SON DAKİKA

logo

ANSİAD’ın 2 nci olağan toplantısında konuşan Sevinç : Uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var

Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD)’ın 2. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. “Bir Uluslararası Stratejistin Gözünden: Küresel Dönüşüm ve Yapay Zekâ Çağı’nda Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye’nin Kaderi” konu başlığı ile düzenlenen toplantıda konuşan Sevinç, “uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var. Başka masalarda da sadece kendi konularıyla değil, Avrupa’nın gündemindeki konulara da doğrudan dahil olmayı başarabilmesi gerekiyor” derken kendi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan Antalya’yı memleketi gibi, ANSİAD’ı ailesi olarak gördüğünü söylerken ve ANSİAD toplantısına konuk konuşmacı olarak katılmaktan mutluluk duyduğunu kaydetti.

Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç, Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD)’ın 2. Olağan Toplantısı’nın konuğu oldu. “Bir Uluslararası Stratejistin Gözünden: Küresel Dönüşüm ve Yapay Zekâ Çağı'nda Avrupa’nın Geleceği ve Türkiye’nin Kaderi” konu başlığı ile düzenlenen toplantı 28 Ocak 2025 Salı günü Sunis Hotels Su’da gerçekleştirildi.

 

Toplantının başkanlığını yapan, ANSİAD Uluslararası İlişkiler ve AB Çalışma Masası Üyesi & Titiz Agro Group A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Çağla Titiz Köse yapmış olduğu açılış konuşmasında, “Toplantıya gelmeden önce Kader Hanım’ın web sitesinde özgeçmişini okudum ve çok gurur duydum. Bizi bilgi birikimi başarıları ve Brüksel’de temsil etmesi ve ülkemizi tanıtması, ülkemiz adına da ayrıca gurur verici. Bu gururu bize yaşattığı ve toplantımızda değerli bilgi ve tecrübelerini bizimle paylaşacak olmasından dolayı kendisine teşekkür ederim” dedi.

 

“Zorlu hikayeler, güçlü insanlar yaratır”

 

Kendi kariyerinde önemli bir dönüm noktası olan Antalya’yımemleketi gibi, ANSİAD’ı ailesi olarak gördüğünü söyleyen ve ANSİAD toplantısına konuk konuşmacı olarak katılmaktan mutluluk duyduğunu belirten Kader Sevinç, “Benim yolcuğum Anadolu da birçok farklı kentte büyüyerek geçti. Bu da bana uluslararası alanda Türkiye’yi temsil ederken çok büyük güç verdi. Bugün ki konumuz benim hikayem değil. Bugünkü konumuz Türkiye’nin, Avrupa’nın ve Dünya’nın hikayesi. Bugüne kadar ki bildiğimiz dünya yıkılıyor ve yepyeni bir dünya kuruluyor. Bu yeni dünyada Amerika ve Avrupa kendine yer kapmaya çalışıyor. Ve bugüne kadar görmediğimiz yeni aktörleri de görüyoruz sahnede. Bu yeni dünyada sadece ekonomik gelişmeler değil, yapay zekâ, robotik teknolojiler, büyük veri teknolojileri gibi pek çok alan ve konu dünyayı değiştirmeye devam ediyor. Bu teknolojileri kullanan ülkeler var bir de üreten ülkeler var. İşte bugün bu teknolojileri üretmeyi, bu alanı kontrol etmeyi başaran ülkeler geleceğin aktörleri olacaklar. Bu aktörler Dünya’nın da Avrupa’nın da, Türkiye’nin de kaderini yazan ülkeler olacaklar" diye konuştu.

 

“2025 yılında, küresel yapay zekâ ekonomisinin 2 buçuk trilyonu aşması bekleniyor”

 

Konuşmasına küresel dönüşüm çağının önemli başlıklarına değinerek devam eden Sevinç; “En önemli başlık tabi ki ekonomi. Ekonomide küresel büyüme 2024 yılında %2,9 olarak ortaya çıkmış. 2025 yılında düşük tüketici talebi ve enerji piyasalarındaki dalgalanmalardan dolayı da bu rakamın daha da geriye gitmesi bekleniyor. Avrupa da küresel piyasalardaki rolü itibari ile çok ciddi sorgulamalardan geçiyor. Bugüne kadar Avrupa için kolay olan şeyler giderek Avrupa için de zor hale geliyor. Diğer taraftan yapay zekâ ekonomisi ön plana çıkıyor. 2025 yılında projeksiyonlarında küresel yapay zekâ ekonomisinin 2 buçuk trilyonu aşması bekleniyor. Bu rakam dünya çapındaki toplam tarım üretimi değerine eşit durumda. Bu alanın önemini buradan anlamamız gerekiyor” dedi.

