SON DAKİKA

logo

Başkan Ali Çandır’dan önemli açıklamalar

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ağustos Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında toplandı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği Meclis’te ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve ülke gündemiyle ilgili konuları değerlendirdi. * “Girdi maliyetlerindeki artış, istihdamdaki güçlükler, yüksek faiz oranları ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar üretimimizi ve ihracatımızı doğrudan etkilemektedir. Buna bir de düşük kur eklenince, dış pazarlardaki rekabet gücümüz zayıflamaktadır” * Toplumumuzun ve sektörlerimizin ağır bedeller ödediği bu politikalarla enflasyon belirli ölçüde düşse de, halen yüzde 33 seviyesindeki oran, hem dünya hem de gelişmekte olan ülkeler ortalamasının çok üzerindedir” * Temmuz ayında kurulan şirket sayısı ülke genelinde yüzde 0,6 azalırken, Antalya’da yüzde 4,8 düşmüştür. Kapanan şirket sayısı ise Türkiye’de yüzde 11,8, kentimizde yüzde 14,5 artmıştır. * Antalya, İstanbul ve Ankara’nın ardından kadın istihdamında en fazla artış gösteren 3. ildir. Ayrıca Türkiye’de tarım sektöründe kayıtlı istihdamın yüzde 5’inden fazlasını tek başına karşılamaktadır. Yani tarımda çalışan her 20 sigortalıdan 1’i Antalya’dadır. * Ukrayna domates ve salatalık için vergiyi yüzde 100 artırarak Türkiye’ye anti-damping uyguluyor. Benzer bir uygulamayı Suriye de başlatmış, kanatlı ürünler başta olmak üzere 20 üründe Türkiye’den alımı durdurmuştur. Bu ek vergi ve yasakların kaldırılması için diplomatik girişimlerin yapılması şarttır”

Antalya Ticaret Borsası (ATB) Ağustos Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Erdoğan Ekinci başkanlığında toplandı. Yönetimin bir aylık çalışmasıyla ilgili üyelerin bilgilendirildiği Meclis’te ATB Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, tarım, ekonomi ve ülke gündemiyle ilgili konuları değerlendirdi.

 YÜKSEK FAİZ, DÜŞÜK KUR ELEŞTİRİSİ

Başkan Çandır, üreten, istihdam sağlayan ve ihracat yapan iş dünyası ve ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunan sektörlerin son yıllarda ciddi zorluklarla karşı karşıya kaldığını söylerken, “Girdi maliyetlerindeki artış, istihdamdaki güçlükler, yüksek faiz oranları ve finansmana erişimde yaşanan sıkıntılar üretimimizi ve ihracatımızı doğrudan etkilemektedir. Buna bir de düşük kur eklenince, dış pazarlardaki rekabet gücümüz zayıflamaktadır” dedi.

 İhracat yapan üyelerinin artık yurt dışına fiyat veremez noktaya geldiğini, sanayi kuruluşlarının ise azalan satışlar ve artan maliyetler nedeniyle zarar açıklamaya başladığına işaret eden Çandır, “Son aylarda iflas ve konkordato haberleri sıkça gündeme gelirken, ilk 1000 sanayi kuruluşunun önemli bir kısmı da zarar beyan etmiştir. Bu tablo, şirket bilançolarıyla öz sermayeler arasındaki dengesizlikten ve enflasyon muhasebesinden kaynaklanmaktadır. Finansmana erişemeyen işletmeler borçlarını çeviremez hale gelmiştir. Bu nedenle karar vericilerimizden uygun faizli kredi ve kur desteğini kapsayan mekanizmaların ivedilikle devreye alınmasını bekliyoruz. Ancak bu şekilde üretimimizi ve ihracatımızı koruyabilir, istihdamı sürdürebilir ve ülkemizin büyümesine katkı sunmaya devam edebiliriz” diye konuştu.

