SON DAKİKA

logo

Kediyi ölmekten kurtaran not !

Antalya’da park halindeki bir otomobilin kaputuna giren kedinin hayatını, otomobilin üzerine bırakılan “Kaputun altında kedi var, çıkartamadık arabayı çalıştırınca kaputa vurun” notu kurtardı.

Antalya’da park halindeki bir otomobilin kaputuna giren kedinin hayatını, otomobilin üzerine bırakılan “Kaputun altında kedi var, çıkartamadık arabayı çalıştırınca kaputa vurun” notu kurtardı. Otomobili çalıştıracağı sırada notu görerek durumun farkına varan Baran Erbaş, durumu itfaiye ekiplerine bildirdi. Yavru kedi ekiplerin 30 dakika süren operasyonunun ardından bulunduğu alandan güçlükle çıkarılarak barınağa bırakıldı.
Olay, Akdeniz Üniversitesi Sosyal Tesisleri otomobil parkında meydana geldi. Alınan bilgiye göre; Ankara’ya gitmek üzere 06 ABE 782 plakalı otomobilinin yanına gelen Baran Erbaş, otomobilin üzerinde “Kaputun altında kedi var, çıkartamadık arabayı çalıştırınca kaputa bir vurun” notu ile karşılaştı. Notu okuduktan sonra kaputta dinleme yapan Erbaş, bir kedi sesi duydu. Yavru kedinin sürekli yer değiştirmesinden dolayı kendi imkanlarıyla çıkartamayan Erbaş, durumu 112 Acil Çağrı Merkezi üzerinden itfaiye ekiplerine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine Antalya Büyükşehir Belediyesi Hürriyet İtfaiye İstasyonu ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen ekipler önce otomobili kriko ile kaldırarak bir olumsuzluk yaşanmaması için takoz koydu.

İtfaiye ekiplerinden 30 dakika nefes kesen mücadele
İtfaiye ekipleri yavru kediyi çıkarmak için uzun süre mücadele verdi. Bir kadın itfaiye eri ise otomobilin altına yatarak kediyi çıkarmaya çalıştı. Ekipler zaman zaman internet üzerinden kedi sesi de açarak kedinin dikkatini çekti. Ekiplerin çıkarmak için 30 dakika mücadele ettiği kedi, bir süre sonra otomobilin altından çıktı. Bu sırada korkuya kapıldığı görünen kedi tekrar otomobilin kaputuna girmek için mücadele etse de ekipler kısa surede yakalandı. Yakalanan kedi, sosyal tesis görevlilerinin bakım gerçekleştirdiği kulübeye teslim edildi. Kedinin çıkarılması için mücadele eden otomobil sahibi Baran Erbaş ve görevli Emine Eser büyük mutluluk yaşadı.

"Notta kaputta bir kedi olduğu yazıyordu"
Kedinin bırakılan notla hayatının kurtarıldığını belirten Baran Erbaş, “Sabah otelden çıkarak Ankara’ya gitmek için otomobilimin yanına geldim. Otomobil üzerinde bu notu gördüm. Notta kaputta bir kedi olduğu yazıyordu. Kendi imkanlarımızla çıkarmaya çalıştık ama başaramadık. Ekiplere haber verdim, onlar çıkardı. Ankara’ya doğru yola çıkacaktım, notu görünce durdum. Notu bırakan arkadaşlara teşekkür ederim” dedi.

"Ankara’ya gönderiyoruz, kedimiz güven ellerde”
Sosyal tesis görevlisi Emine Eser ise, “Benim yakından bildiğim bir kedidir. Aradık bulamadık, sonra arkadaşımın yardımına koştum. Kediyi çıkarmak için çalıştık ama başaramadık. Sonra itfaiye ekiplerimiz çıkardı. Baran Bey’i şimdi güvenle Ankara’ya gönderiyoruz, kedimiz güven ellerde” sözlerine yer verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.05 13:54:10
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.05 13:54:46

Yorum Yap






İl Turizm ve Kültür Müdürü: Elmalı'nın arı serenleri ve tahıl ambarlarını korumalıyız

Antalya İl Kültür Turizm Müdürü Dr. Candemir Zoroğlu, Elmalı’nın kırsal kültürel mirası olan seren ve tahıl ambarlarının Antalya ve Elmalı için önemine işaret ederek; “Proje sonrasında korunmaya devam etmesi çok önemli, bu alanlar bir rota haline getirilerek, bizi rakip kültürel destinasyonlardan ayıran bir özellik olarak yerli ve yabancı turistlere bölgenin kültürel mirası olarak tanıtılmalı” dedi.

Antalya Kültürel Miras Derneği (ANKA) tarafından hazırlanan, “Ortak Kültür Mirası: Türkiye ve AB Arasında Koruma ve Diyalog-II Hibe Programı tarafından desteklenen Hazine ve Maliye Bakanlığı ileKültür ve Turizm Bakanlığınca yürütülen, destekçileri arasında Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Elmalı Belediyesi’nin yer aldığı KIRKAMBAR Projesinin “Odak Grup” toplantısı  önceki gün Antalya Müzesi Süleyman Fikri Erten Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

 

Toplantıya; Antalya İl Kültür Turizm Müdürü Dr. Candemir Zoroğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı İsmail Oskay, Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi MüzelerŞube Müdürü Mehmet Şengül, Elmalı Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Durmuş Altan, kültürel miras uzmanları ve basın mensupları katıldı. 

