SON DAKİKA

logo

Ahilik Haftasında Demirciler Esnafına Türel'den Müjde

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından Sobacılar Çarşısı yanında yapılan Antalya Ayakkabıcılar Çarşısı, 22. Ahilik Haftası etkinleri kapsamında törenle hizmete açıldı. Başkan Türel, “Esnaf turizmden daha fazla pay alsın, kazancı bol olsun diye kent merkezini cazibe alanı haline getirmeye çalışıyoruz” dedi. Türel, Sobacılar Çarşısı’ndaki Vakıf mülkiyetlerinin Büyükşehir Belediyesine devir alınması konusunda esnafa müjdeli haber verdi.

Antalya’da 22. Ahilik Haftası törenlerle kutlandı. Tören Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin, Antalya Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği'ne (AESOB) devrettiği Sobacılar Çarşısı içerisindeki Ahi Evran Meydanı'nda yapıldı. Törene, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Milletvekilleri Mustafa Köse, Kemal Çelik, AESOB Başkanı Adlıhan Dere ile kamu kurum ve kuruluşlarından temsilciler katıldı. Etkinlikler kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından Sobacılar Çarşısı yanında yapılan Ayakkabıcılar Çarşısı’nın açılışı da gerçekleştirildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Ahilik Haftası açılışında yaptığı konuşmada Ahilik kültürünün önemine işaret etti. Esnaf ve sanatkârların ticaretin ve ekonominin temel taşı olduğunu belirten Türel, esnaf dostu bir belediye başkanı olarak, gerçekleştirdikleri birçok projede Antalya’da ticareti daha ileri boyutlara taşımaya, esnafın daha fazla kazanç elde etmesini sağlamaya çalıştıklarını kaydetti.

Kent merkezi çekim merkezi oluyor

Kent merkezimizdeki esnafın özellikle turizmdeki pastadan yeterli payı alamadıkları noktasında zaman zaman serzenişte bulunduğunu hatırlatan Başkan Türel, şöyle konuştu: “Bu nedenle kent merkezinin çekim merkezi haline getirilmesi hep önceliklerim arasında yer aldı. 2014 seçimleri öncesinde o turist bu dükkâna girecek demiştim. Göreve gelir gelmez bu konuda çok önemli projeler gerçekleştirdik. Caddelerimizi yeniledik. İşte Şarampol Caddesi yeni haliyle bir akşam gidin görün, adeta insan kaynıyor. Gerçek bir cazibe noktası haline geldi. Ali Çetinkaya Caddesi’ni de aynı kapsamda tamamladık. Turisti şehre çekecek yeni merkezlerden biri olarak yerini aldı. Doğu Garajı ticaret ve kültür merkezi, tarihi mezarlıkla beraber ayrı bir çekim merkezi oluyor. Cumhuriyet Meydanı ve Tophane Çay Bahçesi düzenlemeleri turist o dükkâna girsin diye tamamladığımız çalışmalardan bir tanesi.”

Esnafın kazancı bol olsun diye

Tüm bu yatırımları esnaf turizmden daha fazla pay alsın, kazancı bol olsun diye yaptıklarını anlatan Türel, “Kentimizi cazibe merkezi haline getirmezsek o turist otelinden dışarı çıkma ihtiyacı hissetmez. Bu nedenle kent merkezini cazibe alanı haline getirmeye çalışıyoruz. O yüzden Balbey’i, Antalya’nın ikinci Kaleiçi’si haline getiriyoruz. Doğu Garajı, Ali Çetinkaya Caddesi, Cumhuriyet Meydanı, Kent Müzesi ve Kaleiçi, tam 360 derecelik kent merkezinde ciddi çekim alanları oluyor” dedi.