 NEFES GERİ GELECEK

Geçen ay Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Merkez Bankası ile Hazine ve Maliye Bakanlığı izniyle başlattığı yaklaşık 30 milyar TL’lik Nefes Kredisinin kısa sürede tükendiğini anımsatan Çandır, “Bu durum piyasada nakde erişimin ne kadar hayati olduğunu göstermektedir. Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu öncülüğünde, TOBB olarak yeni bir nefes kredisi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

 REKABET EDEMİYORUZ

Uygulanan politikalara karşın enflasyonun yüksek olduğuna işaret eden Çandır, şunları kaydetti:

 “İki yılı aşkın süredir uygulanan dezenflasyon politikaları, talebi daraltmaya yönelik para politikalarına odaklanmıştır. Toplumumuzun ve sektörlerimizin ağır bedeller ödediği bu politikalarla enflasyon belirli ölçüde düşse de, halen yüzde 33 seviyesindeki oran, hem dünya hem de gelişmekte olan ülkeler ortalamasının çok üzerindedir” dedi.

 Yüksek maliyetler, düşük kur politikasının en çok Enflasyonun Tarım sektörünün tüm değer zinciriyle bu politikaların en çok tahribat yarattığı alan olmuştur. Bir yandan hızla artan maliyetleri fiyatlara yansıtamıyor, diğer yandan düşen alım gücü ve düşük kur nedeniyle hem içeride hem dışarıda sıkışıyoruz. Tarım ürünleri ihracatında kalite ve standartların yanında belirleyici unsur fiyattır. Ancak bugün biz, rakiplerimize kıyasla en az yüzde 30 daha pahalı durumdayız ve rekabette zorlanıyoruz.”

 TARIMIN VERİMLİLİĞİ ARTTI

Tarım sektörünün üretim verimliliği son 10 yılda dikkate değer biçimde arttığına dikkat çeken Ali Çandır, “Tarım alanlarının yüzde 20 daralmasına rağmen üretim artışı sağlanabilmişse, bu tamamen verimlilik artışının sonucudur. ILO, OECD ve Eurostat verilerine göre son 10 yılda ülkemizde emek verimliliği yüzde 26 artarken, orta-üst gelirli ülkelerde bu artış yüzde 19’da kalmıştır. Sermaye verimliliğinde de benzer bir üstünlük vardır. Ancak toplam faktör verimliliğinde gerideyiz; bu da firma düzeyindeki verimlilikten çok makro politikaların yansımasıdır. Dolayısıyla sektörlerimizin ve firmalarımızın içinde bulunduğu zorlukları verimsizlikle açıklamak doğru değildir. Firmalar elbette maliyet odaklı verimlilik artırma çabalarını sürdürmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki sadece bu yöntemle sonuç almak mümkün değildir. Yapısal dönüşüm politikalarına ihtiyaç vardır. Uzun süredir bu konudaki önerilerimizi dile getiriyoruz, getirmeye de devam edeceğiz. Çünkü bu politikalar hepimizi doğrudan etkilemektedir.”

 ANTALYA EKONOMİSİ BEKLENTİNİN ALTINDA

Yılın ilk çeyreğinde oldukça iyimser bir hava hâkimken, Temmuz ayından itibaren özellikle turizm, hizmet ve tarım sektörlerinde iyimser beklentinin gerilediğini söyleyen Çandır, “Sezon ortasında olmamıza rağmen kent ekonomimiz beklentilerimizin altında bir seyir izlemektedir. Eylül itibarıyla yeniden ivme kazanmayı diliyoruz” dedi.

Çandır, Antalya’nın ekonomide ülke ekonomisinin gerisinde seyir izlediğini kaydederken, şun bilgileri paylaştı:

 “Şirket kuruluş ve kapanış rakamları da bu tabloyu desteklemektedir. Temmuz ayında kurulan şirket sayısı ülke genelinde yüzde 0,6 azalırken, Antalya’da yüzde 4,8 düşmüştür. Kapanan şirket sayısı ise Türkiye’de yüzde 11,8, kentimizde yüzde 14,5 artmıştır. Çekle işlem hacmi yıllık yüzde 34 artmasına rağmen, bu artış enflasyona denk geldiğinden reel bir büyüme sağlamamıştır. Buna karşın, karşılıksız çek tutarı ülke genelinde yüzde 47 artarken Antalya’da yüzde 11 azalma ile ülke ortalamasından ayrışmıştır. Borcuna sadakatteki yüksek seyrimiz, bu zorlu koşullara rağmen devam etmiştir. Kredi kullanımında ise kentimiz ülke ortalamasının üzerinde bir büyüme göstermektedir. Türkiye genelinde yıllık yüzde 42 artış yaşanırken, Antalya’da bu oran yüzde 53’e çıkmıştır. Ticari kredilerde fark daha da belirgin olup, ülke genelindeki yüzde 35’lik artışa karşılık kentimizde yüzde 61 artış gerçekleşmiştir. Tarımsal kredilerde hem ülke hem de Antalya yüzde 51 artışla benzer bir seyir izlemiştir. Kredi kartı kullanımında da benzer şekilde yüksek artış gözlenmiştir.”

 İhracat verilerinin de dikkat çekici olduğunu ifade eden Ali Çandır, “Ocak-Temmuz döneminde Türkiye genelinde ihracat geçen yıla göre yüzde 5,9 artarken, Antalya’da yüzde 2,7 gerilemiştir. Buna karşın, yaş meyve sebze ihracatı ülkemizde yüzde 5,7 düşerken kentimizde yüzde 0,9 oranında küçük de olsa artış göstermiştir. Ancak maden ürünleri ihracatındaki uzun süredir devam eden gerileme ile tarım ve sanayi ürünlerindeki ivme kaybı sürmektedir. Nitekim Antalya olarak, mart ayı dışında geçen yılın aynı ayına göre artış sağlayabildiğimiz başka bir ay olmamıştır” dedi.

 ANTALYA İSTİHDAMDA 4. SIRADA

Antalya’nın Türkiye istihdamında yüzde 4,8 paya sahip olduğunu ve istihdamda 4. sıra olduğuna dikkat çeken Ali Çandır, “Kadınların istihdam oranı yüzde 38 ile Türkiye ortalamasının üzerindedir. TEPAV istihdam izleme bültenine göre Antalya, İstanbul ve Ankara’nın ardından kadın istihdamında en fazla artış gösteren 3. ildir. Ayrıca Türkiye’de tarım sektöründe kayıtlı istihdamın yüzde 5’inden fazlasını tek başına karşılamaktadır. Yani tarımda çalışan her 20 sigortalıdan 1’i Antalya’dadır. Buna rağmen üyelerimiz, nitelikli işgücüne erişimde ciddi zorluklar yaşadıklarını belirtmektedir. Bu nedenle tarıma özel sosyal güvenlik modeli geliştirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Önümüzdeki aylarda düzenleyeceğimiz zirvede sorunlarımızı ve çözüm önerilerimizi rapor haline getirerek doğrudan karar vericilere sunacağız” diye konuştu.

Antalya ekonomisinin tarım ve turizm ekseninde şekillendiğini belirten Ali Çandır, “Turizm sezonunun uzaması Nisan-Kasım döneminde kentimize canlılık kazandırırken, tarım ve gıda sanayi sektörleri de yılın geri kalanında ekonomimizin taşıyıcı kolonu olmaktadır. Ancak dünya hızla dijitalleşmektedir. Yapay zekâ, otonom sistemler ve akıllı teknolojiler her sektörü dönüştürmektedir. Antalya olarak bu dönüşüme ayak uydurmalı, hatta öncü olmalıyız. Bu amaçla, Antalya’da uluslararası katılıma açık bir Dijital Tarım Zirvesi düzenlemek üzere çalışmalarımızı başlattık” dedi.

 UKRAYNA’NIN KARARINDAN EN ÇOK ANTALYA ETKİLENDİ

Ukrayna’nın domates ve salatalık için vergiyi yüzde 100 artırarak Türkiye’ye anti-damping uyguladığını belirten Ali Çandır, ticareti engelleyici kararların kaldırılmasını istedi Çandır, “Bu karardan en fazla Antalya etkilenmektedir. 2024 yılında Ukrayna’ya ihraç edilen domatesin yüzde 68’i, salatalığın yüzde 84’ü Antalya’dan gönderilmiştir. Ayrıca, domates ihracatımızın dörtte biri Ukrayna’ya yapılmaktadır. Benzer bir uygulamayı Suriye de başlatmış, kanatlı ürünler başta olmak üzere 20 üründe Türkiye’den alımı durdurmuştur. Bu ek vergi ve yasakların kaldırılması için diplomatik girişimlerin yapılması şarttır” diye konuştu.

