SON DAKİKA

logo

Vekil Coşar, Kumluca Devlet Hastanesi’nde Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi bulunmamasını TBMM gündemine taşıdı.

CHP Antalya Milletvekili Aliye Coşar, Kumluca Devlet Hastanesi’nde Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi bulunmamasını TBMM gündemine taşıdı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’nun yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde Batı Antalya’nın en büyük hastanesi olan Kumluca Devlet Hastanesi’ndeki eksik branşlar nedeniyle kalp krizi geçiren birçok hastanın ambulansla iki saati bulan karayolu yolculuğu ile Antalya merkezde bulunan hastanelere sevk edilmesinden kaynaklı mağduriyetler olduğunu belirten Coşar, “Kumluca Devlet Hastanesi sadece bulunduğu ilçeye değil, Antalya’nın batısındaki diğer ilçelerimize de hizmet veriyor, ancak bölgenin en büyük hastanesinde Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi yok, sağlıkta çağ atladık diye övünen AKP iktidarının her işi gibi bu işi de eksik veya yarım.” dedi.

CHP’li Coşar verdiği soru önergesi sonrası yaptığı açıklamada şu ifadelerde bulundu;

BATI ANTALYA’NIN EN BÜYÜK HASTANESİ KUMLUCA’DA KARDİYOLOJİ VE KALP CERRAHİSİ MERKEZİ YOK

“Kumluca Devlet Hastanesi, 6 ameliyathanesi, 17 yoğun bakım yatağı, 16 müşahede yatağı, 150 yatak kapasitesi ve 23.105 metrekarelik kapalı alanıyla Batı Antalya’nın en büyük hastanesi, bu özellikleri ile çevre ilçelerdeki vatandaşlarımızın da tercih ettiği bir sağlık kuruluşu olarak bölgede hizmet veriyor. Ancak ameliyathaneleri, yoğun bakım üniteleri ve geniş hasta kapasitesiyle bölgede önemli bir hizmet veren hastanede Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi bulunmamakta, ayrıca Kumluca dahil Antalya’mızın batı ilçelerinde bulunan hiçbir hastanede Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi de bulunmamaktadır.

Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın aktardığı bilgilere göre son zamanlarda kalp krizi vakalarında artış yaşandığı ve kalp krizi geçiren vatandaşlarımız yaklaşık 2 saat süren ambulans yolculuğu ile Antalya şehir merkezindeki hastanelere nakil edilerek yetiştirilmeye çalışılmaktadır.”

İKTİDARIN SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ; SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİMİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL

“Halkın sağlık hizmetlerine eksiksiz erişim hakkı bulunmaktadır, ne yazık ki siyasal iktidarın yanlış sağlık politikaları nedeniyle vatandaşlarımız bu haktan mahrum kalıyor. Sağlıkta dönüşüm projesi ile sağlık adeta özelleşmiştir. Kamu hastanelerine aktarılması gereken kaynaklar, özel hastaneler üzerine kurulan bu yeni sisteme aktarılmıştır. Halihazırdaki kamu hastaneleri ise ya ekipman ya da personel eksikliği nedeniyle eksik branşlarla hizmet vermek zorunda kalmıştır. Kumluca Devlet Hastanesi’nde Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi olmamasının sebebi de budur.

Vatandaşın sağlığı her şeyden önemlidir, Kumluca ve Antalya’nın batı ilçeleri için acil gerekli olan Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi’nin vakit kaybedilmeden Kumluca Devlet Hastanesi’nde hizmet vermesi gereklidir.”

