SON DAKİKA

logo

Büyükşehirden afette zarar gören üreticiye sera naylonu desteği

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin üreticilere destekleri sürüyor. Büyükşehir Belediyesi yağış ve fırtına nedeniyle 4 ilçede seraları zarar gören üreticilere, üretimlerini devam ettirebilmesiyle amacıyla sera naylonu desteğinde bulundu.

 Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin tarımsal destek programı çerçevesinde Alanya, Gazipaşa, Manavgat ve Serik’te yağış ve fırtına nedeniyle seraları zarar gören üreticilere sera naylonu yardımı yapıldı. Gerçekleştirilen yardım, üreticilerin seralarını yenileyerek verimliliği artırmalarına katkı sağlayacak.

ALANYA’DA 25 ÇİFTÇİYE NAYLON DESTEĞİ

Alanya’da Kasım ayı sonunda etkili olan şiddetli yağış ve fırtına, Akdam, Okurcalar, Alara, İncekum, Emişbeleni, Elikesik, İmamlı, Uğrak, Çamlıca  ve Özvadi Mahallelerinde bazı üreticilerin seralarında büyük zarara neden olmuştu. Afetten hemen sonra Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in talimatıyla Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Bitkisel Üretim ve Eğitim Şube Müdürlüğüne bağlı ekipler, bölgede hasar tespiti çalışması yaptı. Yapılan tespitlerin ardından 10 mahallede 25 çiftçiye14 bin 200 metrekare sera naylonu desteği verildi.

GAZİPAŞA VE SERİK’TE 110 ÇİFTÇİYE DESTEK

Gazipaşa’da da Kasım ayında meydana gelen şiddetli fırtına nedeniyle ilçede örtü altı üreticilik yapan sera sahipleri, oluşan zarar sonucunda zor durumda kalmıştı. Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından ilçede hasar tespit çalışmaları tamamlanarak, afetten etkilenen 38 sera sahibi için yaklaşık 23 bin metrekare sera naylonu desteğinde bulunuldu.

SERİK’TE 44 BİN 200 METREKARE SERA NAYLONU DAĞITILDI

Serik ilçesinde çiftçilik yapan 72 kişiye de toplam 44 bin 200 metrekare sera naylonu desteği sağlandı.Tarım ve seracılığın yaygın olarak yapıldığı Serik’te, sera naylonlarının yenilenmesi üreticiler için büyük önem taşıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle afetzede çiftçiler seralarını daha modern hale getirerek ürünlerinin kalitesini artırabilecek. Ayrıca, yenilenen sera örtüleriyle bitkilerin iklim koşullarından daha az etkilenmesi sağlanacak ve üretim süreci daha verimli hale gelecek.

MANAVGATLI 22 ÇİFTÇİYE SERA NAYLONUDESTEĞİ

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Manavgat ilçesinde Kasım ayında yaşanan fırtınada seraları zarar gören 22 çiftçiye de sera naylonu yardımında bulundu. Fırtınadan etkilenen Aksaz ,Çakış, Karaöz, Yalçıdibi, Belenobası, Taşağıl ve Karacalar Mahallelerinde hasar tespiti yapılan çiftçilere sera naylonu desteği sağlandı. Yaşanan doğal afet nedeniyle serası zarar gören Güngör Ünal, yaşanan fırtınadan dolayı zor durumda kaldıklarını belirterek “Fırtınada muz seramızda bulunan naylonlarımız zarar gördü. Yaşanan olumsuzluktan birkaç gün sonra Antalya Büyükşehir Belediyemize durumu bildirdik. Büyükşehir ekipleri gelip yerinde inceledi ve hasar tespiti yaptı. Şimdi de belediyemizin bize sağladığı sera naylonu yardımını teslim alıyoruz” diye konuştu.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.02.20 11:56:23
Son Düzenlenme Tarihi : 2025.02.20 11:59:15