 -E REÇETE UYARISI

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bitki koruma ürünlerinde e-reçete sistemine geçtiğini belirten Çandır, kalıntı sorunlarını önleme bakımından olumlu bir adım olan bu kararın sakıncılarına dikkat çekti. Çandır, “E reçete, parsel ve veraset sorunu yaşayan üreticilerimiz için riskler taşımaktadır. Ayrıca ruhsat dozlarının zorunlu hale getirilmesi, üretimde verim kaybına yol açabilir. Uygulamanın hayata geçirilmeden önce bürokratların sektör paydaşlarının görüşlerini almasının faydalı olacağını paylaşmak isterim” dedi.

 ARNAVUTLUK TEMASLARI

Antalya Ticaret Borsası olarak Arnavutluk’un Başkenti Tiran’da ticari temaslarda bulunduklarını anımsatan Başkan Ali Çandır, “Tarım ve ticaret alanlarında fırsatları değerlendirdik, B2B görüşmeler gerçekleştirdik ve Tiran Ticaret ve Sanayi Odası ile iş birliği protokolü imzaladık. Büyükelçiliğimiz ve Ticaret Müşavirliğimizin desteğiyle Antalya’nın üretim potansiyelini tanıttık. Bu temaslar, kentimizin uluslararası pazarlardaki tanıtımı ve temsili bakımından son derece değerlidir” dedi.

 KEÇİ ÇALIŞTAYI EYLÜL’DE

Antalya’nın Türkiye’de en fazla keçi yetiştirilen ikinci şehir olduğunu belirten Çandır, son 30 yılda keçi varlığının yarı yarıya azaldığına dikkat çekti. Keçi etinin, kırmızı et açığının kapatılmasında önemli bir alternatif olduğunu vurgulayan Çandır, “Bu kapsamda keçi üreticileri ve ürünleri açısından sorunlara dikkat çekmek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla 19 Eylül’de Borsamız, İl Tarım Müdürlüğü ve Tarım Konseyi işbirliğiyle Uluslararası Keçi Çalıştayı düzenleyeceğiz. Türkiye ve ilgili ülkelerden sektör paydaşlarının katılımıyla gerçekleşecek çalıştayımıza hepinizi davet ediyorum” dedi.

 Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, TOBB, Borsamız ve bölge odalarının iş birliğiyle Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ev sahipliğinde “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik Bilgilendirme Toplantısı” düzenleneceğini belirten Ali Çandır, yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce yapılacak bu toplantının yalnızca turizm tesislerini değil, sanayi tesisleri ve tüm işletmeleri yakından ilgilendirdiğini, tüm iş insanları, Borsa üyelerini toplantıya davet etti.

YÖREX ALMANYA YOLCUSU

Antalya Ticaret Borsası olarak TOBB’un desteği ile Yöresel Ürünler Projesi ve Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’i düzenlediklerini belirten Çandır, “Proje ile kırsal kalkınmayı destekliyor, yöresel ve coğrafi işaretli ürünlerimizi tanıtıyoruz. Bu yıl 19-21 Aralık tarihlerinde Almanya’nın Düsseldorf kentinde YÖREX’i düzenleyeceğiz. Ürünlerimizi Avrupa’daki zincir marketler, restoranlar ve ithalatçılarla buluşturacağız. Binlerce yıllık Anadolu’nun el emeği ve göz nuru ürünlerini tanıtmak ve ticari değerini artırmak için tüm üreticilerimizi ve ticaret erbaplarımızı YÖREX’te yer alamaya davet ediyoruz” dedi.

 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. yılını kutlayan Çandır, “Başta Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere vatanımız uğruna can veren tüm şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum” dedi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2025.08.28 15:19:51
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






400 yataklı devlet hastanesinde diyaliz hastalarına VİP hizmet

Antalya’da Kepez Devlet Hastanesi içerisinde oluşturulan 10 yataklı Hemodiyaliz ünitesinde tedavi gören hastalar, sabah saatlerinde özel servisle evlerinden alınıyor. Yapılan kahvaltının ardından kendilerine özel son teknolojik ürünlerle donatılmış odalara geçen hastalar 4 saat boyunca adeta kendi..

