SON DAKİKA

logo

CHP Döşemealtı'nda Veli Çot dönemi resmen başladı

CHP Döşemealtı'da 26 Ağustos tarihinde gerçekleşen kongrede CHP Döşemealtı İlçe Başkanı seçilen Veli Çot görevine bugün resmen başladı.

CHP'li Çot, bugün CHP Döşemealtı ilçe yönetim kuruluna seçilen üyelerle birlikte Antalya Adliyesi'nden mazbatasını aldıktan sonra partisinin ilçe binasına gitti.

CHP Döşemealtı İlçe Başkanlığı'nda gerçekleşen devir teslim töreninde Veli Çot görevi resmen Reşit Doğan'dan devraldı.

CHP Döşemealtı'nın yeni İlçe Başkanı Veli Çot, gerçekleşen devir teslim töreninde yaptığı konuşmada Reşit Doğan ve ilçe yönetimine yaptıkları çalışmalardan dolayı teşekkür ederek, Döşemealtı'nda CHP'lilerle beraber Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde demokrasi bayrağını taşıyarak, Döşemealtı Belediyesi'ni yeniden kazanacaklarına inançlarının tam olduğunu belirtti.* Kaynak: CHP bülten


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.02 18:34:15
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Beğiş Susuzu projesi ile kurak topraklar suya kavuşup yeniden yeşerecek

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin susuzluk nedeniyle tarım yapılamayan ve yoğun göç veren Korkuteli’nin Beğiş Susuzu Mahallesi’ni arıtma suyuyla tekrar tarıma kazandıracak ‘Beğiş Susuzu Sulama Projesi’ hızla ilerliyor. Yöre halkı suyun gelmesiyle ovanın bereketli ürünler vereceğini, hayatın yenide..

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin susuzluk nedeniyle tarım yapılamayan ve yoğun göç veren Korkuteli’nin Beğiş Susuzu Mahallesi’ni arıtma suyuyla tekrar tarıma kazandıracak ‘Beğiş Susuzu Sulama Projesi’ hızla ilerliyor. Yöre halkı suyun gelmesiyle ovanın bereketli ürünler vereceğini, hayatın yeniden canlanacağını dile getirdi.
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in temmuz ayında temelini attığı Beğiş Susuzu Sulama Projesi’nde çalışmalar devam ediyor. Tarımsal sulamada örnek olacak projeyle Korkuteli Atıksu Arıtma Tesisi arıtma suyu, kurulacak kapalı sistem damla sulama projesiyle Beğiş Susuzu ovasına taşınacak. Projeyle 2 bin dekar arazi tekrar suya kavuşacak, göç etmek zorunda kalan çiftçiler topraklarını ekip dikmeye başlayacak.
Yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının bulunmaması nedeniyle tarım yapılamayan ve yoğun göç vererek terk edilen Beğiş Susuzu Mahallesi’nin tarımsal sulama sorununu çözecek çalışmalar sürüyor. Ekipler tarafından arıtma suyunu Beğiş Ovası’na taşıyacak çelik borular araziye döşeniyor. Şu ana kadar 14 bin 500 polietlien boru ve 810 metre çelik boru döşendi. Ekipler daha sonra havuz, su alım üniteleri ve dağıtım rögarlarının çalışmasına başlayacak.
Proje ile Korkuteli Atıksu Arıtma Tesisi ile kaynağından saniyede 85 litre su alınarak, döşenecek 16 bin metre çelik boru hattı ile Beğiş Ovası’ndaki tarım arazilerine ulaşacak. Çiftçilerin damla ve yağmurlama gibi modern sulama sistemleri ile topraklarını sulaması sağlanacak. Su olmadığı için daha çok kuru tarım yapabilen çiftçiler, proje sayesinde artık sulu tarım yaparak daha çok gelir getirecek ürünler yetiştirebilecek. Tesisten 50 çiftçi hanesinde 250 vatandaş faydalanacak.