Yorum Yap






Antalya İl Başkanı Düzen’den “Emekli maaşı ve uyuşturucu” eleştirisi

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Düzen, “Ülkemizde ve Antalya’da değişmeyen bir gündem var. 7’den 77’ye herkes için öncelikli ve önemli, sosyal hayattan kültürel hayata, iç siyasetten uluslararası ilişkilere kadar hayatın her alanını etkileyen bir gündemi ekonomidir” dedi
Gündemdeki son gelişmeleri değerlendiren Düzen, Ülkemizde ve Antalya’mızda değişmeyen bir gündem var. 7’den 77’ye herkes için öncelikli ve önemli, sosyal hayattan kültürel hayata, iç siyasetten uluslararası ilişkilere kadar hayatın her alanını etkileyen bir gündemi ekonomi olduğunu açıklayarak; “Her nedense dizginlenemeyen veya dizginlenmesi istenmeyen enflasyon; sürekli artan hayat pahalılığı; sonuç, birbiri ardına gelen zamlar…
Durum böyle olunca; çarşıda-pazarda, evlerde, iş yerlerinde insanımızın sürekli olarak konuştuğu konular işte bu hayat pahalılığının ötesine bir türlü geçemiyor. Geçim derdine düşen vatandaş, başka hangi konuları konuşsun ki…  
İktidar da, muhtemelen ülkenin karşı karşıya bulunduğu halkımızın diğer hayati problemlerinin tartışılmasını engellemek için, insanımızı böyle bir geçim badiresinin içerisine bilinçli şekilde sürüklemiş gibi görünmektedir.
Peki, iktidar ve yönetim omuzlarına aldıkları bu ağır sorumluluğun farkında mıdır? Buna olumlu  cevap vermeyi herkes arzu ederdi, ancak maalesef bu mümkün değil.
Böyle bir sorumluluğun farkında olsalardı, milyonlarca emekli “7 bin 500 lira maaşla geçinebilir” diye akıl almaz bir anlayışa sahip olmazlardı!
Yine böyle bir sorumluluğun farkında olsalardı, 2-3 ay emeklilerimizi oyalayıp, sonra da şimdi “işin farkındayız”,  “bunu düzelteceğiz”, “bu hoş olmamış” söylemleriyle 2024 yılını işaret edip yaşlı, güçsüz, çalışma gücünü yitirmiş geniş bir emekli kesimin sefaletinden “mahalli seçimlerde oy devşirme” gayreti içinde olmazlardı!” dedi.
Düzen, Emeklilerini 7 bin 500 liraya mahkum etmek devletimize, ülkemize yakışıyor mu? diye İktidarı eleştirdi. 
Düzen, açıklamasını  şu ifadelerle noktaladı: “İktidarın bu tavrı ciddiyetten, samimiyetten, insaftan oldukça uzak bir tavırdır. İktidar bu durumu düzeltene kadar, yüzbinlerce insan ne acılar çekecek; ailesine, evladına, torununa küçük bir hediye bile alamamanın ne hazin duygularını yaşayacaktır, bunlar biliniyor mu? 
Temmuz ayında iktidarın, ekonomi yönetiminin aklı neredeydi? Sonra, neden hala beklenmektedir? En önemlisi, hatayı, haksızlığı, zulmü en kısa zamanda düzeltmek varken, beklenen şey nedir?    Tüm ısrarlara rağmen TBMM’nin devreye girmesi için neden 1 Ekim beklenmektedir?
1 Ekim’de devlet bütçesine sürpriz bir para gelecek de o mu beklenmektedir?
Hani “Alın teri kurumadan emeğin hakkını verin.” ilkesi? Sevgili Peygamberimiz (sav) böyle buyurmuyor mu? İktidara destek veren muhafazakar ve dindar kesim bu konularda neden sessiz kalmayı tercih ediyor?
Bu bir hak değil midir? Yüz binlerce emeklimizin yıllarca döktüğü alın terinin karşılığını vermek için hem de oy amacıyla aylarca bekletmek de neyin nesidir?
Cumhuriyetimizin 100. yılında, iktidarın o çok sevdiği sloganla, “Türkiye Yüzyılı”nda; emeklilerini 7 bin 500 lirayla yaşamaya mahkum eden bu politika, bu sessizlik, duymazlıktan gelmek  devletimize, ülkemize yakışıyor mu Allah aşkına?
Yine soruyorum, vatandaşlarımızın %90’ından fazlasını yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaya mahkum etmek gerçekten yakışıyor mu?
Gençlerini işsizliğe, emeklilerini ve çalışanlarını yoksulluğa, esnafını, çiftçisini borca mahkum etmek doğru bir şey mi?
Tarımda her geçen gün daha çok dışa bağımlı hale gelmek, binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip ülkemize yakışıyor mu?
Eğitimde ve sağlıkta gün be gün kalite kaybı yaşamak, umutsuzluk içine sürüklenmek  “Türkiye Yüzyılı” söylemleriyle çelişmiyor mu, Allah aşkına?
“İtibardan tasarruf olmaz.” anlayışını benimseyen bir iktidarın, vatandaşlarının “İnsanca Yaşam” standartlarından tasarruf etmeye çalışması, böylece vatandaşının itibarını düşünmemesi, hatta düşürmesi büyük bir çelişki değil midir? Bütün bu belirttiğimiz hususlar “Hikmet-i Hükümet” ile bağdaşır mı? 
Hayat pahalılığına, fahiş fiyat uygulayanların sebep olduğunu iddia eden bir iktidar, yine kendisinin vergi ve harçlarda fahiş artışlara gitmesi hangi mantıkla nasıl açıklanabilir ki?
İktidar, bir yandan millete kemer sıktırırken; diğer yandan kendisi kemer gevşetmeye devam ediyor. Çünkü, obez hale gelmiş bir insan gibi, iktidar da obezleşince başka türlü olmayacağını  herkes bilir.
İktidarın ahlak anlayışı, bilgisi ve söylemleri ile tutum ve davranışları arasında bir uyumsuzluk vardır. Sanki farklı merkezlerden komut alan iki organ arasındaki uyuşmazlık gibi. 
GENÇLERİMİZ BATAKLIĞA ÇEKİLİYOR
Sözün burasında akıllara ilk gelen konu nedir? Gençlerimizi bataklığa çeken, anne-babaları da perişan eden uyuşturucu illeti!
Maalesef son yıllarda bu konu, gençliğimizi tehdit eden en önemli konu haline gelmiştir.
Uyuşturucu madde kullanım yaşı lise, hatta ortaokul seviyelerine kadar inmiştir. Artık sadece birkaç muhitte değil, ülkemizin 81 ilinde, her mahalle ve sokakta yaygın hale gelmiş bulunmaktadır.
Bu işin şakası yok, ihmale gelecek tarafı da yok!
Terörle mücadele hangi ciddiyette ele alınıyorsa; uyuşturucu ile mücadele de bir o kadar ciddi olarak ele alınmalıdır.
Öyle 3-5 sokak satıcısını yakalayıp, birkaç ay içerisinde serbest bırakmakla bu iş çözüme kavuşmaz, kavuşturulamaz!
Limanlarımıza gelen gemilerde, emniyet güçlerimizce kaç ton uyuşturucu yakalandığına ilişkin henüz kamuoyuna bir bilgi verilmiş değildir. 
Bu gemilerin sahipleri kimlerdir? Nereden gelmişlerdir? Kimlerle, hangi kesimlerle  irtibatları vardır? Yakalanan bu adamların bırakılması için kimler ricacı olmuştur ve halen olmaktadır?
Bankaya para yatırdığı için, çocuğunu bir dershaneye gönderdiği için yüzlerce insanı 6-7 yıldır cezaevinde tutanlar, işinden edenler, irtibat ve iltisak gibi kavramlarla binlerce insana terörist damgası vuranlar, uyuşturucu tacirleri ile irtibat ve iltisakları olanlara hangi yaptırımları uyguladılar?
Gençlerimiz göz göre göre elimizden kayıp giderken, bugüne kadar hangi ciddi tedbirler alınmıştır? Gençlerimiz nasıl oldu da bu kadar kolay bir şekilde bu illete ulaşır hale getirildi, ya da getirilmesine müsaade edildi?
İşte her kademedeki okullar açılacak; okul önlerinde evlatlarımıza bu zehirleri satanlara karşı, aslında bu zehirleri binlerce kilometre öteden ülkemize getirenlere karşı, hangi somut adımlar atılacak, ne tür tedbirler alınacak, hep birlikte bakacak  ve göreceğiz.
Saadet Partisi olarak bu problemlerin ve tüm bu sorunların her zaman olduğu gibi ciddi takipçisi olacağız.” dedi.
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.24 12:42:10
Son Düzenlenme Tarihi :





