Peygamber efendimizin ‘Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ sözünden yola çıkan CHP’li belediyeler, sosyal belediyeciliğin çıtasını ‘Halk Lokantaları’ ile bir üste seviyeye taşırken, Manavgat ve Serik’in ardından Kepez Belediyesi’de ‘Halk Lokantası’ açmak için kollarını sıvadı.
Manavgat Belediyesi açtığı ‘Halk Lokantası’ nda 4 çeşit yemeği 60 liradan ihtiyaç sahibine ulaştırırken, Serik Belediyesi Halk Lokantası’nda servis sabah çorba ile başlıyor ve ısınmanın ya da karnını doyurmanın maliyeti 50 TL.
Serik Belediyesi Halk Lokantasında her gün 4 çeşit etli ya etsiz ana yemek çıkıyor. Etli bir ana yemek tabldot fiyatı 130 TL. iken, etsiz-sebzeli bir ana yemek fiyatı ise 90 TL.
Elmalı’ya da ‘Halk Lokantası’nın açılıp- açılmayacağını belediye başkanına soran bazı vatandaşlar, “CHP’li Elmalı Belediyesi’nin, CHP’li Serik, Manavgat ya da Kepez Belediyelerinden geri kalır yanı yok. Halk Lokantası’nı Elmalı’da görmek istiyoruz” dediler.
ASBAŞ’ın 2023 yılı hedefi 1,1 milyar dolarlık ticaret
Antalya Serbest Bölge (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, bölgede 29’u yabancı sermayeli 89 tane firmanın hizmet verdiğini kaydederek, "Bölgede 2023 yılı sonunda 1,1 milyar USD ticaret hacmi hedeflenirken, ticaretin yüzde 70’i üretim bazlıdır" dedi.
Değerlendirmelerde bulunan ASBAŞ Genel Müdürü ..
Antalya Serbest Bölge (ASBAŞ) Genel Müdürü Zeki Gürses, bölgede 29’u yabancı sermayeli 89 tane firmanın hizmet verdiğini kaydederek, "Bölgede 2023 yılı sonunda 1,1 milyar USD ticaret hacmi hedeflenirken, ticaretin yüzde 70’i üretim bazlıdır" dedi.
Değerlendirmelerde bulunan ASBAŞ Genel Müdürü Gürses, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün revize edilmiş Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu’nda; Covid 19 salgını azalsa da devam eden etkileri, iklim değişikliğinin giderek kötüleşen etkisi ve hızla değişen makroekonomik şartlar nedeniyle ekonomik görünümdeki belirsizliklerin devam ettiğini aktardı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Eylül ara dönem ekonomik raporunun yayımlandığını hatırlatan Gürses, "Haziran ayında yüzde 2,7 olarak açıkladığı küresel ekonomi büyüme beklentisini yüzde 3 olarak revize etmiştir. Fakat enflasyon baskısının azaldığına dair net işaretler gelene kadar Merkez Bankalarının faiz oranlarını yüksek tutmaları gerektiğini belirtmiştir. Türkiye’de ise yayınlanan 2024-2026 Orta Vadeli Program’da enflasyonla mücadeledeki kararlılık ve yapısal reformlar vurgulanırken, bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek doğrudan yatırımın ülkemize çekilmesi planlanıyor. Bu çerçevede, serbest bölgeler önemli bir model olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerine yer verdi.
Serbest Bölge uygulamasının dünyada 180’den fazla ülkede devam ettiğini ve bugün itibariyle Türkiye’de 18 Serbest Bölge faaliyetinin yer aldığını kaydeden Gürses, bu bölgelerde 2022 yılında 32 milyar USD ticaret hacmi, 1,1 milyar USD ihracat gerçekleştiğini çalışan sayısının 100 bin kişiyi geçtiğini belirtti.
