SON DAKİKA

logo

’Kozmetik dükkanı sahibi 550 bin lira dolandırdı’ iddiası

Adana’da bir grup, siyasi partide kendisine güven sağlayıp daha sonra 550 bin lira dolandırıcılık yaptığını öne sürdükleri kozmetik dükkanı sahibi şahıstan şikayetçi oldu. Şahsın şuanda Diyarbakır’da olduğu ve dolandırdığı başka kişiler tarafından dövülerek hastanelik edildiği öğrenildi.
Alınan bilgiye göre, Merkez Sarıçam ilçesinde 2 sene önce yeni kurulan bir siyasi partinin ilçe gençlik kollarına kayıt yaptıran kozmetik dükkanı sahibi E.G. (30), burada yönetim ile samimiyet kurdu. Yaklaşık 2 sene boyunca partiyle birçok faaliyete katılan E.G., güven sağlayarak partide sevilen kişi oldu.

’Mal alacağım’ diyerek dolandırdı
İddiaya göre E.G., Haziran ayında parti yönetimindeki D.T., İ.Ç., D.T., M.A. ve C.Z.’den ‘Çok acil mal almam lazım. 1 ay sonra borcumu öderim’ diyerek toplamda 550 bin lira para topladı. Parti yönetimdeki bazı kişiler adına da kredi çektiren E.G., aldığı paralarında bir kısmını eşinin, bir kısmını da kayınbiraderi ve arkadaşının hesabına aktarttı.

Borçları ödemedi, hastanelik oldu
Aradan 1 ay geçmesine rağmen E.G.’den parasını alamayan M.A., parti yönetimine durumu anlattı ve kendisi gibi 4 kişinin de mağdur olduğunu öğrendi. Bunun üzerine toplanan 5 kişi, birçok kez E.G.’ye ulaştı ancak paralarını bir türlü alamadı. Son olarak, geçtiğimiz hafta E.G.’ye ulaşan M.A., ‘Ağabeyim Diyarbakır’a gidiyorum. Gelince borçlarınızı vereceğim’ cevabını aldı. Ancak Diyarbakır’a giden E.G., burada da iddiaya göre dolandırdığı başka şahıslar tarafından darp edilerek hastanelik edildi ve genç adamın şuanda hastanedeki tedavisinin sürdüğü öğrenildi.

Suç duyurusunda bulundular
E.G. tarafından dolandırıldıklarını öne süren 5 kişi, geçtiğimiz gün Adana Adliyesi’ne giderek suç duyurusunda bulundu. Açıklamalarda bulunan M.A, kredi çekerek E.G.’ye 250 bin lira verdiğini söyledi. “E.G., mal alacağını, borçlarının olduğunu ve bunun için yardımcı olunmasını istedi. Ben de yardım etmeyi kabul ettim ancak çok fazla elimde nakit olmadığını belirttim. Bunun üzerine gittik kredi çektik ve paraları teslim ettim. 1 ay sonra parayı vereceğini söyledi ancak 2 ay geçti halen parayı alamadık. En son bize Diyarbakır’a giderken aradı. Cuma günü dönünce parayı teslim edeceğini söyledi. Ancak sonra bir haber geldi ‘E. yoğun bakımda’ dediler. Diyarbakır’da da birkaç kişiyi dolandırmış ve onlar da komalık etmiş” ifadelerini kullandı.

“Başka insanlar bu tuzağa düşmesin”
250 bin liralık mağduriyeti olduğunu vurgulayan M.A., “Benim şimdi 250 bin lira mağduriyetim var. E. arabamı bile satmayı göze almıştı. ’Olmaz’ dedim. Bizler bu duruma düştük, diğer insanlar bu duruma düşmesin istiyoruz. Gereken biran önce yapılsın. Yardım etmek istedik, dolandırıldık” dedi.

