Kaymakam Faruk Erdem’in girişimiyle geçtiğimiz yıl Elmalı’daki meslek liselerine yönelik ‘BEN AHİ’ projesi gerçekleştirildi. Proje ile yarının esnaf ve sanatkarı gençlere, iyi bir esnaf ve sanatkar olmanın özellikleri yani ’ ‘Ahilik Kültürü’ aşılanırken, bu yıl ise “Temiz OKUL, Temiz ELMALI’ sosyal projesi hayata geçirilecek. Kaymakam Faruk Erdem, İlçe Milli Eğitim Müdürü İsmet Yıldız ve projeye maddi destek sağlayan işadamı Erkman Tıraş hazırlanan protokolü imzaladılar. Kaymakam Erdem projeden çok güzel sonuçlar alınacağına inandığını ve öğrencilerle ‘TEMİZ OKUL’, velilerin katkısıyla da ‘TEMİZ ELMALI’ nın ortaya çıkacağını kaydederek, projeye maddi destek sağlayan Erkman Tıraş Petrol Ticaret A.Ş sahibi Erkman Tıraş’a teşekkür etti.
“Kadim şehir Elmalı’nın tarihine ve kadimliğine uygun olarak çevresini kirletmeyen, çevreyi koruyan ve çevreye duyarlı nesiller yetiştirmeyi sağlayacak bir projeyi hayata geçiriyoruz” diyen ve bu sosyal projenin adını “Temiz OKUL, Temiz ELMALI” olarak belirlediklerini kaydeden Elmalı Kaymakamı Faruk Erdem, “ Projemiz fazla detaylı değil. Projemizle neyi amaçlıyoruz; yerlere çöp atmayan, kirlettiği yeri kendi temizleyen nesiller yetiştirmeyi. Bu projeyi okullardan, öğrencilerden başlatıyoruz. Öğretmenlerimizin elinde sihirli değnek yok. Bu nedenle projenin amacına ulaşmasında ailelere önemli görevler düşüyor. Onların desteğiyle projemiz başarı ile sonuçlanacaktır. Yani projemiz öğretmen, öğrenci ve aile odaklı bir proje olacaktır “ dedi.
Projenin nasıl gerçekleşeceği konusunda da bilgiler paylaşan Kaymakam Faruk Erdem şunları söyledi:
Bir vatandaş Elmalı’da herhangi bir okulun kapısından girdiği andan itibaren bahçenin temizliği ve düzeni dikkatini çekecek ve o anda “Ne kadar temiz bir okul, pırıl pırıl ” diyecek. Biz bu algıyı oluşturacağız. Yani bu okulda öğrenci yere çöp atmaz, hademe bahçeyi süpürmez. Öğrenciler sınıflarını kirletmez. Bunları dikkat etmeyeni de saygı ve arkadaşlık kuralı içinde uyarırlar. “
EN TEMİZ ‘OKUL’, EN TEMİZ ‘SINIF’
VE EN DUYARLI ’ÖĞRENCİ’ SEÇİLECEK
Bir denetleme ekibi kurduklarını, bu ekibin hafta da 4-5 okulu denetleyeceğini ve ‘en temiz okulların’ seçileceğini, okullarda da temiz sınıfların seçileceğini, çevreye en çok duyarlı, kirletmeme konusunda kararlı v e duyarlı öğrencilerin belirleneceğini ve küçük ödüllerle seçilen sınıf ve öğrencilerin onere edilip, diğer sınıf ve öğrencilerin de teşvik edileceğini kaydeden Kaymakam Erdem, yine projede öğrencinin okula kayıt esnasında öğretmen-öğrenci ve veli arasında okulun ve sınıfların kirletilmeyeceği, çevrenin temiz tutulacağı konusunda sözleşme imzalanacağını belirterek, bu sayede projeye ailelerin de dahil edilmiş olacağını söyledi.
