Doğalgaz / elektrik hatlarının yeraltına alınması çalışmaları sırasında Elmalı’da hemen hemen tüm caddeler ve sokaklar ile bazı güzergahlarda bulunan kaldırımlar kazıldı, kazıldıktan sonra doğalgaz boruları döşendi ve kazılan yerlerde kapatıldı.
Ancak aradan aylar geçmesine rağmen sözkonusu cadde ve sokaklar ile kaldırımlar eski hallerine getirilmedi. Sökülen kilitli parke taşları tekrar yerlerine konmadı, asfalt olan noktalarda ise yeniden asfaltlama yapılmadı.
Okulların açılmasıyla birlikte okulların bulunduğu sokak ve kaldırımlarda da farklı bir görüntü olmaması öğrenci ve velilerin yoğun eleştirisine ve endişelerine neden oluyordu. Kaldırımın eski hale getirilmemesi nedeniyle öğrenciler eski haline getirilmeyen kaldırım yerine araçlara ait yolda yürümek zorunda kalırken, bu durumda olası bir kaza riskini daha da arttırıyordu.
İlgili kurumlara defalarca yapılan uyarıların karşılık bulmaması üzerine öğrenci ve velileri, Elmalı Kaymakamı Faruk Erdem’den okulların bulunduğu sokak ve kaldırımlarda gerekli çalışmaların yapılması için devreye girmesini istemişler, konu ile ilgili haberde gazetemizde yayınlanmıştı.
Öğrenci ve velilerinin Kaymakam Erdem’den bu taleplerinin ardından Elmalı Belediyesi tarafından 1 yılın sonunda çalışma başlatıldığı gözlenirken, belediye ekipleri okulların bulunduğu sokak ve kaldırımlarda gerekli tadilatı yapmaya başladılar.
ÖĞRENCİ VE VELİLERDEN
KAYMAKAM ERDEM’E TEŞEKKÜR
Öğrenciler ve velileri Kaymakam Erdem’e konuya ve soruna gösterdiği hassasiyetten dolayı teşekkür ederlerken, “Kaymakamımız devreye girmese okulların bulunduğu sokak ve kaldırımlar daha uzun süre böyle kalırdı. Kaldırım yerine yolda araçların arasında yürümek zorunda kalan çocuklarımız ise bir kaza ile karşı karşıya kalabilirdi” dediler.
* Ferudun ÖZGÜNSÜR / Toros Gazetesi
Bakan Özhadeki: "Hatay’ı eski haline kavuşturmak bizim görevimiz"
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, "Hatay’ın demograsifisini, sosyolojisini, kültürünü, sanatını, sanayisini ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp, biran önce bunları devreye sokmalıyız. Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak bizim görevimizdir" dedi.
Bakan Özhaseki, deprem bölgesindeki temasları çerçevesinde Hatay İl Afet Koordinasyon Merkezi’nde kentte görev yapan protokol ile yapılan ve yapılması planlanan çalışmaları içeren bir toplantı yaptı.
Toplantı başlangıcında açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, Hatay’a yapılan ve yapılmakta olan çalışmaların yerinde görmek için kente geldiklerini ifade ederek, Anadolu’da kurulan 1000 yıllık medeniyette en büyük bir felaketle karşılaştıklarını belirtti.
11 ilin depremden etkilendiğini aktaran Bakan Özhaseki, 680 bin bağımsız birim ev, 170 bin civarında depo iş yeri ayrı ayrı bağımsız birimlerin hasar gördüğünü kaydetti.
850 bin civarında bağımsız birime yardım etmeleri gerektiğini dile getiren Bakan Özhaseki, ”Bütün yaraları sararız ama canları geri getiremiyoruz. 50 bin canımızı toprağa verdik. İlk andan itibaren devlet olarak ve tüm belediyeler olarak deprem bölgesindeydik. Bu milletin her bir ferdi üstüne ne düşen varsa o bölgelere koştu. Görünmeyen o kadar çok çalışma var ki. Hac parası, kumbara birikimi, annelerimiz kolundaki bileziği deprem bölgesine gönderdi. Böyle bir milletin ferdi olmak guru verici. Elimizden geleni yapıyoruz. Bundan sonrada yapılacak olanı daha hızlı olanı yapmak için çalışacağız" diye konuştu.
