SON DAKİKA

logo

Çorbalar bizden, çalışmak sizden

Akdeniz Üniversitesi’ne 200 metre uzaklıkta yer alan Konyaaltı Belediyesi Gençlik Lokali, öğrenciler tarafından yoğun ilgi görüyor. Sıcak ortamıyla gençlerin vazgeçilmez adresleri arasına giren lokalde, ücretsiz Wi-Fi hizmetinin yanında, çorba ve çay ikramı da yapılıyor.

Konyaaltı Belediyesi Gençlik Lokali, öğrencilerden tam not almaya devam ediyor. Akdeniz Üniversitesi’nin güney sınır komşusu olan ve Pınarbaşı Mahallesi’nde 730 ve 732 sokak kesişiminde yer alan Gençlik Lokali, öğrencilerin yoğun ilgisini görüyor. Gençlik Lokali’nde öğrenciler, sabah 09.00 akşam 21.00 saatleri arasında ders çalışma ve sosyalleşme imkânı buluyor. Konyaaltı Belediyesi Gençlik Lokali’ni tercih eden öğrenciler, lokalde verilen ücretsiz hizmetlerden oldukça memnun. Pazar günü hariç her gün açık olan lokalde verilen Wi-Fi hizmeti, çorba-çay ikramı ve sıcak çalışma ortamı, öğrencilerin burayı tercih etmesinde büyük rol oynuyor.

ÖĞRENCİLER ÇOK MEMNUN

Gençlik Lokali’ne ders çalışmak için geldiğini söyleyen Şeyma Döndür, “Sabah geldiğimde çay hazır oluyor, çayımı içiyorum. Ders çalışmaya devam ederken öğlen saatlerinde çorba ikramı oluyor. Suyumuzu alabiliyoruz. Klimalar var, sıcak bir ortamda oturuyoruz. Ulaşım anlamında üniversiteye ve duraklara yakın bir yerde olması da bizim için çok güzel. Ücretsiz internet hizmetinden de faydalanıyoruz. Bizlere böyle bir imkân sundukları için Konyaaltı Belediyesi’ne ve Başkan Semih Esen’e teşekkür ediyorum” dedi.

GENÇLERİN YANINDA OLACAĞIZ

Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen, Gençlik Lokali’nde öğrencilerin iyi şartlarda ders çalışma imkânı bulduklarını söyledi. Üniversitede okuyan ve sınavlara hazırlanan öğrencilerin Gençlik Lokali’nden faydalanmalarından oldukça memnun olduklarını ifade eden Başkan Esen, “Öğrencilerimizden de olumlu geri dönüşler almak bizleri çok sevindiriyor. Öğrencilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak projeler üretmeye, onların yanında olmaya devam edeceğiz” dedi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.01.10 06:02:03
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antik Side’de Gastro Caz Festivali

Antalya’nın Manavgat Belediyesi, Antik Side’de farklı kültürleri bir araya getirmek, Side’nin köklü tarihini lezzet ve müzikle beraber sentezlemek amacıyla, ünlü şefler ve caz sanatçılarının da katılımıyla “Gastro Caz” festivali düzenledi.
Festivalde, 3 gün boyunca Side Kültür Evi’nde ünlü şeflerin katılımıyla yemek üzerine söyleşi düzenlendi. Ünlü şefler, söyleşiye gelen katılımcılara “Yörük Göçer Mutfağı”, “Geleneksel Lezzetler”, “Yeni Lezzetler-Tropikal Meyveler” ve “Girit-Akdeniz ve Ege Mutfağı” hakkında bilgiler verdi. Şefler, söyleşinin ardından mutfağa geçerek bu kültürlere ait yemekleri de yaptı. Başkan Şükrü Sözen ve katılımcılar ünlü şeflerin yaptıkları yemeklerden tattı. Mutfağın ve müziğin ustaları, 3 gün boyunca farklı kültürlerin lezzetlerini ve mutfağa yakışan müzik olarak adlandırılan caz konserini kent halkına sundu.