“Her şey güzel olacak diye beni oyaladı”
Kredi çekerek ve kredi kartından nakit avans kullanarak yaklaşık 150 bin lirayı E.G.’ye teslim ettiğini öne süren İ.Ç. ise şunları söyledi:
“E. bana çok sıkıntıda olduğunu ve dükkanına mal alacağını söyledi. ’1 ay sonra paranı vereceğim’ dedi. Ben de ‘E. bende para yok’ dedim. Bunun üzerine gittik kredi çektik, kredi kartlarından nakit avans kullandım. Hatta bunları yaparken, ‘E. bu işin ucunda ölüm, kalım var. Bir şey olursa ben ne yapacağım’ bile dedim. Oda ’abi hiçbir şey olmayacak, 1 ay sonra paranı vereceğim’ dedi. ’Her şey daha güzel olacak’ falan da diyerek bir ton nasihat etti. Birkaç gün telefon trafiğimiz oldu. Sonra ulaşımın kopacağı hissiyatını hissettim. Hatta birkaç defa bir araya geldik, konuştuk. Ancak ödeme günleri geldiğinde, ‘Abi böyle halledeceğim, şöyle halledeceğim’ diye söylemlerde bulundu. Sonra ortak bir grubumuzda bir mesaj geldi. Bu durumda yalnız olmadığımı ve benim gibi diğerlerini de dolandırıldığını öğrendim. Bugün de savcılığa şikayetimizi ilettik. Ne yapacağım bilemiyorum.”
Öte yandan E.G.’ye ulaşılamazken Diyarbakır’da yoğun bakımda tedavisinin devam ettiği öğrenildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.05 17:48:39
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Vali Yazıcı: Yardımlarımıza devam edelim

Bir Düzceli olarak depremin etkilerini en iyi bilenlerden olduğuna vurgu yapan Vali Yazıcı, Antalya’nın fethinin 816’ncı yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen “Selçuklularda Bilim ve Düşünce Hayatı” konulu konferansta “bu zor süreci el birliğiyle atlatacağız” derken “Deprem bölgesine yardımlarımızı yapmaya lütfen devam edelim. Bölgede birçok ihtiyaç devam ediyor. Konteyner bağışı ve evim yuvam olsun kampanyasına destek olmaya devam edelim. Orada ki insanlarımıza zor günlerinde yanında olduğumuzu hissettirelim ve gösterelim” çağrısında bulundu.

BU TOPRAKLAR BİZİM, KIYAMETE KADAR DA BİZİM OLACAK

Vali Ersin Yazıcı, Antalya'nın fethinin 816’ncı yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen "Selçuklularda Bilim ve Düşünce Hayatı" konulu konferansa katıldı. Konferansta konuşan Vali Yazıcı; “Bu tür organizasyonlar hem Türk tarihine hem de Antalya tarihine önemli bir ışık tutuyor. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.” dedi.

Antalya’nın fethinin 816’ncı yıl dönümü etkinlikleri kapsamında Vali Ersin Yazıcı, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen "Selçuklularda Bilim ve Düşünce Hayatı " konulu konferansa katıldı.Konferansa Vali Yazıcı’nın yanı sıra Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Toker, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Gençlik Ve Spor İl Müdürü Yavuz Gürhan, Prof. Dr. Erkan Göksu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Konferanstaki konuşmasına Kahramanmaraş merkezli depremde vefat edenlere Allah’tan rahmet dileyerek başlayan Vali Yazıcı; “Çok büyük bir üzüntü ve burukluk içindeyiz. Asrın felaketi olarak nitelendirdiğimiz Kahramanmaraş merkezli depremin derin üzüntüsü içindeyiz. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum.” dedi.

13,5 Milyon Vatandaşımız Etkilendi

Bir Düzceli olarak depremin etkilerini en iyi bilenlerden olduğuna vurgu yapan Vali Yazıcı şunları kaydetti: “Bu büyük afette 13,5 milyona yakın vatandaşımız etkilendi. Rabbim vatandaşlarımıza güç, kuvvet ve sabır versin. Bir Düzceli olarak, depremi yaşamış bir şehrin çocuğu olarak depremin ağır sonuçlarını bilen birisi olarak gerçekten geride kalanlar için çok zor bir süreç. İnşallah bu zor süreci el birliğiyle atlatacağız. Hepimize geçmiş olsun.”

