SON DAKİKA

logo

Elmalı Belediye Meclisi uzun aradan sonra tam kadro toplandı

    Elmalı Belediye Meclisi uzun bir aradan sonra eksiksiz toplandı. Toplantı öncesinde Korkuteli-Elmalı bölünmüş karayolundaki son durum ve gelişmeler konusunda meclis üyelerini bilgilendiren Belediye Başkanı ve Meclis Başkanı Ümit Öztekin, cezaevi inşaatının devam ettiğini, Topdağı Mesire Alanı ve Restaurantı ile Belediye Parkı içinde bulunan Beydağı Mangal Evi’nin de hizmete girdiğini kaydederek, “Beydağı Mangal Evi isminin pantentini almak için başvuruda bulunduk. Artık meclis üyesi arkadaşlarımız misafirlerini Topdağı ya da Beydağı Mangal evi’nde ağırlamaya başlarlar” dedi. 

AYHAN: AKÇAY’DA ARASÖZ 

SOKAKLARI SULAMIYOR

Bağımsız meclis üyesi Süleyman Gezeyiş, Elmalı’da gezdirdiği misafirlerinin izlenimlerini Başkan ve meclis üyeleri ile paylaşırken, “Gerçektende Topdağı Projesi çok güzel olmuş” dedi. CHP’li Hıdır Ayhan, Akçay’da belediyenin cadde ve sokak sulamalarını daha da arttırmasını isterken, “Arasöz sokaklara girmiyor. Mesela bizim sokak bugüne kadar hiç sulanmadı. Toz-toprak içindeyiz”dedi.

    
    Ümit Öztekin, 3 arasözden bir tanesini sürekli Akçay’da görevlendirdiklerini kaydederek, “Arkadaşlarımız sabah, öğlen ve akşam olmak üzere üç kez cadde ve sokakları sulayacaklar. Akçay’da yaşanan sorunu biliyorum. Öyle ki, Akçay’a her gidişimde sinir oluyorum. Burada altyapı işini yapan müteahhit sorumluluğunu yerine getiremedi. Önümüzdekİ günlerde ASAT’tan bir teknik ekip gelecek ve bu durumu rapor haline getirecek, ondan sonra da gereken yapılacak” dedi.

    
    Meclisi Ağustos toplantısında gündem maddelerine geçildi. Camiatik Mahallesi’nde  bulunan Uzunköprü Caddesi ve Sinan-ı Ümmi sokaklarının adının büyük mutasavvıf Niyazi Mısri olarak değiştirilmesi ile ilgili Akdeniz Üniversitesi’nden gelen teklif oybirliği ile kabul edilirken, Camicedit Mahallesi Baltası Gedik mevkiinde bulunan Şehit Metin Çakmak’ın annesine ait 1837 metrekare arsanın belediye tarafından düğün-nişan salonu, taziye evi ve kültür merkezi yapılmak üzere satın alınmasına da meclis üyeleri oybirliğiyle “evet” dediler.


Nurten Altıntaş’a ait 94 ada 118 ve 119 parsellerde yeni imar planında yol genişletmesinin her iki taraftan değil, tek taraftan yapılması ile ilgili itirazı kabul edilirken, Antalya 3. İdare Mahkemesi’nin kararıyla da Hastane kavşağından Abdullah Çeşmesine kadar olan  bölgede eski plana dönülmesi kararı İsmail Lök’ün çekimser, diğer meclis üyelerinin kabul oylarıyla kabul edildi. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.08.02 15:29:42
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Antalyaspor’un Kick Boks Gururu

Bu sene Mardin’de geçekleştirilen ve yaklaşık 7 bin sporcunun katıldığı Türkiye Kick Boks Şampiyonası’nda Antalyaspor’un kick boksörlerinin hepsi derece yaparak 2 altın ve 1 bronz madalya kazandı.
2 ALTIN 1 BRONZ MADALYA
Artuklu Spor Salonu'nda düzenlenen şampiyonaya Mehmet Mıstık, Sena Amine Nur Özgen ve Neşet Kara’dan oluşan kadro ile katılan kırmızı beyazlılardan Sena Amine Kick Light kategorisi 60 kilogramda, Mehmet Mıstık da Light Contact kategorisi 89 kilogramda birer altın madalya kazandı. Low Kick kategorisi 57 kilogramda rakipleri ile karşılaşan akreplerin genç sporcusu Neşet Korkmaz ise elde ettiği üçüncülük ile bronz madalyayı kulübüne kazandırmış oldu. 
MISTIK VE ÖZGEN MİLLİ TAKIMA 
Kırmızı beyazlıların 3 madalya kazandığı Türkiye Şampiyonası’nın ardından Sena Amine Nur Özgen ve Mehmet Mıstık sezon ortalamalarını yükselterek bu yılın sonunda Portekiz’de düzenlenecek Wako Büyükler Kick Boks Dünya Şampiyonası’na katılacak olan milli takımımızın kadrosuna isimlerini yazdırmış oldu. -ANTALYASPOR

