Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman gazetecilerle bir araya geldi. 2024’ü değerlendiren başkan Hacısüleyman gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı.
Veysel Sarı: Futbolu bıraktıktan sonra hocalık yapmak istemiyorum
2019 yılından bu yana Antalyaspor’da forma giyen ve kırmızı beyazlı forma altında 113 maça çıkan başarılı savunma oyuncusu Veysel Sarı, yayıncı kuruluşta yayınlanan “Muhabir Masası” programına konuk oldu.
Euro 2024 yolunda ilerleyen A Milli Futbol Takımı’nı yorumlayarak sözlerine başlayan Antalyaspor’un kaptanı, “En kolay şey erkenden karar almak, hoca değiştirmek” diyerek Milli Takım teknik direktörü Stefan Kuntz’a destek çıktı. “İyi bir jenerasyonumuz var ve başarılı olacağımıza inanıyorum. Biraz daha sabır lazım bize. Ülkemizin en büyük eksikliği sabır. Biraz daha sabır gösterirsek Milli Takım’ın çok iyi işler yapacağını düşünüyorum” diye konuştu.
Türkiye’nin oyuncu yetiştirme konusundaki durumu üzerine sorulan soruya, “En başta bizim takımlarımızın alt yapı sistemini değiştirmemiz gerekiyor” şeklinde yanıt veren Antalyaspor’un kaptanı, “Türk oyunculara daha çok sabır göstermeliyiz. Alttan gelen oyunculara destek vermeliyiz. Kendi evlatlarımıza güvenmeliyiz. Bizde çok sabır olmadığı için altyapıdan çıkıp bir maç kötü oynayan oyuncuyu hemen dışarı atabiliyoruz. En önemlisi, alt yapı sistemini değiştirip her takımın belli bir sisteme sahip olursa üst yapıya oyuncuları daha rahat yetiştirebileceğini düşünüyorum.” Dedi.
Antalyaspor’un genç teknik direktörü Nuri Şahin’den övgü ile bahseden Veysel Sarı, “Nuri hocanın bakış açısı, Türkiye’deki bakış açısı ile çok farklı. Nuri Şahin hayatını tamamen Avrupa’da geçirdiği için oradaki mentaliteyi daha iyi biliyor. En basit örnek, ilk geldiğinde detayların üzerinde durdu. Bu detaylar konusunda ülkece çok gerideyiz. Çok küçük detaylar maç kazandırıyor ve maç kaybettiriyor. Hocamız Avrupa’da bunu yaşadığı için bizim takımımıza da adapte etmek istiyor. Gerçekten iyi çalışıyor. Analizleri ve idmanları çok iyi. Genç oyuncularla iletişimi çok iyi. Takımımızdaki oyuncuların Avrupa hedefi olduğu için bunu söyleyebiliyorum, Avrupa’ya gittikleri zaman yabancılık çekmeyecekler. Hem antrenman konusunda hem sistem konusunda.”
Daha önce Mancini ile de çalıştığının hatırlatılması üzerine İtalyan teknik adamla yaşadıklarını anlatan 34 yaşındaki savunmacı, Mancini’nin tarzı ile Nuri Şahin’in tarzlarının çok farklı olduğunu kaydetti. İki teknik adamın da futbolun detayları üzerine bir taktik anlayış belirlediğini söyleyen Veysel Sarı, her iki teknik adamın da daha çok topa sahip olma, takım disiplini gibi konuların üzerinde durduğunu ve en ufak ayrıntıyı bile gözden kaçırmadıklarını söyledi.
Futboldan sonraki hedeflerine dair soruya, “Futbolun içerisinde kalmayı çok istiyorum.” Şeklinde yanıt veren Veysel Sarı, şöyle devam etti; “Hocalık kursuna katılacağım, diplomamı alacağım ancak aklımda hocalık yapmak yok. Daha çok futbolun farklı departmanlarında kalma taraftarıyım. Yönetici tarafında kalmak istiyorum.”
Saha içerisinde ve dışarısında iki farklı kişiliğe sahip olduğunu belirten Kaptan Veysel, “Kaybetmeyi sevmiyorum. Saha içerisinde agresif bir yapım olduğunu inkar etmiyorum. Bu, bazen insanlara hoş geliyor bazen ise kötü görünüyor. Farkındayım. Ama o nabzın yüksekliğinden, kaybetmeyi istememekten kaynaklanıyor. Saha dışında tam tersiyim. Çok sakin ve sessiz bir insanımdır.” Diye konuştu.
Antalyaspor’un savunma hattındaki partnerinin değiştiğini ve Emrecan Uzunhan’ın forma giymeye başlaması üzerine sorulan soruya, “Emrecan öğrenmeye çok açık bir oyuncu” diyerek yanıt veren Veysel Sarı, “Sol ayaklı olması onun için çok büyük avantaj. Ülkemizde hatta dünyada sol ayaklı stoper büyük eksiklik. Agresif, ayaklarını da iyi kullanıyor ve takıma da çok çabuk adapte oldu. Biz de elimizden geldiğince ona yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu süreci çok iyi yönetiyor. Ülkemizin, Emrecan gibi futbolcuya ihtiyacı var, Emrecan’ın da ülkeye ihtiyacı var. O ikisini birleştirirse çok iyi yerlere gelir” diye yorumladı.
Antalyaspor’da gösterdiği performans ile Türkiye içinden ve yurt dışından bir çok talibi bulunan, attığı gollerle takımını sırtlayan Haji Wright’dan da övgüyle bahseden tecrübeli savunmacı, “Haji, çok iyi bir forvet. Tam tamına bütün olarak bir santrafor. Gücü var, sürati var, tekniği var. Bunu zaten attığı gollerle de kanıtlıyor. Ona sahip olduğumuz için çok mutluyuz. Kariyeri çok daha iyi olacaktır.” Dedi.