"Apollon Tapınağı’nda caz rüzgarı"
Side Gastro Caz Festivali’nde mutfağa yakışan müzik olarak adlandırılan caz müzik de dinleyenler için 3 gün Apollon Tapınağı’nda yerini aldı. Ünlü caz sanatçıları Emin Fındıkoğlu ve Fatih Erkoç, orkestralarıyla birlikte Apollon Tapınağı’nda unutulmaz bir konser verdi. Global Jazz, Coalıtıon ft, Nanny, Assis, Daniele Gorgone, Alexsandr Bozhenko, Barış Ertürk, Hüseyin Çakır, Serhan Erko, Şenova Ülker, Melisa Kıral, Zeynep Kuyumcu, Eylül Gültekin, Kuzey Aktuğ, Çağdaş Oruç, Burak Dursun, Turgut Alp Bekoğlu, Savaş Şahin, Kerem Görsev, Ferit Odman, Mehmet Akalın gibi caz ustaları Antik Side’de caz rüzgarı estirdi. Caz konserlerinde, ilk gün Tolga Bilgin, ikinci gün Emin Fındıkoğlu, üçüncü gün ise Fatih Erkoç sahne aldı.

"Side’yi tarihle yeniden buluşturduk"
Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, Manavgat Belediyesi’nin Side’nin kentsel dönüşümü için köklü bir çalışma yaptığını belirterek, bugünlere gelmenin mutluluklarını yaşadıklarını dile getirdi.
Başkan Sözen, “Çocukluğumuzda öyle bir Side vardı ki ilkokuldan gelirdik o Akdeniz mutfağı, zeytin, zeytinyağı, balık ve otlarla beslenen insanların o yaşam şekillerini gözlemlerdik. O günlerden bugünlere geldi Side. Bir dönem Side’yi katlederek yaşanabilir bir yer olmaktan çıkararak elden kaybettik. İmitasyon noktası haline geldi ve bu bizim içimizi acıttı. Burası daha önce belde belediyesiydi. Büyükşehir yasasıyla birlikte Manavgat Belediyesi’ne bağlanınca bizlerin müdahale etme şansı oldu. Bizim burasıyla ilgili hayallerimiz vardı çünkü burada büyüdük. Bakanlığın da katkısı ve oluruyla burayı yeniden tarihle buluşturduk. Dününü bugününün gözlemleme fırsatımız oldu. Bir yerden başlamamız gerektiğine dair radikal kararlar verdik. Kentsel dönüşüm projesiyle birlikte bir yönetmelik oluşturduk. Aydınlatmalar, işletmelerin vitrini ve ışıkları dahil olmak üzere yerde ki parkeye kadar bu tarihi yapıya uygun dizaynlar yaptık. Limanı tekrardan revize ettik. 10 yıllık bir zaman sürecinde yaptık bunları. Burası antik bölge ve 1. derecede sit alanı. Önce kendimizi ifade ettik. Esnaf ve buranın mülk sahipleri de sürece inandı ve bizim yanımızda oldu. Hiçbir kolluk kuvveti kullanılmadan buranın dönüşümü yapıldı. Bu bizim için çok ama çok önemliydi. Bölgenin inanmasıyla birlikte bugün bu noktaya geldik. Side’yi dünya tanıyor ve bugün buradasınız" dedi.
Side Gastro Caz Festivali’ne Manavgat Belediye Başkanı Şükrü Sözen, ünlü şefler Memet Özer, Rene Brıenen, Hazer Armani ve Türev Uludağ, Ahmet Güzelyağdöken, MasterChef yarışmacıları, Zafiris Thelogos, Yeme-İçme Uzmanı Şef Oğul Türkkan, Şef Yağız İzgül ile ünlü caz sanatçıları Emin Fındıkoğlu, Fatih Erkoç ve Tolga Bilgin katıldı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.16 21:06:28
Son Düzenlenme Tarihi :





Bir defada binlerce yumurta bırakıyor, hayvan ve insanın kanını emerken anestezi uyguluyor

Kene sezonunun açıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de 50’ye yakın kene çeşidinin bulunduğunu ve büyük bir kısmının köpek kenesi olduğunu bildirdi. Bu türün özelliklerinden de bahseden Çetin, “İnsan ve hayvan vücuduna..

Kene sezonunun açıldığını belirten Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, Türkiye’de 50’ye yakın kene çeşidinin bulunduğunu ve büyük bir kısmının köpek kenesi olduğunu bildirdi. Bu türün özelliklerinden de bahseden Çetin, “İnsan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez” dedi.
Türkiye’de kene sezonu açıldı. Özellikle yaz aylarında hayvanların yanı sıra vatandaşların da korkulu rüyası olan keneler hakkında Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çetin, önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’de 50’ye yakın kene türü olduğunu kaydeden Prof. Dr. Hüseyin Çetin, bunların büyük bir kısmının insanları ve hayvanların kanını emen cinslerden oluştuğunu kaydetti. Türkiye’de genelde kedi ve köpeklerde görülen kene cinsinin var olduğunu belirten Çetin, “Türkiye’de 4 türle temsil edilen köpek kenesi bulunuyor. Daha çok köpeklerin kulaklarının içi, göz ve baş kısmı ya da başka kısımlardan kan emerek besleniyor. Hayvan kan emmesini bazen birkaç gün, bazen birkaç haftada tamamlıyor. Bu tutunma olayı da birkaç haftaya kadar sürüyor. Kene kan emmesini tamamladıktan sonra düşüyor ve yumurtlamaya başlıyor” diye konuştu.
Kenenin hayvanlar üzerindeki tahribatında bahseden Çetin, eğer bir hayvanı yüzlerce kene emerse bunun kansızlık problemine yol açabileceğini, kenenin hastalık taşıması halinde ise bu durumun emilen hayvana da bulaştığını kaydetti.