 

 

 

                                                                                                                                                        

 

 

 

 

“Küresel aktörlerin hangi bölgeleri, nasıl domine ettiğini görmek çok önemli”

 

Ekonomi ve teknoloji alanında kontrolü elinde tutan ülkelerin izlediği strateji ve yatırımların önemini vurgulayan Sevinç; “Ekonomi dediğimizde Amerika ve Çin arasındaki rekabetin de ne kadar kızıştığını görüyoruz. Aynı zamanda bu küresel aktörlerin, hangi bölgeleri nasıl domine ettiğini de görmemiz gerekiyor. Örneğin Çin bugün Avrupa’nın Afrika’yı domine etme gücünü neredeyse kırmış durumda. Çin burada çok büyük bir güç haline geldi. Yani Afrika’nın kaynaklarını kullanabilir durumda. Avrupa ise yeni bir Afrika politikası geliştiriyor. Genel olarak baktığımızda küresel ekonomide, küresel aktörlerin eylemlerinde ve stratejilerinde gördüğümüz; herkes yeniden dağıtılan kartlarda en büyük payı almaya çalışıyor. Ve en büyük kavga Amerika ve Çin arasında kopmakta. Brüksel’in ve Avrupa Parlamentosu’nun önemli gündemlerinden biri Çin’in kuşak ve yol projesi kapsamında Afrika’ya 60 milyar dolarlık bir yatırım yapması. Bir diğeri ise ekoloji konusu. Küresel sıcaklık artışının 1,5 dereceye yaklaştığı konuşuluyor. Ve bunun Akdeniz havzasını çok derinden etkileyeceği belirtiliyor. İklim değişikliği ve kuraklık da bir diğer önemli gündem maddelerini oluşturuyor. Buna paralel yenilenebilir enerji yatırımları ön plana çıkıyor. Yenilenebilir enerji yatırımlarının %38’lik bir paya ulaştığını görüyoruz. Yenilenebilir enerjinin Avrupa’daki konuşulan yatırım oranına bakarsak %50’yi geçmiş durumda” ifadelerini kullandı.

 

“Türkiye’yi görmezden gelmek, büyük bir körleşme demektir”

 

Türkiye’nin Avrupa’daki gündem konularında daha aktif rol alması gerektiğinin altını çizen Sevinç; “Bugün dünya genelinde işletmelerin %70 oranında yapay zekâ temelli çözümler kullandığını görüyoruz. 2025’te de bu rakamın giderek artacağını göreceğiz. Gündemde olan bir diğer konu da tabi ki savunma teknolojileri konusu. Çünkü tam bir savaş ekonomisi ve savaş süreci içerisindeyiz. Bu durum Avrupa’yı çok beklenmedik bir anda yakaladı. Avrupa soğuk savaş döneminden sonra kendi bölgesinde bir savaş gündeminin olmayacağından emin bir şekilde hareket etti. Fakat bugün yaşadıklarımız bunun gerçeği yansıtmadığını gösteriyor. Aynı anda hem savaş hem de pek çok çatışmayla karşı karşıyayız. Buna paralel olarak Avrupa ortak savunma birliğini oluşturmaya çalışıyor. NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip Türkiye açısından bu oluşum çok önemli. Avrupa savunma birliğini çok yakından takip etmemiz gerekiyor. Burada insansız hava aracı teknolojileri büyük önem taşıyor. Türkiye’nin geleceği ve Avrupa’daki yerini yeniden tanımlamak adına oldukça önem arz ediyor. Fakat Türkiye bu stratejik masalarda ve Avrupa savunma mimarisinde aktif öngörülerde bulunmadı. Ben bu konuyla alakalı makale kaleme aldım. Bu konuda Türkiye’yi görmezden gelmek, büyük bir körleşme demektir. Ancak uluslararası sahnede Türkiye’nin daha proaktif politikalara ve tavra ihtiyacı var. Başka masalarda da sadece kendi konularıyla değil, Avrupa’nın gündemindeki konulara da doğrudan dahil olmayı başarabilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.