Demirci esnafına müjdeli haber

AESOB’a devredilen Sobacılar Çarşısı’nın Balbey’in yeni giriş kapısı olacağını belirten Türel, Sobacılar Çarşısı’ndaki Vakıf mülkiyetlerinin Büyükşehir Belediyesine devir alınması konusunda da şu bilgileri verdi: “Vakıfların kendi mevzuatları gereği kiraları düşürmesi mümkün olmayınca iş başa düştü, biz bu mülkiyetleri devir alalım dedik. Vakıflar ile mülkiyet takası yapılması hususundaki kararımızı Büyükşehir Meclisinde aldık. Bugün Vakıflar Genel Müdürlüğüne Sobacılar Çarsısındaki kendilerine ait mülkiyetlerin belediyemizce alınması veya trampa edilmesi hususundaki yazıyı yazıyoruz. Vakıflardan sorumlu olan Sayın Kültür ve Turizm Bakanımız da bu trampanın yapılması hususunda talimatları verdiler. Antalya’nın bir kanayan yarasını, bir yılan hikâyesini daha sona erdirmenin mutluluğunu yaşamış olacağız.”

Ayakkabıcı Çarşısı hizmete açıldı

Vali Münir Karaloğlu, Başkan Menderes Türel ve protokol üyeleri, Ahilik Haftası etkinleri kapsamında, Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Antalya Ayakkabıcılar Çarşısı’nı da hizmete açtı. Ayakkabıcı esnafının yıllardır zor koşullarda zanaatlarını icra etmeye çalıştığını belirten Türel, “Çatısı akan, naylonlarla üstünü kapladıkları küçücük dükkânlarında mesleklerini yapıyorlardı. Bugün onlara böylesine güzel imkânlarda bir çalışma ortamı sağladığımız için Allah’a şükrediyorum. El sanatları bizim çocuklarımızın bize emaneti. Biz onları çocuklarımıza en ideal şekilde göstermeli ve geleceğe taşımalıyız” diye konuştu.

Türel’e teşekkür

AESOB Başkanı Adlıhan Dere’de açılışta yaptığı konuşmada, Başkan Türel’in sözde değil özde esnaf dostu olduğunu hatırlatarak, “Şarampol Caddesi devamında Balbey, Sobacılar Çarşısı, Nekropol Alanı, Ali Çetinkaya Caddesi büyük bir ring oluşturdu. Antalya esnafına turistlerin çarşıya inebilmesi için önemli bir cazibe merkezi oldu” dedi.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.09.18 09:32:18
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Kaptanoğlu : “Antalya deprem bölgesi değildir söyleminden vazgeçmeliyiz”