Antalya’da Kepez Devlet Hastanesi içerisinde oluşturulan 10 yataklı Hemodiyaliz ünitesinde tedavi gören hastalar, sabah saatlerinde özel servisle evlerinden alınıyor. Yapılan kahvaltının ardından kendilerine özel son teknolojik ürünlerle donatılmış odalara geçen hastalar 4 saat boyunca adeta kendilerini evinde hissediyor.
Kepez Devlet Hastanesi içerisinde oluşturulan 10 yataklı Hemodiyaliz ünitesi hastalara adeta ev ortamında hizmet sunuyor. Serviste tedavi gören 25 hasta sabah erken saatlerinde servisle evlerinden alıp, hastaneye getiriliyor. Ardından ise hastalara personel tarafından ayrı bir odada kahvaltıları yaptırılıyor. Kahvaltılarının ardından hastalar kendileri için özel oluşturulan odalarda üzerlerini değiştirerek tedaviye hazır hale geliyorlar. Hastaların önce kiloları ölçülüyor, sonra ise diyaliz makinesine bağlanıyor. Ortalama 4 saat makineye bağlı yaşayan hastalara sağlanan hizmet evlerini aratmıyor. Ayrıca hastalara bir de tedavinin ortasında yiyecek servisi yapılıyor. Hastalar son teknolojik ürünler ile donatılan odalarda kendilerine ait televizyonda istedikleri kanalları izleyerek, gürültüden uzak kalıyorlar. Bütün işlemlerin ardından ise yeniden özel servisle evlerine bırakılıyor.

“Adeta ev konforunda hizmet alıyorlar”
Servisin 10 ünite ile açıldığını belirten Kepez Devlet Hastanesi Başhekimi Uzm. Dr. Ramazan Gürkan, “Şuanda yaklaşık 25 hastamız hizmet görüyor. İlerleyen zamanlarda talep olursa 30 yatağa çıkabilir. Hastalarımızı sabah evlerinden özel servisle alıyoruz, burada kahvaltılarını yapıyorlar. Diyaliz ünitemiz Türkiye’de örnek olabilecek. Her hastamız için ayrı bir oda var. Çok konforlu, her hastamıza özel televizyon var. Her hasta için ayrı bir yaşam alanı oluşturuldu, camlı odaları var. Bir hastaya 13 metrekare alan düşüyor. İstedikleri kanalı istedikleri zaman izliyorlar, istedikleri kitabı da okuyorlar. Adeta ev konforunda bulunuyor. Bu konfor için gelen hastalarımız da var. Son teknolojik ürünlere sahibiz” açıklamasına yer verdi.

“Hastalarımız bir nevi kendi odalarında diyalize giriyorlar”
Servis hakkında bilgi veren İç Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Hakan Ulu, “Hemodiyaliz ünitemiz 18 Nisan’da açmıştık. Yatak kapasitemiz 30 şu anda 25 hastamız tedavi görüyor. Tedavi olmak isteyen 10 hastamız daha gelebilir. Hastalarımız bir nevi kendi odalarında diyalize giriyorlar. Bu da dinlenmek ve gürültüden uzak durmak isteyen hastalarımız için büyük avantaj sağlıyor. Aynı zamanda her odamızda televizyon var, hastalarımız istedikleri kanalları izliyorlar. Hasta konforu öncelikli oldu. 2 monitör üzerinden sürekli hastalarımız kontrol altında” dedi.

“Merkezimiz son teknolojik ürünleri ile donatıldı”
Hastaların her sabah düzenli olarak evlerinden alındığını belirten Dr. Gülnur Kocabıyık ise, hastaların servisle hastaneye geldiğini ve öncelikli olarak kahvaltılarını yaptığını belirtti. Rutin bakımları yapıldıktan sonra diyaliz ünitelerine hastaların bağlandığını belirten Kocabıyık, “Toplamda 10 personel çalışıyor. Merkezimiz son teknolojik ürünleri ile donatıldı. Biz hastalarımızın her anını takip edebiliyoruz. Diyaliz süresi standart olarak 4 saat. En son hastalarımızı yine evlerine bırakıyoruz” sözlerine yer verdi.