 

“Yeni teknolojilerin sahibi olan Dünya’nın da sahibi olacak”

 

Yeni teknolojilerin üretim ve kullanımında söz sahibi olan üç lider ülkeye dikkat çeken Sevinç; “Yapay zekâ teknolojilerinde çok büyük fırsatlar ve riskler barınmakta. Burada öne çıkan üç aktör var. Amerika, Çin ve Avrupa Birliği” dedi ve ekledi. “Amerika Birleşik Devletleri’ne baktığımızda girişimcilik ekosistemini destekliyor ve yeni teknolojilerin önünü açıyor. Çünkü biliyor ki yeni teknolojilerin sahibi olan Dünya’nın da sahibi olacak. Ama aynı zamanda Çin de bu yarışın içerisinde. Çin patentlerle bu rekabeti yürütüyor. Fakat bir yandan da girişimcilik ekosistemini de desteklediğini görüyoruz. Örneğin en son çıkarttıkları yapay zekâ modeli DeepSeek, Amerikan ekonomisini ve şirketleri önemli ölçüde sarstı.  Bunun gibi sarsıcı gelişmeleri teknoloji alanında oldukça göreceğiz. Teknolojik alanın demokratik alanı da önümüzdeki dönem nasıl etkilediğini ve şekillendirdiğini göreceğiz. Avrupa Birliği de yapay zekâ regülasyonlarında Dünya’da bir numara. Avrupa Birliği yapay zekâ modelini riskler temelinde sınıflandıran yasa ortaya koydu. Bu sebeple de Avrupa Birliği piyasasında aktif olmak isteyen yapay zekâ şirketleri Avrupa Birliğinin getirdiği bu standartlara uymak zorunda.

 

 

 

 

 

Bu standartlara uymayan yapay zekâ şirketleri, Avrupa’da faaliyet gösteremeyecekler. Avrupa Birliği üyeliğini bir romantik rüya olarak görmekten ziyade gerçekçi bir perspektif ile ele almamız, bugün bize olan etkisini doğru okumamız ve buna uygun olarak da hazırlıklar yapmamız gerekmektedir. Girişimcilerimiz bu regülasyonları doğru anlamazlarsa çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalabilirler.

 

“Türkiye’nin AB süreci donmuş durumda”

 

En çok merak edilen ve sorulan sorunun Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği olduğunu ifade eden Sevinç bu konuda her iki kutbunda hareketsiz olduğunu dile getirdi. Bu konuda sadece devletlerin değil şirketlerin, iş insanlarının ve toplumun aksiyon alması gerektiğini vurgulayarak “Biz maruz kaldığımız regülasyonların ve politikaların yapıldığı masada mı olmak istiyoruz yoksa bu politikaların bize dayatılmasını mı istiyoruz? Bu konuyu etraflıca düşünerek kendi içimizde dürüstçe tartışmalıyız. Bu cevabı dürüstçe verdiğimiz zaman doğru adımları da atmış olacağız. O zaman uluslararası alanda çok daha aktif ve etkili olacağız. Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkileri hem iki tarafın isteksizliği hem de Türkiye’deki demokratikleşme alanında yaşanan değişikliklerden ve bir dizi başka sebeplerden dolayı donmuş durumda. Fakat bizlerin de Türkiye’nin daha ileriye gidebilmesi için üzerimize düşenleri yapmamız, dünyanın nasıl değiştiğini iyi okumamız, Avrupa’nın rolünün nasıl değiştiğini iyi okumamız ve bunun üzerinden de doğru, daha geniş ve çok katmanlı stratejiler üretmemiz gerekmektedir” dedi.

 

ANSİAD 2. Olağan Toplantısı soru cevapların ardından, ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in günün anısına toplantının başkanlığını yapan ANSİAD Uluslararası İlişkiler ve AB Çalışma Masası Üyesi & Titiz Agro Group A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Çağla Titiz Köse ile konuğumuz Forward 1919 Global Stratejik Danışmanlık | Brüksel Kurucu & CEO European AI Hub Kurucu & CEO Kader Sevinç’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimi ile sona erdi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.01.31 07:07:21
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, Toprak; eğer uğrunda ölen varsa vatandır

MSB tarafından yapılan açıklamada; “Pençe-Kilit operasyon bölgesinde, 24 Mayıs 2022 tarihinde, teröristlerle çıkan çatışmada, dört kahraman silah arkadaşımız P.Tğm. Abdulkadir Güler, P.Uzm.Çvş. Onur Doğan, P.Uzm.Çvş. Hüseyin Cankaya ve P.Söz.Er Celal Tekedereli şehit olmuş, üç kahraman silah arkadaşımız da yaralanmış ve derhal hastaneye sevk edilerek tedavilerine başlanmıştır” denildi.