AKMEK’ten 85 yıllık asker bavuluna sanatsal dokunuş

Kepez Belediyesi’nin meslek ve sanat eğitimi veren AKMEK’in Ahşap Boyama Bölümü kursiyerleri 85 yıllık asker bavulunu sanatsal dokunuşla cıvıl cıvıl renklerin hakim olduğu konsola çevirdiler.

Antalya Kepez Meslek Eğitim Kursu’nun(AKMEK) 11. Geleneksel Yıl Sonu Sergisi’nde hünerler konuşuyor. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde el sanatlarının görücüye çıktığı sergi göz kamaştırıyor. Çöpe atılan ürünlerin el sanatlarıyla ne kadar kıymetli eşyalara dönüşebileceğini gösteren 11. Geleneksel Yıl Sonu Sergisi’nin başköşesini 85 yıllık asker bavulu süslüyor. AKMEK’in Ahşap Boyama Bölümü kursiyerleri 85 yıllık asker bavulunu da el sanatlarıyla kıymetlendirdi. Kursiyerler, önce asker bavuluna 4 ayak ekleyerek, özel eşyaların saklanabileceği konsola çevirdi. Bir sonraki adımda eski bavulun üzerini sanatsal dokunuşlarla adeta bir tabloya dönüştürdüler. Mavi, sarı, beyaz, siyah ve kahverengi renk tonlarının hakim olduğu sanatın ve doğanın güzelliklerini yansıtan 85 yıllık asker bavulu konsol olarak şimdi serginin baş köşesini süslüyor.    


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2022.07.15 12:18:52
Son Düzenlenme Tarihi :