Serbest Bölgelerin avantajları
Türkiye’de serbest bölgelerinde yatırım yapacak firmalar için genel olarak sektörel kısıtlama söz konusu olmadığının altını çizen Gürses, "Üretim, alım-satım, depolama, iş yeri kiralama, bakım-onarım, montaj-demontaj, bankacılık ve sigortacılık gibi faaliyetlerin yapılmasına izin verilmektedir. Üretim ruhsatlı firmalar, Kurumlar Vergisi ödemezler, bununla birlikte serbest bölgeler yurt dışı olarak kabul edildikleri için KDV istisnası da vardır. Ayrıca Türkiye dışında başka ülkelere yaptıkları satışlar nedeniyle çalışanlar için ödenen gelir vergisi istisnası da bulunmaktadır. Sonuç olarak üretim ve ihracat yapan firmalara önemli vergisel avantajlar sağlamaktadır" dedi.
Lojistik avantaj
Gürses, Konyaaltı ilçesinde 782 bin 482 metrekare alan üzerinde kurulu olan Antalya Serbest Bölgesi’nin kendisine ait iki adet 200 metre uzunluğunda yükleme boşaltma limanı ve yat sektörü için toplam 285 metre uzunluğunda rıhtımları olması, Antalya Havalimanı’na 25 kilometre mesafede olması ve otoyol bağlantı ağlarının yanında olması nedeniyle önemli lojistik avantajlar sağladığını vurguladı.
50 tane yat firması
Bölgede 29’u yabancı sermayeli 89 tane firmanın hizmet verdiğini kaydeden Zeki Gürses, "Bu firmalardan 50 tanesi yat sektöründe hizmet verirken, 13 firma elektronik, 6 firma metal-inşaat, 5 firma medikal, 2 firma tekstil, 2 firma tarım ve 11 firma da diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir. Bölgede 2023 yılı sonunda 1,1 milyar USD ticaret hacmi hedeflenirken, ticaretin yüzde 70’i üretim bazlıdır" dedi.
"Doğu Akdeniz çanağının yat üretim ve bakım onarım merkeziyiz"
36. hizmet yılını geride bırakan Antalya Serbest Bölgesi’nin geliştirilmesi ve idamesi için yatırım-yenileme çalışmalarının aralıksız devam ettiğine değinen Gürses, "Bölgede kümelenme oluşturan yat sektörü için son derece önemli 2000 ton ve 90 metreye kadar yatlara hizmet veren ship lift, 560 ton taşıma kapasiteli travel lift ve 285 metre uzunluğunda yat bağlama rıhtımları ile 25 bin metrekare açık alana sahip yat bakım-onarım sahası yatırımlarının 2021 yılında tamamlanması ile Antalya Serbest Bölgesi Türkiye’de tek ve Doğu Akdeniz çanağında en kapasiteli ve modern yat üretim ve bakım-onarım merkezi haline geldi. Yat sektöründe yaşanan ivme, elektronik ve medikal firmalarının ek yatırım ve kapasite arttırmaları ile bölgemizde istihdam artmaya devam etmektedir. 2022 yılı sonunda 6 bin 400 olan çalışan sayısı 2023 Eylül ayı sonunda 7 bin 400 kişiye çıkmıştır" diye konuştu.
"Tek başına ihracat üssü"
Antalya Serbest Bölgesi’nin bu yılın ilk 3 çeyreğinde 370 milyon USD ihracatı ile 81 il ile mukayese edildiği zaman 28. sırada yer aldığını işaret eden Gürses, "Antalya Serbest Bölgesi 53 ilin ihracat değerlerinden daha fazla ihracat yaparak tek başına ihracat üssü olma özelliğini taşıyor. Aynı dönemde Antalya ihracatı ise 1,5 milyar USD olarak gerçekleşti. Bu rakama serbest bölgeler dahil değil. Antalya Serbest Bölgesi bu dönemde Antalya ihracatının yüzde 23’ü büyüklüğünde ihracat yaptı. Türkiye’nin 2023 yılında Ocak-Eylül dönemi ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 68,2 olurken, Antalya Serbest Bölgesi’nde bu oran yüzde 138 oldu. Türkiye’de ihracatın ortalama kilogram değeri 1,60 USD iken Antalya Serbest Bölgesi’nde yat sektöründe 45 USD, elektronik sektöründe 40 ila 145 USD, medikal sektöründe de 8 ila 140 USD oranında değişmektedir" dedi.