Yeni Kumluca ve Finike olacak
Beğiş Susuzu Mahallesi Muhtarı Hüseyin Yalçın, köylerinde hem içme hem de sulama suyu olmaması nedeniyle üretimin ve yaşamın canlılığını kaybettiğini söyleyerek, “Su olmayınca atalarımız, yakınlarımız hep başka köylere göç etmiş. Köyde şu an sadece 15 hane yaşıyor. Çiftçiler sadece arpa yetiştiriyor. Zaten suyumuz yok, yeterli yağışlar da olmayınca arpada da yeterli ürünü alamıyoruz. Sulama projesiyle topraklarımız değerlenecek, yeşerecek. Böylece insanlarımız geri dönecektir. Suyumuz gelince inşallah çeşit çeşit meyve ve sebzeler yetiştirebileceğiz. Beğiş Susuzu’na su gelince Antalya’nın yeni Kumluca ve Finike’si olacağına inanıyorum. Muhittin Böcek başkanımızdan Allah bin kere razı olsun, sayesinde suya kavuşacağız” diye konuştu.
Yöre sakinlerinden 72 yaşındaki Salih Sarı da kuraklık olduğu için bütün gençlerin köyü terk ettiğini belirterek, “Su geldikten sonra hayatımız değişir, bahçelerimizde meyvemiz, sebzemiz yetişir. Hatta ihracat bile yaparız. Nasip kısmet olur Muhittin Böcek başkan suyumuzu getirirse dünyalar kadar seviniriz. Hatta ilk yetiştirdiğimiz meyveleri Muhittin Böcek’e ikram ederiz, köyümüzde ağırlarız” diye konuştu.
Suyun gelmesiyle köyün geleceğinin değişeceğine inandığını kaydeden İbrahim Hadi Kılınç, “Bu köyde hayatın yeniden canlanması için suyun gelmesi gerekiyor. Suyun olmadığı yerde hayat olmaz. Bizlerin tarım yapıp üretebilmemiz için suya ihtiyacımız var. Şu an hayvancılık ve kuru tarım yapabiliyoruz. Ama suya kavuşunca çeşitli ürünler ekip dikebileceğiz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.19 19:12:03
Son Düzenlenme Tarihi :





Akdeniz Üniversitesinde meme kanseri tanı ve tedavisinde yenilikler konuşuldu

Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde “Tanıdan Tedaviye Meme Kanseri Yolculuğu Sempozyumu” düzenlendi. Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi bölümlerinde güçlü bir altyapıya sahip olduklarını söyleyen Rektör Özkan, bu alanda Türkiye’deki sayılı merkezlerden biri ol..

Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde “Tanıdan Tedaviye Meme Kanseri Yolculuğu Sempozyumu” düzenlendi. Onkoloji ve Radyasyon Onkolojisi bölümlerinde güçlü bir altyapıya sahip olduklarını söyleyen Rektör Özkan, bu alanda Türkiye’deki sayılı merkezlerden biri olduklarını söyledi.
Akdeniz Üniversitesi ve Antalya Meme Hastalıkları Derneği iş birliğinde Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Mor Salon’da "Tanıdan Tedaviye Meme Kanseri Yolculuğu Sempozyumu" düzenlendi. Meme Kanseri Farkındalık Ayı çerçevesinde kansere karşı şuur uyandırmak amacıyla düzenlenen Sempozyuma Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Antalya Meme Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Özlenen Özkan, Prof. Dr. Tuncer Karpuzoğlu Organ Nakli Enstitüsü Müdürü ve Sempozyum Başkanı Prof. Dr. Ömer Özkan, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erol Gürpınar, farklı disiplinlerden öğretim üyeleri ve asistanlar katıldı.

“Erken tanı için farkındalığın artması gerekiyor”
Ekim ayının tüm dünyada “Meme Kanseri Farkındalık Ayı” olarak kabul edildiğini ve bu konuya dikkat çekmek istediklerini ifade eden Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, “Meme kanseri konusu benim için hem kadın olarak, hem de anneannemi bu illetten kaybeden biri olarak benim için biraz daha farklı. Hastalığın ne kadar erken yaşlara düştüğünü maalesef hepimiz gözlemliyoruz. Bu nedenle erken teşhisin önemi de artıyor. Bugün de daha çok tedavi üzerine konuşacağız ama asıl önemli olan erken tanı. Bunun için de farkındalığın artırılması gerekiyor. Akdeniz Üniversitesi’nin böyle bir misyonu olduğunu düşünüyorum. Bu konuda halka yönelik toplantılar da yapacağız” dedi.

“Türkiye’deki sayılır merkezlerden biri”
Sempozyumda tedavilerde güncel yöntemler üzerinde konuşulacağından bahseden Rektör Özkan, “Akdeniz Üniversitesi olarak hem onkoloji hem de radyasyon onkoloji bölümlerimizin altyapılarını güçlendirdik. Konuşmacılarımız, hocalarımız bundan bahsedecek. Brakiterapiler gibi birçok terapi türü, Türkiye’de çok az merkezde var. Lütfen hastalarınızı yönlendirin. Keza kanser tedavisi modülasyonunu içeren genetik mutasyon taraması yapan da 2-3 merkezden biriyiz. Lütfen hastalarınızın örneklerini uzak merkezlere göndermeyin. Merkezimizde hem ucuz hem daha hesaplı bakıyoruz” şeklinde konuştu.

