SON DAKİKA

logo

BAŞKAN BAHAR : LEED GOLD, YEŞİL DÖNÜŞÜMDEKİ HASSASİYETİMİZİ TESCİLLEDİ

Antalya Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) bünyesindeki Antalya OSB Teknopark, dünyada enerji ve çevresel tasarımda liderliği temsil eden U.S. Green Building Council’den LEED GOLD sertifikası alarak yeşil dönüşümdeki hassasiyetini tescilledi.

 

Antalya OSB Teknopark’ın kazanmış oluğu LEED GOLD akreditasyonu ile yeşil dönüşümde önemli bir adım daha attıklarını kaydeden ATSO Başkanı Ali Bahar, “Çevre ve doğa hassasiyeti konusunda Türkiye’nin en iddialı OSB’lerinden olan Antalya OSB’nin, Teknopark tarafında da kazanmış oluğu LEED GOLD akreditasyonu, yeşil dönüşümdeki ciddiyet ve azmini ispat etmiştir” dedi.

 

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) ve Antalya OSB Teknopark Yönetim Kurulu Başkanı Ali Bahar, çevrecilik konusunda gerçekleştirdikleri çalışmaların Antalya OSB Teknopark’ına uluslararası LEED GOLD sertifikası kazandırdığını kaydetti. Antalya OSB Teknopark’ın açıldığı günden itibaren çevrecilik misyonu ile hareket ettiğini belirten Başkan Ali Bahar, “Etkinliğini hızla artıran Antalya OSB Teknopark, U.S. Green Building Council’den LEED GOLD sertifikası almaya hak kazanarak çevrecilik misyonunu uluslararası düzeye taşımış oldu” diye konuştu.

 

1998 yılından bu yana Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) tarafından verilen LEED GOLD sertifikasyonunun, tüm dünyada enerji ve çevresel tasarımda liderliği temsil ettiğini dile getiren Başkan Bahar sözlerini şöyle sürdürdü;

 

“Yapılan başvuruların dünya genelinde yüzde 55’inin Türkiye’de ise sadece yüzde 35’inin akreditasyona dönüştüğü düşünülürse, ne kadar hassas bir çalışma yürüttüğümüz anlaşılmaktadır. Öte yandan Teknoparkımız, Türkiye’de bu sertifikaya sahip 4 teknoparktan biri olmuştur. 2 yıl süren başvuru ve hazırlık süreçlerinde sağlanan teknik ve altyapı düzenlemeleri sayesinde, Teknopark binamızda su tasarrufu, temiz enerji kullanımı, karbon salınımı azaltılması konularında uluslararası düzeyde yetkinlik kazanılmıştır. Her konuda olduğu gibi bu konuda da attığımız adımların sertifika almak için değil, ömür boyu sürdürülebilir olması adına çalışmaya devam edeceğiz.”

 

Yapılan çalışmaları yakından takip eden Teknopark Genel Müdür Dr. Aylin Tümay olmak üzere emeği geçen tüm ekibi tebrik ettiğini sözlerine ekleyen Başkan Ali Bahar, “Başarılarımız teknoloji ve üretim alanında faaliyet gösteren tüm kurumlara örnek olmasını diliyorum” İfadelerini kullandı.

 

LEED GOLD BULUNAN ÜNLÜ BİNALAR

LEED (Leadership in Energy and Environmental Design/ Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) olarak adlandırılan LEED sertifika sistemi, binalarda tasarım, inşaat ve sonrasında operasyonel çözümler konusunda standartları bulunan uluslararası kabul görmüş, üçüncü taraf doğrulaması sağlayan bir sertifikasyon sistemidir. LEED sertifika sistemi USGBC (U.S. Green Building Council/ABD Yeşil Bina Konseyi) tarafından yönetilip geliştirilmektedir. Burj Khalifa (Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri), One World Trade Center (New York, ABD), Shanghai Tower (Şangay, Çin), The Shard (Londra, Birleşik Krallık) bu sertifikaya sahip Dünya çapında bilindik binalardır. Türkiye’de ise Zorlu Center (İstanbul), İstanbul Airport (İstanbul) Leed sertifikasına sahip bazı popüler binalardandır.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2024.06.24 12:47:55
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Çocuk istismarına ‘Hayır’

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, 50 bini aşkın gönüllüsü bulunan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği’yle (UCİM) protokol imza töreninde “Dünyanın neresinde olursa olsun çocuk istismarıyla mücadele hepimizin görevi. Çocuk istismarına hayır” dedi.

