SON DAKİKA

logo

Kazada yaralanan kız çocuğu acısını unutup polise "Ceza yazmayın lütfen" dedi

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde 2 motosikletin çarpıştığı kazada 3 kişi yaralandı. Kazada yaralanan ve motosiklet sürücüsü olan 13 yaşındaki kız çocuğu, sedye üzerinde polis kendisinden kaza hakkında bilgi almaya çalışırken, "Ceza yazmayın lütfen" deyince polis, "Merak etme yazmayacağım" cevabını ..

Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde 2 motosikletin çarpıştığı kazada 3 kişi yaralandı. Kazada yaralanan ve motosiklet sürücüsü olan 13 yaşındaki kız çocuğu, sedye üzerinde polis kendisinden kaza hakkında bilgi almaya çalışırken, "Ceza yazmayın lütfen" deyince polis, "Merak etme yazmayacağım" cevabını verdi.
Kaza, Gazi Mahallesi Fahri Leylek Caddesi 1. Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Aşık Veysel Caddesi’nden Fahri Leylek Caddesi 1. Sokağa seyir halinde olan Nuri K. idaresindeki 07 BAP 606 plakalı motosiklet ile Emine N.Ü. (13) idaresindeki 07 BGU 301 plakalı motosiklet çarpıştı. Olayı gören çevredeki vatandaşlar durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Kazada çarpışan motosikletlerin sürücüleri ile 07 BGU 301 plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan Necmiye Y.Ü. (13) yaralandı. İlk müdahaleleri olay yerinde yapılan yaralılar, ambulansla Gazipaşa Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı.

"Ceza yazmayın lütfen"
Kaza sonrası olay yerinde ilk müdahalesi yapılan motosiklet sürücüsü 13 yaşındaki Emine ile kaza hakkında bilgi almak isteyen trafik polisi arasındaki diyalog dikkat çekti. Polisin kazanın nasıl olduğunu sorduğu Emine, polisin kendine ceza yazacağını düşününce ağlamaklı bir sesle "Ceza yazmayın lütfen" dedi. Emine’nin bu sözüne karşılık görevli trafik polisi "Merak etme yazmayacağım" cevabını verdi.

Toplamda 17 bin TL cezai işlem uygulandı
Öte yandan, 07 BGU 301 plakalı motosikletin 13 yaşındaki sürücüsü Emine N.Ü.’nün yaşının küçük olmasından dolayı motosikletin ruhsat sahibine 8 bin 500 TL ve 07 BAP 606 plakalı motosikletin ehliyetsiz sürücüsü Nuri K.’ye de 8 bin 500 TL olmak üzere iki sürücüye toplam 17 bin lira ceza uygulandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.16 17:38:48
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






VALİ YAZICI, İFTARDA ŞEHİT AİLESİNE MİSAFİR OLDU

Her fırsatta şehit aileleriyle bir araya gelmeye çalışan Vali Ersin Yazıcı, 1994 yılında Kars’ta şehit olan Polis Memuru Nuri Yıldız’ın ailesine iftarda misafir oldu. Şehit ailelerinin her şartta ve daima yanlarında olduklarını ifade eden Vali Yazıcı; “Vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali için toprağa düşen şehitlerimizin aileleri başımızın tacıdır.” dedi.
Ramazan ayında da şehit aileleriyle buluşmalarına ara vermeden devam eden Vali Ersin Yazıcı ve eşi Hanife Yazıcı, 1994 yılında Kars’ta şehit olan Polis Memuru Nuri Yıldız’ın ailesini ziyaret ederek birlikte iftar yaptı. İftar programına Vali Yazıcı ve eşi Hanife Yazıcı’nın yanı sıra İl Emniyet Müdürü Orhan Çevik ve eşi Sevilay Çevik katıldı.
Şehidimizin Ruhu Şad, Mekânı Cennet Olsun
Ziyarette konuşan Vali Yazıcı; “Bugünkü iftarımızı şehidimizin kıymetli ailesiyle birlikte yapıyoruz. Şehidimizin anılarını yâd edip şehidimiz için dualar ettik. Şehidimizin ruhu şad, mekânı cennet olsun.” dedi.
Şehitlerimizin Bizlere En Kıymetli Emanetlerisiniz
Şehidin eşi Sakine Yıldız ile sohbet ederek hatırını soran Vali Yazıcı şunları kaydetti: “Sizler bizim başımızın tacı, şehitlerimizin bizlere en kıymetli emanetlerisiniz. Bizler devlet olarak her zaman sizlerin yanındayız ve sizin hizmetinizdeyiz. Bizler de dün olduğu gibi bugün de şehitlerimizin kutsal emanetlerinin yanında olmaya devam edeceğiz.” 
Devletimiz Tüm İmkânlarıyla Hizmetinizdedir
Şehit ailelerinin her şartta yanlarında olduklarını dile getiren Vali Yazıcı; “Şunu hiçbir zaman unutmayın ki, bu kadim devlet, bu kadim millet her şartta ve daima yanınızda. Vatanımızın bekası, milletimizin istiklal ve istikbali için toprağa düşen şehitlerimizin aileleri başımızın tacıdır. Bizler, sizin için varız. Lütfen en küçük bir sorunda bile bizim kapımızı çalın. Sizler bize kıymetli şehitlerimizin emanetisiniz. Başımızın üstünde yeriniz var, ne yapsak hakkınızı ödeyemeyiz. Devletimiz tüm imkânlarıyla hizmetinizdedir.” ifadelerini kullandı.
Samimi bir ortamda gerçekleştirilen iftar ziyareti sırasında Vali Yazıcı ve eşi Hanife Yazıcı, şehit ailesine Türk Bayrağı hediye ederek hatıra fotoğrafı çektirdi.

