SON DAKİKA

logo

Mersin’de iki ayrı servis midibüsü kazası

Mersin’de servis midibüsü yoldan çıkarak devrildi, kaza anı ise cep telefonu kamerasına saniye saniye yansırken, yaralananın olmadığı öğrenildi. Başka bir işçi servisinin devrilmesi sonucu ise 7 kişi yaralandı.
İlk kaza, Merkez Yenişehir ilçesi Barbaros Mahallesi Adnan Menderes Bulvarı’nda meydana geldi. Alına bilgiye göre, işçileri bırakıp dönüşe geçen bir servis midibüsü yağışlı havada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi kaldırıma çarpıp refüje çıkıp devrildi. O anlar ise aynı istikamette giden bir araçtaki yolcu tarafından cep telefonu ile saniye saniye kaydedildi. Sürücünün kazadan yara almadan kurtulduğu öğrenildi.
İkinci kaza ise Tarsus ilçesi Kefeli Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 29 tarım işçisi bulunan A.A. idaresindeki 80 ABR 854 plakalı midibüs kontrolden çıkarak, kanala devrildi. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine Mersin Büyükşehir Belediyesi itfaiye arama kurtarma, sağlık ve güvenlik ekipleri sevk edildi. Kazada 7 işçi yaralandı. Yaralılar ambulansla hastaneye sevk edildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.03 18:09:07
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Elmalı’nın Kent Meydanına, Kent Meydanı’nın finansmana, finansman için ise dairelere ihtiyaç var

Elmalı Belediyesi’nin mevcut bütçesi ile şimdiki otogar alanına; altında otopark ve semt pazarı olan Kent Meydanı yapılması imkansız. Kent Meydanı yapacaksanız, yola bakan mevcut dükkanların yıkılması da gerekir. Bu dükkanları kamulaştırmak zaten imkansız, para yok. Yıkıp, proje içinde daha uygun bir yere yenilerini yapmak gerekir ki, bunun içinde kaynağa yani finansmana ihtiyaç var. Dükkanları yıkacaksınız, 4 daire kalacak mı ? Onların da yıkılması gerekir.

    Para yok, olmayınca kamulaştırılmaları sözkonusu değil. O zaman çözüm karşılığında daire vermek.
    Peki bu gerçekler karşısında Elmalı Belediyesi’nin İYİ Partili, CHP’li, Ak Partili ve MHP’li Meclis üyeleri ne düşünüyor?
    Buraya kadar yazdıklarımda Millet İtifakının meclis üyeleri de, Cumhur İttifakının meclis üyeleri de hem fikirler.
    Yani pazaryerinin ve  otoparkın, düğün salonunun da bulunduğu  Elmalı Kent Meydanı Projesi’nin belediye bütçesiyle yapılmasının imkansız olduğu konusunda birleşiyorlar.
    Bu proje için kaynağın gerekli olduğu konusunda da BANA GÖRE ortak bir düşünceye sahipler.
    Gelelim asıl soruya:
    Peki, Halil Öztürk bu kaynağı nasıl sağlamayı düşünüyor ?
    Elmalı Kent Meydanı Projesi’ne 74 rezidans daire ve 74 dükkanı dahil ederek...
    İYİ Partili, CHP’li, AK Partili ve MHP’li Meclis üyeleri açısından yine BANA GÖRE Elmalı Kent Meydanı Projesine daire ve dükkanın eklenmesi konusunda da bir sıkıntı yok...
    Peki sıkıntı nerede ? Nereden ?
    74 rezidans dairenin bulunduğu 10 katlı binadan...
    Öncelikle CHP’nin 10 katlı bina ile ilgili sert bir muhalefeti yok. Keza İYİ Partili meclis üyelerininde. Ama Ak Parti, İsmail Demir aracılığıyla 10 kat konusundaki kamuoyunda oluşan rahatsızlığı yüksek sesle dillendiriyor. MHP’de yüksek sesle olmasa da  Ak Partili İsmail Demir’e destek veriyor.
    Aralık2020 meclis toplantısında Ak Partili İsmail Demir, kat yüksekliğinin yeniden gözden geçirilmesini isterken, Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün, “8 kat mı olsun, böyle mi olsun “ şeklindeki kat yüksekliğini okeyletme gayreti dikkatimden kaçmadı.
    Projede rezidans dairelerin ve otelin bulunduğu binanın kat yüksekliğinin 8’e düşmesi ihtimali yüksek diyebiliriz. 
    Yani, rezidans dairelerin, otelin bulunduğu inşaattaki kat sayısının düşürülmesi, meclis üyelerini de rahatlatacak ve sorunda aşılmış, başka bir ifade ile iktidar-muhalefet tüm meclis üyelerinin desteği sağlanmış olacak, diye düşünüyorum.
KAT YÜKSEKLİĞİ KADAR BÜYÜK BİR SIKINTI
    Bir diğer sıkıntı ise Halil Öztürk’ün, adeta yangından mal kaçırırcasına Elmalı Kent Meydanı Projesini  ihaleye çıkarmasında. Bırakın Ak Parti ve MHP’yi, CHP hatta İYİ Partili meclis üyelerinin dahi projenin detaylarından ihaleden önce haberdar olduğunu sanmıyorum, meclisteki konuşmalardan anlıyorum.
    Meclislere bu konu geldiği zamanda bu sıkıntıyı görüyorum.
     Proje detayı ihaleden önce meclis üyeleriyle paylaşılsaydı, bugün sadece sorun olarak görülen kat yüksekliği yaşanmaz, ihale öncesinde bu sorun çözümlenmiş olurdu.
    Elmalı Kent Meydanı Projesi hayata geçer mi ? 
    Halil Öztürk’ün ihaleye çıktıktan sonra projeden vazgeçme gibi bir lüksü yok. Çünkü önünü kesmeye çalışan muhalefet yok. Dolayısıyla muhalefet engelledi bahanesine sığınamaz.
    Ayrıca ihale yapılmış, onaylanmış. Vazgeçme halinde belediye aleyhine ciddi bir yaptırım olur diye düşünüyorum.
    Merak ettiğim tek bir şey var, o da bu konuda Halil Öztürk’ün  akıl hocası kim ?
                *Erkin ÖZGÜNSÜR


