Bu Yurt Bizim, Bu Topraklar Bizim

1207’den bu yana Antalya’nın Türk yurdu olduğunu söyleyen Vali Yazıcı; “Bu tür organizasyonları he zaman önemsiyorum. Çünkü hem Türk tarihi hem de Antalya tarihi açısından önemli bir organizasyon. Tarihimize ışık tutan önemli bir etkinlik. 816 yıl önce 1207’de Türkler Antalya’ya geliyor ve burası o tarihten bu yana Türk yurdu olarak kalıyor. Bu yurt bizim, bu topraklar bizim. Kıyamete kadar da bizim olacak inşallah. Antalya’yı fethedip bizlere eşsiz güzellikteki bu şehri miras bırakan ecdadımızı saygıyla ve rahmetle yâd ediyorum.” ifadelerini kullandı.

Milletçe Kenetlenerek Birbirimizin Yaralarını Saracağız

Bütün dünyaya ifade ediyoruz. Biz büyük bir millet ve büyük bir devletiz. Dünya üzerinde kim dara düşse önce koşan devlet biz olduk her zaman. Bugünde bu düsturumuzla milletçe kenetlenerek birbirimizin yaralarını saracağız. Buna yürekten inanıyorum. Çok sayıda kaybımız var. Ama ben inanıyorum ki, bu büyük millet bu büyük devlet gireceği dayanışmayla bu zor günleri aşacak. Bunu hep birlikte başaracağız. Bu millet çok büyük zorluklar yaşadı. Bugün yaşadığımız zorluğu da Allah’ın izniyle atlatacağız. O güç ve kuvvet bu devlette var. Ben böyle inanıyorum.” şeklinde konuştu.

Yardımlarımızı Yapmaya Lütfen Devam Edelim

Konuşmasının sonunda deprem bölgesine yardım konusunda çağrıda bulunan Vali Yazıcı; “Deprem bölgesine yardımlarımızı yapmaya lütfen devam edelim. Bölgede birçok ihtiyaç devam ediyor. Konteyner bağışı ve evim yuvam olsun kampanyasına destek olmaya devam edelim. Orada ki insanlarımıza zor günlerinde yanında olduğumuzu hissettirelim ve gösterelim. Ben katılımınızdan dolayı teşekkür ediyorum.” dedi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.02 15:01:49
Son Düzenlenme Tarihi :





Her pazar ’yangın’ korkusuyla uyanıyor, su dolu kovalarla nöbet tutup seslerini duyurmaya çalışıyorlar

Antalya’nın tarihi Kaleiçi’nde koruma altındaki evlerde genellikle pazar günleri çıkan yangın, mahalleliyi isyan ettirdi. Son olarak 13 gün önce yine pazar günü çıkan ve 2 kullanılmayan tarihi bina ile 1 müstakil evi küle döndüren yangın sonrası mahalleli su dolu kovalarla nöbet tutmaya başladı. M..

Antalya’nın tarihi Kaleiçi’nde koruma altındaki evlerde genellikle pazar günleri çıkan yangın, mahalleliyi isyan ettirdi. Son olarak 13 gün önce yine pazar günü çıkan ve 2 kullanılmayan tarihi bina ile 1 müstakil evi küle döndüren yangın sonrası mahalleli su dolu kovalarla nöbet tutmaya başladı. Mahalle muhtarı Halil Ay, "Pazar günü her uyandığımızda bir yangın daha olacak diye korkuyoruz. Artık kovalarla nöbet tutup sesimizi duyurmaya çalışıyoruz. Ama bu olaya bir çare bulunmasını istiyoruz" diye konuştu.
Antalya’nın Muratpaşa ilçesi Atatürk Caddesi Haşimişcan Mahallesi’nde kullanılmayan ahşap tarihi evlerde son 2 yıldır özellikle pazar günleri yangın çıkıyor. Sebebi henüz bilinmese de, mahalleli yangınları madde bağımlıları ya da evsiz kişilerin çıkardığı yönünde görüş bildiriyor. Son olarak 13 gün önce yine pazar günü 2 katlı metruk evden çıkan yangında, alevler yan binalara sıçrayıp 2 kullanılmayan tarihi bina, 1 müstakil evi küle döndürmüş, 7 katlı bir apartmanın dış cephesine de zarar vermişti.