Kaymakam Erdem projeden çok güzel sonuçlar alınacağına inandığını ve öğrencilerle ‘TEMİZ OKUL’, velilerin katkısıyla da ‘TEMİZ ELMALI’ nın ortaya çıkacağını kaydederek, projeye maddi destek sağlayan Erkman Tıraş’a teşekkür etti.
ANTGİAD’ın konuğu Başkan Savaş oldu
ANTALYA (İHA) - Antalya Genç İş İnsanları Derneği (ANTGİAD) Olağan Genişletilmiş Üye Toplantısı konuğu Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş oldu. ANTGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert, misafirler ve üyelerinin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen toplantıda “Yeniden Doğuş” konuşuldu.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ANTGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert, Hatay’ın ANTGİAD üyeleri için çok farklı bir öneme sahip olduğuna değinerek, “Bu salondaki her bir fert Hatay’a Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını ortaya koyarak Türkiye Cumhuriyeti topraklarına kazandırdığı bir değer olarak bakıyor. Hatay, tarihi ve kültürel mirasıyla eşsiz bir ildir, bunu biliyoruz. Ama en az bu özelliği kadar önemli yönü de bize Atamızın emaneti olmasıdır. Şubat ayında meydana gelen yıkıcı deprem sadece 11 ili değil hepimizi derinden sarstı. ANTGİAD ailesi olarak ilk şoku hızlıca atlatıp haberi aldığımız andan itibaren adeta seferberlik ilan ettik ve bölgeye elimizden gelen yardımları gönderebilmek adına çalışmalara başladık. Gerek bireysel gerekse de dernek olarak büyük bir hassasiyetle yaraların sarılması için önemli adımlar attık. Üyelerimize, yardım yapabilecek herkese ulaşmaya çalıştık. Bu süreçte zaman kavramı olmaksızın depremden zarar gören insanlarımıza destek olabilmek adına canını dişine takan arkadaşlarıma, üyelerimize bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Hatay’ın turizm, tarım, sanayi ve ticaretle bir an önce ayağa kalması gerektiğini vurgulayan Sert, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu noktada tüm milletimize, tüm iş dünyasına büyük görev düşüyor. Hatay’ın kalkınması, modern yüzü ile eski kimliğine bürünebilmesi için ekonominin çarklarının yeniden dönmeye başlaması lazım. Hatay’ın turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle bir an önce ayağa kalkması gerekiyor. Biz deprem sonrası ANTGİAD olarak hazırladığımız dosyada da belirtmiştik; depremden hasar gören bölgelerin süper teşviklerle desteklenmesini öneriyoruz. Bu noktada bazı adımlar atıldı ancak desteklerin bir seferberliğe imkân verecek hacimde olmadığını da görüyoruz. Verilen teşvikler cezbedici olmalıdır. Biz Hatay’ı ve deprem bölgelerini ancak ekonomi çarklarını bir an önce ve kuvvetli şekilde döndürerek kurtarabiliriz. Aksi taktirde kadim bölge halkını ve onlarla birlikte bölge kültürünü kaybederiz. Bu noktada bölge halkı ile ortak iş modelleri gündemimize girmelidir. Hatay’ın güçlü olduğu yönlerle Antalya’nın entegrasyonu sağlanabilir. Örneğin Antalya’yı Hatay gastronomisinin vitrini yapabiliriz. Antalya’nın turizm, tarım ve sanayideki birikiminin Hatay’daki yeni iş fikirlerinde hayat bulmasını sağlayabiliriz. ANTGİAD olarak Hatay iş insanları ile Antalya İş insanlarını bir araya getiren, ortaklıkları, yeni iş modellerini destekleyen organizasyonlar düzenleyebiliriz.”