200 hissedar
Antalya Serbest Bölgesi’nin kurucu ve işletici firması ASBAŞ’ın Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan bir anonim şirket olduğunu, hisselerinin yüzde 44’ü Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, kalan yüzde 56’sı Türkiye genelinde birçok iş insanı, kurum ve kuruluşa ait olduğunu ve 200’ün üzerinde hissedarın olduğunu sözlerine ekledi.
Değerlendirmelerde bulunan ASBAŞ Genel Müdürü Gürses, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün revize edilmiş Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu’nda; Covid 19 salgını azalsa da devam eden etkileri, iklim değişikliğinin giderek kötüleşen etkisi ve hızla değişen makroekonomik şartlar nedeniyle ekonomik görünümdeki belirsizliklerin devam ettiğini aktardı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Eylül ara dönem ekonomik raporunun yayımlandığını hatırlatan Gürses, "Haziran ayında yüzde 2,7 olarak açıkladığı küresel ekonomi büyüme beklentisini yüzde 3 olarak revize etmiştir. Fakat enflasyon baskısının azaldığına dair net işaretler gelene kadar Merkez Bankalarının faiz oranlarını yüksek tutmaları gerektiğini belirtmiştir. Türkiye’de ise yayınlanan 2024-2026 Orta Vadeli Program’da enflasyonla mücadeledeki kararlılık ve yapısal reformlar vurgulanırken, bürokratik ve hukuki öngörülebilirliği güçlendirerek doğrudan yatırımın ülkemize çekilmesi planlanıyor. Bu çerçevede, serbest bölgeler önemli bir model olarak karşımıza çıkıyor" ifadelerine yer verdi.
Serbest Bölge uygulamasının dünyada 180’den fazla ülkede devam ettiğini ve bugün itibariyle Türkiye’de 18 Serbest Bölge faaliyetinin yer aldığını kaydeden Gürses, bu bölgelerde 2022 yılında 32 milyar USD ticaret hacmi, 1,1 milyar USD ihracat gerçekleştiğini çalışan sayısının 100 bin kişiyi geçtiğini belirtti.
Serbest Bölgelerin avantajları
Türkiye’de serbest bölgelerinde yatırım yapacak firmalar için genel olarak sektörel kısıtlama söz konusu olmadığının altını çizen Gürses, "Üretim, alım-satım, depolama, iş yeri kiralama, bakım-onarım, montaj-demontaj, bankacılık ve sigortacılık gibi faaliyetlerin yapılmasına izin verilmektedir. Üretim ruhsatlı firmalar, Kurumlar Vergisi ödemezler, bununla birlikte serbest bölgeler yurt dışı olarak kabul edildikleri için KDV istisnası da vardır. Ayrıca Türkiye dışında başka ülkelere yaptıkları satışlar nedeniyle çalışanlar için ödenen gelir vergisi istisnası da bulunmaktadır. Sonuç olarak üretim ve ihracat yapan firmalara önemli vergisel avantajlar sağlamaktadır" dedi.
Lojistik avantaj
Gürses, Konyaaltı ilçesinde 782 bin 482 metrekare alan üzerinde kurulu olan Antalya Serbest Bölgesi’nin kendisine ait iki adet 200 metre uzunluğunda yükleme boşaltma limanı ve yat sektörü için toplam 285 metre uzunluğunda rıhtımları olması, Antalya Havalimanı’na 25 kilometre mesafede olması ve otoyol bağlantı ağlarının yanında olması nedeniyle önemli lojistik avantajlar sağladığını vurguladı.
50 tane yat firması
Bölgede 29’u yabancı sermayeli 89 tane firmanın hizmet verdiğini kaydeden Zeki Gürses, "Bu firmalardan 50 tanesi yat sektöründe hizmet verirken, 13 firma elektronik, 6 firma metal-inşaat, 5 firma medikal, 2 firma tekstil, 2 firma tarım ve 11 firma da diğer sektörlerde faaliyet göstermektedir. Bölgede 2023 yılı sonunda 1,1 milyar USD ticaret hacmi hedeflenirken, ticaretin yüzde 70’i üretim bazlıdır" dedi.