Antalya’da Muratpaşa Belediyesi ve UCİM arasında işbirliği protokolü imzalandı. 2017 yılında kurulan ve bugün Türkiye çapında 50 bini aşkın gönüllüsüyle farkındalık eğitimleri düzenleyenaynı zamanda çocuk istismarı davalarında gönüllü avukatlarla mücadele veren dernek ve belediye arasındaki işbirliği protokolüyle iki kurumeğitim ve atölye çalışmaları, danışmanlık ve rehberlik programları düzenleyecek.

Başkan Uysal, dernek temsilcilerinin yer aldığı imza töreninde, sivil toplum kuruluşlarını belediyeciliğin parçası olarak gördüklerini söyledi. Sivil toplum kuruluşlarının kamu yararına, toplumsal fayda amaçlı dertlere derman olmaya dönük çalışmalarıyla yerel yönetimlerin genel tutumunun örtüştüğüne dikkat çeken Başkan Uysal, “Dünyanın neresinde olursa olsun çocuk istismarı, insanlığın hızla aşması gereken, çok kötü, kriminalsosyo-psikolojik vaka tipi. Bununla mücadele hepimizin görevi. Sivil toplum kuruluşumuz ile belediyemiz bundan sonraki süreçlerde çalışmalarda işbirliği yapacak. Hep birlikte ‘Çocuk istismarına hayır’ diyoruz” diye konuştu.

Antalya İl Temsilcisi Arzu Arıcı ise çocuk istismarının dünyanın en büyük sorunu olduğunu belirterek, “Salgınlar, ekonomik sorunlar geçip gidiyor ama çocuğun, en masum, en savunmasız zamanında ona dokunan el bütün hayatını etkiliyor” dedi. Bunun eğitimle çözüleceğine inandıklarını aktaran Arıcı, “O yüzden bu mücadeleye çok inanıyoruz. Eğitimler ile çözüleceğine inanıyoruz” dedi.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2021.04.20 13:57:59
Son Düzenlenme Tarihi :





Kuraklık önce gölü, sonra flamingoları vurdu

Flamingoların en çok konakladığı göl olan Yarışlı Gölü’nü besleyen kaynak suyunun üzerine köylüler tarafından seyyar sondaj motorlarının kurulması, artan sıcaklarla birlikte kuruyan gölü tehlikeye soktu. Mayıs ayında binlerce flamingonun olduğu gölde şimdi parmakla sayılabilecek kadar az kuş barınıyor.
Flamingoların en çok bulunduğu Yarışlı Gölü ilkbahar aylarında su tutarken, sıcaklığın artmasıyla tekrar eski kurak zamanlarına döndü. Gölü besleyen su kaynaklarını inceleyen uzman ekip, su kaynağı üzerine köylüler tarafından kurulan birçok sondaj motoru tespit etti. Dünyada sadece burada yaşayan iki balık türünün olduğu bu kaynaktan su alınması hem bu canlıları tehlikeye atıyor hem de gölü besleyen su miktarının azalmasına neden oluyor.
DKMP 6. Bölge Müdürlüğü’nün sekreteryasını üstlendiği Burdur ve Antalya Gölleri Yönetim Planı Hazırlama Projesi’nde yer alan uzman ekip, gölü besleyen en önemli kaynak üzerine köylüler tarafından kurulan seyyar sondaj motorlarının kaynak içerisinde bulunan ve sadece burada yaşayan endemik balık türleri için tehlike arz ettiğini tespit etti. Ayrıca bu sondaj motorları gölde barınmaya devam eden az da olsa flamingonun yaşamlarını da tehlikeye sokuyor.
Gölü inceleyen ekipte yer alan Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İskender Gülle, “Yarışlı Gölü’nün yüzölçümü yaklaşık olarak 10 ila 15 kilometre arasında değişiyor. Aslında bir zamanlar bu göl sürekli bir gölmüş ama günümüz şartlarında tam bir göl değil. Çünkü mevsimlik olarak su tutabiliyor. Biz bu tür göllere geçici göller diyoruz. Bu gölün özelliği bir kısmının tabak şeklinde olması. O nedenle bu gölleri tuzlu göl, tuzla gölleri veya pilaya gölleri olarak isimlendiriyoruz. Türkiye’de çok sayıda buna benzer göl var. Fakat Yarışlı Gölü’nün şu anda en önemli özelliği kış aylarında en fazla 20-30 santimetreye kadar su tutabiliyor olması. 20-30 santimetre su tutarsa bizim için çok iyi. Ama normalde günümüzde yağışların da azalması nedeniyle en fazla 10 santimetreye kadar su oluyor haziranın başında, o da tamamen kuruyor. Bu göl geçici göl olmasına rağmen özellikle mikroskobik canlılar açısından da son derece zengin. Böyle olduğu için de başta flamingo olmak üzere çok sayıda su kuşu için adeta bir beslenme alanına dönüşüyor. Sığ olduğu için flamingolar burayı çok fazla tercih ediyorlar. Besin kaynağı da çok fazla tabi ki, o açıdan Yarışlı Gölü’nün en önemli özelliği biyolojik olarak iyi bir kuş alanı olması” dedi.