CHP’li Coşar soru önergesinde şu sorulara yer verdi;

  • Son 3 yılda Antalya’nın batı ilçelerinde yaşayan kaç vatandaşımız kalp krizi sonucu Antalya’da merkezde bulunan hastanelere sevk edilmek zorunda kalınmıştır?
  • Son 3 yılda Antalya’nın batı ilçelerinde yaşayan kaç vatandaşımız tedavi amaçlı koroner anjiyografı tanısı ve açık kalp cerrahisi tanısı ile Antalya’da merkezde bulunan hastanelere sevk edilmek zorunda kalınmıştır?
  • Bugüne kadar bölgede Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi’nin açılmamasının nedeni nedir?
  • Kaş’tan Korkuteli’ne kadar uzanan geniş bir alanda, kalp krizi geçiren hastalar için en yakın merkez Antalya şehir merkezindeki hastanelere sevk edilmesi ciddi bir zaman kaybı ve hayati risk anlamına gelmiyor mu?
  • Antalya’nın batı ilçelerinde artan kalp krizi vakaları göz önüne alındığında, bölgede bir Kardiyoloji ve Kalp Cerrahisi Merkezi kurulmasına yönelik herhangi bir plan veya çalışma var mıdır? Varsa, bu çalışmalar hangi aşamadadır?
  • Antalya şehir merkezine sevk edilen kalp hastalarının sevk sürecinde yaşadığı olası sağlık kayıplarına ilişkin bir araştırma veya veri analizi yapılmış mıdır?

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.02.24 07:36:44
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Bakan Yerlikaya: “Yanan 7 evimiz var, dört araçta da hasar var”

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 7 evin yandığını ve 4 aracın hasar gördüğünü belirterek yangına neden olan 2 kişinin yakalandığını söyledi.
Hatay’ın Belen ilçesinde meydana gelen yangınla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile birlikte bölgeye gelen İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yetkililerden yangın ile ilgili bilgi aldı. Daha sonra Bakan Yumaklı ve Bakan Yerlikaya basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
“Can kaybımız ve yaralımız yok”
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yangında herhangi bir can kaybının olmadığını belirterek, “Şükürler olsun ki şu an itibarıyla valilerimizden güvenlik birimlerimizle yapmış olduğumuz değerlendirmelerde can kaybımız yok, yaralımız yok. Bu bizim tesellimiz, Belen’le ilgili burada yangın ihbarı geldiği andan itibaren gerek Tarım Orman Bakanlığımız, bizzat bakanımız merkezinden anbean takip etti. Coğrafya olarak güçlü rüzgarlar alıyor burası. Dolayısıyla yangının büyümemesi için çok büyük bir gayret gösterildi. Gelirken uçaktan da izledik. Ama zaten SİHA görüntülerinden anbean hep izlenildi. İnşallah enerjisi düşen bu yangının tez zamanda sönmesini murat ediyoruz. Bu yönde büyük bir gayret gösteriliyor şunu söylemem gerekiyor; Müftüler Mahallemiz Solukoluk ve Bellidere’de, buradaki yaşayan hemşehrilerimize süratli valiliğimiz güvenlik birimlerimizle beraber riskli olan hanelerden başlamak üzere tahliye edildi. Mükemmel bir iletişim kuruldu, hemşehrilerimizle beraber çok azı hariç hariç tamamı tahliye edildi. Ama üzüntüyle şunu söylememiz lazım. Yanan 7 evimiz var, dört araçta da hasar var. Bunlarla da ilgili AFAD, çalışmalara yarın sabahtan itibaren başlayacak” dedi.
Evinin bahçesindeki sazlığı yakmak isterken ormanı yaktı
Yangına evinin bahçesindeki sazlıkları yakmak isteyen 2 şahsın neden olduğunu açıklayan Bakan Yerlikaya, “Bunu merak ettiğinizi biliyorum. Biz de bu yangının sebebinin nereden kaynaklandığıyla ilgili jandarmamız başından beri titizlikle çalıştı. Elindeki bilgiler görgü tanıkları ışığında Soğukoluk Mahallemiz, Armutçuk mevkinde iki kişi, bir evde bahçelerindeki sazlık alanın temizlenmesiyle ilgili yaptıkları çalışmadan sonra bir ateş yakıyorlar. Maalesef bunu kontrol edemiyorlar. Dolayısıyla bu ciğerlerimizin yanmasına vesile oluyorlar. Adli soruşturma başlatıldı ve bu arkadaşlar hakkında, bu vatandaşlar hakkında da şu anda yakalama kararı verildi ve yakalandı” ifadelerini kullandı.
Çanakkale ve Mersin’de de yangının çıkış nedeninin araştırıldığını ifade eden Bakan Yerlikaya, “Arkadaşlar Çanakkale Merkez Kızılkeçili Köyü’nde de az önce kıymetli bakanım da ifade etti, 16.27’de orman yangını başladı. Biz yine tedbir amaçlı Kemerköy mevkiindeki yaşayan vatandaşlarımızı tedbir amaçlı oradan boşalttık. Valilik müracaat eden tüm vatandaşlarımızı misafir ediyor yurdumuzda. Hemen akabinde bir on, on beş dakika sonra Mersin Gülnar Kavakoğlu Mahallemizde orman yangını çıktı. 25 konut burada tahliye edildi, tedbir amaçlı. Maalesef beş ev yandı. Orada da aynı burada olduğu gibi valiliğimiz, orman bölgemiz, yine keza Orman Genel Müdürlüğümüz, AFAD Başkanlığımız ve tüm kurum ve kuruluşlar seferberlik halinde. Yangının olumsuz tesirini bir an önce gidermeye yönelik gayretle gösteriyor. Son söz, Çanakkale ve Mersin Gülnar’da da yangına sebebiyet vermeyle ilgili neyse o konu jandarmamız, tıpkı burada başardı gibi orada da bunu aydınlatma noktasında titizlikle çalışıyor. Gelişmelerden yine kamuoyuna bilgi arz edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Hatay Valisi Mustafa Masatlı, yangına müdahaleye giden arazözle, 1 aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada 1 bebeğin yaşamını yitirdiğini söyledi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.17 16:17:16
Son Düzenlenme Tarihi :