-HABER MERKEZİ

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.04.13 11:00:56
Son Düzenlenme Tarihi :





Antalya İl Başkanı Düzen’den “Emekli maaşı ve uyuşturucu” eleştirisi

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, gündeme dair açıklamalarda bulundu. Düzen, “Ülkemizde ve Antalya’da değişmeyen bir gündem var. 7’den 77’ye herkes için öncelikli ve önemli, sosyal hayattan kültürel hayata, iç siyasetten uluslararası ilişkilere kadar hayatın her alanını etkileyen bir gündemi ekonomidir” dedi
Gündemdeki son gelişmeleri değerlendiren Düzen, Ülkemizde ve Antalya’mızda değişmeyen bir gündem var. 7’den 77’ye herkes için öncelikli ve önemli, sosyal hayattan kültürel hayata, iç siyasetten uluslararası ilişkilere kadar hayatın her alanını etkileyen bir gündemi ekonomi olduğunu açıklayarak; “Her nedense dizginlenemeyen veya dizginlenmesi istenmeyen enflasyon; sürekli artan hayat pahalılığı; sonuç, birbiri ardına gelen zamlar…
Durum böyle olunca; çarşıda-pazarda, evlerde, iş yerlerinde insanımızın sürekli olarak konuştuğu konular işte bu hayat pahalılığının ötesine bir türlü geçemiyor. Geçim derdine düşen vatandaş, başka hangi konuları konuşsun ki…  
İktidar da, muhtemelen ülkenin karşı karşıya bulunduğu halkımızın diğer hayati problemlerinin tartışılmasını engellemek için, insanımızı böyle bir geçim badiresinin içerisine bilinçli şekilde sürüklemiş gibi görünmektedir.
Peki, iktidar ve yönetim omuzlarına aldıkları bu ağır sorumluluğun farkında mıdır? Buna olumlu  cevap vermeyi herkes arzu ederdi, ancak maalesef bu mümkün değil.
Böyle bir sorumluluğun farkında olsalardı, milyonlarca emekli “7 bin 500 lira maaşla geçinebilir” diye akıl almaz bir anlayışa sahip olmazlardı!
Yine böyle bir sorumluluğun farkında olsalardı, 2-3 ay emeklilerimizi oyalayıp, sonra da şimdi “işin farkındayız”,  “bunu düzelteceğiz”, “bu hoş olmamış” söylemleriyle 2024 yılını işaret edip yaşlı, güçsüz, çalışma gücünü yitirmiş geniş bir emekli kesimin sefaletinden “mahalli seçimlerde oy devşirme” gayreti içinde olmazlardı!” dedi.
Düzen, Emeklilerini 7 bin 500 liraya mahkum etmek devletimize, ülkemize yakışıyor mu? diye İktidarı eleştirdi. 
Düzen, açıklamasını  şu ifadelerle noktaladı: “İktidarın bu tavrı ciddiyetten, samimiyetten, insaftan oldukça uzak bir tavırdır. İktidar bu durumu düzeltene kadar, yüzbinlerce insan ne acılar çekecek; ailesine, evladına, torununa küçük bir hediye bile alamamanın ne hazin duygularını yaşayacaktır, bunlar biliniyor mu? 
Temmuz ayında iktidarın, ekonomi yönetiminin aklı neredeydi? Sonra, neden hala beklenmektedir? En önemlisi, hatayı, haksızlığı, zulmü en kısa zamanda düzeltmek varken, beklenen şey nedir?    Tüm ısrarlara rağmen TBMM’nin devreye girmesi için neden 1 Ekim beklenmektedir?
1 Ekim’de devlet bütçesine sürpriz bir para gelecek de o mu beklenmektedir?
Hani “Alın teri kurumadan emeğin hakkını verin.” ilkesi? Sevgili Peygamberimiz (sav) böyle buyurmuyor mu? İktidara destek veren muhafazakar ve dindar kesim bu konularda neden sessiz kalmayı tercih ediyor?
Bu bir hak değil midir? Yüz binlerce emeklimizin yıllarca döktüğü alın terinin karşılığını vermek için hem de oy amacıyla aylarca bekletmek de neyin nesidir?
Cumhuriyetimizin 100. yılında, iktidarın o çok sevdiği sloganla, “Türkiye Yüzyılı”nda; emeklilerini 7 bin 500 lirayla yaşamaya mahkum eden bu politika, bu sessizlik, duymazlıktan gelmek  devletimize, ülkemize yakışıyor mu Allah aşkına?