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.07.10 11:14:21
Son Düzenlenme Tarihi :





Kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü son elli yılda üçte birini kaybetti

Dünya üzerinde gerçekleşen iklim değişikliği, yanlış yapılan tarım faaliyetleri, kaçak sondajlar ve can damarları üzerine kurulan barajlar nedeniyle kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü en yüksek olduğu 1971 yılında ki su seviyesinin üçte birini kaybetti.
Türkiye’nin 7. Büyük gölü olan ve kuraklıkla boğuşan Burdur Gölü gün geçtikçe farklı etkenlerden dolayı su kaybediyor. İklim değişikliği nedeniyle eskisi kadar yağışın olmaması, bölgede gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerde kaçak sondajların kullanılması, gölü besleyen derelerin üzerine barajların yapılması bunların başında geliyor. Gölün su seviyesinin en yüksek olduğu 1971 yılının Temmuz ayında su kotu 857.37 metre iken 2023 yılının Temmuz ayında ise 837.68 metreye düştü. Gölün yüzey alanı ise en dolu olduğu dönemde 17 bin 998 bin 210 hektar iken günümüzde 11 milyon 866 bin 192 hektara düşmüş vaziyette.

Tekne turu yapılıyordu
Geçmiş dönemlerde gölde yapılan tekne turu göl sularının azalmasıyla artık yapılamıyor. Burdur Halk Plajı’nda bulunan ve teknelere binmek için kurulan iskele suların çekilmesiyle gölün 18 metre dışında kalmış vaziyette. Günümüzde amacını yerine getiremeyen iskele vatandaşların gelip üzerinde hatıra fotoğrafı çektiği bir alan olarak kullanılıyor.
Besin bakımından zengin olduğundan ve göç yolları üzerinde bulunduğu için her yıl binlerce kuşun uğrak yeri olan Burdur Gölü, eski hareketli dönemlerinden çok uzak bir halde bulunuyor. Kış aylarında göl ile özdeşleşen Dik Kuyruk Ördeklerinin bile görünmediği gölde yaz aylarında ise parmakla sayılacak kadar az flamingolar konaklıyor.
Ramsar Sözleşmesi çerçevesinde Sulak Alanların Korunmasına yönelik olarak Haziran ayında Burdur’da toplanan akademisyenler, ve kurum müdürleri gölün eski verimli zamanlarına geri dönmesini sağlamak ve tahrip olan alanları kurtarmak amacıyla başlatılan projenin açılış çalıştayını gerçekleştirdi. Çalıştayda kurumlara düşen görevler bildirilirken sadece Burdur Gölü’nün değil Burdur’da bulunan göller yöresinin diğer gölleri hakkında da bilgilendirme ve fikir alışverişi yapıldı.

Burdur’un 1977-80 dönemi belediye başkanı Bozcu, gölü anlattı
1977- 1980 yılları arasında Burdur Belediye Başkanlığı görevinde bulunan ve başkan olmadan önce Devlet Su İşleri’nde İkmal Şefi olarak görev yaptığı dönemde Burdur’da DSİ Burdur Şubesinin açılmasını sağlayan Çetin Bozcu, belediye başkanı olduktan sonraki dönemde Burdur Gölü’ne birçok yeni faaliyet kazandırdı. Çetin Bozcu gençlik döneminde Burdur Gölünün cennet gibi bir yer olduğunu vurgulayarak “1950-54’lerde bütün aileler faytonlarla, arabalarla göle gelir çocuklarıyla yüzerlerdi. Bir ara göl nasıl olduysa yükselmeye başladı sonra nasıl olduysa göl çekilmeye başladı tabi bunların sebepleri var tabiat olayı var derlerdi ki o zamanlar hidrolog arkadaşlar bu göl her otuz senede yükselir, otuz sene sonra iner. Otuz sene sonra indi bir otuz daha oldu yine indi Burdur Gölü” dedi.

