SON DAKİKA

logo

Mersin’deki terör operasyonunda 3 tutuklama

Mersin’de silahlı terör örgütü PKK/KCK, FETÖ/PDY ve DEAŞ’a yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 4 şahıstan 3’ü çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Edinilen bilgiye göre, Mersin İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele (TEM) Şube Müdürlüğü ekipleri, DEAŞ, FETÖ/PDY ve PKK/KCK terör örgütünün faaliyetlerinin engellenmesi ve deşifre edilmesine yönelik yaptığı çalışmalarda, 4 şüpheliyi tespit etti. Bunun üzerine belirlenen adreslere dron ile özel harekat polislerinin desteğiyle şafak operasyonu düzenleyen ekipler, DEAŞ’la bağlantılı S.K., FETÖ/PDY’ye maddi destek sağlayan A.F.K. ile PKK/KCK ile bağlantısı olan R.E. ve L.O.’yu gözaltına aldı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şahıslardan S.K., L.O. ve R.E. çıkarıldıkları mahkemece tutuklanırken, A.F. isimli şüpheli ise adli kontrol kararıyla serbest bırakıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.16 17:57:54
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kaptanoğlu : “Antalya deprem bölgesi değildir söyleminden vazgeçmeliyiz”

Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi 17 Ağustos depreminin 24. yılında, deprem konusunda halen önemli eksiklerin olduğunu vurguladı.
Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Erman Kaptanoğlu, açıklamasında şunları söyledi : “17 Ağustos 1999 günü, Marmara Bölgesi özelinde tüm Türkiye, geçtiğimiz yüzyılın en büyük felaketlerinden birisini yaşadı. Yerel saatle 03:02’de Kocaeli/Gölcük merkezli büyüklüğü 7,6 Mw olan ve 45 saniye süren deprem sonucunda büyük bir yıkım ortaya çıktı. Resmi bilgilere göre 18.373 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 işyeri hasar gördü. 
Bu deprem üzerinden tam 24 yıl geçti. Bu depremi milat kabul eden Türkiye, deprem koordinasyonu konusunda önemli yol kat etmesine rağmen halen büyük eksiklikleri gözlemliyoruz. AFAD koordinesinde risk yönetimi kurularak, kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın bütünleşik afet yönetim sistemi ile organize olması ve müdahale ve risk azaltma alt sistemlerini oluşturması gibi organizasyonlar faydalı birer örnektir. 
Özellikle Kahramanmaraş ve çevresindeki tarihsel depremlere bakıldığında deprem tekrarlama periyotlarının dolduğu ve bölgede artık büyük bir deprem üretme potansiyelinin mevcudiyeti yerbilimciler tarafından yetkililere depremden çok önce aktarılmıştı. 
2020 yılında AFAD Başkanlığı bu sebeple İl Risk Azaltma Planlarında, Kahramanmaraş İli’ni pilot il seçmiş ve birçok kurumu bu planlara dahil etmiş ve sorumlu kılmıştır. Fakat bu organizasyonların sahada maalesef verimli olamadığı 6 Şubat 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinde meydana çıkmıştır. 2020 yılından depremin olduğu güne kadar bölgedeki sorumlu kurumların yeteri kadar hazırlık yapmadığı deprem sonrasındaki kaos ortamından anlaşılmıştır. 
Böylesine büyük depremler, binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık mal kaybına ve ülkemizde yaşayan uzak veya yakın herkes üzerinde travmatik etkiler bırakmaktadır. Gelişen teknoloji, elde edilen bilimsel verilerin çokluğu göz önüne alındığında artık büyük depremlerin afetlere dönüşmesi kabul edilemezdir, edilmemelidir!
İmar Affı ile yapıların denetimini vatandaşa bırakan uygulama ile mühendislik hizmeti almamış, kaçak, iskansız, deprem anında ölüm saçacak yapılar kat mülkiyeti koruması altına alınmıştır. Bu ve bunun gibi uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıca artık göstermelik Deprem Tatbikatlarının bırakılması ve kamuda denetimi sağlayacak istihdamın sağlanması gerekmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü gibi önemli bir kurumda bile Jeofizik Mühendisi istihdamı yoktur. Çöken-göçen yolların neden bu hale geldiği Jeofizik Mühendisi istihdam etmeme liyakatsizliğinin bir sonucudur. 