"Turistler Antalya kalesini, Manavgat şelalesini görmek yerine otelde zaman geçirmeyi tercih ediyor"

 (İHA) - Gezilip görülecek, keşfedilecek yerlerin zenginliği ve çeşitliliği bakımından Türkiye’nin turistler için bulunmaz bir değer olduğunu vurgulayan Sager Travel Ceo'su Doğan Sager, “Bize turist gelen ülkelerin ekonomik yapısını da göz önünde bulundurarak fiyat politikamızı değiştirmeliyiz. Yapılan fiyatlandırma çalışması, konseptler, müşteriyi daha farklı ülkelere gitmesine sebep oluyor. 5 yıl içerisinde hedeflenen 100 milyar dolar hayal değil, ama bu sistemle imkansız” dedi.   
   Sager Travel Ceo'su Doğan Sager, yurtiçinde birçok farklı tur paketleri düzenleyip bunları hayata geçirdiklerini söyledi. Bu alanda, yurt içi ve yurt dışında düzenlenen fuarlar ve Road-Show’lara katılarak, bu destinasyonların herkes tarafından bilinmesine öncülük ettiklerini belirten Sager, “Aynı zamanda, gelişen ve yenilenen sağlık hizmetlerimizin tanıtımında yaptığımız çalışmalarla sağlık turizmi adını Orta Doğu’da herkese duyurmaya devam etmektedir.  Bu sayede, ülkemize bu hizmetten yararlanmak isteyen yabancı hasta sayısı günden güne artmaktadır. Gezilip görülecek, keşfedilecek yerlerin zenginliği ve çeşitliliği bakımından Türkiye’nin turistler için bulunmaz bir değerdir. Pandemi sürecinde yaşanan tüm zorluklardan sonra, 2022 yılı turizm sezonu her yönden çok bereketli geçti. 2023 yılının çok daha zorlayıcı geçiyor. Gelenekselleşmiş kalıplardan çıkamayarak yenilikçi yaklaşımlarla sezona hazırlanamadığımız için bu süreç sancılı geçmektedir. Bunların en başında, birçok otelin uyguladığı yanlış ve tutarsız fiyat politikası, gezilecek yeni rotaların hazırlanamaması ve de yurt dışında tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin etkili yapılamaması gelmektedir. Doğal ve kültürel miraslarımızın çeşitliliği bakımından eşsiz bir coğrafyaya sahibiz. Diğer turizm ülkelerine kıyasla, bize değer katıyor. Tüm bu zenginlikleri göz önünde bulundurduğumuzda tanıtım ve pazarlama konusunda önemli adımlar atılmalıdır. Bütün turizm işletmeci ve yetkili kamu kuruluşlarının birlik içinde turizm tanıtma ve geliştirme politikalarını yürütmesi, hedefiyle daha hızlı ulaşmasını sağlayacaktır” dedi. 