“Saniyede 800 litre su besliyordu Burdur Gölü”
Gölün su seviyesini yükseltmek için çareler aradığını belirten Bozcu “ Burdur Gölünü besleyen dereler var. En büyük dere Yarıköy, Yazıköy, Tefenni tarafından gelen Boz çay var, büyük bir su kaynağıydı çok iyi bilirim. Hidrolog arkadaşlarla orada çalışma yaptık, o zamanlarda Burdur Gölünü saniyede 800 litre su ile besliyordu. Karakent Çayı oldukça gür akıyordu, orası da besliyordu. Burdur Çayı, zamanla seller gelerek taşıyor köprülerden, sularla besleniyordu göl. Isparta, Keçiborlu tarafından seller gelirdi, Çerçin ve Kışla tarafından seller gelirdi. Şimdi artık o dereler kesilince gölün oksijeni azaldı. Günümüzde her taraf mısır tarlası oldu. Sondajları çalıştırıp duruyorlar, barajlar yapıldı, suların önü kesildi, göl susuz bırakıldı. Gölün tuzlu olmasının sebebi saf suyu yağmurlarla biriken ve yükselen gölün tebahhurla çekilip tuzların kalması neticesinde tuz oluyor. Dolayısıyla zeminine de dikkat etmek lazım. Biz yıllarca söyledik şeker fabrikasının pancar küspesinin atıkları bu gölü doldurdu. Buraya gelen balık üreten Hidrobiyoloji hocası söyledi. Gölün en derin yeri 90 metredir. Bunun 45 metresi balçık çamurdur bu gölün. Göl çekildikçe gölün tabanında çamur ve balçıklı karşılaşıyoruz. Maalesef biz gölü bu hale getirmişiz çok üzgünüm. Artık bu baraj meselelerini bir yere bırakıp Burdur’u dışardan bereketli bir kaynaktan su ile beslemek, doldurmak bunun en uygun çözümü olacaktır” şeklinde konuştu.

“Böyle giderse bu göl kuruyacak”
Belediye başkanlığı zamanında Burdur Gölü için yaptığı faaliyetlere değinen Çetin Bozcu “Burada deniz motoru yoktu, su sporları ilgili hareket yoktu biz bunları yaptık. 1 Mayıs Kabotaj Bayramları yaptık, yüzme yarışları yaptık insanları heveslendirdik. Burdur Gölü ondan sonra 45-50 beygirlik teknelerle doldu ama ondan sonra jetski sevdası başladı. Göl jetskilerle, yelkenlerle, kayıklarla karıştı. İnşallah bu göle elbet birisi sahip çıkar. Rabbim yağış verir, dereler yine taşar, barajlarla tabi bu mümkün değil ama inşallah taşar veya birisi çıkar Akdeniz’den veya Fethiye tarafından su kaynakları heba olmasın diye bu gölü besler. Gölün suyunu artırmak lazım yoksa gelirden fazla tebahhur çok bu gölde. Böyle giderse bu göl kuruyacak çünkü en derin yeri 90 metre bir yer.” dedi.

“Kimsenin balık yetişmez dediği gölde inci kefali yetiştirdik"
Belediye başkanlığı döneminde, dönemin valiliği ile birlikte gölde balık yetişmez diyenlere rağmen yaptığı çalışmalar neticesinde Burdur Gölü’nde binlerce İnci Kefali yetiştirdiğini dile getiren eski Başkan Bozcu, yaptığı çalışmanın önemine değinerek; “Ticaret odası ve dönemin valisi karar vermişler, 800 tane inci kefali bidonlarla oksijen takviyesi ile getirmişler. Bu gölün akarsu kenarlarına kayıklarla o balıkları attılar. Çerçin tarafına atılan balıklar bayıldı ama gölün diğer kısımlarından atılanlar yaşadılar. İnci Kefali derinliklerde yaşayan bir balık türüdür. Üreyeceği zaman tatlı sulara ve derinliklere hücum ediyorlar. Van Gölü’nde olduğu gibi. Bir sene sonra attığımız balıkları kontrol etmek amacıyla hidrobiyoloji enstitüsünden hoca geldi. Suludere çayı içerisinde ki taşları kaldırdığımız zaman balık yumurtaları bulduk. Bir gün pazarda Suludereli bir arkadaş inci kefali balıkları satarken gördüm. “Nereden buldun bu balıkları ?” diye sordum. “Burdur gölünden” dedi. Nasıl tuttun bunları ? dedim. Bağdan geliyordum, traktörün tekerini su kanalına batırdım, tarla balık ile taştı dedi. O zaman kendi kendime dedim ki anladık ki bu gölde balık yetiştirmek zor. Ama yine de gölde çok sayıda balık yetiştirmeyi başardık. Daha sonra bir ara yağışlar oldu. Bu yağışlar sonrasında oluşan seller ile bütün gölün etrafı balık ölüsüyle doldu. Bu durumu hemen dönemin valisine ilettim. Keçiborlu şeker Fabrikası’na arıtma ve dinlendirme havuzları yaptırdık ama balıkların ölme sebebi hücrelerinde civa ve aldrin zehrinin olmasıydı. Biliyorsunuz tohum temizleme evlerinde her sene Burdur Göl havzasında dört kilogram civa kullanılıyor. Civa uzun ömürlü bir zehir. On senede kırk kilogram yapar. Ani yağışların olduğu dönemde balıklar üremek için derelere gittiği zaman oradan zehirlenmişler. Bir de pancar bitlerini temizlemek amacıyla aldrin zehri kullanmışlar. Halbuki yasak bir zehir. Bu balık rüyamızda uçtu gitti hayırlısı olsun inşallah bir an önce bu göl kurtarılır” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.22 09:55:49
Son Düzenlenme Tarihi :