"Doğu Akdeniz çanağının yat üretim ve bakım onarım merkeziyiz"
36. hizmet yılını geride bırakan Antalya Serbest Bölgesi’nin geliştirilmesi ve idamesi için yatırım-yenileme çalışmalarının aralıksız devam ettiğine değinen Gürses, "Bölgede kümelenme oluşturan yat sektörü için son derece önemli 2000 ton ve 90 metreye kadar yatlara hizmet veren ship lift, 560 ton taşıma kapasiteli travel lift ve 285 metre uzunluğunda yat bağlama rıhtımları ile 25 bin metrekare açık alana sahip yat bakım-onarım sahası yatırımlarının 2021 yılında tamamlanması ile Antalya Serbest Bölgesi Türkiye’de tek ve Doğu Akdeniz çanağında en kapasiteli ve modern yat üretim ve bakım-onarım merkezi haline geldi. Yat sektöründe yaşanan ivme, elektronik ve medikal firmalarının ek yatırım ve kapasite arttırmaları ile bölgemizde istihdam artmaya devam etmektedir. 2022 yılı sonunda 6 bin 400 olan çalışan sayısı 2023 Eylül ayı sonunda 7 bin 400 kişiye çıkmıştır" diye konuştu.
"Tek başına ihracat üssü"
Antalya Serbest Bölgesi’nin bu yılın ilk 3 çeyreğinde 370 milyon USD ihracatı ile 81 il ile mukayese edildiği zaman 28. sırada yer aldığını işaret eden Gürses, "Antalya Serbest Bölgesi 53 ilin ihracat değerlerinden daha fazla ihracat yaparak tek başına ihracat üssü olma özelliğini taşıyor. Aynı dönemde Antalya ihracatı ise 1,5 milyar USD olarak gerçekleşti. Bu rakama serbest bölgeler dahil değil. Antalya Serbest Bölgesi bu dönemde Antalya ihracatının yüzde 23’ü büyüklüğünde ihracat yaptı. Türkiye’nin 2023 yılında Ocak-Eylül dönemi ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 68,2 olurken, Antalya Serbest Bölgesi’nde bu oran yüzde 138 oldu. Türkiye’de ihracatın ortalama kilogram değeri 1,60 USD iken Antalya Serbest Bölgesi’nde yat sektöründe 45 USD, elektronik sektöründe 40 ila 145 USD, medikal sektöründe de 8 ila 140 USD oranında değişmektedir" dedi.
200 hissedar
Antalya Serbest Bölgesi’nin kurucu ve işletici firması ASBAŞ’ın Bakanlar Kurulu Kararı ile kurulan bir anonim şirket olduğunu, hisselerinin yüzde 44’ü Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, kalan yüzde 56’sı Türkiye genelinde birçok iş insanı, kurum ve kuruluşa ait olduğunu ve 200’ün üzerinde hissedarın olduğunu sözlerine ekledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.09 17:16:37
Son Düzenlenme Tarihi :
Lösemili çocuklar bayramı erken kutladı
Antalya’nın Manavgat ilçesinde yaşayan lösemili çocuklar ve aileleri, gönüllü anneleri 3 kez kanseri yenen 2 çocuk annesi Çiçek Akçay sayesinde Ramazan Bayramını 1 gün önce kutladılar. Akçay, lösemili çocukları pamuk şekeriyle karşılarken, onlarla birlikte pasta kesip hediyeler dağıttı.
Manavgat’ta yaşayan ve 3 kez kanseri yenen 2 çocuk annesi Çiçek Akçay Lösemi konusunda farkındalık oluşturmak ve gönüllü anneleri olarak lösemili çocuklara moral desteği olmaya devam ediyor.
Ramazan ayı boyunca ‘Yoksul bir aileye dokunmak hasta bir çocuğun yanında olabilmek ibadetlerin en güzelidir’ düsturundan yola çıkarak Manavgat’ta yaşayan ve ekonomik olarak zor durumda olan kanser hastalarına yardımseverlerin destekleriyle gıda paketleri ulaştıran Çiçek Akçay, yine Manavgat’ta yaşayan Lösemili çocuklara moral hedefli bayram kutlaması düzenledi.