"Hatay’ı canlandıracağız"
Vatandaşların endişe etmemesini isteyen Bakan Özhaseki, ”Bütün yaraları sarıncaya, zararları telafi edinceye kadar ve ’Allah devletimize zeval vermesin’ deyinceye kadar buradayız. İmar üzerinde bir takım çalışmalar oldu, rezerv alanlar belirleyerek evler, köy evleri yapmaya başladık. Bundan dolayı da bir takım adımlar attık. Sıkıntılar çok bunları aşacak bir irade, yapı bizde var. En önemlisi şehrimizin demograsifisini, sosyolojisini, kültürünü, sanatını, sanayisini ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp biran önce bunları devreye sokmalıyız. Şehrin eski canlı haline yeniden dönmelidir. Kadim bir şehirde yaşıyoruz. Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak bizim görevimizdir. Bunun için tedbirler aldık. Bunların şartlarını nasıl yapılacağını konuşacağız. Yeni bir yol haritasıyla hızlı şekilde hayatını nasıl normale dönüştürürüz, Hatay’da nasıl eskisi gibi canlı bir Hatay başlar bunun peşindeyiz. Bunu konuşacağız" ifadelerine yer verdi.
Toplantının ikini bölümü basın kapalı devam etti.
Bakan Özhaseki, deprem bölgesindeki temasları çerçevesinde Hatay İl Afet Koordinasyon Merkezi’nde kentte görev yapan protokol ile yapılan ve yapılması planlanan çalışmaları içeren bir toplantı yaptı.
Toplantı başlangıcında açıklamalarda bulunan Bakan Özhaseki, Hatay’a yapılan ve yapılmakta olan çalışmaların yerinde görmek için kente geldiklerini ifade ederek, Anadolu’da kurulan 1000 yıllık medeniyette en büyük bir felaketle karşılaştıklarını belirtti.
11 ilin depremden etkilendiğini aktaran Bakan Özhaseki, 680 bin bağımsız birim ev, 170 bin civarında depo iş yeri ayrı ayrı bağımsız birimlerin hasar gördüğünü kaydetti.
850 bin civarında bağımsız birime yardım etmeleri gerektiğini dile getiren Bakan Özhaseki, ”Bütün yaraları sararız ama canları geri getiremiyoruz. 50 bin canımızı toprağa verdik. İlk andan itibaren devlet olarak ve tüm belediyeler olarak deprem bölgesindeydik. Bu milletin her bir ferdi üstüne ne düşen varsa o bölgelere koştu. Görünmeyen o kadar çok çalışma var ki. Hac parası, kumbara birikimi, annelerimiz kolundaki bileziği deprem bölgesine gönderdi. Böyle bir milletin ferdi olmak guru verici. Elimizden geleni yapıyoruz. Bundan sonrada yapılacak olanı daha hızlı olanı yapmak için çalışacağız" diye konuştu.
"Hatay’ı canlandıracağız"
Vatandaşların endişe etmemesini isteyen Bakan Özhaseki, ”Bütün yaraları sarıncaya, zararları telafi edinceye kadar ve ’Allah devletimize zeval vermesin’ deyinceye kadar buradayız. İmar üzerinde bir takım çalışmalar oldu, rezerv alanlar belirleyerek evler, köy evleri yapmaya başladık. Bundan dolayı da bir takım adımlar attık. Sıkıntılar çok bunları aşacak bir irade, yapı bizde var. En önemlisi şehrimizin demograsifisini, sosyolojisini, kültürünü, sanatını, sanayisini ayağa kaldıracak yeni formüller üzerinde çalışıp biran önce bunları devreye sokmalıyız. Şehrin eski canlı haline yeniden dönmelidir. Kadim bir şehirde yaşıyoruz. Şehir merkezlerinde sağlam olan, zeminde bir sıkıntı olmayan yerleri yeniden canlandırıp eski haline kavuşturmak bizim görevimizdir. Bunun için tedbirler aldık. Bunların şartlarını nasıl yapılacağını konuşacağız. Yeni bir yol haritasıyla hızlı şekilde hayatını nasıl normale dönüştürürüz, Hatay’da nasıl eskisi gibi canlı bir Hatay başlar bunun peşindeyiz. Bunu konuşacağız" ifadelerine yer verdi.