Yarışlı Gölü yıllardır koruma altında
Yarışlı Gölü’nün hem çevredeki mermer ocaklarından hem de kaçak avcılık ve göl arazisinin tarım amacıyla kullanılmasına karşı koruma altında olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle, “Bu göl yıllardır korunuyor. Korumayı sadece mermer ocaklarından ibaret görürsek yanılmış olabiliriz. Onun dışında bir de özellikle Milli Parkların yapmış olduğu dolaylı koruma yöntemleri var. Kara avcılığı, su avcılığı, göl kenarlarındaki alanların işgal yerlerinin fazla artmaması şeklinde. Görsel olarak baktığımızda farklı bir manzarası var. Suyu da biraz tuzlu. Kış aylarında binde 14, yani 1 litre suda 14 gram tuza kadar yükselebilen tuz özelliği var. Suları herhangi bir tarımsal faaliyette kullanılmıyor. İçme suyu amacıyla da kullanılmıyor. Ayrıca gölün içerisinde değil ama gölün kıyılarındaki tatlı küçük su kaynaklarında dünya için endemik iki tane tatlı su balığı türümüz var. Bunların sadece bu bölgede yaşadığını söyleyebiliriz. Göl kenarlarındaki pınarlar, özellikle
görmüş olduğunuz sazlık alanlar bu balıkların yaşamı açısından son derece önemli” ifadelerini kullandı.

Yönetim planlarında artık birinci öncelik: “Su”
Çalıştay hakkında da açıklama yapan Prof. Dr. İskender Gülle, “Göllerin her beş yılda bir sulak alan yönetim planları yapılıyor. Bu yönetim planları çerçevesinde yeniden bir bilimsel, ekolojik ve çevresel değerlendirme yapılıyor. Beş yıl boyunca doğru yapılan veya eksik yapılan ya da beşinci yılın sonunda ortaya çıkan yeni durumlar neler bunları gözden geçiriyoruz. Yönetim planlarını beş senede bir revize ediyoruz. Şu anda iki gündür yapmış olduğumuz çalıştayımız bir bilimsel altlığa dayalı olarak yapıldı. Onun neticesinde bugün de bir arazi gezisi yapıyoruz. Bu arazi gezimizde durumu gözlemliyoruz. Planlarımızda hangi değişiklikleri yapabiliriz, onları gözden geçiriyoruz. Gördüğümüz kadarıyla şu anda tüm Türkiye çapında, Burdur çapında öncelikli konu su. Yani su tedariği göller için ve yönetim planları için birinci madde haline geldi. Bundan 20-30 sene önce daha ziyade kirlilik ağırlıklı bir yönetim planı yapıyorduk, artık birinci önceliğimiz su oldu” dedi.
Burdur ve Antalya Gölleri Yönetim Planı Koordinatörü Peyzaj Yüksek Mimar Seda Yıldız ise, “Burdur yöresinde Sulak Alan Yönetim Planı çalışmasını DKMP 6. Bölge Müdürlüğü adına yürütüyoruz. Göllerimizle ilgili çalıştayımız dün gerçekleşti. 2016 yılında yine göllerle ilgili Sulak Alan Yönetim Planı yapılmıştı. Şu an revizyon zamanı geldiği için yenilenebilirliğini sağlayabilmek ve biyon verebilmek için şu an tekrar Sulak Alan Yönetim Planlarımızı yeniliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.25 20:31:42
Son Düzenlenme Tarihi :