Kovalarla nöbet tutuyorlar
Çıkan yangınlardan sonra mahalle sakinleri tedirginlik yaşamaya başladı. Sokakların dar oluşundan dolayı itfaiyenin herhangi bir gecikme ihtimaline karşı kişisel tedbir almaya başlayan mahalle sakinleri, suyla doldurdukları kovaları yanlarında hazır bulunduruyor. Metruk binaların madde bağımlıları ile evsiz kişi ya da kişilerce yakıldığını iddia eden mahalleliler, sit alanı içerisinde yer aldığı belirtilen tarihi binalar için çözüm talebinde bulundu.

"Antalya’nın göbeğindeki mahalle metruk ve yanık evlerle dolu"
Son çıkan yangınla ilgili ‘içimiz, tarihimiz yandı’ diyen mahalle muhtarı Halil Ay, "Her pazar olduğu gibi yine pazar günü yangın çıktı. Bizim isteğimiz bu insanlar zarar görmesin. Antalya’nın göbeğinde olan mahalle, şu anda metruk ve yanık evlerle dolu. Bu evler yandıktan sonra nedense hiç kimse ne arıyor, ne soruyor. Burada insanlar yaşıyor. Bu evler eğer korunuyorsa, sit alanındaysa, değer veriliyorsa gerçek anlamda korumaya alınmalı. Artık insanlar zarar görüyor. Mahallede insanlar ve turistler kaçar oldu. Vatandaşın sesinin duyulmasını istiyoruz. Her birinin bu yangında 100’er bin liralık zararı oldu" ifadelerine yer verdi.

"Önlem alınmasını rica ediyorum"
Yangına uyuşturucu madde bağımlıları ve evsiz kişilerin neden olduğunu ileri süren Ay, "Polisimiz geliyor yardımcı oluyor ama hepsinin başına bir polis bırakamayız, vatandaş da duramaz. O girdiği zaman bir şeyler içiyor ve yangın çıkıyor. Yangın başlayınca burayı terk ediyor ama mahalleli kalıyor. Herkes gider biz kalırız ama buraya bir önlem alınmasını rica ediyorum. Kendilerini bizim yerimize koysunlar. Şu anda bunun gibi 5-6 tane daha evimiz var. Pazar günü her uyandığımızda bir yangın daha olacak diye korkuyoruz. Bizim mahallemiz eski valimizin ismini almış ve şu an onun kemikleri sızlıyordur" diye konuştu.

"Kovalarla nöbet tutuyoruz ve bundan gocunmuyoruz"
Yangın tedirginliğinin vatandaşları nöbet tutmaya kadar götürdüğüne değinen Ay, "Son yangından sonra vatandaşlarımız korkudan dolayı nöbet tutar hale geldi. Daha önce de yapmıştık. Bazı sokaklarda yapmaya başladık çünkü baktık yangınlar bitmiyor, biz el atalım dedik. Biz artık kovalarla nöbet tutuyoruz ve bundan gocunmuyoruz" şeklinde konuştu.

"Her pazar aynı saatte bizim mahallemiz yanıyor"
Yangında evi zarar gören bina sakinlerinden Ayfer Beşibirlik, "Her an tedirginlik yaşıyorum. Yangın sonrası da göçme ya da çökme olayları oluyor diye korkuyoruz. Burayla ilgilenilmesi gerekiyor" dedi.
43 yıldır Haşimişcan Mahallesi’nde oturan Mehmet Ali Erdem de, 15 günde bir her pazar günü metruk evlerin yandığına dikkat çekerek, bölgedeki yanan evlerin tarihi evler olduğunu anlattı. Yangından dolayı tedirginlik yaşadıklarını belirten Erdem, "Metruk binada çıkan yangın, 7 katlı binanın 14 dairesine zarar verdi. Camları ve perdeleri kapalıydı. Eğer açık olsaydı apartman diye bir şey kalmazdı. Önlem alınsın istiyoruz" diye konuşurken, yine evi zarar gören vatandaşlardan İbrahim Tuluk ise, "İçeride bebeğim vardı. Yansak ne olacaktı. Balici, tinercilerden bıktık usandık. 2 yıldır isyan ediyorum, yetkililere durumu bildirdik ama henüz el atan olmadı. Yanan metruk yerlerin etrafını kapatmıştım, buna rağmen kırıp giriyorlar ve içeride yangın çıkartıyorlar. Her pazar aynı saatte bizim mahallemiz yanıyor. Bıktık" ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.30 12:41:07
Son Düzenlenme Tarihi :