SON DAKİKA

logo

Ekolojik Kreş öğrencilerinden “Hayvanları Koruma günü”

Döşemealtı Kent Meydanında düzenlenen Hayvanları Koruma Günü etkinliğinde minikler kendi elleriyle hazırladıkları mamaları ilçede yaşayan sokak hayvanlarına dağıtılmak üzere belediye veteriner hekimlerine teslim etti.
Veteriner hekimler Yunus Emre Yayla ve Nazlı Kuş nezaretinde etkinlik için g..

Döşemealtı Kent Meydanında düzenlenen Hayvanları Koruma Günü etkinliğinde minikler kendi elleriyle hazırladıkları mamaları ilçede yaşayan sokak hayvanlarına dağıtılmak üzere belediye veteriner hekimlerine teslim etti.
Veteriner hekimler Yunus Emre Yayla ve Nazlı Kuş nezaretinde etkinlik için getirilen köpeklerin stetoskop ile kalp atışlarına dinleyen Ekolojik Kreş öğrencileri duydukları kalp atışı sesleriyle büyük şaşkınlık ve sevinç yaşadı. Sokak hayvanlarına verdiği değerle hayvan severlerin büyük takdirini toplayan Döşemealtı Belediyesi ilçede bulunan Ceza İnfaz Kurumu ile yaptığı protokol ile besleme noktalarına yerleştirilmek üzere ilk etapta 200 kedi ve köpek barınağı yapımı için anlaştı. Mahkûmlar tarafından yapılacak olan hayvan barınaklarının bir kısmı teslim edilirken Ekolojik Kreş öğrencileri sevimli dostların yeni evlerini ve mama-su kaplarını kendi elleriyle boyayıp kullanıma hazır hale getirdi. 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü için Kent Meydanına getirilen sokak hayvanlarının yeni barınakları minik öğrenciler tarafından görücüye çıkarıldı.

Kalp atışlarını dinlediler
İlk misafirlerini ağırlayan evlerdeki köpekleri besleyen Ekolojik Kreş öğrencileri veteriner hekim ağabey ve ablaları ile birlikte hayvanların kalp atışlarını dinleyip ardından da mama vererek besledi. Etkinliğe katılan Döşemealtı Belediyesi Başkan Yardımcıları Mehmet Duman ve Cevat Yanar, miniklerle sohbet edip hayvan sevgisinin önemini anlattı. Başkan Yardımcısı Mehmet Duman, “Sokak hayvanları can dostlarımız. Onların bizden istediği sadece sevgi. Sevimli dostlarımız için evlerimizin önüne mama ve su kapları koyabilirsiniz. Bizler onların hayatındayız, onlarda bizim” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.04 16:04:34
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.04 16:05:19

Yorum Yap






Almanya’dan geldiler, baba ocağının enkazında hatıra aradılar

Almanya’da yaşayan iş adamı Recep Adan, Hatay’da çocukluğunun geçtiği, annesi, babası ve kardeşinin sağ çıktığı 5 katlı apartmanın enkazında ailesiyle birlikte hatıralarını aradı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da meydana getirdi. Kentte ağır hasarlı binaların yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları ise devam ediyor. Bazı Hataylılar yıkım çalışmalarını takip ederken, bazıları da kaldırılan enkazın yerinde küçükte olsa bir hatıra arıyor. Adan ailesinin depremde Antakya ilçesi Ürgenpaşa Mahallesi’ndeki 5 katlı aile apartmanı da yıkıldı. 45 yıldır Almanya’da yaşayan iş adamı 2 çocuk babası Recep Adan’ın annesi, babası ve kardeşi ise enkazdan hafif yaralı olarak kurtarıldı. Ailesini yakınlarının desteğiyle Almanya’ya götüren Adan, ilk fırsatta ise doğup büyüdüğü baba ocağı Antakya’ya geldi. Adan ve ailesi, kaldırılan enkazın yerinde bir anı bulabilmek için büyük çaba sarfetti. Adan’ın depremden bir gün önce Almanya’ya dönmesinin yıkılan salonda annesi, babası ve kardeşinin hayatını kaybetmesini önlediği öğrenildi.

