SON DAKİKA

logo

Sonbahar hastalıklarından koruyacak beslenme tüyoları

Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “İnsanlar soğuk havalar başlamadan önce vücudumuzun immun sistemini güçlendirmeliyiz” dedi.
Artık yaz bitiyor ve güneş yüzünü bizlere daha az göstermeye başladı. Bununla birlikte gün içerisinde yaşanan ani ısı değişiklikleri buna hazır olmayan metabolizmamızı olumsuz bir şekilde etkilerken hastalıklara yakalanma ihtimalimizi de artırıyor.
Doğanın kendini kışa hazırlamak için yaşadığı dönüşüm sürecine bireylerin genellikle hazırlıksız yakalandığını ve hastalıklara karşı savunmasız kaldığını söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, sonbahar hastalıkları kapımızı çalmadan immun sistemimizi güçlendirecek beslenme tüyoları veriyor.
Narenciye
Özellikle soğuk algınlığı ve gribe karşı immun sistemini güçlendirmek en temel kural kabul ediliyor. Bunun için de doğal destekçi besinlerden yararlanmak önem kazanıyor. C vitamini yönünden zengin besinleri tüketmek, aynı zamanda antioksidan deposu da olduklarından vücuttan toksik maddelerin atılmasını da sağlıyor. Narenciye ürünlerinin yanı sıra, biber türleri, kivi, brokoli ve maydanoz da C vitamini bakımından zengin besinler olarak öne çıkıyor.
Doğul yoğurt
Doğal yoğurt gibi probiyotik kaynakları düzenli olarak tüketildiğinde bağırsak florasını zenginleştirerek sindirim ve immun sistemini güçlendiriyorlar. Yoğurt bunun yanı sıra içerdiği laktik asit ile mikroplara karşı kalkan etkisi gösteriyor ve savunma sisteminin ayakta kalmasına da katkı sunuyor.
Balkabağı
Zengin bir mineral, lif ve kalsiyum kaynağı olan balkabağı aynı zamanda önemli beta karoten kaynaklarının da başında geliyor. Böylece immun sisteminin en önemli parçalarından biri olan beta karoten sayesinde gribe karşı koruyucu etki gösteriyorlar. Balkabağı aynı zamanda sindirim sistemini de hızlandırıp rahatlatarak nispeten az su tüketilen soğuk havalarda kabızlık sorununa da iyi geliyor.
Nar
İçeriğindeki antosiyanin adlı bileşen sayesinde doğal bir antioksidan olan nar, gribe karşı korunmada etkili bir besin olarak öne çıkıyor. Ancak narın suyunu sıkıp içmek yerine orta büyüklükte bir narı tüketmek aynı zamanda bağırsak sağlığı açısından da yarar sağlıyor.
Balık
Özellikle yaşam alanları soğuk su olan balıklar, zengin Omega-3 yağ asitleri, fosfor, protein ve aynı zamanda A-B vitamini deposu durumundalar. İmmun sitemini destekleyen balığı ızgara, fırın veya buğulama teknikleri ile pişirerek haftada en az 2 kez sofralarda yer vermek hastalıklara karşı mücadelede önem kazanıyor.
Soğan ve sarımsak
Doğal bir antibiyotik olan soğan ve sarımsak vücudumuza giren mikroplarla mücadele ederek immun sistemini destekliyor, hastalıkları uzak tutuyor. İçeriğindeki allicin biyoaktif bileşeni, sarımsak çiğnendiğinde, dövüldüğünde veya kesilerek tüketildiğinde açığa çıkarak daha çok fayda sağlıyor. Bu nedenle mümkünse çiğ tüketilmesi gerekiyor.
Brüksel lahanası
Brüksel lahanası yüksek besin değeriyle öne çıkıyor. İmmun sistemini güçlendiren bu besin aynı zamanda bol miktarda demir ve potasyum içeriyor. Kemik sağlığı için gerekli olan K vitamini de bünyesinde barındıran bürüksel lahanası, Omega-3 yağ asidinin nebati formunu içeren nadir sebzeler arasında yer alıyor.
Bitki çayları
Kuşburnu, ıhlamur ve adaçayı gibi bitki çaylarının ölçülü bir şekilde tüketilmesi, içerdikleri antioksidanlar sayesinde immun sisteminin kuvvetlenmesini sağlıyor. Bu bitkilerden özellikle adaçayı içerdiği uçucu bileşenler sayesinde grip ve soğuk algınlığının yol açtığı boğaz ve ağızdaki iltihaplanmanın yanı sıra enfeksiyonu da önlemeye yardımcı oluyor. Ancak hamilelerin ve kronik hastalıkları olanların bitki çaylarını tüketmeden önce doktorlarına danışmaları gerekiyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:56:38
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Herkes Muratpaşa’da buluşuyor

Muratpaşa Belediyesi’nin, Antalya’nın Akdeniz’e uzanan en uç noktası Bababurnu’nu da içine alan Ziya Gökalp Kent Parkı’ndaki Deniz Yüzü Kafe, yeniden misafirlerini ağırlamaya başladı. Antalya’nın balkonu, Muratpaşa Belediyesi’nin mavi bayraklı falez plajlarından çıkanların, evlerde geçen uzun günlerin ardından açık havada kahvaltı için buluşanların, çay eşliğinde sohbeti özleyenlerin adresi oldu.

