SON DAKİKA

logo

Mutfak şefi öyle bir şey yaptı ki, görenlerin ağzı hem açık kaldı hem sulandı

Antalya’da yaşayan mutfak şefi Ali Keskin, ekibiyle birlikte 80 kilo çikolata kullanarak 100 senelik antika İngiliz şömine saatinin aynısını yaptı. 3 ayda yapılan saatin içerisindeki manyetik parça ve pil dışında çalışan yelkovanı, akrebi çerçevesi dahi çikolatan oluşuyor. Daha önce yaptığı eserle..

Antalya’da yaşayan mutfak şefi Ali Keskin, ekibiyle birlikte 80 kilo çikolata kullanarak 100 senelik antika İngiliz şömine saatinin aynısını yaptı. 3 ayda yapılan saatin içerisindeki manyetik parça ve pil dışında çalışan yelkovanı, akrebi çerçevesi dahi çikolatan oluşuyor. Daha önce yaptığı eserlerle olimpiyat ve uluslararası şampiyonlukları bulunan Keskin’in hedefi, yine gastronomi olimpiyatlarından altın madalya almak.
Dünyanın farklı noktalarından getirttiği orijinal ve tamamı çalışan binlerce antika eserleri dükkanında muhafaza eden mutfak şefi Ali Keskin, mutfaktaki marifetini antikacılıkla birleştirdi. Daha önce çikolatadan birçok eserle uluslararası başarılar elde eden Keskin ile ekibinden Engin Gürdal, Cevdet Simav ve Aydın Kuzucanlı, bu sefer 1923 yılına ait İngiliz şömine saatinin çikolatadan antikasını yapmaya karar verdi.

80 kilo çikolata kullanıldı, 3 ay sürdü
80 kilogram bitter ve fildişi çikolatayı buharda eriten Keskin, yaklaşık 3 aylık ince bir çalışmanın ardından orijinal saatin bire birini yaptı. Çalışmalarla 30 kilogram ağırlığına düşen çikolata saatin içerisindeki manyetik parça ve pil dışında, çalışan yelkovanı, akrebi ve çerçevesi dahi çikolatan oluşuyor.
Türkiye Aşçılar ve Şefler Federasyonu (TASFED) milli takımında olan şeflerin hedefi, daha önce birçok kez göndere çektirdikleri Türk Bayrağı’nı olimpiyatlarda tekrar göndere çektirmek.

“Saf çikolatadan yapıldı”
Yaptığı ürün hakkında bilgi paylaşan Keskin, şunları söyledi:
“Kullandığımız brüt çikolata 80 kilo, neti yaklaşık 30 kilo civarında. 4 kişi yaklaşık 3 ay zamanımızı aldı. İçindeki mekanik saati dışında her şeyi orijinal saf çikolata. Herhangi bir katkı maddesi yok. Normal çikolatayı nasıl alıp yiyoruz bu da aynı şekilde, bunu da yiyebilirsiniz ama o kadar emeğin karşılığında olmaz. Tamamıyla yelkovanı, akrebi ve dışındaki çerçevesi dahil olmak üzere hepsi çikolata. Fildişi ve bitter çikolata kullandık. Sadece cilalanması kaldı. 0-24 derece arasındaki hava sıcaklığında muhafaza ediyoruz.”

"Bronz ve gümüş madalya alınca çok üzülüyoruz"
Düzenlenecek olimpiyatlarda en az altın madalya ya da klasman birinciliği beklediklerini ifade eden Kesin, “İngiltere’deki uluslararası yarışmalarda takım olarak bir klasman birinciliği, altın madalya ve bir de gümüş madalyamız var. Almanya’da ise 2 altın madalya, 1 gümüş bir de bronz madalyamız var. Bronz ve gümüş madalya alınca takım olarak çok üzülüyoruz. Çünkü bunun altyapısı çok dolu ve yoğun bir emek var. Yarışmalara hazırladığımız ürünlerin klasman birincisi veyahut altın madalya alması gerekiyor ki bizi mutlu etsin” diye konuştu.
Keskin, bir diğer hedefinin de çikolatadan antika eserler sanat müzesi açmak olduğunu kaydetti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.18 11:25:32
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kemoterapi hazırlama ve uygulama hizmeti alınacaktır

ANTALYA AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ HASTANESİ

(4080) KEMOTERAPİ HAZIRLAMA VE UYGULAMA SETLERİ HİZMET ALIMI hizmet alımı 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 19 uncu maddesine göre açık ihale usulü ile ihale edilecek olup, teklifler sadece elektronik ortamda EKAP üzerinden alınacaktır. 

Basın İlan Kurumu’nun ilan portalı ilan.gov.tr’de yer alan ilana göre İhale 21.03.2023 - 10:00'da: Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Satınalma Müdürlüğü İhale Komisyon Odası Dumlupınar Bulvarı Kampüs ANTALYA adresinde yapılacaktır. * DETAYLAR İÇİN TIKLAYIN



Kaynak : BİK.GOV.TR
Ekleme Tarihi : 2023.02.24 21:29:23
Son Düzenlenme Tarihi :