“Belki bir hatıra buluruz”
57 yaşındaki Recep Adan, depremde anne, babası ve kardeşinin yaşadığı 5 katlı apartmanın çöktüğünü söyledi. Aile apartmanından hayatını kaybedenin olmadığını fakat ailesinin yaklaşık 8 saat sonra enkazdan çıkarıldığını aktaran Adan, “Ailemin Almanya’ya yanımıza gelmelerini sağladık, tedavilerine orada devam ediyoruz. Almanya’da bir akrabamız vefat etti, onun defin işlemleri için Türkiye’ye geldik. Bu esnada doğup büyüdüğümüz topraklara geldik. Belki hatıramız veya bir eşyamızı buluruz diye bakınıyoruz. Birkaç resim, banka cüzdanı, bir saat bulduk. Onlar bize hatıra kalacak. İleride buralar düzene girerse binamızı buraya dikmek istiyoruz. Yaşlandığımızda emekliliğimizi şehrimizde geçirmek istiyoruz” dedi.

“Gittikten bir gün sonra deprem oldu”
Sık sık memleketi Hatay’a geldiğini ve kentten 5 Şubat’ta ayrıldığını anlatan Adan, “Bir gün sonra da deprem oldu. Verilmiş bir sadakam varmış, eğer dönmemiş olsaydım, annem babam vefat etmiş olabilirdi. Çünkü onlar bana yatak odalarını veriyorlar, kendileri salonda yatıyorlardı. Ben döndüğüm için tekrar yatak odalarına geçmişler. Allah’a şükürler olsun onlar sağ salim kurtuldular. Salon diye bir yer kalmadı, birinci kat yok oldu. Eğer ben geri dönmemiş olsaydım annem, babam ve kardeşim vefat etmiş olacaktı. Allah bize onları bağışladı. Bundan sonrası için önümüze bakacağız. Bizim burası anamızın babamızın toprağı, buraya geri geleceğiz. Antakyalı hiçbir zaman toprağını terk etmez” dedi.

“1 dakika 40 saniyede her şey tükendi”
Doğup büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği yerleri böyle görmenin çok üzüntü verici olduğunu ifade eden Recep Adan, “Annem babam yıllarca Almanya’da ağır işlerde çalıştı. Babam biriktirdiği paralarla bu arsayı aldı ve aile apartmanı yaptırdı. Sonra buraya temelli geldiler. Ama 1 dakika 40 saniyede her şey tükendi gitti. Antakya’da dükkan ve evlerimiz vardı, hepsi yıkıldı. 1 dakika 40 saniyede varlığımız tükendi. Ama çok şükür ana-babamız sağ. Her şey yeniden olur. Önemli olan sağ olmaları” diye konuştu.

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.30 16:56:00
Son Düzenlenme Tarihi :





Depremde 13 akrabasını ve iş yerini kaybetti, 9 metrekarelik konteynerde hayata tutunuyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerde anne-babası dahil 13 yakınını ve iş yerini kaybeden kuyumcu Hikmet Kumru, 9 metrekarelik konteyneri iş yerine çevirip hizmet vermeye başladı. Kumru, kolay taşınabilmesi nedeniyle işçiliksiz bileziğe talebin olduğunu bildirdi.
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremler 11 il içinde en büyük yıkımı Hatay’da yaptı. Kentte binlerce ev ve işi yeri enkaza döndü ya da ağır hasar aldı. Hatay ekonomisinin can damarı olan Antakya ilçesinde de binlerce esnafın iş yeri yıkıldı. Ticaretin en önemli unsurlarından olan kuyumculuk alanında, yaklaşık 200 işletmeden atölyeci dahil bugün çok azı hizmet verebiliyor. Depremde babası Hakkı Kumru dahil 13 yakın akrabasını kaybeden 44 yaşındaki Hicret Kumru da müşterilerinin yoğun telefonu karşısında kısa bir süre önce iş yerini açmaya karar verdi. Eskiden büyük dükkanında cam vitrininde müşterilerine ziynet eşyaları sunan Kumru, bugün 6 metrekarelik küçük bir dükkanda yarım asra yaklaşan baba mesleğini yürütmeye çalışıyor.
43 yıldır Hatay’da kuyumculuk yaptıklarını dile getiren 4 çocuk babası Hicret Kumru, 6 Şubat gecesini anlatmaya kelimelerinin yetmeyeceğini bildirdi.

