SON DAKİKA

logo

Oruç Reis’in hikayesinin başladığı ada, bugün turistlerin cazibe noktası oldu

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sula..

Antalya’da gazeteciler ve tarih uzmanı Bizans İmparatorluğu’nda askeri karakol, Osmanlı zamanında Rasat (gözetleme) adası olarak kullanılan ve Sıçan adası olarak bilinen adaya yüzerek çıkıp geçmişin izini sürdü. Adada yapılan araştırmada tarihi surlar, sur kapısı ve adanın 3’te 1’lik bölümünü sular altında bırakan 1743 yılında meydana gelen depremde oluşan fay aynası görüntülendi. Oruç Reis’in esaretten kaçarak sığındığı ada, tekne ve yat turizminde üs bölgelerden biri oldu.
Antalya’da gazeteciler ve Antalya Düşünce Platformu (ADP) Genel Sekreteri Uzman Tarihçi Çağrı Yılmaz, Konyaaltı ilçesi ile Kemer Beldibi Mahallesi arasında kıyıya 800 metre uzaklıkta bulunan Osmanlı zamanında Rasat (Gözetleme) 19. yüzyıldan sonra ise Sıçan adası olarak anılan adaya yüzerek çıktı. Adada daha çok yabani zeytin ağacının, ve çok sayıda orman türünün olduğu görüldü. Patika yollardan giderek yaklaşık 45 dakika süren bir tırmanışın ardından zirveye ulaşıldı. MÖ. 500’üncü yılda korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanılan adada; adanın merkez yerleşkenin surlarını, kapısını ve gözetleme kulesiyle 1743 yılında meydana gelen depremde etrafa dağılan çatısının kiremit parçaları yakından görüntülendi. Ayrıca yapılan incelemede depremden sonra oluşan fay aynasına da rastlandı. Adaya yapılan bu tarihi yolculuk İhlas Haber Ajansı kamerası tarafından kayda alındı.

Turistlerin cazibe noktası oldu
1743 yılında meydana gelen depremde adanın 3’te 1 bölümü sular altında kaldı. Ada şimdilerde ise şehre gelen milyonlarca turiste her yıl görsel şölen oluşturuyor. Adanın doğu tarafı depremin ardından bıçakla kesilmiş gibi durduğu görünürken, su üzerine kalan diğer tarafı ise yeşilliğiyle kartpostallık görüntü sunuyor. Dalış tutkunlarının fazlasıyla ilgisini çeken ada, tekne ve yat turizminde de üs bölgelerden biri oldu. Tekne turuna çıkan turistlerin en çok uğrak noktası ada çevresi oldu. Ada yakınına demirleyen onlarca tekne, tatilcilerin Akdeniz’in serin sularında yüzmesi için mola veriyor.

“İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanıldı”
Adanın tarihi hakkında bilgi veren Tarihçi Çağrı Yılmaz, “Ada İlkçağlardan bu yana kadar Antalya’nın önemli noktalarından birisidir. Her ne kadar orada bir yaşam olmasa da ilkçağlardan günümüze kadar aslında çok fazla medeniyette işlev görmüştür. İlkçağlarda korsan baskınlarından korunma maksatlı kullanılan bir adadır. Adada bulunan surlar ve Helenistik yapılar bunun bir göstergesidir. MÖ. 500. Yılda dahi adanın korsan saldırılarından korunma maksatlı kullanıldığını görüyoruz. Yakın çağımıza baktığımızda ise ada Bizans İmparatorluğu zamanında askeri karakol olarak kullanılıyor. Orada bir karakol binası var, adada Bizans yapı tarzı da buna örnektir. Sıçan adası tanımlaması aslında çok yeni bir isimdir. 18.19 yüz yıldan itibaren sıçan adası ismi kullanılıyor. Bizans döneminde çekirge adası olarak anılıyor” sözlerine yer verdi.

“Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullandı”
Adanın şeklinin sıçana benzediği için ya da sıçan popülasyonunun çok olmasından dolayı bu isimle anılmış olabileceğini belirten Yılmaz, “Osmanlı döneminde belgelerde ismi ise Rasat (gözetleme) adasıdır. Raşat ismi ile geçse de bunun doğrusu Rasat’tır. Osmanlı İmparatorluğu burasını gözlem adası olarak kullanmıştır. Adaya çıktığımız zaman bir büyük burç göreceğiz, bu burçtan gözlem yapıldığını görüyoruz. Aynı zamanda yine belgelerden öğrendiğimiz kadarıyla Osmanlı İmparatorluğu adayı tehlikeli mahkûmların ıslahı için kullanıyor. Adamızın en meşhur özelliklerinden birisi de herkesin yakından bildiği Barbaros kardeşlerin abisi Oruç Reisin bütün hikayesi bu adada başlar. Oruç reis Venediklilerin elinde kürek mahkumu iken kaçarak bu adaya sığınır. Bu adada da Osmanlı yetkililerine durumunu anlatır ve Şehzade Korkut’a ulaşır. Şehzade Korkut da kendisine 17 filika vererek, korsanlık faaliyetlerine başlar” dedi.