Lösemili çocuklar, gönüllü annelerinin organizasyonuyla Ramazan Bayramını bir gün önce kutlamaya başladı. Hisar Caddesinde bulunan bir kafede düzenlenen etkinliğe lösemili çocuklar aileleriyle birlikte katıldı.
“Hastane süreci mutlaka zorluydu”
Lösemili çocuklar ve ailelerine hitaben bir konuşma yapan Akçay, gözlerinin yaşardığı konuşmasını şöyle sürdürdü “Benim hikayem, sizlerin hikayesiyle beraber kendim olmayı başardıktan sonra aslında hayat buldu. Kendim de kanseri yenmiş olmanın verdiği onur ve gururla, gururdan kastım insan olmayı başarabilmeye gayret göstermem. Yoksa sizleri fark etmem dışında diğer insanlardan beni farklı kılan hiçbir şey yok. Hastane süreci mutlaka zorluydu. Ama evlatlarıma her dokunduğumda her tutunduğumda iyileştiğimi gördüm. Zenginiyle, orta gelirlisiyle, hastanede zorluk çeken, ulaşımda zorluk çekenlerle bir türlü derdini anlatamayan insanlarla bir araya geldiğimde tek istekleri, farkında olunup fark edilmek. Yani bizde varız” dedi.
“Teslimiyetten sonra her şey mutlaka ama mutlaka oluyor”
Tedavi sürecinde yaşadıklarını anlatan Akçay, “Parka gittiğimde 4 yıl önce anne-babalar ‘Çiçek hanım ne olur bize öyle bakmasınlar. Çocuğum hasta olduğu için maske takmak zorundayız. Ama bize öyle bakıyorlar ki anlatamam’ diyorlardı. Bu en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesiydi. Allah her birimizi öyle bir sınavdan geçirdi ki, pandemi ile yüzleşirken o maskeleri herkes takmak zorunda kaldı. Görüyorum ki hiç yaşamaz denilen ama yaşamlarını sürdüren çok güzel evlatlarım ya da büyüklerim var benim. Aslında her şey inanmak ve teslimiyet. Teslimiyetten sonra her şey mutlaka ama mutlaka oluyor. Ben her farkındalıkta ne diyorum; önce inanacağız, teslim olacağız ve umut edeceğiz. Çünkü sizler umudun goncasısınız. Sizler yaşadığınız sürece, dünyada güzellikler ve iyilikler artacak” dedi.
“Ben nefes aldıkça sizlerin büyüdüğünü göreceğim”
Akçay konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Biz tek iyi olmayacağız, hepimiz iyiysek iyi olacağız. Birimizin iyi olması veya birimizin güzel günler görmesi gibi bir dilek olamaz. Hep birlikte iyileşeceğiz ve hep birlikte güzel günler göreceğiz. İyileşecek ve iyileştireceksiniz. Sizler iyileştikçe ben nefes alacağım. Ben nefes aldıkça sizlerin büyüdüğünü göreceğim, benim hayatıma girdiğinizde birçoğunuz daha bebektiniz. Evlatlarımın büyük bölümü bugün burada çeşitli nedenlerle yok ama hepsi çok iyi olacak. Hayatımdan hiç çıkmamanız dileğiyle sizleri çok seviyorum. Ben ne bir derneğe, ne bir siyasi bünyeye bağlı birisi olmayıp, gönüllü anneliği 2 evladıyla tadan, ama anneliğin gerçekten doğurmak mı emek etmek mi, sevmekten mi ibaret olduğunu görüp yaşayan tek insan olabilirim. Belki benden bir sürü insan vardır ama ben sizlerle olduğum için onur duyuyorum.”
Akçay’ın konuşmasının ardından hep birlikte kesilen pasta ve hediyeler çocukları oldukça mutlu etti.
Kaynak : İHA
Manavgat’ta yaşayan ve 3 kez kanseri yenen 2 çocuk annesi Çiçek Akçay Lösemi konusunda farkındalık oluşturmak ve gönüllü anneleri olarak lösemili çocuklara moral desteği olmaya devam ediyor.