Antalya Merkez Belediyeleri içerisinde, “Zemin ve Temel Etüt Çalışması” kontrolünü yapan sadece 1 adet Jeofizik Mühendisi vardır. Bu çok acıklı bir durumdur. Her defasında liyakatten bahseden siyasiler bu acı tabloların sorumlusudur! Antalya, deprem riski bakımından Akdeniz’de yer alan faylarla bağlantılı olarak risk altındadır. 
Bu yüzden dolayı ivedi bir şekilde Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya iline bağlı diğer ilçeler Jeofizik Mühendisi istihdamı etmek zorundadır. Bu bir ihtiyaç veya lüks değil, zorunluluktur! Sizler aracılığıyla değerli başkanlarımıza seslenmek de bizim sorumluluğumuzdur. Yoksa yer biliminin önemsenmediği her yerde Afetler bir Felakete dönüşecektir. 
Geçmişe göre iyileştirilmesine rağmen, kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken yapı denetim sistemi halen ticari bir anlayışla yönetiliyor. Yer mühendislik çalışmalarının denetimi ise halen yeterli düzeyde yapılamamaktadır. Eskiden mesleki odalarında olan denetim ve yeterlilik gibi süreçler kaldırıldı. Artık meslek odalarında konusunda uzman mühendis ve mimarlar, özel firmaların yaptığı saha ve ofis çalışmalarını denetleyememekte olup, bu süreç bizlerde büyük bir endişeye sebep olmaktadır. Odalar, kamu yararına çalışan meslek örgütleridir. Siyasi sebepler ile odaların elinden yetkilerinin alınması başlı başına bir afettir.  
Deprem sonrasındaki yaraları en aza indirmek için, TMMOB’a bağlı meslek odaları, doktorlar, öğretmenler, GSM operatörleri gibi özel kuruluşlara büyük yük düşmektedir. Bu gibi kuruluşlar özel eğitimden geçirilmelidir. Konusunda uzman olmayan kişilerin yaptığı açıklamalar halkta korku ve paniğe sebep olmaktadır. Bu yüzden dolayı her bölgede mutlaka “Deprem Bilim Kurulları“ kurulmalı ve gerekli açıklamaların ve bilgilendirmelerin sadece bu bölgedeki kurul üyeleri tarafından yapılması sağlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerde her önüne gelenin deprem ile ilgili ilgili bilgilendirme ve açıklama yapması gerekli yasalar ile yasaklanmıştır. Bu konu çok önemlidir. 
Kentsel dönüşüme, Kötü zemin ve Kötü Yapı gibi öncelikli kriterlerden başlamak gerekirken maalesef rantın yüksek olduğu bölgeler tercih edildi ve halen edilmektedir. 
MTA’nın diri fay haritası karada yer alan fayları göstermekle birlikte, henüz Akdeniz’de özellikle Antalya Körfezinde tam manasıyla bir fay araştırması MTA tarafından yapılmamıştır. İvedilikle böyle bir çalışmanın yapılması, körfezde yer alan diri fayların tespit edilmesi ve diri fay haritalarına işlenmesi gerekmektedir. 
Böylelikle Deprem Risk Analizleri yapan biz Jeofizik Mühendisleri daha doğru sonuçlara ulaşmış oluruz. Biz Jeofizik mühendisleri olarak yapılaşmanın her aşamasında katkı koyabilecek modern yöntemlere sahibiz. 
Bize göre; Kentlerin yerleşeceği uygun alanların belirlenmesi için deprem etkilerini en aza indirmek amacı ile birinci aşamada derin yeraltı yapısal durumun jeofizik yöntemler ile belirlenmesi gereklidir. Biz buna makro-bölgeleme diyoruz. Birinci aşamaya göre uygun yerleşim alanlarında mikro-bölgeleme çalışmaları yapılarak özel durumlar hariç 30m derinliğe kadar yerin fiziksel özellikleri jeofizik yöntemler ile belirlenir. Daha sonraki aşamada ise parsel bazında yerin fiziksel özellikleri detaylı ortaya konur. Sonuç olarak biz Jeofizik Mühendisleri olarak Deprem Master planında yerleşim yeri seçiminin her aşamasında olmalıyız ayrıca mevcut yapılar içerisindeki çürük yapıları hızlı bir biçimde ayırt edebilecek yöntemlere ve bilgiye sahibiz.  
“ANTALYA BİR DEPREM BÖLGESİ DEĞİLDİR” söyleminden vazgeçip, “DEPREM HAYATIMIZIN BİR PARÇASIDIR” anlayışına geçmemiz gerektiği aşikardır. Çevremizdeki fay sistemlerinin durumu, son dönemlerde sık sık yaşadığımız depremler, bizdeki bu deprem bilincini arttırmalıdır. Sonuç olarak ATATÜRK gibi düşünmeli, yönetmeli ve yönetilmeliyiz. “
* Jeofizik Mühendisleri Odası

