ABD’li bilim adamı için son 180 metre
Türkiye Mağaracılık Federasyonu, ABD’li bilim adamının 180 metreye kadar çıkartıldığını duyurdu.
Mersin’de, Morca Mağarası’nda mide kanaması geçiren ve doktorların onay vermesiyle tahliyesine başlanan ABD’li dağcı Mark Dickey’in tahliyesi sürüyor. Yaklaşık 3 saat önce 400 metreye kadar çıkartılan Dickey’in son 180 metreye geldiği duyuruldu. Ancak 180 metrede mağara içerisinde menderes (kıvrım) oluştuğu için bilim adamının kendi çabasıyla bu kısmı geçmesi gerektiği öğrenildi. Bu nedenle bilim adamına ilaç takviyesi yapılacağı belirtildi.
Türkiye Mağaracılık Federasyonu’da konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Kurtarma ekibi Mark’ı şuanda 180 metreye ulaştırmaya çalışıyor. 180 metre kampında Mark bir süre dinlendirildikten sonra devam edilecek. Her şey yolunda giderse bugün akşama veya yarına kadar dışarı çıkarılması hedefleniyor" denildi.
Mersin’de, Morca Mağarası’nda mide kanaması geçiren ve doktorların onay vermesiyle tahliyesine başlanan ABD’li dağcı Mark Dickey’in tahliyesi sürüyor. Yaklaşık 3 saat önce 400 metreye kadar çıkartılan Dickey’in son 180 metreye geldiği duyuruldu. Ancak 180 metrede mağara içerisinde menderes (kıvrım) oluştuğu için bilim adamının kendi çabasıyla bu kısmı geçmesi gerektiği öğrenildi. Bu nedenle bilim adamına ilaç takviyesi yapılacağı belirtildi.
Türkiye Mağaracılık Federasyonu’da konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, "Kurtarma ekibi Mark’ı şuanda 180 metreye ulaştırmaya çalışıyor. 180 metre kampında Mark bir süre dinlendirildikten sonra devam edilecek. Her şey yolunda giderse bugün akşama veya yarına kadar dışarı çıkarılması hedefleniyor" denildi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.11 17:35:34
Son Düzenlenme Tarihi :
Depremde ailesinden geriye fotoğraf albümü kaldı
Antalya'nın Serik ilçesinde yasayan Esra Durgut, Antakya'da meydana gelen depremde anne, baba ve kardeşlerini kaybetti. Elinde ailesinden sadece bir fotoğraf albümü kalan kadın, büyük acı yaşadığını belirterek, "Kendimi boşlukta ve kimsesiz hissediyorum" dedi.
Mehmet Demirci
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.
ANTALYA (İHA) -
Depremden önce en son annesi Gülten Gülaslan (44) ile görüşen Esra Durgut, ayakkabı imalat işiyle uğraşan baba Yusuf Gülaslan'ın (49) pazar günü yaptıkları sabah kahvaltısının resimlerini attığını belirterek, "Demek ki son kahvaltılarıymış" dedi. Kız kardeşi Gülşah Gülaslan'ın üniversiteyi yeni bitirdiğini belirten acılı kadın "Kız kardeşim sözlüydü, sevgilisi onu 14 Şubat sevgililer gününde toprağa koydu" dedi. Erkek kardeşinin 15 yaşında lisede okuduğunu ve genç yaşta depremde hayatını kaybettiğini söyledi.
"Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum"
Durgut yaşanılanları şöyle anlattı:
"Antakya merkezde yaşıyorduk biz. Annem, babam, kardeşlerim. Depremde hepsi vefat etti. 4 katlı apartmanın giriş katında oturuyorlardı. Ben haberi dayımlardan aldım. Telefonları çalıyordu ama cevap veren yoktu, ulaşamadık. Annem babam 1 ay önce yanıma ziyarete gelmişlerdi ama her gün görüntülü konuşuyorduk. En son annemle görüştük. Çalıştığı yeri gösterdi, 'yoruluyorum' dedi. Babam da pazar günü yaptığı sabah kahvaltısının resimlerini atmıştı. Demek ki son kahvaltılarıymış. O gün annemle çok konuşamamıştık, internet olmayınca, yorgundur diye akşam da aramamıştım. Sabah da haberleri geldi. Hepsini kaybedince boşlukta kimsesiz gibi hissediyorum."
"Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu"
Tarif edilemeyen bir duygu yaşadığını belirten Durgut, “Kız kardeşim üniversite mezunuydu, erkek kardeşim daha 15 yaşındaydı, lisede okuyordu. Babam ayakkabı imalatçısıydı, annem de yeni işe başlamıştı. Hepsini kaybettim, yalnız kaldım. Deprem haberini alınca hemen Antakya'ya gittik. Gece oradaydık, enkaz yerine geldiğimde evimiz tanınmayacak haldeydi. Orada 6 aylık çocuğumla çadırda kaldık. Eşim enkazın başında kaldı, her gün bir umut bekledik ama olmadı. Hepsinin 8. gün art arda enkazdan cesetleri çıktı. Ertesi gün 14 Şubat'tı hatta kız kardeşimin sözlüsü de oradaydı. Sevgililer gününde sevgilisini toprağa koydu" dedi.