SON DAKİKA

logo

Başkan Kocagöz: Habipler, Baraj gibi bazı mahallelerimizde "acayip" bir uyuşturucu trafiği oluştu

Yıllardır, uyuşturucu trafiğinin yoğun olduğu bölge olarak bilinen, Yeşildere ve Gebizli Mahallelerini de içeren halk arasında ‘Zeytinköy’ olarak adlandırılan bölgeyi polisin ‘temizleme’ mücadelesinde önemli mesafeler katedilirken, bugün Antalya Gazeteciler Cemiyeti tarafından düzenlenen Salı Sohbetleri’ne konuk olan Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Zeytinköy dağılınca Habipler, Baraj gibi bazı mahallelerde uyuşturucu trafiğinin oluştuğunu belirtmekle kalmadı, ‘acayip’ kelimesini de kullanarak konunun vahametine dikkat çekti.

        Antalya Gazeteciler Cemiyeti tarafından ilk olarak Antalya Valisi Hulusi Şahin’in, ardından Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve sonrasında Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’ın konuk olduğu ‘Salı Sohbetleri’nde bu hafta Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz gazetecilerle buluştu.

Kepez’in nüfus olarak 55 ilden daha büyük bir yerleşim yeri olduğunu kaydeden ve Kepez’de yaşayanların yüzde 27’sinin Antalyalı olduğunu belirten Başkan Mesut Kocagöz, ilçede yaşayanların yüzde 12,8 Doğu ve Güneydoğu Anadolu, yüzde 6’sının Burdur’lu, yüzde 4’ünün Konyalı, yüzde 3,8’inin Ispartalı, yüzde 3,5’unun Afyonlu  belirterek, “Kepez’de 81 vilayetten insan var. Kepez adeta Türkiye’nin nabzı” dedi.

70 BİN OY FARKINI KAPATTIK,
ÜZERİNE 17 BİN 500 OY EKLEDİK
Yerel seçimlerden 10 ay önce bir genel seçim olduğunu, bu seçimlerde Cumhur ittifakıyla , CHP arasında tam 70 bin oy farkının bulunduğunu kaydeden Başkan Mesut Kocagöz, adeta Türkiye ittifakı yaparak 70 bin oy farkını kapattıklarını üzerine de 17 bin 500 oy eklediklerini söyledi.

Başkan Kocagöz gazetecilerle buluşmasında,  teleferik kazasından, belediyeyi devir alırken çalışmalarına, gençler için yapacaklarından, emekli kartına, projelerinden, mahallelerde kuracakları ‘mahalle meclisleri’ne kadar birçok konuda bilgi paylaştı.

KOCAGÖZ: ACAYİP BİR
UYUŞTURUCU TRAFİĞİ
Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, özellikle Zeytinköy dağılınca Habipler, Baraj gibi bir takım mahallelerde ‘acayip’ bir uyuşturucu trafiğinin  oluştuğunu söyledi.

“Emniyetimizle beraber işbirliği içerisinde Kepez’deki gençlerimizi uyuşturucuya mahkum etmemeliyiz diyerek” yola çıktıklarını kaydeden  Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, “Gençlerimizin enerjilerini spora, kültüre, sanata versin diye bir takım girişimlerde bulunduk. Ücretsiz psikologlarımızla gençlerimize ulaştık. Mesela Mimar Sinan Kongre Merkezimiz vardı. Düğün salonu gibi kullanılıyordu. Çok güzeldi, atıl durumdaydı. Burayı bir akademiye döndürdük. Binlerce çocuğumuz kültür sanatla ilgili burada eğitim alıyor. “ * Erkin ÖZGÜNSÜR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.05.20 16:30:54
Son Düzenlenme Tarihi : 2025.05.20 17:18:35

Yorum Yap






ALKÜ aşçılık öğrencileri Avrupa’da staj görüyor

ALKÜ Aşçılık Programı öğrencileri, Erasmus çerçevesinde yakaladıkları yurt dışı eğitim fırsatıyla kariyerlerini sağlam temeller üzerine kuruyor.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Erasmus bünyesinde yurt dışında eğitim ve kariyer fırsatlarını yakalamaya devam ediyor. ALKÜ yaptığı iki..

ALKÜ Aşçılık Programı öğrencileri, Erasmus çerçevesinde yakaladıkları yurt dışı eğitim fırsatıyla kariyerlerini sağlam temeller üzerine kuruyor.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Erasmus bünyesinde yurt dışında eğitim ve kariyer fırsatlarını yakalamaya devam ediyor. ALKÜ yaptığı ikili anlaşmalar ile Erasmus ve Mevlana programları çerçevesinde her yıl belirli sayıda öğrenciyi yurt dışına eğitim almaları için gönderiyor. Bu çerçevede bu yıl da ALKÜ önemli bir anlaşmaya daha imza attı. ALTSO Turizm Meslek Yüksekokulu Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü Aşçılık Programı’ndan 35 öğrenci, 2023/1 Erasmus Öğrenci Staj Hareketlilikleri ile Bulgaristan’ın önde gelen otel zincirinde 3 ay sürecek staj hareketliliklerine başladı. Bu yıl ilki gerçekleştirilen staj programı bünyesinde 4 farklı otelin mutfağında toplam 35 öğrenci, stajyer olarak yerleştirildi.