“Adanın 3’de 1’lik bölümü sular altında kalır”
Adanın şeklinin görünen olmadığını belirten Yılmaz, “Adamızın ilk şeklini 1522 yılında Piri Reisin çizdiği haritada görüyoruz. 1743 depreminde ada bir kırılma yaşar. Bunun delilini de adada bulunan fay aynasından görmek mümkündür. Adanın 3’te 1 bölümü sular altında kalır. Bu tarihten sonra oradaki yapılar yıkılır ve kullanılmaktan çıkar. Bu tarihten sonra kullanılmaz. Bugün gördük ki doğa adeta adaya hakim olmuş. Adaya yüzerek çıkmak zorunda kaldık. Çıktıktan sonra bizi ilk karşılayan bir yol vardı. Yabani zeytin ağaçları bu yolu kapatmış. Zorlu ve tehlikeli bir yolculuk oldu. Oraya çıkmak isteyen olursa mutlaka tedbir alsınlar. Depremde yıkılan gözetleme evinin kiremitleri her yere dağılmış. Biz bu kiremit parçalarını tespit ettik, daha önce tespit edilmemiş merkezi yapının kapısını ilk defa gördük. Bu da sanırım ilk kez görüntülendi, bu da güzel bir sürpriz oldu. Ayakta kalan surların olduğunu gördük” ifadelerine yer verdi.
Bölgede çok sayıda balık turu düzenleyen Yusuf Kara, "Vatandaşlarımıza adamızı en iyi şekilde tanıtıyoruz. Bugüne kadar çok az sayıda kişi çıktı. Bugün hep beraber çıktık. Çok güzel görüntüler gördük. Üzerinde çok eksi yapılar var. Bugün surların kapısını da keşfettik. Daha çok yabancı turistler ilgi duyuyorlar" sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.04 11:00:25
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Atık yağın 5 litresine 95 lira

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart’la, kızartmalarda kullanılan ve pet şişelerde çöpe atılan bitkisel atık yağın 5 litresini 95 liraya geri alınıyor. İlçe sakinleri, sadece atık yağların geri dönüşümünü sağlayarak yılın 6 ayında 196 bin 155 lira kazandı. 
Muratpaşa Belediyesinin cam, kağıt, plastik ve metalden oluşan atıklarının kayıpsız geri dönüşümünü sağlayarak hem ülke ekonomisine katkı sağlayan hem doğayı koruyan geri dönüşüm projesi Çevreci Komşu Kart, Nisan 2016’da pilot mahallelerde başladı. Proje başarılı sonuçların ardından kısa sürede ilçe genelinde uygulanmaya başladı.  

KAZANDIRIYOR
Çevreci Komşu Kart’la Nisan 2016’den Haziran 2023’e 7 yıl içinde 21 milyon 920 bin 406 kilogram atık ev ev toplandı. Toplanan atık karşılığında 9 milyon 290 bin 389 lira kartlara yüklendi. Proje kapsamında 1 kilogram cam 15 kuruştan, 1 kilogram metal 1 liradan, 1 kilogram plastik 1 lira 15 kuruştan alınırken kağıt için 90 kuruş ödeme yapılıyor. 14 noktada bulunan sabit toplama noktalarında ise alım fiyatları yüzde 30’a varan oranda zamlı ödeniyor. 
Muratpaşa Belediyesi, 2019’dan itibaren bitkisel atık yağları Çevreci Komşu Kart kapsamında evlerden toplamaya başladı. Fındık, mısır, zeytin, ayçiçeği, pamuk ve soya gibi yağlık bitki tohumlarından üretilen yağların 5 litresi için ise 95 lire geri ödeme yapılıyor. Bu yılın 6 aylık döneminde projeye katılan ilçe sakinleri 196 bin 155 lira kazandı. 

DOĞAYI KORUYOR
Çevreci Komşu Kart’la Muratpaşa Belediyesi ev ekonomileri için bugüne kadar hiç var olmayan bir kaynak yaratırken kesilmekten kurtardığı ağaçlarla doğayı korudu, nitelikli atıkların kayıpsız geri dönüşümünü sağlayarak ekonomik değer yarattı. Çevreci Komşu Kart, 175 bin 946 ağacı kesilmekten kurtardı, 221 bin 882 litre benzin tasarrufu sağladı. Ayrıca 689 bin 919 kilogram karbondioksit gazı salınımı azalttı. 

NAKİT ÇEKİLEBİLİYOR
Para kart özelliğine sahip Çevreci Komşu Kart, Türkiye’nin her noktasında kredi kartı POS cihazı olan tüm işyerlerinde kullanılabiliyor. Online alışverişte ve diğer tüm ödemelerde kullanabilen kartta biriken paralar, tüm bankamatiklerden nakit olarak da çekilebiliyor. -BLD.BSN.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.11 12:05:20
Son Düzenlenme Tarihi :





500 yıllık çınar ağacı görenleri mest ediyor

Kahramanmaraş’ta 500 yıllık olduğu tahmin edilen çınar ağacı görenleri mest ediyor.
Kahramanmaraş’ta Süleymanlı Mahallesi Acere mevkiinde bulunan ve 500 yıllık olduğu tahmin edilen çınar ağacı dikkat çekiyor.
Asırlardan bu yana dimdik ayakta duran çınar ağacının doğaseverlerin ilgi odağı olmaya devam ettiğini söyleyen Fatih Erben, "500 yıllık çınar ağacı ihtişamıyla dimdik ayakta ve yıllara meydan okuyor. Arkadaşlarla çınar ağacının fotoğraflarını çektik. Bu çınar ağacı ihtişamıyla tarihi değere sahip ve korunma altına alınmasını istiyoruz" dedi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.30 16:26:50
Son Düzenlenme Tarihi :