Sürdürülebilir Beslenme Sağlık Veriyor ve İsrafı Önlüyor

Dünya nüfusu 2000 yılından bu yana sürekli artıyor ve 2050 yılında da büyük bir artış öngörülüyor. Türkiye'nin nüfusunun da 2050 yılında 100 milyonu aşması bekleniyor. Bu hızlı nüfus artışı, insanları besleme, su temini, enerji sağlama gibi temel ihtiyaçların karşılanması konusunda büyük zorluklara neden oluyor. Artan insan nüfusunun tükettiği enerji gerek besinlere gerekse iklimlere zarar verebiliyor. Sürdürülebilir beslenme ile nüfusun artan gıda talebi karşılanabiliyor. 
Akdeniz beslenme biçimi, Nordik diyeti, Çift piramit diyeti, vegan ve vejeteryan diyetlerle sürdürülebilir beslenme biçimleri karbon ve su ayak izini düşürmeye katkı sağlıyor. 
Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, sürdürülebilir beslenmenin faydalarını ve yöntemlerini anlattı.
Artan nüfus gıda talebini artırıyor
Artan insan nüfusu, gıda talebini artırmakta ve gıda endüstrisini daha verimli olmaya yönlendirmektedir. Son 10 yılda gıda endüstrisindeki yenilikler ve gelişen teknolojiler, daha fazla gıda üretimi ve sürdürülebilirlik için önemli adımlar atılmıştır. Gıda endüstrisindeki yenilikler ve sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımlar, artan nüfusun beslenmesini karşılamak ve çevresel etkileri azaltmak için önemli adımlardır. Ancak, daha fazla çalışma ve yatırım gerekmektedir, çünkü nüfus artışıyla birlikte gıda güvencesi ve sürdürülebilirlik konularında hala önemli zorluklar vardır. Artan insan nüfusunun iklim ve çevreye etkisi oldukça büyük bir endişe kaynağıdır. Nüfus artışı, daha fazla enerji, su ve gıda talebi demektir, bu da doğal kaynakların aşırı kullanımına ve çevresel baskılara yol açmaktadır. Bu durum ekosistem hizmetlerinin azalmasına ve doğal kaynakların tükenmesine neden olabilir.
Sürdürülebilir beslenmenin farklı çeşitleri bulunuyor
Artan insan nüfusuyla birlikte iklim değişikliği, çevresel bozulma ve kaynakların tükenmesi gibi sorunlarla mücadele etmek için sürdürülebilirlik odaklı politikalar ve çözümler gerekmektedir. Bu çözümlerden biri de sürdürülebilir beslenme çeşitleri olabilmektedir.
Sürdürülebilir beslenme çeşitleri;
Akdeniz beslenme tipi; taze gıdalar ve doymamış yağlar tüketilir. İşlenmiş ve paketli gıdaları tüketim oranı düşüktür. Ülkemiz için en uygun seçenek Akdeniz beslenme modeli olarak belirlenmiştir. Sürdürülebilir diyetlere çok kültürlü bir yaklaşım ile yerli veya yerel gıda sistemlerini anlayarak, gıdalar ve diyetlerle ilgili kültürel bilgideki çeşitliliği korumak için de fırsatlar sunabilmektedir. Aynı zamanda, yemek ve kültüre ilişkin geleneksel bilginin korunmasının önemini de gündeme getirmektedir. 
Ekolojik ayak izi bakımından beslenme modelleri incelendiğinde, Akdeniz diyetinin diğerlerine göre azot, karbon, su ve enerji ayak izinin daha küçük olması, dünyamızın sağlığına daha az olumsuz etki gösteren sürdürülebilir bir beslenme modeli olarak görülmektedir.
Nordik diyeti; İskandinav ülkeleri olan Danimarka, Finlandiya, Norveç, İzlanda, İsveç gibi ülkelerdeki geleneksel yeme biçimi Nordik diyetine dayanmaktadır. Akdeniz diyeti ile benzerlik göstermektedir. Zeytinyağı yerine kanola yağı kullanılması Akdeniz diyetinden en önemli farkıdır.
Çift piramit diyeti; klasik besin piramidinin yani Akdeniz beslenmesinin yanına besinlerin ekolojik ayak izleri sınıflandırılmaktadır. Hem bireysel hem de ekosistem açısından yeterli olacak besinleri göstermektedir.
Vegan ve Vejetaryen diyetler; kırmızı et, tavuk, balık veya peynir gibi hayvansal kaynaklı besinlerin elimine edildiği diyetlerdir.
Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından yürütülen “Live Well Plate for Low Impact Food in Europe” (LIFE) projesi’ne göre; sürdürülebilir bir diyetin 6 temel ilkesi bulunmaktadır.
- Sebze ve meyve tüketimini artırmak
- Besin çeşitliliğini sağlamak
- Et tüketimini makul seviyelere indirmek
- Gıda israfını önlemek
- Sertifikalı gıda satın almak
- Şeker, şekerli içecekler, yağ, tuz ve tuz içeriği yüksek gıdaların tüketimini azaltmak.
Meyve sebze tüketiminde her zaman mevsiminde olanları tercih etmek, mümkünse pazarlardan alışveriş yapmak önem kazanmakta.
Her gün mor, kırmızı, turuncu, sarı, koyu yeşil, açık yeşil, beyaz olmak üzere 7 farklı renkte sebze ve meyve her gün tüketilmelidir.  6 yumruk sebze ve 2 yumruk kadar meyve günlük minimum tüketim olmalıdır.
Günde 1-2 su bardağı yoğurt veya kefir, haftada 1 kez kırmızı et, haftada 1 kez balık veya haftada 1 kez tavuk ana yemek olarak tercih edilebilir. Diğer günlerde protein ihtiyacı bezelye, barbunya, nohut, kuru fasulye veya börülce gibi bitkisel proteinlerden gelebilir ve sebzeler de haftada en az 2 gün ana yemek olabilir.
Bu temel ilkeler uygulandığında karbon ayak izi düşürülmekte ve sürdürülebilir bir beslenme şekliyle hem sağlığa hem de doğaya faydalı olunabilmekte.
* MEMORİAL BASIN

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.16 15:42:28
Son Düzenlenme Tarihi :