“Tecrübelerini paylaştı”
İki oturum halinde düzenlenen sempozyumun ilk oturum başkanlığını Prof. Dr. Özlenen Özkan ve Prof. Dr. Cumhur Arıcı yaptı. Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan “Ne Zaman Rekonstrüksiyon Yapıyoruz” başlıklı konuşmasında rekonstrüksiyonun ne zaman, kimlere yapıldığı konusunda bilgiler vererek hastanın durumunun bu konuda önemli olduğunu ifade etti. Özellikle asistanlara yaşadığı tecrübeler üzerinden hastaya yaklaşım konusunda önerilerde bulunan Prof. Dr. Özkan, hastanın durumunun, psikolojisinin hatta yakının durumunun bile değerlendirmede önemli olduğunu ve tedavi sürecinin buna göre şekillendiğini anlattı. Hastanın durumuna göre uygulanabilecek farklı tedavi türlerini anlatan Prof. Dr. Özkan, bu tedavilerin avantaj ve dezavantajlarından bahsederek konuyla ilgili vaka örnekleri sundu. Erken teşhisin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Özkan “Kişisel tecrübeme göre memedeki tümör en yavaş gelişen tümörlerden bir tanesi ancak belli bir aşamayı geçtikten sonra hızı alamıyorsunuz. Bu sebeple erken teşhis ve erken dönemdeki tedavi çok önemli” dedi. Hastanın tanı ve tedavi sürecinde farklı branşlarla birlikte uyum içinde çalışmanın ve operasyonlarda tecrübeli bir ekibin önemli olduğuna değinen Prof. Dr. Özkan Akdeniz Üniversitesi olarak bu konuda şanslı olduklarını çok değerli hocalarla çalıştıklarını ifade etti.

“Akdeniz’de tanı için yeni bir yöntem kullanılmaya başlandı”
Nasıl tanı koydukları, tanı ve taramadaki yenilikler konusundan bahseden Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Sanhal, yapılan mevcut taramaların yanında yeni bir teknik olan Kontrastlı Mamografinin özelliklerini anlattı. Kontrastlı Mamografinin tümörle ilgili morfolojik ve fonsiyonel bilgi sağladığını basit, hızlı, ucuz ve doğruluğu yüksek bir yöntem olduğu söyleyen Doç. Dr. Sanhal, “Akdeniz Üniversitesi Meme Radyolojisi olarak Temmuz ayı itibarıyla yeni cihazımızla Kontrastlı Mamografi tetkikini gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

“Alandaki yenilikler konuşuldu”
Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veli Vural meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanserlerden olduğunu ve tarihinin antik çağa kadar uzandığını belirtti. Meme koruyu cerrahisi hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Veli Vural, meme koruyucu cerrahinin kanserli dokunun uygun kozmetik sonuçlarla tümörün güvenli sınırlarla çıkarılması demek olduğunu ve gelişen teknoloji ve taramalarla birlikte daha fazla meme koruyucu cerrahiye imkan sağlandığını ifade etti. Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Timur Koca da konuşmasında radyoterapiyi kimlere verdiklerini, dikkat edilmesi gereken noktalar, meme radyolojisindeki değişiklikler ve yenilikler konularında bilgilerini paylaştı.

“Ayrıntılı gen analizi yapılan 3 üniversiteden birisiyiz”
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Karaca, “Meme kanserleri tek bir hastalıktan oluşmayıp çeşitli alt tipleri bulunmaktadır. Hormon pozitif meme kanserlerinde eskiden ileri dönem hastalarda kemoterapi ilk sırada tercih edilirken son yapılan çalışmalarda hedefe yönelik ağızdan kullanılan ilaçlarla çok etkili sonuçlar alınmıştır. Yine meme kanserinin bu grubunda tümör hücreleri genetik olarak ayrıntılı incelenmekte ve tespit edilen genetik mutasyonlara yönelik tedavi seçenekleri de artmaya başlamıştır. Burada önemli olan bu gen analizinin yapılabilmesi. Biz Akdeniz Üniversitesi’nde görev yapan onkologlar olarak çok şanslıyız üniversitemiz NGS denilen ayrıntılı gen analizin yapıldığı Türkiye’deki 3 devlet üniversitesinden bir tanesi bizlere bu imkanı sağlayan Rektörümüz Prof. Dr. Özlenen Özkan’a teşekkürlerimi iletiyorum” dedi.
Sempozyumun ikinci oturumunda ise oturum başkanlıklarını Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Prof. Dr. Aylin Fidan Korçum Şahin yaparken İç Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Karaca “Hormon + Meme Kanserinde Adjuvan ve Metastatik Dönemdeki Yenilikler”, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Murat Tatlı “HER+ Meme Kanserinde Adjuvan ve Metastatik Dönemdeki Yenilikler”, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Sezgin Göksu "Triple Negatif Meme Kanserinde Adjuvan ve Metastatik Dönemdeki Yenilikler, Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Gökhan Ertosun Kişiselleştirilmiş Tarama ve Genetik Risk, Genetik Danışmanlık Kime?" konulu sunumlarını gerçekleştirdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.06 21:48:11
Son Düzenlenme Tarihi :