Emerken anestezi uyguluyor
Çetin, köpek kenesinin hayvan ve insanlardan kan emerken anestezik işlemler uyguladığını aktararak şu bilgileri paylaştı:
“Keneler insan ve hayvan vücuduna tutunmak için, tutunacakları bölgeye anestezik maddeler salgılarlar. Biz bunu hissedemeyiz. Yatıştırıcı ve uyuşturucu maddeler salgılıyorlar. Ayrıca kan emecekleri için kanın pıhtılaşmasını engelleyen antikoagülan maddeler salgılarlar. Bu kan emme sırasında kanın rahat bir şekilde hayvanın vücuduna akmasını sağlar. Yine uyuşturucu madde de bizim onu hissetmememizi sağlar. Çoğu insan bunu fark etmez. Bazıları sivilce sanıp ‘bu nereden çıktı’ der. Köpeklerde bu uyuşturucu maddeler kısmi felç oluşmasına sebep olabiliyor. Hayvanın hareketini bozabiliyor.”

“Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor”
Sahipli, sahipsiz hayvanların genellikle park alanlarında kenelere maruz kalabileceğini belirten Çetin, aynı durumun insanlar için de geçerli olduğunu vurguladı. Çetin, “Bu tutunma olayı birkaç saat sonrasında başlıyor. Bazen siz hayvanı severken vücudunuza bu keneyi alabiliyorsunuz. Kene sizin gözle görünmeyecek bir yerinize de tutunabiliyor. Hastanelerin genelde acil servislerine bu tür de vakalar çok sıklıkla geliyor. Her kene ısırması hastalık anlamına gelmiyor. Çevremizde çok kene tutunması olmuş ama problem olmayan insanı görüyoruz. Bu türdeki insanların kene tutunmasını fark ettiği zaman bir sağlık kuruluşuna gitmesi gerekiyor. Kenenin doktor ya da sağlık çalışanı tarafından çıkartıldıktan sonra bir kan sayımı yapılıyor” ifadelerine yer verdi.

“1 defada 10 bin yumurta bırakabiliyor”
Kenelerin kan emme işlemi sonrası çiftleşme evresine geçtiğinde oldukça yüksek miktarda yumurtalama gerçekleştirdiğini de aktaran Çetin, “Dişi kene çok kan emip çiftleştikten sonra bir defada binden fazla yumurta bırakabiliyor. Bazen bu sayı bazı türlerde 10 bine kadar çıkabiliyor. Bizim köpek kenesi olarak belirttiğimiz tür, yaklaşık bin 500 ile 4 bin arasında yumurta bırakabiliyor. Bu sayı kanı ne kadar emdiği ve ne kadar beslendiğine bağlı bir durum. Ve bir kene kan emdiğinde normaldeki büyüklüğünün 10-15 katına kadar ulaşabiliyor. Kan emdikten yaklaşık 2-3 hafta sonrası yumurtlama başlıyor ve daha sonrası bu yumurtalardan 2 hafta sonra larva bireyler çıkmış oluyor. Dişi yumurtlamayı genelde toprakta güvenli bölgelerde gerçekleştirir. Kendi vücudunun 3-4 katı büyüklükte yumurta bırakabilir” şeklinde konuştu.

“Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım”
Çetin, son olarak kenelere çıplak elle temas edilmemesi gerektiğini vurgulayıp, “Vatandaşlarımızın arasında köpek, kedi ve ineklerin üzerindeki kedileri çıplak elle tutarak atılması ile ilgili yanlış bir davranış var. Kan emmiş bir keneye kesinlikle dokunmamak lazım. Çünkü kan yoluyla bulaşabilecek hastalıklar var. Siz keneye dokunduğunuz zaman elinize kan bulaşır ve hastalık da bulaşabilir. Mümkün olduğunca hayvanları veteriner hekime götürmelisiniz” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 11:41:03
Son Düzenlenme Tarihi :