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 11:42:06
Son Düzenlenme Tarihi :





ATSO Başkanı Ali Bahar: "Göz bebeğimiz Kaleiçi özel alan olmalı"

ATSO Başkanı Ali Bahar ve beraberindeki heyet Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u ziyaret etti. Kaleiçi’nin özel alan olması, vize sorunu, EXPO alanı, turizmde çeşitlilik, Antalya sokaklarının sanat eserleriyle donatılması gibi birçok konunun görüşüldüğü ziyarette, ATSO iş birliğinde Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne ilişkin detaylar konuşuldu.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkanı Ali Bahar, Yönetim Kuru Başkan Yardımcısı Boğaçhan Göksu, Yönetim Kurulu Üyeleri Hatice Öz, Özgür Karagöz ve ATSO Genel Sekreteri Av. Aslı Şahin Tekin, turizme yönelik konular, sektörel öneriler ve iş insanlarının taleplerini iletmek üzere Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’u Ankara’da ziyaret etti. 2023 yılı Temmuz ayı itibariyle ATSO’ya kayıtlı üye sayısının 60 bin olduğunu kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, Antalya’nın faaliyet alanı itibariyle turizmin ağırlıklı olduğunu belirterek, turizm çeşitliliği ve geliri konusunda sürdürülebilir çalışmalar hakkında Bakan Ersoy ile görüş alışverişinde bulundu.
Antalya’ya ilişkin konuları görüştüklerini kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “Bakanımız Kemer yangınında devletimizin tüm imkânlarını şehrimize kullandırdı. Cennet bir şehirde yaşıyoruz, dolayısıyla bu konudaki desteği için ayrıca teşekkür ederim. Biz, kentimizin faydasına olan tüm konularda lobi çalışmalarımıza devam edeceğiz. Antalyalı bir bakan olması dolaysıyla, kendisine çok yakın hissediyoruz. İlimizi tanıyan ve bilen bir isim, Antalya’mıza ilişkin konuları kendisine aktarmak bizim için çok değerli. Konuştuklarımızın hiç birinin görüşmede kalmayacağını gördük, hızlı çözüm bulacağımıza inanıyoruz. Değerli görüşleri ve destekleri için Sayın Bakan’a teşekkür ediyorum” dedi.