 

Tanıtım ve farkındalık faaliyetleri kapsamında, proje paydaşı Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile birlikte düzenlenen odak grup toplantısında, “Kırsal Miras, Kırsal Sit, Somut ve Somut Olmayan Kültürel Miras” kavramları ele alındı. Kültürel miras alanında çalışan uzmanlar için proje sonuçları doğrultusunda “Elmalı Kırsal Miras Korunum Durumu Analizi”’nin değerlendirildiği etkinlikte ambar ve serenlerin gerçek işlevleriyle korunumunun  önemine dikkat çekildi.

 

BÖLGE TURİZMİNE KATKI SAĞLAYACAK

 

Antalya İl Kültür Turizm Müdürü Dr. Candemir Zoroğlu, açılış konuşmasında projenin Antalya ve Elmalı için önemine işaret ederek; “Kırkambar Projesi’ni gıpta ederek takip ediyorum. Antalya ve Elmalı için çok önemli ve değerli olduğunu düşündüğüm bu projenin içinde yer almayı çok istedim. Elmalı’nın kırsal kültürel mirası olan seren ve tahıl ambarlarının proje sonrasında korunmaya devam etmesi çok önemli, bu alanlar bir rota haline getirilerek, bizi rakip kültürel destinasyonlardan ayıran bir özellik olarak yerli ve yabancı turistlere bölgenin kültürel mirası olarak tanıtılmalı” dedi.

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi Kent Tarihi ve Tanıtımı Dairesi Başkanı İsmail Oskay da tarihi tahıl ambarlarının geleneksel tarım üretimine dikkat çeken bir sembol olduğunu hatırlatarak; tahıl ambarları ve serenlerin sayısallaştırılması, belgelenmesi ve tanıtımı projesinin önemini vurguladı. Oskay; “Projenin aynı zamanda Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak, Elmalı ve  Demre’nin Antalya turizmine inanç turizmi, kırsal turizm, gastronomi turizmi bağlamında yeni destinasyonlar olarak kazandırılması çabalarımızı destekleyerek, bölge turizmine de katkı sunacağını düşünüyorum” dedi.

 

Elmalı Kültür ve Sosyal İşler  Müdürü ve Proje Koordinatör Yardımcısı Durmuş Altan da, Kırkambar Projesi’nden sonra Elmalılı çiftçilerin tarihi tahıl ambarlarına bakışının değiştiğini belirterek, ambar ve serenlerin Elmalının tanıtımına katkı sunacağını söyledi.

               

AMBAR VE SERENLER GERÇEK İŞLEVLERİ İLE KORUNMALI

 

Erciyes Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim Üyesi Dr. Leyla Kaderli ise “Kırsal Miras ve Koruma Yaklaşımları” başlıklı konuşmasında Kırkambar Projesi çerçevesinde “Elmalı Kırsal Miras Korunum Durumunu” analiz etti. Dr. Kaderli, kırsal kültürel miras kavramının ülkemizde henüz tam olarak anlaşılmadığını belirterek, Avrupa’da 80’li yılların başında kırsal kültürel miras kavramının konuşulmaya başlandığını ve bu miras ögelerinin “insanlığın ortak mirası” olarak değerlendirildiğini söyledi. Dr. Kaderli “tahıl ambarları” ve “arı serenlerinin” de insanlığın ortak mirası olduğunun altını çizdi. Kırsal miras niteliğindeki yapıların bir “anıt” çerçevesinde mi yoksa “kırsal sit” alanı içinde mi korunacağına daha en başta karar verilmesi gerektiğini kaydeden Dr. Kaderli, Dünya genelinde farklı yaklaşımlar olsa da “kırsal peyzaj” ve “kırsal miras ögelerinin” birlikte korunumu yaklaşımının öne çıktığını kaydetti.

 

Dr. Kaderli sözlerine şöyle devam etti: “Kültürel miras yapılarının korunumu çalışmaları belli ilkelere göre yapılmalıdır. Belgeleme, rölöve, restitüsyon, konservasyon ve restorasyon şeklinde sırasıyla gerçekleşmeli ve tüm bu çalışmalar planlanırken ve hayata geçirilirken işlevi de beraberinde düşünülmelidir. Proje kapsamında kayıt altına alınan 1658 ambarın yüzde 77’si halihazırda aynı işlevle kullanılmaya devam ediyor. Yaşayan kültürel mirasın korunumu için en uygun çözümün de bu olduğunu düşünüyorum.” 

