100 dönüm, 200 dönüm hatta 300 dönüm seraların hızla çoğaldığı Elmalı’da, devasa seralarda ürettikleri sebzeleri kendi ardiyelerinden büyük şehirlere gönderen Ankara, İstanbul merkezli işletmelerin sayısı her geçen gün daha da artarken 2 dönüm, 5 dönüm, 10 dönüm sera sahibi olan, ‘küçük çiftçi’ ise bitti.
Esen: Yalnız kalsam da izin vermeyeceğim
Konyaaltı Belediye Başkanı Semih Esen,ilçe nüfusunun kontrolsüz bir şekilde artmaması için her türlü önlemi alacaklarını belirterek, “Bu konuda sağduyulu kamuoyunun benim yanımda olmasını umuyorum. Ancak yalnızda kalsam da bunu geri adım atmayacağım” dedi.
Konyaaltı Belediyesi ile Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya
Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği ‘Deprem Konferansı’nda konuşan Konyaaltı
Belediye Başkanı Semih Esen, önemli açıklamalarda bulundu. 1999’da Gölcük’te
meydana gelen depremden yeteri kadar ders alınmadığını ifade eden Esen, 6
Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremden sonra, 99 depreminde bazı
şeylerin eksik anlaşıldığını kaydetti. Görülmesi gereken bazı hayati eksiklerin
görülmediğini yaşanan deprem felaketinden sonra anlaşıldığını dile getiren
Başkan Esen, “Kahramanmaraş depremiyle zemin ve bina ilişkisi ne kadar önemli
olduğunu gördük. Bunu, belediye bünyesinde çalışan konunun uzmanları, meslek
odaları ve tüm kamuoyuyla konuşacağız ve tedbirlerimizi ona göre alacağız”
dedi.
KONYAALTI’NDA NÜFUS
ARTMAMALI
Yapılan son meclis ile zemin türüne göre Konyaaltı’nda inşa edilecek binalar için ‘fore kazık’ sistemi ile temel atılmasını mecburi kıldıklarını kaydeden Esen, bu adımınbiran önce atılması gerektiğini vurguladı. Kentlerin hızlı büyüdüğünü belirten Esen, Çukurova, Ankara ve İstanbul örneklerini vererek şöyle konuştu; “Kentler hızla büyüyorlar. Bunun çeşitli nedenleri var. Çukurova büyüdü. Urfa’dan Batman’dan, Diyarbakır’dan, Elâzığ’dan, Erzincan’dan göç aldı. Çünkü verimliydi, tarım vardı ve işçi lazımdı. Ankara büyüdü, çünkü başkent olmuştu. Şimdi Antalya büyüyor. Kontrolsüz bir şekilde büyüyor. Belediye başkanı olarak söylemek istiyorum; bir şehir ve bir ilçe tüm göç taleplerini karşılamak zorunda değildir. Konyaaltı’nın nüfusunun kontrolsüz bir şekilde artmaması lazım. Buraya gelecek olan göç taleplerini karşılamak mecburiyetinde değil. Koşulları uygun değil. Bu birçok il ve ilçe için de geçerli. İstanbul her türlü göç talebini karşılamaya müsait değilmiş demek ki.”
YALNIZDA KALSAM DA
YAPMAYACAĞIM
Konyaaltı nüfusunun kontrolsüz bir şekilde artmaması gerektiğini söyleyen Başkan Esen, bunun önüne geçmek için görevde olduğu süre boyunca yeni imar alanlarına izin vermeyeceklerinin altını çizdi. Bu konuda tek başına kalsa bile geri adım atmayacağını vurgulayan Esen, şöyle konuştu; “Batı Çevre Yolu’nun batısından başlayarak Karatepe, Kır Mahallesi ve yukarıda Doyran’a kadar olan bölge. Toplamı hemen hemen 2 bin hektar eden bir bölgenin kentsel genişleme olarak plandan değiştirilmesini ve buralara 0.80 emsalli bir yerleşim alanı oluşturulması isteniyor. Biz burada görevde olduğumuz sürece bunu yapmayacağız. Açıkça söylüyorum. Buranın kentsel genişleme olarak planlanmasını üzerlerine 0.80 emsalle daireler inşa etmelerini kabul etmeyeceğim. Açıkça söylüyorum, oraya imar açılmasına karşı duracağım. Benim görev yaptığım sürece oralar açılmayacak. Bu konuyla ilgili beni eleştirecek olanlar olacaktır. Bu konuda sağduyulu kamuoyunun benim yanımda olmasını umuyorum. Yalnızda kalsam da bunu yapmayacağım. Bunun her türlü insanların menfaati olduğunu inşallah acı bir şekilde yaşayarak görmeyiz. Acı bir şekilde yaşayarak görmediğimiz için herkes beni suçlayacak. Onu da göze alıyorum.”
Konferansta, Dr. Selda Altuncu Poyraz ile Doç. Dr. Osman Uyanık ise deprem-yer-yapı ilişkisini ve Akdeniz Bölgesini sismotektonik açıdan değerlendirdi.
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.03.06 16:05:00
Son Düzenlenme Tarihi :
‘Gözümüzün bebeği’ dedikleri 30 yıllık evlerinin yıkımını izlediler
6 Şubat’ta meydana gelen ve ‘Asrın Felaketi’ olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerde ağır hasar alan binaların yıkımına devam ediliyor. Onikişubat ilçesi İsmet Karaokur Bulvarı’nda bulunan ve depremlerde ağır hasar alan3 bloklu 42 daireden oluşan Akabe Sitesi’nin yıkımına başlandı.
Güvenlik güçlerinin çevrede aldığı tedbirler ardından sitenin B ve C bloğunun yıkımı yapılırken çalışmalarına esnasında depremden önce sitede ikamet eden bazı vatandaşlar bölgeye gelerek, yıllardır yaşadıkları evlerinin yıkımına tanıklık etti.
“İster istemez üzülüyoruz”
Gözbebeğimiz dediği evinin yapımını da, yıkımı gibi izlediğini söyleyen Güray Bülbül, “Bu yıkılan binada oturuyorduk. Allah sonumuzu hayretsin ne olacak bilmiyoruz. Yıkılıyor ama bundan sonra ne olacak süreç nasıl devam edecek hiç bilmiyoruz. Buraya yerine yaptırabilecek miyiz yoksa başka yere mi yapılacak başka yere mi gideceğiz ne olacağını bilmiyoruz. İster istemez üzülüyoruz duygulanıyoruz 30 yıl önce atıldı buranın temeli. 1999 yılında taşındık o zamandan beridir oturuyoruz. Gözümüzün bebeğiydi yani şimdi gitti. Ne yapalım hayırlısı Allah’tan gelen bir şey yapacak bir şey yok” dedi.
“Bir burukluk var içimizde”
Bir diğer bina sakini Sıddık Yenibertiz ise “Bir burukluk var içimizde kolay değil, bir ev yaptırmak bir bina yaptırmak. Arkadaşımın biraz önce bana söylediği gibi yıkadıktan sonra adam 1 Milyon TL para istiyormuş. Kim nereden getirip verecek kim yapacak bilmiyoruz. Devletin vermiş olduğu hibeden başkada 1 milyon lira veremeyiz. Durumumuz yok” ifadelerine yer verdi.