Anlaşma her yıl tekrarlanacak
Staj programı, ALKÜ Otel, Lokanta ve İkram Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlisi Nejdet Dokur’un oteller zincirinin yetkilileri ve Koordinatör şefliğini yapan Şef Giray Güngör, pastane şefliğini ve çikolataların sanatsal tasarımlarını yapan Şef Rukiye Güngör ile istişareleri neticesinde her yıl tekrarlanacak şekilde anlaşmaya bağlandı.
Öte yandan, 11-17 Temmuz tarihleri arasında öğrencilerinin durumunu kontrol etmek için ilgili kurumları ziyaret eden Öğr. Gör. Nejdet Dokur, öğrencilerinin gösterdiği üstün performans ve şeflerden aldığı övgü ve teşekkürlerden dolayı mutluluğunu ve gururunu dile getirdi. Hibe desteği aldıklarını da ifade eden Öğr. Gör. Nejdet Dokur, “Öğrencilerinden genel not ortalamaları ve İngilizce yeterlilik puanlarına göre en başarılı 12’si Erasmus Öğrenci Staj Hareketliliği çerçevesinde ALKÜ Erasmus Koordinatörlüğü’nden hibe desteği almaya da hak kazandı. Özellikle Türkiye genelinde meslek yüksekokullarının Erasmus programına katılımlarındaki eksiklik göz önüne alındığında ALKÜ Aşçılık Programı’nın bu başarısı örnek teşkil etmektedir” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.26 15:18:12
Son Düzenlenme Tarihi :





Acılı anne terk etmediği deprem bölgesinde arkadaşlarına destek oluyor

Kahramanmaraş merkezli depremlerden en çok etkilenen Hatay’da, deprem nedeniyle iki çocuğu ve annesini kaybeden depremzede kadın, kendi acısını bir kenara bırakarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut ışığı oluyor. Tedavisi sonrası deprem bölgesine dönen acılı anne Elçin Ezer, hem Hatay’ı hem de depremzede arkadaşlarını terk etmiyor.
Hatay’ın Antakya ilçesinde iki çocuğu Mertcan Ölmez (13) ve Nazlı Ölmez (8) ile annesi ve babasıyla beraber depreme evde yakalanan Elçin Ezer, enkaz altından 96 saat sonra sağ kurtarıldı. Annesi ve iki çocuğunu depremde kaybeden Ezer, yaşadığı tüm acılara rağmen hayattan kopmadı. Tedavisi sonrası hemen deprem bölgesine gelen Ezer, kendi imkanlarıyla edindiği çadırda kalarak depremi yaşayan arkadaşlarına umut olmaya çalışıyor. Arkadaşlarını ve deprem bölgesini terk etmeyen Ezer, zaman zaman evinin bulunduğu bölgeye de giderek annesi ve iki çocuğunun kokularını duyduğunu söyledi.

“Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük”
Depremin olduğu gece hiç uyumadığını ve deprem sırasında çocuklarını uyandırdığını söyleyen acılı anne Elçin Ezer, “Deprem gecesi zaten hiç uyumamıştım. Bir şeyler olacağını zaten hissetmiştim. Cumartesi ve Pazar çocuklar çok mutlu bir şekilde yaşadılar o günlerini. Kendi odamızda yakalandık. Kızım yanımda yatıyordu. Oğlum kendi yatağında. Annem de bizimleydi. 04.05’te telefonu elimden bıraktım. Kızım o gece bana ‘Anne beni sararak uyur musun’ demişti. Kızımı sardım sarsıntıyla kalktım. Annemi uyandırdım. Annem çocukları uyandırmamı söyledi. İkisini de uyandırdım. Oğlum bilinçli bir şekilde ‘Anne telefonları alır mısın’ dedi. Depremin biteceğini ve buradan çıkabileceğimizi düşündük” dedi.