Başkan Sert’in moderatörlüğünde "Yeniden Doğuş" konulu konuşmasını gerçekleştiren Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise, “Antalya Genç İş İnsanları Derneği depremin ilk haftasından itibaren ilimiz ile dayanışma içinde oldu. İlk hafta, içerisinde 16 konteyner, her konteyner içerisinde yatağı, yastığı, battaniyesi, hiljen paketi ile yardım göndererek Hatay Büyükşehir Belediyemiz ile dayanışma içinde olmuştur. Derneğin gönderdiği konteynerlar ile EXPO Antakya alanı içerisinde Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaşam alanı oluşturulmuştur. Yaşadığımız depremden sonra ilimize yaptıkları desteklerden ve davetlerinden dolayı ANTGİAD’a teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Soru cevap şeklinde devam eden toplantı sonunda ANTGİAD Başkanı Osman Sert tarafından, günün anısına konuk konuşmacı Lütfü Savaş’a teşekkür hediyesi takdim edilirken yeni üyelere de üyelik belgeleri takdim edildi ve toplantı fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren ANTGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Osman Sert, Hatay’ın ANTGİAD üyeleri için çok farklı bir öneme sahip olduğuna değinerek, “Bu salondaki her bir fert Hatay’a Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatını ortaya koyarak Türkiye Cumhuriyeti topraklarına kazandırdığı bir değer olarak bakıyor. Hatay, tarihi ve kültürel mirasıyla eşsiz bir ildir, bunu biliyoruz. Ama en az bu özelliği kadar önemli yönü de bize Atamızın emaneti olmasıdır. Şubat ayında meydana gelen yıkıcı deprem sadece 11 ili değil hepimizi derinden sarstı. ANTGİAD ailesi olarak ilk şoku hızlıca atlatıp haberi aldığımız andan itibaren adeta seferberlik ilan ettik ve bölgeye elimizden gelen yardımları gönderebilmek adına çalışmalara başladık. Gerek bireysel gerekse de dernek olarak büyük bir hassasiyetle yaraların sarılması için önemli adımlar attık. Üyelerimize, yardım yapabilecek herkese ulaşmaya çalıştık. Bu süreçte zaman kavramı olmaksızın depremden zarar gören insanlarımıza destek olabilmek adına canını dişine takan arkadaşlarıma, üyelerimize bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Hatay’ın turizm, tarım, sanayi ve ticaretle bir an önce ayağa kalması gerektiğini vurgulayan Sert, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu noktada tüm milletimize, tüm iş dünyasına büyük görev düşüyor. Hatay’ın kalkınması, modern yüzü ile eski kimliğine bürünebilmesi için ekonominin çarklarının yeniden dönmeye başlaması lazım. Hatay’ın turizmiyle, tarımıyla, sanayisiyle, ticaretiyle bir an önce ayağa kalkması gerekiyor. Biz deprem sonrası ANTGİAD olarak hazırladığımız dosyada da belirtmiştik; depremden hasar gören bölgelerin süper teşviklerle desteklenmesini öneriyoruz. Bu noktada bazı adımlar atıldı ancak desteklerin bir seferberliğe imkân verecek hacimde olmadığını da görüyoruz. Verilen teşvikler cezbedici olmalıdır. Biz Hatay’ı ve deprem bölgelerini ancak ekonomi çarklarını bir an önce ve kuvvetli şekilde döndürerek kurtarabiliriz. Aksi taktirde kadim bölge halkını ve onlarla birlikte bölge kültürünü kaybederiz. Bu noktada bölge halkı ile ortak iş modelleri gündemimize girmelidir. Hatay’ın güçlü olduğu yönlerle Antalya’nın entegrasyonu sağlanabilir. Örneğin Antalya’yı Hatay gastronomisinin vitrini yapabiliriz. Antalya’nın turizm, tarım ve sanayideki birikiminin Hatay’daki yeni iş fikirlerinde hayat bulmasını sağlayabiliriz. ANTGİAD olarak Hatay iş insanları ile Antalya İş insanlarını bir araya getiren, ortaklıkları, yeni iş modellerini destekleyen organizasyonlar düzenleyebiliriz.”