"9 metrekarelik konteynerde hizmet"
Hem ailesinden hem de mesleğinden çok sayıda değerli meslek büyüğünü kaybettiklerini anlatan Kumru, "Depremden sonra 2 aya yakın kendimizi toparlamaya çalıştık, hem manevi hem de psikolojik olarak. Telefondan müşterilerimizden gelen talepler doğrultusunda, seyyar olarak bir anlamda öyle diyeyim, araçla, ihtiyacı olanlar için, altınını satmak isteyenlere hizmet verdik. Nakit parası olup yatırım yapmak isteyen veya altınını bozdurmak isteyenler bizlere ulaştılar. Belli bir süre seyyar idare ettik 10-15 gün. Konteynerde bu işi başlatma kararı aldık. Yaklaşık 1 aydır konteynerdeyiz. Şu an daha yeni yeni başlıyor hareket ve güvenlik önlemi alınacağını düşünüyorum. Şu an 9 metrekare 3’e 3 bir konteynerdeyiz. Ama Allah’a şükür toparlanıyoruz" diye konuştu.

"200’e yakın kuyumcu vardı"
Eski iş yerlerinin yerle bir olduğunu ifade eden Kumru, "90 saniyede her şeyin bittiğini ki biz can kayıpları yaşadığımız için bazı kayıplarımızı çok düşünmüyoruz. Onlar da oldu ama can kayıplarımızın yanında pek bir değeri yok. 90 saniyede her şey bambaşka bir hale geldi, kötü bir hale geldi. Allah beterinden saklasın. Memleketimizi daha beter afetlerden korusun. Atölyeler dahil 200’e yakın kuyumcu vardı. Şu anda kendini toparlayıp açmaya çalışan, açan 30 civarında atölyeci ve kuyumcu var. Hataylılar özellikle tarım şehri olduğumuz için altına düşkündür. Yatırımını dövizden ziyade altın üzerinde yapar. Deprem sonrası yavaş yavaş toparlanırken ellerindeki birikimleri, yardımları, kendi paraları olsun bunları altın olarak değerlendirip bir tarafa koymaya çalışıyorlar" dedi.

"Hüznün yerini umut almalı"
İşçiliksiz bilezik ve cumhuriyet altınının daha çok tercih edildiğini belirten Hicret Kumru, "Ama bileziğin bir avantajı var. Bilezik alan insanlar en azından konteynerde ya da çadırdayken altınını yanında taşıyabiliyor. O yüzden ona daha çok talep var. Eski günler bir daha gelmez. Eski günleri özlesek, özlemek kelimesi yetersiz kalır ama şükür insanımız kendini toparlamaya çalışıyor. Yani şunu öğrendik, insanın başına her şey gelebilir. Bunu düşünerek yaşamak lazım. Babam yıllardır çarşı esnafıydı. Annemi babamla birlikte kaybettik. Birinci derece 13 yakın akrabamı kaybettim. Acısı olmayan yok diyebilirim. Toparlanmaya çalışıyoruz, anılarımız var. Üzülüyoruz. Ama şu anda hüznün yerini umut almalı" ifadelerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.25 14:49:56
Son Düzenlenme Tarihi :