SON DAKİKA

logo

Doç. Dr. Solmaz: “Lenf büyümesi, gece terlemesi ve kilo kaybına dikkat”

Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, lenfomada erken teşhis ile hastanın yaşam kalitesinin arttığına değinerek, “Lenfoma semptomlarının başında lenf büyümesi, kilo kaybı ve gece terlemeleri ile kendini belli ediyor. Bu konuda toplumda farkındalık artarsa erken tanıya ve daha iyi sonuçlara ulaşabiliriz” dedi.
Vücudun bağışıklık sisteminin önemli bir parçası olan lenfatik sistemden kaynaklanan kanser türü lenfoma hakkında bilgi veren Acıbadem Adana Hastanesi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Soner Solmaz, 15 Eylül Dünya Lenfoma Günü’nün bu hastalık hakkında farkındalık oluşturmak, hastalara ve ailelerine destek sağlamak ve tedavi seçeneklerinde daha fazla araştırma ve ilerlemeyi savunmak için önemli bir vesile olduğunu söyledi.
Lenfomanın, vücudun savunma hücreleri olan lenfositlerin kanserleşerek kontrolsüz büyümesi anlamına geldiğini belirten Doç. Dr. Solmaz, lenf kanserinin sıklıkla vücudun en önemli savunma mekanizmalarından lenf bezleri üzerinde görüldüğünü vurguladı. Hodgkin lenfoma (HL) ve Hodgkin olmayan lenfoma (NHL) olmak üzere iki tipi olduğunu ifade eden Doç. Dr. Solmaz “Bu türlerin her birinin çok sayıda alt türü vardır. Non Hodgkin lenfomanın en az 40-50 alt tipi, Hodgkin lenfomanın ise 6-8 alt tipi mevcut. Bu kadar farklı alt tipleri olması, lenfomaları çeşitli ve karmaşık bir hastalık kümesi haline getirir. Semptomlar, teşhis ve tedavi seçenekleri bu alt tipler arasında büyük farklılıklar göstermektedir ve bu da artan farkındalık ve anlayış ihtiyacını vurgulamaktadır” dedi.
“Kilo kaybı, yorgunluk ve ateş belirtiler arasında”
Erken teşhisin hastalığın seyrini önemli ölçüde etkileyebileceğinin altını çizen Doç. Dr. Solmaz, bu nedenle Dünya Lenfoma Günü’nün temel hedeflerinden birinin de halkı lenfomaların belirti ve semptomları konusunda eğiterek hastalığın teşhis sürecini hızlandırmak olduğunu anlattı.
Hastalığın yaygın semptomlar arasında “büyümüş lenf düğümleri, açıklanamayan kilo kaybı, yorgunluk, ateş, gece terlemesi ve kaşıntı” olduğunu söyleyen Doç. Dr. Solmaz, “Bununla birlikte, bu semptomlar hafif olabilir veya diğer daha az ciddi durumlara atfedilebilir ve tanıda gecikmelere yol açabilir. Bu semptomlar hakkında farkındalığın artırılması, bireylerin derhal tıbbi yardım almasına yardımcı olabilir, bu da potansiyel olarak daha erken tanıya ve daha iyi sonuçlara yol açabilir” diye konuştu.
Hastalığın nedeninin kesin olarak bilinemediğini söyleyen Doç. Dr. Solmaz, doğru teşhis ve tedaviyle kişinin yaşam süresi ve yaşam kalitesinin artabildiğinden, son yıllarda kullanımı artan akıllı ilaçlar sayesinde gelecekte daha da başarılı sonuçlar alınabileceğinden bahsetti.
“Hastaları, hikayelerini paylaşmaya teşvik ediyor”
Ayrıca araştırma ve geliştirilmiş tedavi seçeneklerinin gündeme gelmesinin, Dünya Lenfoma Günü’nün bir başka ayrılmaz yönü olduğuna değinen Doç. Dr. Solmaz, “Araştırmacılar ve sağlık uzmanları, daha az yan etkiyle daha etkili tedaviler geliştirmek için yorulmadan çalışıyor. Artan farkındalık erken teşhis oranının artmasına yol açar. Bu da tedavi başarısı için ilk ve önemli adımdır.
Ayrıca yenilikçi tedavilerin gelişimini hızlandıracak önemli bir motivasyon kaynağı olabilir” dedi.
Solmaz, Dünya Lenfoma Günü’nün erken teşhisin öneminin vurgulama, bireylere sağlık yolculuklarında aktif rol alma gücü verme özetle lenfomalarla mücadelede hayati bir araç görevi görüldüğünü dile getirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.14 17:57:52
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Nohutun kalbi Anadolu’da bulundu

Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker’in danışmanlığında yürütülen çalışmalarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek sıcaklık ve kuraklığa dayanıklı bir nohut türü bulundu. Kalp şeklinde daneleriyle de dikkat çeken türe Cumhuriyetin 100’üncü yılına ithafen Turcicum ismi verildi.

Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker’in danışmanlığında yürütülen çalışmalarda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yüksek sıcaklık, kuraklığa ve yaprak galeri sineği ve tohum böceklerine dayanıklı bir nohut türü bulundu. Türe, Cumhuriyetin 100’üncü yılına ithafen Cicer Turcicum Toker, J.  Berger & Göktürk ismi verildi. Yeni keşfedilen tür, bitki bilimi alanında dünyanın en önemli dergilerinden biri olan Frontiers in Plant Science dergisinde bilim dünyası ile paylaşıldı.

MELEZLEME ÇALIŞMALARI BAŞARIYA ULAŞTI
Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker danışmanlığında Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Tuba Eker tarafından yürütülen çalışmalarda yeni tür, tarımı yapılan tür ve diğer yakın akraba türler ile melezlenmiş ve sağlıklı F1 bitkiler elde edildi. Yüksek sıcaklık ve kuraklık başta olmak üzere canlı ve cansız streslere dayanıklı olan bu nohut türünün, yoğun olarak üretilen ticari nohut türleriyle melezleme çalışmalarında ilk aşama başarıyla sonuçlandı.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN YÜZÜNCÜ YILINA ARMAĞAN
Çalışmalarla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Cengiz Toker, tescil edilen türe Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yılına ithafen Cicer turcicum isminin verildiğini belirterek, “Türümüz uluslararası literatüre endemik bir tür olarak girdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin Yüzüncü Yılına armağan olsun.” dedi. Kalp şekliyle de dikkat çeken yeni türün yurt dışında nohut üzerine araştırma yapan bilim insanları tarafından da çok yoğun ilgi gördüğünü belirten Prof. Dr. Toker, “Avusturalya, ABD, Kanada ve Avrupa’dan birkaç ülkeden nohut türünü incelemek için talep oldu. Melezleme çalışmalarını ya da buradan bulunabilecek izole edilecek genlerle ilgili patent hakkına ilk biz sahip olalım diye vermedik.” diye konuştu.

ZOR ŞARTLARA DAYANABİLİYOR
Yeni keşfedilen Cicer Turcicum türünün özellikle yüksek sıcaklık ve kuraklığa dayanıklılığı ile umut vadettiğini anlatan Prof. Dr. Cengiz Toker, “Tarımını yaptığımız nohut çeşitleriyle melezleme çalışmalarımızın ilk etabı başarıyla tamamlandı. Deneme seralarında, normal nohut türlerinin yüksek sıcaklık nedeniyle kuruduğu ortamda, yeni türümüz ve melez türler çiçek dökmeden yeşil kaldı. Bu genleri tarımı yapılan nohut çeşitlerine aktarabilirsek, tarımı yapılan nohut çeşitlerine çok önemli birkaç özellik kazandırmış olacağız.” diye konuştu.