Antalya’ya Kültür Yolu Festivali
Oda olarak kültür ve turizme büyük bir yatırım yaptıklarını kaydeden Başkan Bahar, “Çok yakın zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile birlikte Antalya’mızda bir Kültür Yolu Festivali düzenleyeceğiz. Antalya Kültür Sanat ve Kaleiçi Evi’ni bu festivalde etkin bir biçimde kullanacağız” dedi. Şehirde sanat eserleri olması konusunda taleplerini dile getiren Başkan Bahar, “Sanat eserleri sadece kültür sanat evlerinde ya da galerilerde olmamalı, şehrin yürüdüğümüz her sokağında, her kaldırımında yer almalı. Geçtiğimiz günlerde TAV Havalimanları ile mermer ocaklarının doğaya kazandırılmasına ilişkin mükemmel bir örnek ortaya çıkartmak istediğimizi görüşmüştük. Bu konuyu da bakanımıza aktarmış olduk” diye konuştu.

"Göz bebeğimiz Kaleiçi özel alan olmalı"
Türkiye’de bazı şehirlerde özel statü alanında olan yerleri olduğunu hatırlatan Başkan Bahar, “Kaleiçi bizim göz bebeğimiz, şehrimizin kalbi diyebilirim. Dolayısıyla Kaleiçi bölgesini çok daha iyi bir konuma getirmek, şehrin dinamikleriyle bunu tartışarak, konuşarak, orada yaşayanlarla ve işletmecilerimizle bu konuları görüşerek bu bölgenin özel bir statü kazanmasını sağlamayı muhakkak konuşmalıyız. Bu konuda da Bakanımızın istekli olduğunu gördük. Kaleiçi ile ilgili gereken özeni göstereceğini biliyoruz. Bence görüşmemizden çıkan en önemli payda buydu, bunu geliştirmeliyiz. Şehrimizin ve Kaleiçi’nin buna çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” sözlerine yer verdi.

Turizmde istikrar
Antalya ekonomisinin büyük bir parçasının turizm olması nedeniyle turizm endüstrisine yönelik hizmetlerin ATSO için önemine işaret eden Başkan Bahar, “Turizmin tüm yıla yayılması, çeşitlendirilmesi ve alternatif turizm alanlarının oluşturulması, gelir, istihdam, tedarik, altyapı gibi birçok alana etki ediyor. Bu konuda işletmelerimizin ve kentimizin gelişmiş olması bölgemizin sürdürülebilir ekonomik büyümesine ve turizmde istikrar elde etmemize katkı sağlayacaktır. Bu konuda da devletimizle çalışmaya, elimizi taşın altına koymaya hazırız” diye konuştu.

"Meslek lisesi açabiliriz"
Nitelikli personel ile ilgili sorunların sektörlerin temel sorunu olduğuna işaret eden Başkan Bahar, “Bakanımızdan turizm liselerine büyük bir rağbet olduğunu öğrendik, bu bizi çok memnun etti. Ancak tıpkı Antalya Organize Sanayi Bölge’mizde yapmış olduğumuz teknik kolejimizin bir benzerini kentimize kazandırabiliriz. Bu konuda destek sözümüzü aldık, yılda 282 kişi aldığımız lisemize 2 bin müracaat oldu, ATSO olarak bu şekilde bir okulu daha kentimize kazandırmak bizim için çok büyük bir onur olacaktır” açıklamasını yaptı.

Turizmde çeşitlilik sektörün talebi
Antalya’da turizmden faydalanabilmek adına öneri ve taleplerini dile getiren Başkan Bahar sözlerini şöyle sürdürdü, “Turizmin çeşitlendirilmesi, eko turizm, spor, sağlık, kış turizmi ve gastronomi, eğitim gibi alanlarda farklılık oluşturulması sektörlerimizin en önemli talepleri arasında yer alıyor. Dijital bir kent oluşturmak, kent ve sokak mimarisine yönelik çalışmaların yapılması, festivaller ve özellikle ulaşım konusunda çeşitlilik bizler için çok önemli. Kruvaziyer turizminin geliştirilmesi, liman - havalimanı ve kent merkezi arasında ulaşımın koordine edilmesi, demir yolu ulaşımının şehrimize ulaştırtılması gibi konuların ele alınması ve çözüm odaklı çalışmalar başlatılması konusunda desteğini istedik. Elimizi taşına altına koymaya hazırız.”