“Kızım bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi”
Yaklaşık 50 saniye sonra binanın yıkıldığını söyleyen Ezer, “50. saniyede tavanın üzerine çöktüğünü hissettim. Kızımın elini tutuyordum. Oğlum ve annem koridorda yakalandı. Kızımla irtibat kuruyordum. ‘Anne iyi misin’ diyordu. ‘Kızım nefesini yorma’ diyordum. Sadece parmak temasıyla iletişim kuruyorduk. Yağmuru üzerimizde hissettik. Kızım ilk önce bana ‘Anne ölmek istemiyorum’ dedi. Ben onu sakinleştirmeye çalışıyordum. ’Bizi buradan çıkaracaklar’ diye teselli ediyordum. ‘Anne seni çok seviyorum’ dedi. ‘Ben de seni çok seviyorum ama nefesini tüketme’ dedim. Üçüncüsünde ‘Anne ben ölürsem sakın ağlama, üzülme’ dedi. Birinci günün akşamına kadar da kızım yaşadı” diye konuştu.
Antalya’dan gelen eski eşinin sayesinde enkazdan çıkarıldığını ifade eden Ezer, “Maalesef oğlum ve annem ilk düştüklerinde can vermişlerdi. Ben onları hiç görmedim. Çıkarıldıklarında da yoktum. Çok zor bir geceydi. Enkaz altında geçen günlerin nasıl geçtiğini sabah ve akşam ezanıyla anlıyordum. Dördüncü gün çıkabildim enkazdan. Sabah ezan okundu. Biri bana adımla hitap ediyordu. Ben elime taş alarak ses yaptım. Bana seslenen Antalya’dan gelen eski eşimdi. Kızımı sordu. ’Kızım yanımda öldü’ dedim. Oğlumu sordu. ‘Hiç duymadım sesini’ dedim. Ekipleri getireceğini beni çıkaracağını söyledi. Sabah ezanından sonra çalışmaya başladılar. 13.15’te beni çıkarabildiler” dedi.

“Ben enkaza gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum”
Çocukları ve annesinin cenazesine katılamadığını belirten Ezer, “Ben kızımın, oğlum ve annemin mezarını Antakya’ya gelene kadar görmedim. Cenazelerine katılamadım. Ben 40. günde geldim Antakya’ya. 31 Mart’ta babamı Adana’da hastanede bırakıp buraya geldim. Enkaz yığını da olsa insan memleketinde huzur buluyor. Çünkü çocuklarımın, annemin burada olduğunu biliyorum. Evet zor, acı. Ben yürümeye çıktığımda ayaklarım beni istemsiz bir şekilde enkaza götürüyor. Hiçbir şeyim yok. Evim yok. Ama ben enkaza bile gittiğimde sanki çocuklarımın kokusu varmış gibi hissediyorum” dedi.

“Babam yanımda olursa acım hafifler”
Babasının enkazdan 16 saat sonra çıkarıldığını ancak şu an Adana’da tedavi gördüğünü söyleyen Ezer, babasını da yanına alarak konteynerde kalmak istediğini söyledi. Şu an çadırda kalan Ezer, “Çok zor bir dönemden geçiyoruz. Biz burada felaketi, kıyameti yaşadık. Dilerim bir daha olmaz insanlarımız da ders alsın. Kimse kimseyi üzmesin. İki dakikaya sığdı bütün hayatımız. Şimdi çadırda kalıyorum. 28 Şubat’ta yaptığım konteyner başvurusunun sonuçlanmasını bekliyorum. Dilerim sonuçlanır. Hayatta kalan tek varlığım babam. Babam da enkazda kaldı 16 saat sonra çıkarıldığını söylediler bana. Bütün aileyle beraber yaşıyorduk. Zaten ayağından engeli vardı. Hastanede şu an bakım altında ama yanımda olursa acım hafifler. Şu an konteyner başvurumun sonuçlanmasını bekliyorum” diye konuştu.

“Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor”
Arkadaşı Rahşan Atahan ise, acılı anne Elçin Ezer’e destek olmaya çalıştığını ancak gözyaşlarını tutamazken, Ezer’in kendisinden daha güçlü olduğunu söyledi. Rahşan Atahan, “Bana teyze diyen iki çocuğu kaybettim ben. Elçin’in çocuklarını. Enkazda kalmadık ama sarsıntı nedeniyle çocuklarım da yaralandı. Kayıplarımız çok. Dostlarımız, anılarımız gitti. Hayatımız 1,5 dakikada alt üst oldu. Ben onu asla anlayabileceğimi düşünmüyorum. Çok inanılmaz feci bir kayıp. Elimden gelen her şekilde destek olmaya çalışıyorum ama bakıyorum kimi zaman o benden daha güçlü duruyor. Ben gözyaşlarımı tutamıyorum ama o benden daha metin duruyor. Çok daha dayanıklı. Umut oluyor” dedi.

“Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok”
Elçin Ezer ile çadır kentte tanıştığını söyleyen Mehtap Yılmaz da, “Yüreği çok geniş ama acısının tarifi yok. Ben onu yakın bir zamanda tanıdım çadırda. Kaybettiklerimiz kadar çok güzel dostluklarımız oldu. Kader arkadaşıyız. Hayatta kalmaya çalışıyoruz. Ben burada hayvanlar için kalıyorum. Hayvanlarla ilgili gönüllülerden destek istiyorum” ifadelerini kullandı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.04.15 12:08:20
Son Düzenlenme Tarihi :