Haber: Salih Özgünsür
Kaynak : Salih ÖZGÜNSÜR
Ekleme Tarihi : 2023.03.29 22:27:47
Son Düzenlenme Tarihi :
MOBİL KULLANICILARIN HACKLENMESİNE SEBEP OLAN 3 YAYGIN HATA
Özellikle son senelerde internet kullanıcılarının neredeyse hepsinin gündeminde siber saldırılar yer alıyor. Öyle ki, mobil kullanıcıların %61’i geçtiğimiz yıl en az 1 kere siber saldırıya uğradığını söylüyor. Akıllı telefonların en az bilgisayarlar kadar siber saldırganların hedefinde olduğunu ve %100 güvenli olmadığını belirten Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, mobil cihazlarda yapılan 3 yaygın hatayı ve kullanıcıların verilerini nasıl koruyabileceklerini paylaşıyor.
Akıllı telefon kullananların birçoğu cihazlarına gereğinden fazla güveniyor ve herhangi bir virüs koruma uygulaması kullanmayı reddediyor. Kullanıcılar, virüs koruma uygulamasına ihtiyaç olmadığını, telefonlarının zaten oldukça güvenli olduğunu ve olası bir duruma karşı korumayı yine cihazın yapabileceğini, siber saldırganların da zaten akıllı telefonları çok hedeflemediğini düşünürken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, akıllı telefonlara siber suçluların erişmesini sağlayan 3 büyük hatayı ve kullanıcıların cihazları nasıl koruyabileceklerini aktarıyor.
1. Herkese açık Wi-Fi ağlarına dikkat edin. Özellikle son yıllarda her yerde ücretsiz internet bulmak mümkün. Herkese açık olan bu Wi-Fi ağları bazı durumlarda oldukça güvensiz olabiliyor. Bir Wi-Fi ağı, ağa katılmak için parola istemediğinde düşük güvenlikli sayılır çünkü herkes katılabilir ve siber suçlular katılan herkesin cihazına erişim sağlayabilir. Hatta daha kötü senaryoda ise bu saldırganlar kimlik bilgilerinizi, kredi kartı verilerinizi veya başka kişisel bilgilerinizi çalmak için tuzak olarak ücretsiz bir Wi-Fi ağı kurabilir. Bu ağlara katılarak siber saldırganların kucağına düşmüş olan kullanıcıların bu gibi durumlardan korunmak için bir VPN kullanması, şifresiz ağlara katılmamaya özen göstermesi ya da direkt bilinmeyen hiçbir ağa katılmaması gerekiyor.
2. Güvenliği düşük şifreler tercih etmeyin. Günümüzde ziyaret ettiğimiz neredeyse tüm sayfalar ve uygulamalar üyelik istiyor. Bu da kullanıcıların onlarca hesap için şifre belirlemesi ve giriş yaparken de her şifresini hatırlamasını gerektiriyor. Bu nedenle kullanıcılar zor şifreler yerine hatırlayabilecekleri daha kolay şifreleri tercih ediyor. Bir siber güvenlik şirketinin mobil cihaz kullananlarla gerçekleştirdiği bir ankete göre, katılımcıların %8’i “0000”, “1111”, “2222”, “3333” vb. basit şifreler tercih ettiğini, %8’ininse “1234” gibi birbirini tekrarlayan şifreler kullandığını gösteriyor. %11’iyse akıllı telefonlarına parola bile koymadığını belirtiyor. Tahmini kolay bir şifre kullanmak cihazları savunmasız bırakırken, siber saldırganların da erişimini kolaylaştırıyor. Bu nedenle mutlaka bulunması zor, karışık, en az 1 büyük, 1 küçük harf ve bir sembol içeren şifreler kullanmaya özen gösterilmeli.
3. Güvenlik çözümü kullanmayı reddetmeyin. Yapılan çalışmalar ortaya koyuyor ki, internet kullanıcılarının yarısı kişisel aktiviteleri için en çok akıllı telefonunu kullanıyor. Aynı ankete katılanların %61’i geçtiğimiz yıl içinde en az bir siber tehdide maruz kaldığını, %36’sı dolandırıcılık mesajları aldığını ve %23’ü de kimlik avıyla karşı karşıya kaldığını aktarıyor. Buna rağmen, katılımcıların %15’i akıllı telefonunda herhangi bir güvenlik ürünü kullanmadığını da belirtti. Kötü amaçlı yazılımların özellikle Android cihazlarda ciddi tehlike yaratabildiğine dikkat çeken Siberasist Genel Müdürü Serap Günal, Truva Atı, takipçi yazılımlar, casus yazılımlar ve ekran kilitleyiciler gibi birçok tehdide karşı savunmasız olan bu cihazlarda bir güvenlik önlemi alınmasının ciddi önem arz ettiğini aktarıyor. IOS işletim sisteminin Android cihazlardan daha güvenli görünse de bu durumun kullanıcıların yüzde yüz güvende olduğu anlamına gelmediğini de belirten Günal, IOS kullanıcılarının da hesaplarının ele geçirilme, dinlenme, dolandırıcılık ve kimlik avına maruz kalabileceğini, bu nedenle kullanılan cihazların işletim sisteminin ne olursa olsun, mutlaka bir mobil güvenlik uygulaması ile korunması gerektiğini, bu tür uygulamaların kişisel verileri koruyabileceğini, olası bir güvenlik açığı durumunda uyarı verebileceğini ve hangi platformdaki hesap şifrelerinin değiştirilmesi gerektiğini kullanıcılara bildirebileceğini dile getiriyor.