkilatı olarak sürücülere hem kendilerinin hem de diğer yol kullanıcılarının can güvenliklerini sağlamak için trafik kurallarına uymaları hatırlatılır, denetimlerin devam edeceği kamuoyuna saygıyla duyurulur.” denildi.
* EGM Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.12 13:44:06
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz, Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır.

ATSO Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz, Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır.

Sebze ve meyva fiyatları sadece İstanbul ya da Ankara gibi büyükşehirlerde değil, sebze ve meyvanın üretim merkezi Antalya’da da el yakarken, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Cihangir M. Deniz,  mecis toplantısında yaptığı konuşmada sorunu ortaya koymakla kalmadı, bu sorunun aşılması için neler yapılması gerektiğini de basit ve herkesin anlayabileceği bir dille aktardı.
“Bizde sebze ve meyve fiyatları bazen Avrupa'ya yakın, bazen de Avrupa'nın çok altında. Gübre, ilaç, plastik, mazot Avrupa fiyatındaysa, domates ve biberin fiyatı da Avrupa'ya eşit olmak zorundadır” diyen Cihangir M. Deniz,  marketlerde diş macunu, diş fırçası, deterjan, sucuk ve salam fiyatlarının Avrupa ayarında, hatta bazen daha da yüksek olduğunu, araba fiyatları, elektronik, hatta internet fiyatını da Avrupa'dan daha yüksek olduğunu hatırlattı.
“Ama sıra sebze ve meyveye gelince istiyoruz ki, ucuz olsun. İstiyoruz ki, köylü eskisi gibi düşük fiyata çalışsın, biz de düşük fiyatla alalım” diye bir gerçeği dillendiren ATSO Başkan Yardımcısı Deniz şunları söyledi:
“Bugün üretici bir kilo portakaldan kazandığıyla sahilde bir çay içemez. Eskiden kahvelerde çay kuruşla satılırdı. Şimdi kafelere geçtik çay ve kahve Euro üzerinden fiyatlandı. Bütün bunlara nasıl alıştıysak, sebze ve meyvenin Avrupa fiyatına gelmesine de alışacağız. Türkiye'nin sorunu ekonominin ve ücretlerin Avrupa düzeyine gelememesidir. 
Türkiye'de tarım alanlarını koruyamıyoruz. Antalya'da bile tarım alanlarını kendi elimizle konut alanlarına çeviriyoruz. Kooperatiflerimiz yok. Ambalaj sorunu var, ambalaj maliyeti yüksek. Seralarımız modern değil, lojistik modern değil.  Kış aylarında sera üretimi yetersiz olduğu için tüketici, yaz aylarında ürün bol olduğu için üretici kaybet-mektedir. Taşıma sırasında, market ve pazarda ürünün dörtte biri çöpe gidiyor. Her 100 metrede bir market var, marketlerin işletme maliyeti yüksek. Semt pazarlarına üretici giremiyor, farklı bir yapı oluşmuş durumda, bu nedenle pazar maliyetleri de yüksek. 
Seraların modernize edilmesi, organize sera bölgeleri kurulması, büyük ölçekli seralara geçilmesi, küçük üreticilerin modern kooperatiflerle birleştirilmesi gibi büyük hamleler yapmak, köyleri kalkındırmak, eğitimli gençleri tarım üretimine yönlendirmek zorundayız. 
Bu konuları artık herkes ezbere biliyor, bu gerçekler ortada iken, devletin veya belediyelerin bütçeden farkı ödeyerek ucuz sebze ve meyve satması mümkün değildir. Türkiye geçmişte KİT zararlarından, belediye zararlarından, banka zararlarından çok çekti. Geçmişteki hataları tekrar etmemeliyiz.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.02.27 07:05:16
Son Düzenlenme Tarihi :