  Hala geçerliliğini koruyan 1618 no’lu Turizm Kanununun hiç vakit kaybedilmeden tekrar gözden geçirilip günümüz şartları ve taleplerine uyarlanması önemli gelişmelere katkı sağlayacağına değinen Sager, “Böylelikle, turizm sektörünün işleyişindeki karışıklığın giderilmiş, turizme hizmet veren işletmelerin itibarının yükseltilmiş, en önemlisi de hak edilen kazançları artmış olacaktır. Bu sayede, ülke içi yıllık turizm geliri de artacaktır. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘Turizm sektöründe, 5 yıl içerisinde 100 milyar dolar gelir hedeflenmektedir’ diye hedef koymuştu. Ne yazık ki, mevcut turizm politikalarımız ile bu hedefi yakalamamız mümkün değil. Örneğin, Antalya’da lüks bir otelde 4 gecelik paket fiyatı 100 bin lira, aynı zincir otelin Mısır’da 4 gecelik paketi 24 bin lira olması turistleri o bölgelere yönlenmesine sebep oluyor. Bütçe hazırlarken rakip ülkelerin fiyatlarına da bakmamız lazım. Bununla birlikte, bize turist gelen ülkelerin ekonomik yapısını da göz önünde bulundurarak fiyat politikamızı değiştirmeliyiz ki, bize gelen turistler öncelikle ülkemizi tercih etsin. Burada anlatmak istediğim, fiyatlarımızı dibe çekmek değil, talebe göre belirlemektir” diye konuştu. 
  Yapılan tur paketleri ve otel konseptleri, bölge adına tanıtıcı ve cezbedici olması gerektiğini belirten Sager, “Üzücü bir başka örnek ise, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde uygulanan her şey dahil otel konseptiyle gelen yabancı turist, 10 gün boyunca otelden dışarı hiç çıkmıyor. Otel içi yapılan çeşitli aktiviteler de gelen turisti cezbediyor. Gelen misafir Aspendos’u, tarihi Antalya kalesini, Manavgat şelalesini görmek yerine otelde zaman geçirmeyi tercih ediyor. Turizm hangisi aslında? O kültürü yaşamak, tarihi dokuyu hissetmek değil mi? Tamam ben gelen turist denize girmesin demiyorum. En azından, satılan tur paketi içeriğinde 4 gün kültür gezi programı da olsun ki, o turist, ülkesine döndüğünde tarihi güzelliklerimizi çevresine anlatabilsin. Dünya şu anda büyük ekonomik kriz yaşıyor. Bu zamana kadar maddi sıkıntısı olmayan kişiler bile, tatil tercihini ülkemizden yana kullanmak yerine, başka ülkelerdeki daha düşük bütçeli tatil paketlerine yöneliyor.  Dolayısıyla, aslında ülke turizmini canlı tutabilmemiz için herkese ihtiyacımız var. Umarım 2022’de getirdiğimiz turist sayısının yüzde 60’ını bu yıl yakalayabiliriz. Turizmde yaz sezonu normalde 15 Nisan’da başlar, 15 Ekim’e kadar devam eder. Bizler bunu böyle biliriz. Haziran ayının sonu olmuş ve Antalya’da hala sezon başlamadıysa çok ciddi bir sıkıntı var demektir. Tüm bölgelerde, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında beklentilerin çok altında kaldık. Geri kalan aylarda bunu yaşamama ve sektörümüzün hak ettiği değeri görmesi umuyoruz” şeklinde konuştu. 

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.26 16:11:27
Son Düzenlenme Tarihi :