Bir diğer yayın organımız Antalya Ekonomi Gazetesi’nde, arkadaşımız Feridun Özgünsür’ün “Sel  Afetinin Nedenleri” Başlıklı köşe yazısıyla ilgili yazılı bir açıklama gönderen Dsi 13. Bölge Müdürü Hayrullah Coşkun çok önemli açıklamalarda bulundu. Bugüne kadar yapılanları, bundan sonra yapılacakları ve yaşanan sel felaketinde  zararın boyutunun artmasının nedenlerini tek tek ortaya koyan Bölge Müdürü Coşkun, “Dsi Elmalı’da kurum olarak üzerine düşeni yapmıştır ve yapma-ya da devam edecektir” dedi.

Dsi 13 Bölge Müdürü Coşkun, “Elmalı ilçesi Salur Mahallesi yerleşim yeri içerisinden geçen Çapalı Deresinde 6 Ağustos 2018 tarihinde, Elmalı ilçesi Karaköy Mahallesinin üst havzasında bulunan Karlık Deresinde ise 7 Ağustos 2018 tarihlerinde, taşkınlar meydana gelmiştir.  Meteoroloji Bölge Müdürlüğü verilerine göre Elmalı İlçe Merkezinin Uzun Yıllar Yağış Ortalaması saatte 10 kg/m2 iken, Elmalı İlçemizde  m2'ye düşen yağış saatte 40-50 kg/m2 ye çıkmıştır. Bu durumda Elmalı İlçemize Uzun yıllar Ortalamasının 4-5 katı yağış düşmüştür. 

2006/27 ile2010/5 sayılı Başbakanlık Genelgeleri incelendiğinde DSİ Elmalı İlçesinde Kurum Olarak üzerine düşeni yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Şöyleki;

Salur Mahallesinde taşkın sonucunda 20 ev, 200 ha sera ve 300 ha tarım alanı ve yerleşim yeri zarar görmüştür. Taşkına sebep olan Çapalı Deresinde  derenin mansap şartı bulunmadığından ve derenin muhtelif yerlerine Elmalı Belediye Başkanlığınca Mahalle içi Ulaşım Yolu için konulan 1x1,5 m ebatında menfezlerden dolayı, hidrolik kesit daraltılmış olup, taşkın zararını artırmıştır.Elmalı Salur Mahallesinde Yapılan incelemede Taşkına sebep olan derenin mansap şartı bulunmamakta olup; şiddetli yağışlarda yamaç sularını toplayarak yerleşim yerine ve tarım arazilerine yayılmaktadır. Mülkiyet sorunları çözülerek yeni dere yatağı açılarak derenin mansap şartı oluşturulmalı ve yukarı havza tedbirleri alınmalıdır. Taşkın sonrasında İdaremiz tarafından vatandaşla toplantı yapılarak muvaffakat alınarak kısa vadede iş makineleri marifetiyle yeni dere yatağı oluşturularak mansap şartı sağlanarak taşkın riski azaltılacaktır. Yukarı havzada 1 adet tersip bendine ait istikşaf raporu hazır olup, Bölgemizce hazırlanarak işin ihale edilmesi düşünülmektedir.  

07.08.2018 tarihi itibari ile Bölge Müdürlüğümüze ait iş makinaları ile çalışmaya başlanılmış ve ilk etapta Mülkiyet sorunu olmayan alanda (Toplam 300 metrelik kısımda)  Projeli kesite uygun olarak 6 metre taban genişliğinde, 2X2 metre hidrolik yükseklik ve ½ şevli olmak üzere,  üst genişlik 15 metre olacak şekilde taş tahkimatlı trapez kanal yapılacaktır. Projede toplam 1710 metre ıslah güzergahında 10 geçiş noktasında menfez yapısı ve 45 adet brit yapılması planlanmak-tadır. Mülkiyet haritaları çıkartılarak Muvafakat name alınması için Belediye ve Muhtarlıkla irtibata geçilmiştir. Mülkiyeti olmayan 300 metrelik kısımda çalışmalara başlanmış ve çalışma alanına 4 km mesafede terkedilmiş mermer ocağıda mevcut olup, buradan taş tahkimatta kullanacağımız malzeme tedarik edilecektir. 