“Sabah evimden alıyorlar, burada kahvaltımı yapıyorum”
Serviste hizmet almaktan çok memnun kaldığını belirten Saadet Somurbaş (62), “Çok iyi hizmet veriyorlar, Allah devletimizden razı olsun. Temizliğe çok önem verip, çok iyi ilgileniyorlar. 4 yıldır ben diyaliz tedavisi alıyorum” açıklamasını yaptı. 3 yıldır diyaliz tedavisi alan Nuray Günay ise şu sözlere yer verdi: “Buraya yeni geldim, güzel bir salon olduğunu öğrendim. Tek kişilik odaları var. Her şey çok güzel. Sabah evimden alıyorlar, burada kahvaltımı yapıyorum. Personel çok iyi, doktorlarımıza bire bir ulaşıp sağlığım hakkında bilgi alıyorum. Odaların tek kişilik olması çok iyi. Akşam da evine geri bırakıyorlar.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.27 12:22:48
Son Düzenlenme Tarihi :





Aslı Derbent Özkan’ın ismi "Geleceğin Sınıfı"nda yaşayacak

Türkiye’nin önemli yazılım firmalarında görev yapan bilgisayar mühendisi Aslı Derbent Özkan anısına öğrenim gördüğü Isparta Anadolu Lisesi’nde “Geleceğin Sınıfı” oluşturuldu.
Isparta Anadolu Lisesi’nde Aslı Derbent Özkan anısına “Aslı Derbent Özkan Geleceğin Sınıfı" oluşturuldu. Sınıf, Avrupa’da 34 Eğitim Bakanlığının konsorsiyumu ile oluşan Avrupa Okul Ağı tarafından öğrencilere 21. yüzyıl becerilerini kazandırmayı amaçlayan esnek bir sınıf olarak tasarlandı. 18 AB ülkesinin yer aldığı Future Classroom Lab Geleceğin Sınıfını Tasarlama (FCL) projesi, öğrencilerin disiplinlerarası bir yaklaşımla yaşayarak üretmelerini esas alıyor. Aslı Derbent Özkan ve ailesi ve iş arkadaşları tarafından Isparta Anadolu Lisesi’nde açılan sınıfta öğrencilerin ufkunu genişletecek çeşitli türlerde 3D yazıcılar, CNC makinası, eğitim dronu, profesyonel dron, sanal gerçeklik gözlüğü, bilgisayarlar gibi çok sayıda eğitim materyali yer alıyor.
"Geleceğin Sınıfı" tanıtımında konuşan Isparta İl Milli Eğitim Müdürü Erhan Baydur, kanser hastalığından hayatını kaybeden Aslı Derbent Özkan için, “İnşallah onun dünyada yapmış olduğu güzel işlerle birlikte yine neredeyse aynı sektör ve iş hayatıyla ilgili olabilecek bir sınıfa katkı sağladılar. Babası Yaşar amca ölümünün ilk haftasında kızı adına böyle bir faaliyette bulunmak istediğinden bahsetti. Bugün iki okulumuzda bu faaliyeti yaptık. İnşallah geride kalan öğrenciler sizin çocuklarınız olacaklar. Buradan faaliyet yaptıkları müddetçe, aldıkları eğitim sadaka-i cariye olarak yazılacaktır” dedi.
Konuşmaların ardından İl Milli Eğitim Müdürü Erhan Baydur tarafından Aslı Derbent Özkan’ın anne-babası, eşine plaket takdim edilerek, öğrenciler tarafından “Geleceğin Sınıfı” tanıtıldı. Sınıf tanıtımına İl Milli Eğitim Müdürü Erhan Baydur, Aslı Derbent Özkan’ın anne ve babası, eşi, çocukları ve yakınları, öğrenci ve öğretmenler katıldı.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.11 16:34:07
Son Düzenlenme Tarihi :