4 şehitten P. Tğm. Abdülkadir Güler, Antalya’lı. Çatışmada ağır yaralanan Güler, kaldırıldığı hastanede Şehit olurken, Konyaaltı Mahallesi’nde ailesinin oturduğu apartmana Türk Bayrağı asıldı. Aile yakınları ve Antalyalılar şlhit ailesini bu acılı gününde yalnız bırakmazlarken, şehidimizin Uncalı Şehitler Mezarlığı’nda toprağa verileceği öğrenildi.
MSB tarafından yapılan açıklamanın devamında “ Bizleri derin bir acı ve üzüntüye boğan bu olayda hayatını kaybeden aziz şehitlerimize Yüce Yaratandan rahmet, kederli ailelerine, Türk Silahlı Kuvvetleri ile asil milletimize başsağlığı ve sabır, yaralı personelimize de acil şifalar dileriz” denildi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.05.24 16:24:52
Son Düzenlenme Tarihi :





Prof. Dr. Nuri Tutar: “Ayakta başlayan enboli ölüme kadar götürebilir”

Uluslararası Katılımlı Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) Başkanı Prof. Dr. Nuri Tutar, "Uzun süre hareketsiz kalınca bacakta oluşan enboli (pıhtı) akciğere ilerleyebilir. Bacakta oluştuğu zaman bir şişlik meydana gelir veya ağrı hissedilir. Ardından akciğere bu pıhtı ilerlerse hava yollarını tıkar, akciğerin damarlarını tıkar. Damarları tıkadıktan sonra akciğerlerin çalışma fonksiyonunu bozarak ölüme kadar götürebilir" uyarısında bulundu.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından gerçekleştirilen Uluslararası Katılımlı Ulusal Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK) 2023, Antalya’nın turizm bölgesi Belek’te bir otelde devam ediyor. Kongre Başkanı Prof. Dr. Nuri Tutar, deprem ve akciğer enbolisi ilişkine yönelik açıklamalarda bulundu. Tutar, “Depremde göçük altında kalanlar oldu. Veya kendisi kurtuldu diyelim, kurtulduktan sonra dışarı çıkarak araçlarında kaldılar. Ya da hareket edemediği alanlarda kaldı. Enboli dediğimiz şey aslında pıhtı demektir. Pıhtı bacağımızdan başlayarak akciğere ilerleyebilir. Bacakta oluştuğu zaman bir şişlik meydana gelir veya ağrı hissedilir. Ardından akciğere bu pıhtı ilerlerse hava yollarını tıkar, akciğerin damarlarını tıkar. Damarları tıkadıktan sonra akciğerlerin çalışma fonksiyonunu bozarak ölüme kadar götürebilir. Burada özellikle uzun süre hareketsiz kalmak; örneğin araç kullanırken meydana gelen pozisyon damarlarda baskı oluşturarak, pıhtı oluşmasına zemin hazırlayabilir” dedi.

"Deprem zamanında oluşan enboli sayısı 5’e katlamış"
Deprem bölgesinde yaşanan stresinde hastalığı tetikleyebileceğini belirten Tutar, “Bu stres de damarların yapısını bozarak yine pıhtı oluşmasına neden olabilir. Bu konuda Japonya’da bir çalışma yapılmış. Bu çalışmada deprem bölgesinde normalde oluşan akciğer enbolisi sayısı ile deprem zamanında oluşan enboli sayısı 5’e katlamış. Yani deprem esnasında pıhtı oluşma gerçekten yükseliyor. Bunun farkında olmak lazım. Bacağımızda şişlik varsa, bir bacak diğerinden daha genişse buna dikkat etmek lazım. Veya ağzımızdan kan gelmesi, göğsümüzde ağrı olması pıhtının meydana gelebileceğini bize gösteren tespitlerdir. Bunların üzerinde dikkatli olmak gerekir. Biz bunları ilk 1 haftada gördük, 1 ay geçti şuanda artık iyice deprem ve pıhtı ilişkisi azaldı” açıklamasına yer verdi.

İş makinesi operatörlerini hareket konusunda uyardı
Stres ve hareketsizliğin olduğu her yerde akciğer damarlarının pıhtı açısından risk altında olduğunu belirten Tutar, sözleri şu şekilde tamamladı: “Burada korunmanın en düzgün yolu hareket etmektir. Hasta hastaneye gelirse biz zaten müdahale ediyoruz. Bölgede çalışan iş makinelerinin sürücüleri de gün içerisinde belli bir süre zarfında hareket etmeleri, sadece kamyonun içerisinde bekleyerek, kamyonun içerisinde yatarak hareketsiz kalmaları pıhtı açısından bir risk faktörü oluşturur. Tedavisi kan sulandırıcı ilaçlardır. İğne veya hap kullanıyoruz. 3-6 arasında değişen bir tedavi dönemi var. TUS sınavında 10-12 saat çalışan arkadaşlarımızdan da zaman zaman bu şikayetleri duyuyoruz. 2 saatte sonra hareket etmek gerekir.”

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.03.18 08:44:14
Son Düzenlenme Tarihi :