Muratpaşa Belediyesi, covid-19 salgınında 1 Haziran’da başlayan kademeli normalleşme dönemiyle birlikte Ziya Gökalp ve Erdal İnönü kent parklarında bulunan Deniz Yüzü ve Dağ Yakası kafeleri yeniden misafirlerini ağırlamaya başladı. Kısıtlamalar nedeniyle uzun süre kapalı olan belediye işletmeleri hem salgın önlemleri hem de uygun fiyatları ve hizmet kalitesiyle tam not aldı. 

HERKESİN NEDENİ VAR

Antalya’nın Akdeniz’e uzanan en uç noktası Bababurnu’nu da içine alan Ziya Gökalp Kent Parkı’nda bulunan Deniz Yüzü, günün ilk saatleriyle birlikte misafirlerini ağırlamaya başlıyor. Deniz Yüzü Kafe, kademeli normalleşmede, Muratpaşa Belediyesi’nin mavi bayraklı falez plajlarından çıkanların, evlerde geçen uzun günlerin ardından açık havada kahvaltı için buluşanların, çay eşliğinde sohbeti özleyenlerin adresi oldu. 

KENT SAKİNLERİ ANLATTI

Arkadaşlarıyla Deniz Yüzü’nde buluşan Ahu Gacemer,sosyal mesafe açısından masaların konumunun gayet güzel olduğunun altını çizdi. Gacemer,“Sosyal mesafe güzel ayarlanmış. Hizmet kalitesi açısından çok memnun kaldık. Zaten sık sık da geliyoruz. Manzarası da çok güzel” şeklinde konuştu. 

Emrah Kara ise Deniz Yüzü’ne ilk defa geldiğini söyledi. Kara, “İki kişilik bir masaya geçmek istedik ancak sosyal mesafe kuralları nedeniyle müsaade edilmedi. Alınan önlemler kadar önlemlere harfiyen uyuluyor olması ayrıca önemli” diye konuştu. Aykut Levent Özer de Deniz Yüzü’nde hem keyifli hem temiz hem ortam olduğunu belirterek, “Muratpaşa Belediyesi, kendisini sürekli yeniliyor, geliştiriyor” dedi.

Komşularıyla kahvaltıya gelen Eda Budak ise, Muratpaşa Belediyesi’nin Antalya’nın doğa harikası falezler boyunca sunduğu hizmetleri beğendiklerini belirtirken “Seviyoruz. Hep bu taraflara geliyoruz. Mutluyuz. İnşallah böyle devam eder” dedi.

“KOMŞULARIMIZ MUTLU BİZ DE MUTLUYUZ”

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Deniz Yüzü Kafe’nin bulunduğu Ziya Gökalp Kent Parkı’nın 35 bin 500 metrekarelik alanı kapsadığını söyledi. Parkın, Kasım 2017’de hizmete açıldığını belirten Başkan Uysal, “Alan yıllarca işgalli olarak bazı çevrelerce kullanılmış. Önce bu işgallere son verdik ardından Antalya panoramasına sahip bu alanı bir kent parkı haline getirdik. Çalışmalar sırasında 282 ağacı koruduk. Yeni turunç fidanları diktik. 3 doğal çöküntünün etrafında yürüyüş parkurları yaptık. Komşularımız burada olmaktan çok mutlu. Biz de mutluyuz” diye konuştu. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.06.11 05:46:08
Son Düzenlenme Tarihi :





Alanya plajlarında caretta caretta yumurtaları otellerin koruması altında

Antalya’nın Alanya ilçesinde 70 kilometrelik sahile yumurta bırakan deniz kaplumbağalarının yuvalarını korumak için önlem alınmaya devam ediyor. 300 kayıtlı yuva rakamının bine yaklaştığı belirtildi.
Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği Başkanı Şerefnur Kayhan ve gönüllü çevreci ile TUİ ..