Başkan Sert’in moderatörlüğünde "Yeniden Doğuş" konulu konuşmasını gerçekleştiren Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ise, “Antalya Genç İş İnsanları Derneği depremin ilk haftasından itibaren ilimiz ile dayanışma içinde oldu. İlk hafta, içerisinde 16 konteyner, her konteyner içerisinde yatağı, yastığı, battaniyesi, hiljen paketi ile yardım göndererek Hatay Büyükşehir Belediyemiz ile dayanışma içinde olmuştur. Derneğin gönderdiği konteynerlar ile EXPO Antakya alanı içerisinde Büyükşehir Belediyemiz tarafından yaşam alanı oluşturulmuştur. Yaşadığımız depremden sonra ilimize yaptıkları desteklerden ve davetlerinden dolayı ANTGİAD’a teşekkür ediyorum” ifadelerine yer verdi.
Soru cevap şeklinde devam eden toplantı sonunda ANTGİAD Başkanı Osman Sert tarafından, günün anısına konuk konuşmacı Lütfü Savaş’a teşekkür hediyesi takdim edilirken yeni üyelere de üyelik belgeleri takdim edildi ve toplantı fotoğraf çekimiyle sona erdi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.09.29 10:18:09
Son Düzenlenme Tarihi :
Balıkçıların korkulu rüyası Türk mutfağına yeni bir lezzet olarak ekleniyor
Kızıldeniz’den gelip Akdeniz’de istilacı tür haline dönüşen, diğer türleri azalttığı için de balıkçıların korkulu rüyası haline gelen aslan balığı, Türk mutfağına yeni bir lezzet olarak ekleniyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, besin değeri oldukça yüksek olan balık için balıkçıları teşvik edecek bir çalışma içine girdi. Söz konusu çalışmayla aslan balığının popülasyonunun azaltılması hedeflenirken, denizden tezgaha, tezgahtan da sofralara nasıl geleceği uygulamalı olarak gösterildi.
Son 15 yıldır Kızıldeniz’den geldiği Akdeniz’de çoğalarak balıkçı ve balıklara zarar veren balon ile aslan balığının popülasyonunu kontrol altına almak için Tarım ve Orman Bakanlığının çalışmaları sürüyor. Bu çerçevede balon balığının kuyruğunu getiren balıkçılara desteklemeler verilmiş, aslan balığının tüketiminin teşvikine yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenmişti. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, aslan balığının avlanıp, ekonomiye kazandırılması için yeni teşvikler düzenleyecek. Balığın başta restoran ve evlerin mutfaklarında daha fazla yer alması için tanıtım çalışmaların da yapılacağı belirtildi.
“Çok hızlı büyüyor ve çok hızlı çoğalıyor”
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan, aslan balığının Kızıldeniz’den Akdeniz’e gelen bir tür olduğunu ve bölgeye adapte olarak hızla çoğaldığını kaydetti. Aslan balığının avcı bir tür olduğuna dikkati çeken Erkan, “Çok iyi kamuflaj yeteneği var, çok hızlı büyüyor ve çok hızlı çoğalıyor. Hızlı çoğalması, bizim mevcut türlerimizin bu balıkla rekabet şansını ortadan kaldırıyor ve popülasyonlarının azalmasına neden oluyor” dedi.
“Dikenlerine dokunmadan makasla kesmeniz lazım”
Erkan, türün tüketilebildiğini ve artık tezgahlarda görülmeye başladığını aktararak, “Balıkçıların bu tür üzerinde av baskısı oluşturması, bu balığın çoğalmasının önüne geçmesi gibi bakanlığımızın bir çalışması var. Eti lezzetli bir tür. Basında çıkan haberler sonrası çok korkuluyor ancak bu kadar korkulacak bir tür değil. Üzerindeki dikenlerinde toksik madde var, bunlara hiç dokunmadan makasla kestikten sonra aynı iskorpit gibi temizleyip rahatlıkla sofralarımızda tüketebiliriz. Protein ve besin değeri çok yüksek bir tür. Sadece tehlike su altında. Kayalık alanlarda yüzerken biraz dikkat etmemiz lazım. Balık bizim peşimizden gelmez, biz onun üzerine basarsak ancak o zaman zehirlenebiliriz. Temas edilen yüzeyde şişlik ve morluk görülebilir. Bu tarz bir durumda da en yakın sağlık kuruluşuna gitmek lazım. Giderken de ılık suyla müdahale etmeniz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“İnsanın baş bölgesine dikeniyle temas edip toksik geçiş olursa ölüme sebebiyet verebilir”
Şu ana kadar aslan balığından kaynaklı bir ölüm olayı yaşanmadığını ancak yine de temkinli davranmakta fayda olacağının altını çizen Erkan, “Özellikle baş bölgelerine dikeniyle temas olup toksik madde geçişi olursa ölümlere sebebiyet verebilir. Çok fazla temas eden var. Balıkçılarımız da bu durumu yaşıyor” açıklamasında bulundu.