Partili ve MHP’li Meclis üyeleri açısından Elmalı Kent Meydanı Projesine daire ve dükkanın eklenmesi konusunda da bir sıkıntı yok...
Peki sıkıntı nerede ? Nereden ?
74 rezidans dairenin bulunduğu 10 katlı binadan...
Öncelikle CHP’nin 10 katlı bina ile ilgili sert bir muhalefeti yok. Keza İYİ Partili meclis üyelerininde. Ama Ak Parti, İsmail Demir aracılığıyla bu konuda kamuoyunda oluşan rahatsızlığı yüksek sesle dillendiriyor. MHP’de yüksek sesle olmasa da  Ak Partili İsmail Demir’e destek veriyor.
Aralık ayı meclis toplantısında Ak Partili İsmail Demir, kat yüksekliğinin yeniden gözden geçirilmesini isterken, Belediye Başkanı Halil Öztürk’ün, “8 kat mı olsun, böyle mi olsun “ şeklindeki kat yüksekliğini okeyletme gayreti dikkatimden kaçmadı.
Projede rezidans dairelerin ve otelin bulunduğu binanın kat yüksekliğinin 8’e düşmesi ihtimal dahilinde diyebiliriz. 
Yani, rezidans dairelerin, otelin bulunduğu inşaattaki kat sayısının düşürülmesi, meclis üyelerini de rahatlatacak ve sorunda aşılmış, başka bir ifade ile iktidar-muhalefet tüm meclis üyelerinin desteği sağlanmış olacak, diye düşlünüyorum.
KAT YÜKSEKLİĞİ KADAR BÜYÜK BİR SIKINTI
Asıl sıkıntı ise Halil Öztürk’ün, adeta yangından mal kaçırırcasına Elmalı Kent Meydanı Projesini  ihaleye çıkarmasında. Bırakın Ak Parti ve MHP’yi, CHP hatta İYİ Partili meclis üyelerinin de projenin detaylarından ihaleden önce haberdar olduğunu sanmıyorum.
Sonuç olarak...
Elmalı Kent Meydanı yapılacaksa, kaynağa ihtiyaç var. O kaynağın adresi de proje içindeki dükkan ve rezidans daireler. Proje detayı meclis üyeleriyle paylaşılsaydı, bugün sadece sorun olarak görülen kat yüksekliği yaşanmaz, ihale öncesinde bu sorun çözümlenmiş olurdu.
Elmalı Kent Meydanı Projesi hayata geçer mi ? 
Halil Öztürk’ün ihaleye çıktıktan sonra projeden vazgeçme gibi bir lüksü yok. Çünkü önünü kesmeye çalışan muhalefet yok. Dolayısıyla muhalefet engelledi bahanesine sığınamaz.
Zaten ihale yapılmış, onaylanmış. Vazgeçme halinde belediye aleyhine ciddi bir yaptırım olur diye düşünüyorum.
Merak ettiğim tek bir şey var, o da bu konuda Halil Öztürk’ün akıl hocası kim ?
                *Erkin ÖZGÜNSÜR


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.01.05 06:57:12
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı babanın tek umudu depremde kaybolan kızını ve eşini bulmak

Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Bulut Özgül, depremde yıkılan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın enkazından çıkmayan kızı ve eşini bulmaya çalışıyor.
Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından Hatay’ın Antakya ilçesinde "cennetten bir kare" olarak pazarlanan 12 katlı ve 250 daireli Rönesans Rezidans’ın yıkılmasıyla yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Burada kızı ve eşiyle beraber A2 Blok 138 numaralı dairede yaşayan Bulut Özgül, şehir dışında olduğu 6 Şubat günü depreme yakalanmadı. Ancak evde bulunan 16 aylık kızı Esila Özgül, eşi Nagihan Meryam Özgül (32) ve kaynanası enkaz altında kaldı. Arama kurtarma çalışmalarında kaynana Nejla Abı’nın (63) cansız bedenine ulaşılırken, Esila Özgül ve anne Nagihan Meryem Özgül’e ulaşılamadı.
Yaşananları İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Bulut Özgül, kızı ve karısını aramak için çalıştıklarını ancak halen bir haber alamadıklarını söyledi. Özgül, depremden 9 saat sonra bölgeye geldiğini ve binanın yıkılmış olduğunu gördüğünü belirterek, “Hemen eşimi ve kızımı aramaya başladım. Enkazların arasına girip kızımın ve eşimin isimlerini haykırmaya başladım. Tam olarak kendimde olmadığım için bir şekilde gene binanın ön tarafına gelmişim. Burada binanın enkazından canlı çıkanlarla görüşmeye başladım. O ara binanın sağ tarafında bulunan petrol bölgesine geçmeye başladım. Petrolün yanında Hatay Rönesans Rezidans’ta kantin ve restoran işletmecisi olan Hülya ablayı gördüm. Kendisi saat 04.50’de enkaz bölgesine geldiğini söyledi. Çünkü kendi yakınları da rezidansta yaşıyordu. Bana ‘Bulut kesinlikle ne ölüler arasında de ne yaşayanlar arasında Nagihan ve Esila yok, eğer görmüş olsaydım, ölü veya diri ben zaten alırdım onları’ dedi” diye konuştu.

“Çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm ama eşime ve kızıma rastlamadım”
Madencilerle birlikte tünel açtıklarını ve arama çalışmalarına durmadan devam ettiklerini ifade eden Özgül, “Sığınak dedikleri yere indik. Tabii sığınak diye bir yer yoktu, eksi 2’nci katta otopark vardı. O otoparkta arabaların üstünde toz bile yoktu. Keşke millet eksi 2’nci kata düşseydi, burada 3-4 ay yaşanırdı, temiz su boruları patlamıştı. Burada bulunan arabaların içine de baktık ama kimse yoktu. Enkaz başında Şubat’ın 6’sından 22’sine yani temel kalkana kadar çalıştık. Orada eşim ve kızıma hiçbir şekilde rastlayamadık. Oradan çıkarılanların ölü ve diri olarak ortalama yüzde 70’ini de gördüm gene rastlamadım. Şöyle de bir durum söz konusu, o binada yatak odaları yok. Bir malzeme bulsaydık eğer oradan ilerleyecektik ama A2 Blok’taki yatak odaları ortada yoktu. Tabii enkaz çalışmaları bittikten sonra artık çıkmadığını gördük. Aynı daireden depremin 9’uncu günü kaynanamı çıkardık” açıklamasında bulundu.

“Kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım”
Enkaz çalışmaları bittikten sonra Adana, Mersin, Kayseri gibi yakın şehirlerde kızını ve eşini aradığını söyleyen Özgül, “Hastanelerde resimlere baktım, morgları gezdim, ölülerin çekilmiş fotoğraflarına baktım, yani yapılabilecek her şeyi yaptım ama kızımla eşim hakkında hiçbir bulguya ulaşamadım. Enkaz alanında kızımla, eşimle ilgili hiçbir şey bulamadım zaten. Bir eşyalarını bulsam ‘burada olabilirler’ diyeceğim. Enkaz altında her cenaze çıktığında girip baktım veya bir evrak, bir bulgu bulduğumda neredeyim diye baktım. 10’uncu kattan birini bulduğumuzda ondan aldığımız bilgi ile ‘Tamam daha 10’uncu kattayız’ diyorum ve biraz daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Bu arada diğer tarafta da diğer arkadaşlar bakıyorlar. Koordineli bir şekilde işin içine girdik ama ben kendi eşimi ve çocuğumu halen bulamadım. Şu anda yaklaşık 65 gün oldu sanırım, unuttum çünkü” şeklinde konuştu.

“Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler”
Özgül, kızı ve eşiyle ilgili çalışmalara yılmadan devam ettiğini dile getirerek, “Yapıştırmalar olsun, reklamlar olsun, her türlü yola başvurdum. Kızım ve eşimle alakalı Antalya bölgesinde görüldüğü duyumunu aldım. Tabii bunu söyleyen beni açık numaradan aramadı. Çocuğumu ve eşimi bu bölgede gördüklerini ve çok tedirgin olduklarını söylediler. Tam bir konum istedim ama o ara kapattılar telefonu zaten. Bu aramadan sonra yaşadıklarına olan inancım yüzde 90’a çıktı. Buradan sesleniyorum; ben babasıyım. Deprem esnasında belki aldınız çocuğumu ve kimsesiz olduğunu düşünüyorsunuz. Kızımın babası benim, Esile Özgül benim kızım. Benim canım yanarken ne ona annelik edebilirsiniz, ne babalık ne de ondan size evlat olur” ifadelerine yer verdi.
Özgül arama çalışmalarına kızının ve eşinin ölü veya diri haline ulaşmadan son vermeyeceğini, bulana kadar aramalara devam edeceğini dile getirdi.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 15:23:54
Son Düzenlenme Tarihi :