Karaköy Mahallesinde ise taşkın sonucunda 150 da tarım alanı ve yerleşim yeri zarar görmüş; 15 adet eve sel suları girmiş, 1 adet ahır yıkılarak 20 adet küçükbaş hayvan telef olmuştur. Elmalı Karaköy Mahallesinde yapılan ilk incelemelerde taşkının sebebi; köyün dere yatağına kurulması ve derenin mansap şartının bulunmaması olarak görünmektedir. Ani şiddetli pik yağış Karaköy mahallesinin yukarı havzasındaki yamaç suları rüsup malzemeyi toplayarak yerleşim yerine ve tarım arazilerine yayılarak zarar vermiştir.   DSİ tarafından yukarı havzada 1998 yıllarında açılmış olan kuşaklama kanalı olmasaydı afetin boyutu daha da vahim olacak idi. Yukarı havza tedbirleri alınması ve mansap şartının oluşturulması halinde taşkın riski ortadan kalkacaktır. Bu itibarla Karaköy mahallesi üst kısımında DSİ'ce 1998 yıllarında açılmış ve zaman zaman makinalı çalışma kapsamında temizliği yapılan kuşaklama kanalı vasfındaki kanal yukarı havzadan gelen rusubi malzemeyi  yerleşim yerinin ilerisinde vatandaş arazilerine aktararak burada ki drenaj kanalı vasıtası düdene mansaplanması sağlanmakta idi. Ancak 07.08. 2018 tarihinde m2'ye saatte 40 kg çivarında yağan yağıştan dolayı üst havzadan gelen rusubi malzeme hızla akışa geçerek mevcut kanalı doldurarak yerleşim yerlerinde zararlanmaya neden olmuştur. Bu nedenle ilk etapta Yukarı havzada  acilen 2 adet tersip bendi yapılması planlanmakta olup, Taşkın ve Rusbat Kontrolü İstikşaf Raporu acilen Bölgemizce hazırlanarak işin ihale edilmesi düşünülmektedir. 

Antalya'da yaz sıcakları tüm hızıyla etkisini gösteriyor ve insanlar serinlemek için farklı yöntemlere başvuruyor. Son günlerde ise bir lezzetin öne çıktığını söylemek mümkün: Dondurma! Sıcaktan bunalan Antalyalılar, dondurmanın serinletici tadına varmak için dondurmacıları adeta basıyor.

Antalya, doğal güzellikleriyle ünlü bir tatil cenneti olmasının yanı sıra, yaz aylarında oldukça yüksek sıcaklık değerlerine sahip. Ancak bu sıcaklar, Antalyalıların lezzetli dondurmaya olan ilgisini azaltmıyor. Hem yerli halk hem de turistler, dondurmanın ferahlatıcı ve lezzetli özelliklerinden yararlanarak serinlemeyi tercih ediyor.

Dondurmanın sağladığı birçok fayda bulunuyor. Öncelikle, içerdiği süt ve meyve özleri sayesinde vücuda önemli besin değerleri sağlıyor. Aynı zamanda, dondurma yiyerek vücudunuzun sıvı ihtiyacını da karşılayabilirsiniz. Bu, özellikle yaz aylarında sıcak havalarda terleme ile kaybedilen sıvıların yerine konmasında önemli bir rol oynar.

Antalya halkı, dondurmanın yazın tüketilmesinin önemine de dikkat çekiyor. Bir vatandaş, "Antalya'nın sıcakları bazen gerçekten dayanılmaz olabiliyor. Bu dönemde dondurma yemek hem serinlememizi sağlıyor hem de keyifli bir tatlı molası sunuyor. Sıcak havalarda dondurma yemek, enerji verici ve serinletici bir etki yaratıyor" diyor.

Bir diğer vatandaş ise, "Antalya gibi sıcak bir şehirde yaşıyor olmak, dondurmanın kıymetini daha da anlamamızı sağlıyor. Dondurma, sıcak havalarda bizi serinleten ve tatmin eden bir seçenek. Ayrıca, Antalya'nın güzelliklerini keşfederken dondurma yemek de ayrı bir keyif" şeklinde görüşlerini dile getiriyor.

Dondurmanın serinletici etkisiyle birlikte, Antalya'da bu lezzetin tüketimi de önemli bir ekonomik etki yaratıyor. Yaz aylarında dondurmacılar, artan talebi karşılamak için yoğun bir çalışma temposuna giriyor. Bu durum, yerel işletmelerin gelirlerini artırırken, sektördeki istihdamı da destekliyor.

Sonuç olarak, Antalya'da havaların aşırı ısındığı bu dönemde dondurmanın popülaritesi artıyor. Hem serinlemek için tercih edilen bir lezzet hem de besleyici özellikleriyle ön plana çıkan dondurma, Antalya halkının ve turistlerin gözdesi haline geliyor. Bu yaz serinlemek için bir adım atarken, Antalya'nın sokaklarında bir dondurmacıda dondurma keyfi yapmak harika bir seçenek olabilir.