Antalya’nın Alanya ilçesinde 70 kilometrelik sahile yumurta bırakan deniz kaplumbağalarının yuvalarını korumak için önlem alınmaya devam ediyor. 300 kayıtlı yuva rakamının bine yaklaştığı belirtildi.
Alanya Çevre Eğitim ve Mavi Bayrak Derneği Başkanı Şerefnur Kayhan ve gönüllü çevreci ile TUİ Blue Pasha Bay Otel çevre sorumlusu Aslıhan Güncel, caretta caretta yuvaları ve korunmaları hakkında bilgiler verdi. Konaklı Mahallesi Pasha Otel sahilinde 20 caretta caretta yuvası tespit ettiklerini ve hepsini koruma altına aldıklarını belirten Aslıhan Güncel, "Bu yıl 20 kadar yuvamız oldu. Yuva bırakmadan gidenler de oldu. Gelen 20 yuvayı da koruma altına aldık. ALÇED’e bilgi verdik ve hep birlikte takibini yapmaktayız. Gördüğünüz gibi yuvalarda ne zaman plaja yumurtladıkları ve muhtemel yumurtadan çıkış zamanları yazmakta. Buradan takibini yapıyoruz” dedi.

“Çok fazla yumurtlama alanı var”
Bu yıl Alanya bölgesinde çok fazla yumurtlama alanı olduğuna dikkat çeken Dernek Başkanı Şerefnur Kayhan, "Haberimiz olanları koruma altına alıyoruz ve takip sürecini başlatıyoruz. Şu anda 3 yuvamızdan yavrular çıktı. Havalar çok sıcak olduğu için tahminimiz dişi carettaların daha fazla yumurtadan çıkacağı yönünde. Biliyorsunuz sıcak havalarda yumurtalardan dişi carettalar çıkıyor. Pasha Bay otelde de 20’ye yakın yuvamız var. Otel yöneticilerinden Aslıhan haber verdi. Otel yönetimi tarafından yapılan kafeslerle sahilde yuvalar korumaya alındı. Elimizden geldiğince sağlıklı yuvalar için çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“Bazı oteller yuvaları haber vermiyor”
Kayhan, “Bazen haber alıp gittiğimizde yuvaları bulamıyoruz. Şezlongların bol olduğu yerde yuvaları kaybediyorlar. Zira turistlere zarar vereceğini ve şezlongları kuramayacaklarını düşünüyorlar. Halbuki tam tersi turistler ilgi gösteriyor, bir caretta yuvası gören turistler daha çok kalmak istiyor. Bu yüzden 5 yıl boyunca aynı otele gelen turistler var” dedi.

“Korumamız lazım”
Kayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Nesli tükenme altındaki caretta caretta ve yeşil deniz kaplumbağalarını korumamız lazım. Bu yuvalar 20-25 yıl önce buradan çıktılar. Onlar da çıktıkları yere, elinizle denize koymazsanız ve kendiliğinden denize ulaşmaları sağlanırsa erişkin oldukları dönemde aynı yere geri dönüyorlar. Yumurtadan çıkarken veya yumurtlarken gördüğümüz bu kaplumbağaları flaşları açarak çekmemeliyiz. Sadece kırmızı ışıkta bu kaplumbağaların takibi yapılabilir. Yavrular çıkarken de ellerine alıp veya kovalarla denize dökmesinler. Kendiliğinden denize ulaşsınlar, yüzsünler. Böylece bu kaplumbağalar tekrar çıktıkları alana gelecektir. Ters yöne gitse bile çıkmalarına yakın arka tarafta ışık olmamalı. Ay ışığı ile denize kendiliğimde ulaşması gerekiyor. Ters yöne gittiğinde de elimizle değil kumlardan yol açarak denize ulaşmalarını sağlamamız gerekiyor.”

“En büyük tehlike insanlar”
Caretta carettalar için çeşitli tehlikelerinde olduğuna vurgu yapan Kayhan, "Bu canlılar için bir diğer tehlike de yumurtlama döneminde kedi, köpek sansar gibi canlılar. Eğer kontrol altına alınmazsa çıplak yuvalar maalesef kazılıp yumurtaları boşaltılıyor. Bir de en büyük düşmanı insanoğlu. Koruyamıyoruz. Zaman zaman sahiller tacize uğruyor. İnsanoğlu bunları korumak zorunda. Bunların neslinin yok olmaması için koruma altına alınması lazım. Çünkü her yaşamı hak eden canlı bizim hayatın devamlılığı için gerekli vazifeleri yapıyordur. Bunları koruma altına almak gerekir” ifadelerine yer verdi.

“Bine yakın yuva olduğunu düşünüyoruz”
Bu yıl içinde çok sayıda caretta carettanın plajlara gelerek yumurta bıraktığını ifade eden Kayhan, "Aşırı sıcaklık bilim insanların söylemlerine göre erkek değil dişi kaplumbağaların çıkmasına neden oluyor. Bizdeki kayıtlı yuva sayısı 300’ün üzerinde. Şu anda bu yuvaların tamamı koruma altına alındı. Ama bilmediğimiz alanlar da var. Bu sayılarla da bini bulduğunu düşünüyoruz. Ancak bu sayıyı yumurtadan çıktıktan sonra ve kayıt altına aldıklarımı için söyleyebiliriz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.17 18:02:44
Son Düzenlenme Tarihi :