Yine soruyorum, vatandaşlarımızın %90’ından fazlasını yoksulluk sınırının altında bir gelirle yaşamaya mahkum etmek gerçekten yakışıyor mu?
Gençlerini işsizliğe, emeklilerini ve çalışanlarını yoksulluğa, esnafını, çiftçisini borca mahkum etmek doğru bir şey mi?
Tarımda her geçen gün daha çok dışa bağımlı hale gelmek, binlerce yıllık devlet tecrübesine sahip ülkemize yakışıyor mu?
Eğitimde ve sağlıkta gün be gün kalite kaybı yaşamak, umutsuzluk içine sürüklenmek  “Türkiye Yüzyılı” söylemleriyle çelişmiyor mu, Allah aşkına?
“İtibardan tasarruf olmaz.” anlayışını benimseyen bir iktidarın, vatandaşlarının “İnsanca Yaşam” standartlarından tasarruf etmeye çalışması, böylece vatandaşının itibarını düşünmemesi, hatta düşürmesi büyük bir çelişki değil midir? Bütün bu belirttiğimiz hususlar “Hikmet-i Hükümet” ile bağdaşır mı? 
Hayat pahalılığına, fahiş fiyat uygulayanların sebep olduğunu iddia eden bir iktidar, yine kendisinin vergi ve harçlarda fahiş artışlara gitmesi hangi mantıkla nasıl açıklanabilir ki?
İktidar, bir yandan millete kemer sıktırırken; diğer yandan kendisi kemer gevşetmeye devam ediyor. Çünkü, obez hale gelmiş bir insan gibi, iktidar da obezleşince başka türlü olmayacağını  herkes bilir.
İktidarın ahlak anlayışı, bilgisi ve söylemleri ile tutum ve davranışları arasında bir uyumsuzluk vardır. Sanki farklı merkezlerden komut alan iki organ arasındaki uyuşmazlık gibi. 
GENÇLERİMİZ BATAKLIĞA ÇEKİLİYOR
Sözün burasında akıllara ilk gelen konu nedir? Gençlerimizi bataklığa çeken, anne-babaları da perişan eden uyuşturucu illeti!
Maalesef son yıllarda bu konu, gençliğimizi tehdit eden en önemli konu haline gelmiştir.
Uyuşturucu madde kullanım yaşı lise, hatta ortaokul seviyelerine kadar inmiştir. Artık sadece birkaç muhitte değil, ülkemizin 81 ilinde, her mahalle ve sokakta yaygın hale gelmiş bulunmaktadır.
Bu işin şakası yok, ihmale gelecek tarafı da yok!
Terörle mücadele hangi ciddiyette ele alınıyorsa; uyuşturucu ile mücadele de bir o kadar ciddi olarak ele alınmalıdır.
Öyle 3-5 sokak satıcısını yakalayıp, birkaç ay içerisinde serbest bırakmakla bu iş çözüme kavuşmaz, kavuşturulamaz!
Limanlarımıza gelen gemilerde, emniyet güçlerimizce kaç ton uyuşturucu yakalandığına ilişkin henüz kamuoyuna bir bilgi verilmiş değildir. 
Bu gemilerin sahipleri kimlerdir? Nereden gelmişlerdir? Kimlerle, hangi kesimlerle  irtibatları vardır? Yakalanan bu adamların bırakılması için kimler ricacı olmuştur ve halen olmaktadır?
Bankaya para yatırdığı için, çocuğunu bir dershaneye gönderdiği için yüzlerce insanı 6-7 yıldır cezaevinde tutanlar, işinden edenler, irtibat ve iltisak gibi kavramlarla binlerce insana terörist damgası vuranlar, uyuşturucu tacirleri ile irtibat ve iltisakları olanlara hangi yaptırımları uyguladılar?
Gençlerimiz göz göre göre elimizden kayıp giderken, bugüne kadar hangi ciddi tedbirler alınmıştır? Gençlerimiz nasıl oldu da bu kadar kolay bir şekilde bu illete ulaşır hale getirildi, ya da getirilmesine müsaade edildi?
İşte her kademedeki okullar açılacak; okul önlerinde evlatlarımıza bu zehirleri satanlara karşı, aslında bu zehirleri binlerce kilometre öteden ülkemize getirenlere karşı, hangi somut adımlar atılacak, ne tür tedbirler alınacak, hep birlikte bakacak  ve göreceğiz.
Saadet Partisi olarak bu problemlerin ve tüm bu sorunların her zaman olduğu gibi ciddi takipçisi olacağız.” dedi.
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.24 12:42:10
Son Düzenlenme Tarihi :