Ulaşım ve trafik sorunu
Antalya’nın hem turizm başkenti olması, hem de Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birisi olması, yüksek hızlı tren projesinin bir an önce hayata geçirilmesi konusundaki önemi vurgulayan Başkan Bahar, “Antalya, büyükşehirler sıralamasında şehir il olup, ilk 10 içinde yer alan Antalya hariç tüm büyükşehirlerde demir yolu ulaşımı bulunmaktadır. Bu nedenle de Antalya Yüksek Hızlı Tren imza kampanyamızı başlattık, bu konuda da kurumlarımızın, ilgili bakanlıklarımızın kapısını çalmaya devam edeceğiz. Ağırladığımız misafirlerimize, iş dünyamıza ve tedarikçilerimize engel olan trafik çilesinin son bulmasını istiyoruz. Bugün trafik sorunu sadece Antalya’da yaşayanların sorunu değil. Bu konuda ilgili kurumlarımızın desteğini görmek bizi çok mutlu edecektir” diye konuştu.

"Oteller yapılırken lojmanları da yapılsın"
Turizm otellerinin mutlaka bir lojmanının olması gerektiğini kaydeden Başkan Bahar, “Sadece lojmanın turizm konusunda değil, organize sanayi bölgelerinin de yakınında geçecek imar planlamalarıyla lojman olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunu da Bakanımıza aktardık. Bu konuda imar çalışmalarının Antalya’ya yakışır ve vizyoner bir biçimde yapılmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

Vize sorunu görüşüldü
Uzun süredir gündemde olan vize sorunu hakkında Kültür ve Turizm Bakanı’na da iş dünyası olarak yaşadıkları sorunu aktaran Başkan Bahar, “Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’in açıklamalarını yakından takip ettik. Kendisi yaşadığımız vize işkencesini Avrupa’da dile getirdi. AB üyeliği, Gümrük Birliği’nin çerçevesinin genişletilmesi ve vize sorununun çözümü hepimizin desteklediği ve hayati önemde bulduğumuz bir konu. İş insanları Avrupa’da kendi şirketlerinin stant açtığı fuarlara katılamıyor. Çözüm için hepimiz bir masada yer almalıyız” dedi.

"EXPO alanı gündemimizden çıksın istiyoruz"
EXPO alanı konusunun sürekli olarak Antalya’nın gündeminde olduğunu belirten Başkan Bahar, “Bunu gündemimizden çıkartmamız gerekiyor. EXPO alanı konusunda biz bir proje üretemiyormuşuz gibi görünüyor, sürekli konuşuyoruz ancak hala aynı durumda, artık yeni kabinemize birlikte EXPO alanıyla ilgili şehrin buraya bir proje üretmesi gerektiğini, film platosu, sağlık turizmi alanı, bilişim vadisi gibi konular projelendirilerek gündemimizden çıkmalı. Artık bu konuda icraatta geçilmeli ve şehre kazandırılmalı. Bu konuda da ilgili kurum ve kuruluşlarımızla, devletimizle ortak çalışmaya hazırız. Görev olarak görüyoruz ve elimizi taşın altına koyacağız” ifadelerine yer verdi.

ATSO sağlık turizmi kümesi
Ticaret ve sanayi alanında olduğu kadar turizmin gelişimine katkı koymak adına projelerini sürdürdüklerini dile getiren ve bilgi veren Başkan Ali Bahar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Odamız koordinatörlüğünde yürütülen projelerden birisi de ATSO Sağlık Turizmi Kümesi Projesi’dir. Ayakta ve yatakta sağlık hizmeti sunucuları ile ağız ve diş sağlığı kliniklerine yönelik olarak Ticaret Bakanlığı nezdinde yürütülen projemizi önemsiyoruz. Büyük bir katma değer sağlıyoruz, şu andan HİSER projemize çok büyük bir rağbet söz konusu.”
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.02 14:22:12
Son Düzenlenme Tarihi :