Son 15 yıldır Kızıldeniz’den geldiği Akdeniz’de çoğalarak balıkçı ve balıklara zarar veren balon ile aslan balığının popülasyonunu kontrol altına almak için Tarım ve Orman Bakanlığının çalışmaları sürüyor. Bu çerçevede balon balığının kuyruğunu getiren balıkçılara desteklemeler verilmiş, aslan balığının tüketiminin teşvikine yönelik çeşitli etkinlikler düzenlenmişti. Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, aslan balığının avlanıp, ekonomiye kazandırılması için yeni teşvikler düzenleyecek. Balığın başta restoran ve evlerin mutfaklarında daha fazla yer alması için tanıtım çalışmaların da yapılacağı belirtildi.
“Çok hızlı büyüyor ve çok hızlı çoğalıyor”
Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürü Serkan Erkan, aslan balığının Kızıldeniz’den Akdeniz’e gelen bir tür olduğunu ve bölgeye adapte olarak hızla çoğaldığını kaydetti. Aslan balığının avcı bir tür olduğuna dikkati çeken Erkan, “Çok iyi kamuflaj yeteneği var, çok hızlı büyüyor ve çok hızlı çoğalıyor. Hızlı çoğalması, bizim mevcut türlerimizin bu balıkla rekabet şansını ortadan kaldırıyor ve popülasyonlarının azalmasına neden oluyor” dedi.
“Dikenlerine dokunmadan makasla kesmeniz lazım”
Erkan, türün tüketilebildiğini ve artık tezgahlarda görülmeye başladığını aktararak, “Balıkçıların bu tür üzerinde av baskısı oluşturması, bu balığın çoğalmasının önüne geçmesi gibi bakanlığımızın bir çalışması var. Eti lezzetli bir tür. Basında çıkan haberler sonrası çok korkuluyor ancak bu kadar korkulacak bir tür değil. Üzerindeki dikenlerinde toksik madde var, bunlara hiç dokunmadan makasla kestikten sonra aynı iskorpit gibi temizleyip rahatlıkla sofralarımızda tüketebiliriz. Protein ve besin değeri çok yüksek bir tür. Sadece tehlike su altında. Kayalık alanlarda yüzerken biraz dikkat etmemiz lazım. Balık bizim peşimizden gelmez, biz onun üzerine basarsak ancak o zaman zehirlenebiliriz. Temas edilen yüzeyde şişlik ve morluk görülebilir. Bu tarz bir durumda da en yakın sağlık kuruluşuna gitmek lazım. Giderken de ılık suyla müdahale etmeniz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“İnsanın baş bölgesine dikeniyle temas edip toksik geçiş olursa ölüme sebebiyet verebilir”
Şu ana kadar aslan balığından kaynaklı bir ölüm olayı yaşanmadığını ancak yine de temkinli davranmakta fayda olacağının altını çizen Erkan, “Özellikle baş bölgelerine dikeniyle temas olup toksik madde geçişi olursa ölümlere sebebiyet verebilir. Çok fazla temas eden var. Balıkçılarımız da bu durumu yaşıyor” açıklamasında bulundu.