Ramazan ayı boyunca ‘Yoksul bir aileye dokunmak hasta bir çocuğun yanında olabilmek ibadetlerin en güzelidir’ düsturundan yola çıkarak Manavgat’ta yaşayan ve ekonomik olarak zor durumda olan kanser hastalarına yardımseverlerin destekleriyle gıda paketleri ulaştıran Çiçek Akçay, yine Manavgat’ta yaşayan Lösemili çocuklara moral hedefli bayram kutlaması düzenledi.
Lösemili çocuklar, gönüllü annelerinin organizasyonuyla Ramazan Bayramını bir gün önce kutlamaya başladı. Hisar Caddesinde bulunan bir kafede düzenlenen etkinliğe lösemili çocuklar aileleriyle birlikte katıldı.
“Hastane süreci mutlaka zorluydu”
Lösemili çocuklar ve ailelerine hitaben bir konuşma yapan Akçay, gözlerinin yaşardığı konuşmasını şöyle sürdürdü “Benim hikayem, sizlerin hikayesiyle beraber kendim olmayı başardıktan sonra aslında hayat buldu. Kendim de kanseri yenmiş olmanın verdiği onur ve gururla, gururdan kastım insan olmayı başarabilmeye gayret göstermem. Yoksa sizleri fark etmem dışında diğer insanlardan beni farklı kılan hiçbir şey yok. Hastane süreci mutlaka zorluydu. Ama evlatlarıma her dokunduğumda her tutunduğumda iyileştiğimi gördüm. Zenginiyle, orta gelirlisiyle, hastanede zorluk çeken, ulaşımda zorluk çekenlerle bir türlü derdini anlatamayan insanlarla bir araya geldiğimde tek istekleri, farkında olunup fark edilmek. Yani bizde varız” dedi.
“Teslimiyetten sonra her şey mutlaka ama mutlaka oluyor”
Tedavi sürecinde yaşadıklarını anlatan Akçay, “Parka gittiğimde 4 yıl önce anne-babalar ‘Çiçek hanım ne olur bize öyle bakmasınlar. Çocuğum hasta olduğu için maske takmak zorundayız. Ama bize öyle bakıyorlar ki anlatamam’ diyorlardı. Bu en büyük sıkıntılarımızdan bir tanesiydi. Allah her birimizi öyle bir sınavdan geçirdi ki, pandemi ile yüzleşirken o maskeleri herkes takmak zorunda kaldı. Görüyorum ki hiç yaşamaz denilen ama yaşamlarını sürdüren çok güzel evlatlarım ya da büyüklerim var benim. Aslında her şey inanmak ve teslimiyet. Teslimiyetten sonra her şey mutlaka ama mutlaka oluyor. Ben her farkındalıkta ne diyorum; önce inanacağız, teslim olacağız ve umut edeceğiz. Çünkü sizler umudun goncasısınız. Sizler yaşadığınız sürece, dünyada güzellikler ve iyilikler artacak” dedi.
“Ben nefes aldıkça sizlerin büyüdüğünü göreceğim”
Akçay konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Biz tek iyi olmayacağız, hepimiz iyiysek iyi olacağız. Birimizin iyi olması veya birimizin güzel günler görmesi gibi bir dilek olamaz. Hep birlikte iyileşeceğiz ve hep birlikte güzel günler göreceğiz. İyileşecek ve iyileştireceksiniz. Sizler iyileştikçe ben nefes alacağım. Ben nefes aldıkça sizlerin büyüdüğünü göreceğim, benim hayatıma girdiğinizde birçoğunuz daha bebektiniz. Evlatlarımın büyük bölümü bugün burada çeşitli nedenlerle yok ama hepsi çok iyi olacak. Hayatımdan hiç çıkmamanız dileğiyle sizleri çok seviyorum. Ben ne bir derneğe, ne bir siyasi bünyeye bağlı birisi olmayıp, gönüllü anneliği 2 evladıyla tadan, ama anneliğin gerçekten doğurmak mı emek etmek mi, sevmekten mi ibaret olduğunu görüp yaşayan tek insan olabilirim. Belki benden bir sürü insan vardır ama ben sizlerle olduğum için onur duyuyorum.”
Akçay’ın konuşmasının ardından hep birlikte kesilen pasta ve hediyeler çocukları oldukça mutlu etti.
Kaynak : İHA