Toplantının ikini bölümü basın kapalı devam etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.17 13:34:44
Son Düzenlenme Tarihi :
Başkan Hacısüleyman: İnsanları zorla bir yerden bir yere (şehir içine) getirme şansınız yok
“Gelen turist şehre gelmiyor, şehre inmiyor” diye sürekli serzenişlerde bulunulduğunu hatırlatan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Bir yerde sizi cezbedecek bir şey yoksa oraya gider misiniz ? Zamanınızı oraya ayırır mısınız ? Ayırmayız, ayırmazsınız” dedi.
Başkan Hacısüleyman, “Kısıtlı bir zamanınız var, yılda bir kere yıllık izin kullanıyorsunuz. Antalya’ya gelmişsiniz. Gidilecek ve yenilecek bir sebep yaratılsanız o zaman insanlar (otellerinden ayrılıp şehre) iniyor” derken, önceleri ‘oteller kimseyi dışarıya bırakmıyor ‘ diye bir takım eleştirilerin olduğunu ancak şimdi tam tersine otellerin konaklayan misafirler dışarıya çıkarsa benim maliyetim azalır düşüncesi içinde olduğunu kaydetti.
“Otellerde, tatil köylerinde konaklayanlar dışarıya niye çıkmıyorlar ? Otelde çıkarmak istiyor, otelde kalan misafirler niye çıkmıyorlar ?” diyen ATSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Sunduğumuz bir şey yoksa eğer şehirde, onu oraya (şehre) getirtecek bir şeyiniz yoksa eğer, insanları zorla bir yerden bir yere getirme şansınız yok” dedi ve bu noktada gastronominin ön plana çıktığını kaydetti.
Başkan Yusuf Hacısüleyman şöyle devam etti: “Gastronomi her zaman sizi bir yere götürecektir. Herhangi bir yiyecek, herhangi bir restaurantın ismi, orayı merak etmeniz, veya herhangi bir etkinlik bunların hepsi sizi bir yerden alıp bir yere götürebilir. Gastronomi alanında Türk mutfağı bana göre dünyada birinci sıradadır. Biz bir mutfağın üretebildiği yiyecek türlerinin hepsini ve çok çeşitli olarak üretiyoruz. Tatlılardan hamurlulara, sıcağından soğuğuna kadar.
Mesela Antalya usulü kabak tatlısı. Bunu merak ettirecek bir seviyeye getirmemiz lazım. Antalya piyazı. Antalya’ya gelen herkesin Antalya piyazı yemek istiyorum diyerek şehir içindeki restaurantlara getirtebilmemiz lazım. Bu ve buna benzer yöresel yiyeceklerimizi marka haline getirebilmek, markalaştırabilmek lazım.”
BİR ÜLKEYE GİTME NEDENLERİNDEN YÜZDE 88’İ YEREL YİYECEKLERLE İLGİLİ
Dünya Turizm Örgütü’nün yaptığı bir araştırmada bir ülkeye, bir destinasyona gitme sebeplerinin yüzde 88’inin yerel yiyeceklerle ilgili olduğunun ortaya konulduğunu paylaşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Hacısüleyman, “Yani 100 kişiden 88’i diyor ki ben orada (Tatile gideceğim yerde) ne yiyebilirimi araştırarak ve onu yiyebilmeyi hedefleyerek gider, diyor. Bizde böyle değil miyiz ? Bir şehre gittiğimiz zaman burada ne yiyebiliriz, hangi restaurant var, hangisi yerel ürünler yapıyor ? Neyi ile burası ünlüdür diye merak etmiyor muyuz ? Araştırmıyor muyuz ? Arkadaşlarımıza, ‘Buraya gittiğin zaman mutlaka şunu ye demiyor muyuz, ya da arkadaşlarımızdan bunu duymuyor muyuz ?” dedi.
Antalya TSO Başkanı Yusuf Hacısüleyman turistin kaldığı tesislerden ayrılması için Gastronominin Antalya’nın zenginleştirilmesi ve markalaşması gereken en önemli şeylerden biri olduğunu kaydetti. * Ferudun ÖZGÜNSÜR

