SON DAKİKA

logo

Korkuteli Belediyesi, Dereköy’de Sosyal Hizmet Alanı Çalışmalarına Başladı

Korkuteli Belediyesi, ilçede karış karış hizmet etmeye devam ediyor. Fen İşleri Müdürlüğüne bağlı ekipler, Dereköy Mahallesinde Belediye Sosyal Hizmet Alanı çalışmalarına başladı.

Korkuteli Belediyesi, Dereköy Mahallesi’nde vatandaşların sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak kapsamlı bir sosyal hizmet alanı oluşturmak için çalışmalara başladı.

Proje kapsamında; düğün, mevlit ve benzeri organizasyonlar yapılabileceği gibi çocuk oyun parkları, yürüyüş yolu, yemekli etkinlikler için mutfak, açık hava düğünleri için gelin damat odaları da olacak.

Korkuteli Belediye Başkanı Saniye Caran, “Vatandaşlarımızın sosyal yaşamına katkı sağlamak ve onların bir araya gelebileceği modern bir alan oluşturmak için çalışmalarımıza başladık. Dereköy’de inşa edeceğimiz bu alan, mahalle sakinlerinin önemli ihtiyaçlarını karşılayacak.Toplamda 3 bin metre kare bir alan burası. Düğün, mevlit gibi etkinliklerini yapabilecekleri gibi çocuk parkı, yürüyüş yolu ve piknik alanları da olacak. Karış karış her mahallemize hizmet etmeye devam edeceğiz.” Şeklinde konuştu.

Projenin tamamlanmasıyla birlikte Dereköy, hem çocukların güvenle oynayabileceği hem de yetişkinlerin rahatça vakit geçirebileceği bir sosyal alana kavuşmuş olacak.

Mahalle Muhtarı Nebi Büyükkeleş, Korkuteli Belediye Başkanı Saniye Caran’a teşekkür ederek, mahallemizin açık alanda düğün, mevlit gibi etkinliklerini yapacağı, vakit geçirebileceği bir alan yoktu. Bizler için elzem ihtiyaçtı, konuyu belediye başkanımıza ilettik. Sağ olsun ikiletmedi hemen çalışmalara başlandı. Başkanımız nezdinde tüm belediye çalışanlarına da teşekkür ederiz.” Diye konuştu. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.02.07 08:51:29
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






TİGEM’den, Elmalılı 614 çiftçiye milli sertifikalı tohum

TİGEM aracılığıyla Elmalı’lı çiftçilere yerli ve milli sertifikalı hibe tohumu ile destek sağlandı.

Konu ile ilgili olarak bir açıklama yapan Elmalı İlçe tarım Müdürü Dilek Boğatimur, “İlçemizin 5200 dekar alanında bakanlığımız yerli ve milli  tohumları yeşerecek. 614 çiftçimizin tarlasına , toprağına tohum olduk” diye  yaşanılan mutluluğu paylaşırken şunları söyledi:
“Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafında yürütülen Tarım Arazilerinin Kullanımın Etkinleştirilmesi projesi kapsamında arazilerimizin etkin kullanımı ve atıl arazinin etkinleştirilmesi ile  İlçemizde yüzde 75 devlet destekli yüzde 25 çiftçi katkılı hibe programı kapsamında 272  üreticimize 68 ton buğday, 175 çiftçimize 35 ton arpa tohumu  temin edildi ve dağıtıldı. 
İlçemizde  bu yıl 74 çiftçimize,  6 bin 075 kg Yaşa-05 nohut tohumu,  13 çiftçimize 450 kg fasulye berrak tohumu ,  272 çiftçimize 68  ton  Bayraktar-2000 buğday tohumu ve 175 çiftçimize ise 35 Ton  Tarm-92  Arpa tohumu  teslim edildi” dedi.
İlçe Müdürü Boğatimur, drone çekimleri için genç çiftçi Berkay’a da teşekkür etmeyi unutmadı.
Buğday Tohumu hibe dağıtım programına, Kaymakam Faruk Erdem, İl Müdür Yardımcısı Serbülent Ünal, Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş, muhtarlar  ve çok sayıda üretici katıldı.
             * Sinem YÜKSEL

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.10.30 16:02:19
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı anne terk etmediği deprem bölgesinde arkadaşlarına destek oluyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen Hatay’da, deprem nedeniyle iki çocuğu ve annesini kaybeden depremzede kadın, kendi acısını bir kenara bırakarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut ışığı oluyor. Tedavisi sonrası deprem bölgesine dönen acılı anne Elçin Ezer, hem Hatay’ı hem de depremzede arkadaşlarını terk etmiyor.
Hatay’ın Antakya ilçesinde iki çocuğu Mertcan Ölmez (13) ve Nazlı Ölmez (8) ile annesi ve babasıyla beraber depreme evde yakalanan Elçin Ezer, enkaz altından 96 saat sonra sağ kurtarıldı. Annesi ve iki çocuğunu depremde kaybeden Ezer, yaşadığı tüm acılara rağmen hayattan kopmadı. Tedavisi sonrası hemen deprem bölgesine gelen Ezer, kendi imkanlarıyla edindiği çadırda kalarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut olmaya çalışıyor. Arkadaşlarını ve deprem bölgesini terk etmeyen Ezer, zaman zaman evinin bulunduğu bölgeye de giderek annesi ve iki çocuğunun kokularını duyduğunu söyledi.

“Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük”
Depremin olduğu gece hiç uyumadığını ve deprem sırasında çocuklarını uyandırdığını söyleyen acılı anne Elçin Ezer, “Deprem gecesi zaten hiç uyumamıştım. Bir şeyler olacağını zaten hissetmiştim. Cumartesi ve Pazar çocuklar çok mutlu bir şekilde yaşadılar o günlerini. Kendi odamızda yakalandık. Kızım yanımda yatıyordu. Oğlum kendi yatağında. Annem de bizimleydi. 04.05’te telefonu elimden bıraktım. Kızım o gece bana ‘Anne beni sararak uyur musun’ demişti. Kızımı sardım sarsıntıyla kalktım. Annemi uyandırdım. Annem çocukları uyandırmamı söyledi. İkisini de uyandırdım. Oğlum bilinçli bir şekilde ‘Anne telefonları alır mısın’ dedi. Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük” dedi.

“Kızım bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi”
Yaklaşık 50 saniye sonra binanın yıkıldığını söyleyen Ezer, “50. saniyede tavanın üzerine çöktüğünü hissettim. Kızımın elini tutuyordum. Oğlum ve annem koridorda yakalandı. Kızımla irtibat kuruyordum. ‘Anne iyi misin’ diyordu. ‘Kızım nefesini yorma’ diyordum. Sadece parmak temasıyla iletişim kuruyorduk. Yağmuru üzerimizde hissettik. Kızım ilk önce bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi. Ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. ’Bizi buradan çıkaracaklar’ diye teselli ediyordum. ‘Anne seni çok seviyorum’ dedi. ‘Ben de seni çok seviyorum ama nefesini tüketme’ dedim. Üçüncüsünde ‘Anne ben ölürsem sakın ağlama, üzülme’ dedi. Birinci günün akşamına kadar da kızım yaşadı” diye konuştu.
Antalya’dan gelen eski eşinin sayesinde enkazdan çıkarıldığını ifade eden Ezer, “Maalesef oğlum ve annem ilk düştüklerinde can vermişlerdi. Ben onları hiç görmedim. Çıkarıldıklarında da yoktum. Çok zor bir geceydi. Enkaz altında geçen günlerin nasıl geçtiğini sabah ve akşam ezanıyla anlıyordum. Dördüncü gün çıkabildim enkazdan. Sabah ezan okundu. Biri bana adımla hitap ediyordu. Ben elime taş alarak ses yaptım. Bana seslenen Antalya’dan gelen eski eşimdi. Kızımı sordu. ’Kızım yanımda öldü’ dedim. Oğlumu sordu. ‘Hiç duymadım sesini’ dedim. Ekipleri getireceğini beni çıkaracağını söyledi. Sabah ezanından sonra çalışmaya başladılar. 13.15’te beni çıkarabildiler” dedi.

“Ben enkaza gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum”
Çocukları ve annesinin cenazesine katılamadığını belirten Ezer, “Ben kızımın, oğlum ve annemin mezarını Antakya’ya gelene kadar görmedim. Cenazelerine katılamadım. Ben 40. günde geldim Antakya’ya. 31 Mart’ta babamı Adana’da hastanede bırakıp buraya geldim. Enkaz yığını da olsa insan memleketinde huzur buluyor. Çünkü çocuklarımın, annemin burada olduğunu biliyorum. Evet zor, acı. Ben yürümeye çıktığımda ayaklarım beni istemsiz bir şekilde enkaza götürüyor. Hiçbir şeyim yok. Evim yok. Ama ben enkaza bile gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum” dedi.

“Babam yanımda olursa acım hafifler”
Babasının enkazdan 16 saat sonra çıkarıldığını ancak şu an Adana’da tedavi gördüğünü söyleyen Ezer, babasını da yanına alarak konteynerde kalmak istediğini söyledi. Şu an çadırda kalan Ezer, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Biz burada felaketi, kıyameti yaşadık. Dilerim bir daha olmaz insanlarımız da ders alsın. Kimse kimseyi üzmesin. İki dakikaya sığdı bütün hayatımız. Şimdi çadırda kalıyorum. 28 Şubat’ta yaptığım konteyner başvurusunun sonuçlanmasını bekliyorum. Dilerim sonuçlanır. Hayatta kalan tek varlığım babam. Babam da enkazda kaldı 16 saat sonra çıkarıldığını söylediler bana. Bütün aileyle beraber yaşıyorduk. Zaten ayağından engeli vardı. Hastanede şu an bakım altında ama yanımda olursa acım hafifler. Şu an konteyner başvurumun sonuçlanmasını bekliyorum” diye konuştu.

“Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor”
Arkadaşı Rahşan Atahan ise, acılı anne Elçin Ezer’e destek olmaya çalıştığını ancak gözyaşlarını tutamazken, Ezer’in kendisinden daha güçlü olduğunu söyledi. Rahşan Atahan, “Bana teyze diyen iki çocuğu kaybettim ben. Elçin’in çocuklarını. Enkazda kalmadık ama sarsıntı nedeniyle çocuklarım da yaralandı. Kayıplarımız çok. Dostlarımız, anılarımız gitti. Hayatımız 1,5 dakikada alt üst oldu. Ben onu asla anlayabileceğimi düşünmüyorum. Çok inanılmaz feci bir kayıp. Elimden gelen her şekilde destek olmaya çalışıyorum ama bakıyorum kimi zaman o benden daha güçlü duruyor. Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor. Çok daha dayanıklı. Umut oluyor” dedi.

“Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok”
Elçin Ezer ile çadır kentte tanıştığını söyleyen Mehtap Yılmaz da, “Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok. Ben onu yakın bir zamanda tanıdım çadırda. Kaybettiklerimiz kadar çok güzel dostluklarımız oldu. Kader arkadaşıyız. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ben burada hayvanlar için kalıyorum. Hayvanlarla ilgili gönüllülerden destek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 12:08:20
Son Düzenlenme Tarihi :