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ BİLİME AÇILDI
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin dünyada tarımın ilk yapıldığı bölgelerden olduğunu ve buğday, arpa, bezelye, nohut, mercimek gibi birçok türün köken merkezi olduğunu belirten Prof. Dr. Cengiz Toker, terör sorunu nedeniyle bölgenin bilimsel anlamda yeterince incelenemediğini kaydetti. Son yıllarda terörün sona ermesiyle bölgede bilimsel çalışmaların arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Toker, “Terörün olduğu yıllarda Güneydoğu da çalışma yapmak için her türlü izin almanız gerekiyordu. Tehlikeli olduğu için birçok araştırmacı buraya gitmekten imtina ediyordu. Günümüzde sorun ortadan kalktığı için bütün bilim insanlarına açık bir yer. Bu bölge bu anlamda genetik kaynaklar bakımından çok önemli. Dolayısıyla son zamanlarda bu bölgenin daha çok ziyaret edilip o bölgenin potansiyelinin ortaya çıkarılabileceğini düşünüyorum.” açıklamasında bulundu. Cengiz Toker, konuyla ilgili bilimsel çalışmaların bitki bilimi alanında dünyanın en önemli dergilerinden biri olan Frontiers in Plant Science (IF = 6.627) dergisinde yayınlandığını belirterek, bu tür dergilerde yapılan bilimsel çalışmaların dünya üniversite sıralamalarında çok etkili rol oynadığını sözlerine ekledi.

ZARARLI BÖCEKLERE KARŞI DA DAYANIKLI
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Doktora Öğrencisi Tuba Eker de melezleme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yeni bulunan türün tarıma kazandırılması için deneme üretimlerinin sürdüğünü anlatan Tuba Eker, “Yaptığımız çalışmalar sonucunda bazı zararlı böceklere de yüzde yüz dayanıklı olduğunu da tespit ettik. Ayrıca oldukça yüksek bir sıcaklık dayanımı var. Serada 45-55 dereceye kadar ulaşan sıcaklıklarda hala çiçeklenip dane verdiğini gördük. Yaptığımız saksı denemelerinde toprakta su kapasitesi kalmayıp artık yarılmaya başladığında dahi hayatta kalabiliyor. Bu özelliklerin tüketimde olan kültür nohutlarına aktarılması en önemli mesele. Tarımını yaptığımız nohutlarla melezleme yaparak Cicer Turcicum türünden güçlü yani arzu ettiğimiz özellikleri aktarmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. Küresel ısınmanın 2100 yılına kadar 3-4 santigrat derece artacağı bildiriliyor. Bu da türümüzün tarımsal üretim için önemini artırıyor.” şeklinde konuştu. Tuba Eker, melezleme çalışmaları sonucunda elde edilecek ticari ürünün danelerinin, Cicer Turcicum gibi kalp şeklinde olabileceğini de sözlerine ekledi. -AÜ BSN.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.22 10:53:42
Son Düzenlenme Tarihi :





KONYAALTI'NDA DİSLEKSİ KONUŞULACAK

Konyaaltı Belediyesi, disleksi konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla, uzman isimleri vatandaşlarla buluşturacak. Disleksi tanısı alan çocuklar için doğru yaklaşımın önemine dikkat çekecek konferans, Konyaaltı Belediyesi Ana Hizmet Binası Feslikan Salonu’nda gerçekleşecek.

Disleksi hakkında toplumda bilinç oluşturmak ve doğru eğitim süreçlerini anlatmak amacıyla Konyaaltı Belediyesi önemli bir konferansa ev sahipliği yapacak. Çocuk ve Genç Psikiyatristi Uzman Dr. Merve Günay Ay ile Özel Eğitim Uzmanı Tolga Yıldırım’ın katılacağı “Başarıya Giden Yolda Disleksi” adlı konferans, 4 Mayıs Pazar günü saat 14.00’te Konyaaltı Belediyesi Ana Hizmet Binası Feslikan Salonu’nda gerçekleştirilecek.

 

UZMANLAR DİSLEKSİ SÜREÇLERİNİ ANLATACAK

 

“Başarıya Giden Yolda Disleksi” başlığıyla gerçekleştirilecek konferansta, disleksi tanısı konulan bireylerin tıbbi ve eğitsel süreçlerinde nasıl desteklenmeleri gerektiği ele alınacak. Uzmanlar, disleksili çocukların erken teşhis, doğru yönlendirme ve özel eğitim yaklaşımlarıyla nasıl başarılı bireyler olabileceklerine dair önemli bilgiler paylaşacak.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.04.28 17:26:59
Son Düzenlenme Tarihi :