 

Sadece kırsal miras yapılarına odaklanan koruma önerilerinin başarısız olacağının altını çizen   Dr. Kaderli, korumanın; üretim, yapım tekniği, ekonomik ve sosyal yaşantıya kadar birçok alanda yapılması gereken düzenlemelerle birlikte bütüncül bir yaklaşım, disiplinler arası bir çalışma ile sağlanabileceğini ifade etti.

 

ANTALYA’NIN TARIM TARİHİNE VE KIRSAL MİRASINA DUYARLI OLMALIYIZ

 

Proje Danışmanı Akdeniz  Üniversitesi Arkeoloji Bölümü  Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gökhan Tiryaki Kırkambar Projesinin, sivil toplum kuruluşlarının Antalya’da kültürel miras alanında gerçekleşen çalışmalara yapabileceği olumlu katkıların somut bir örneğini teşkil ettiğini vurguladı. Tiryaki, “Kırkambar projesi bize tarım tarihi ve kültürü, geleneksel halk mimarlığı, somut olmayan kültürel miras, kırsal miras ve kırsal sit gibi kavramlara daha duyarlı olmamız gerektiğini göstermesi açısından da önem taşıyor. Antalya’da ve bildiğim kadarıyla Türkiye’de Kırsal Miras alanında sivil toplum tarafından yapılmış ilk kapsamlı Önleyici Koruma Projesi olan Kırkambardan danışma kurulu üyesi olan yirmiye yakın uzman olarak bizler de pek çok şey öğrendik” dedi.

 

Toplantıda Proje Koordinatörü Dr. Selda Baybo da Kırkambar Projesi çerçevesinde gerçekleştirdikleri belgeleme, sayısallaştırma ve tanıtım çalışmaları hakkında bilgi verdi. Antalya Müzesi Süleyman Fikri Erten Konferans Salonunda gerçekleştirilen, Kültürel Miras Uzmanları Odak Grup toplantısı soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.06.12 14:13:15
Son Düzenlenme Tarihi :





Türkiye’de sadece Antalya’da üretiliyor, yüzde 90 yurt dışına ihraç ediliyor

Antalya’da üretilen düğün çiçeği (ranunculus), başta Hollanda ve Almanya olmak üzere yüzde 90 yurt dışına ihraç ediliyor.
Örtü altı üretimde söz sahibi Antalya, kesme çiçek üretiminde de başı çekiyor. Antalya’nın Kundu ilçesinde 200 dekar alanda 7 farklı çeşit kesme çiçek üreten Yasin Başkurt, yıllık ortalama ürettikleri 10 milyon dal çiçeğin 9 milyon dalının ihraç edildiğini söyledi.
Düğün çiçeğinin (rananculus) üretiminin zor ve riskli olduğunu belirten Yasin Başkurt, Türkiye’de sadece Antalya’da üretildiğini belirterek şunları söyledi:
“Düğün çiçeği en zor üretilen tür. Çünkü sıcağı sevmiyor, soğuk da geç oluyor. Yola dayanıklı değil. Piyasada bilinmiyor. Türkiye’de sadece Antalya’da üretiliyor. En çok üretimi biz yapıyoruz. Riskli olduğu için kimse üretmek istemiyor.”

Kış çiçeği
Üretici Yasin Başkurt, “200 dekar alanda 20 yıldır çiçek üretiyoruz. 7 çeşit çiçek üretiyoruz. Ornis, ranakus, dianthus, grintirik, anemon, karanfil ve hüsnü yusuf. Şu an seramızda düğün çiçeği var. Kış çiçeğidir. Eylül ayında soğuk havada bir ay şokluyoruz. Orada filizleniyor. Ekim ayının başlarında da araziye dikiyoruz. 60 gün sonra hasat başlıyor ve bu dönemde de hasat bitiyor. Nisan ayının sonunda hasat tamamlanıyor” dedi.

Dekar başına 100 bin dal hasat
Yurt içinde düğün çiçeğinin tanınmadığını kaydeden Başkurt, “15 dekar alanda ektiğimiz düğün çiçeğinden dekar başına 100 bin dal hasat ettik. Yüzde 90 yurt dışına satışlar yapılıyor. Hollanda ve Almanya ihraç edilen ülkelerin başında geliyor. Ortalama 3-4 TL arasında satış yapılıyor. Yurt içinde İstanbul ve İzmir’e satış yapılıyor. Yurt içinde çok tanınmıyor ve çok özel bir çiçek olduğu için tanınmıyor. Karanfil ve papatyayı yurt içi daha çok tercih ediyor” diye konuştu.
Düğün çiçeğinde sezonun tamamlandığını ifade eden Başkurt, “Şu an ornis çiçeğinin hasadı başladı. Soğanlı bir çiçek. Bir ay boyunca susuz bir şekilde vazoda yaşayabiliyor. Sümbüle benziyor. Yurt dışına gidiyor. Pahalı bir çiçek. Yurt içinde bilinmiyor. 8-10 lira arasında ihraç ediliyor. Yıl içinde 10 milyon dal çiçek üretiyoruz. Yaklaşık 9 milyon dal çiçeği ihraç ediyoruz” şeklinde konuştu.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.21 11:42:10
Son Düzenlenme Tarihi :