Jeofizik Mühendisleri Odası Antalya Şubesi 17 Ağustos depreminin 24. yılında, deprem konusunda halen önemli eksiklerin olduğunu vurguladı.
Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Erman Kaptanoğlu, açıklamasında şunları söyledi : “17 Ağustos 1999 günü, Marmara Bölgesi özelinde tüm Türkiye, geçtiğimiz yüzyılın en büyük felaketlerinden birisini yaşadı. Yerel saatle 03:02’de Kocaeli/Gölcük merkezli büyüklüğü 7,6 Mw olan ve 45 saniye süren deprem sonucunda büyük bir yıkım ortaya çıktı. Resmi bilgilere göre 18.373 kişi öldü, 23.781 kişi yaralandı, 505 kişi sakat kaldı, 285.211 ev, 42.902 işyeri hasar gördü. 
Bu deprem üzerinden tam 24 yıl geçti. Bu depremi milat kabul eden Türkiye, deprem koordinasyonu konusunda önemli yol kat etmesine rağmen halen büyük eksiklikleri gözlemliyoruz. AFAD koordinesinde risk yönetimi kurularak, kurumlarımızın ve vatandaşlarımızın bütünleşik afet yönetim sistemi ile organize olması ve müdahale ve risk azaltma alt sistemlerini oluşturması gibi organizasyonlar faydalı birer örnektir. 
Özellikle Kahramanmaraş ve çevresindeki tarihsel depremlere bakıldığında deprem tekrarlama periyotlarının dolduğu ve bölgede artık büyük bir deprem üretme potansiyelinin mevcudiyeti yerbilimciler tarafından yetkililere depremden çok önce aktarılmıştı. 
2020 yılında AFAD Başkanlığı bu sebeple İl Risk Azaltma Planlarında, Kahramanmaraş İli’ni pilot il seçmiş ve birçok kurumu bu planlara dahil etmiş ve sorumlu kılmıştır. Fakat bu organizasyonların sahada maalesef verimli olamadığı 6 Şubat 2023 Gaziantep-Kahramanmaraş depremlerinde meydana çıkmıştır. 2020 yılından depremin olduğu güne kadar bölgedeki sorumlu kurumların yeteri kadar hazırlık yapmadığı deprem sonrasındaki kaos ortamından anlaşılmıştır. 
Böylesine büyük depremler, binlerce insanımızın ölümüne ve yaralanmasına, milyarlarca liralık mal kaybına ve ülkemizde yaşayan uzak veya yakın herkes üzerinde travmatik etkiler bırakmaktadır. Gelişen teknoloji, elde edilen bilimsel verilerin çokluğu göz önüne alındığında artık büyük depremlerin afetlere dönüşmesi kabul edilemezdir, edilmemelidir!
İmar Affı ile yapıların denetimini vatandaşa bırakan uygulama ile mühendislik hizmeti almamış, kaçak, iskansız, deprem anında ölüm saçacak yapılar kat mülkiyeti koruması altına alınmıştır. Bu ve bunun gibi uygulamalardan bir an önce vazgeçilmelidir. Ayrıca artık göstermelik Deprem Tatbikatlarının bırakılması ve kamuda denetimi sağlayacak istihdamın sağlanması gerekmektedir. Karayolları Genel Müdürlüğü gibi önemli bir kurumda bile Jeofizik Mühendisi istihdamı yoktur. Çöken-göçen yolların neden bu hale geldiği Jeofizik Mühendisi istihdam etmeme liyakatsizliğinin bir sonucudur. 
Antalya Merkez Belediyeleri içerisinde, “Zemin ve Temel Etüt Çalışması” kontrolünü yapan sadece 1 adet Jeofizik Mühendisi vardır. Bu çok acıklı bir durumdur. Her defasında liyakatten bahseden siyasiler bu acı tabloların sorumlusudur! Antalya, deprem riski bakımından Akdeniz’de yer alan faylarla bağlantılı olarak risk altındadır. 
Bu yüzden dolayı ivedi bir şekilde Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya iline bağlı diğer ilçeler Jeofizik Mühendisi istihdamı etmek zorundadır. Bu bir ihtiyaç veya lüks değil, zorunluluktur! Sizler aracılığıyla değerli başkanlarımıza seslenmek de bizim sorumluluğumuzdur. Yoksa yer biliminin önemsenmediği her yerde Afetler bir Felakete dönüşecektir. 
Geçmişe göre iyileştirilmesine rağmen, kamusal bir anlayışla yürütülmesi gereken yapı denetim sistemi halen ticari bir anlayışla yönetiliyor. Yer mühendislik çalışmalarının denetimi ise halen yeterli düzeyde yapılamamaktadır. Eskiden mesleki odalarında olan denetim ve yeterlilik gibi süreçler kaldırıldı. Artık meslek odalarında konusunda uzman mühendis ve mimarlar, özel firmaların yaptığı saha ve ofis çalışmalarını denetleyememekte olup, bu süreç bizlerde büyük bir endişeye sebep olmaktadır. Odalar, kamu yararına çalışan meslek örgütleridir. Siyasi sebepler ile odaların elinden yetkilerinin alınması başlı başına bir afettir.  
Deprem sonrasındaki yaraları en aza indirmek için, TMMOB’a bağlı meslek odaları, doktorlar, öğretmenler, GSM operatörleri gibi özel kuruluşlara büyük yük düşmektedir. Bu gibi kuruluşlar özel eğitimden geçirilmelidir. Konusunda uzman olmayan kişilerin yaptığı açıklamalar halkta korku ve paniğe sebep olmaktadır. Bu yüzden dolayı her bölgede mutlaka “Deprem Bilim Kurulları“ kurulmalı ve gerekli açıklamaların ve bilgilendirmelerin sadece bu bölgedeki kurul üyeleri tarafından yapılması sağlanmalıdır. Gelişmiş ülkelerde her önüne gelenin deprem ile ilgili ilgili bilgilendirme ve açıklama yapması gerekli yasalar ile yasaklanmıştır. Bu konu çok önemlidir. 
Kentsel dönüşüme, Kötü zemin ve Kötü Yapı gibi öncelikli kriterlerden başlamak gerekirken maalesef rantın yüksek olduğu bölgeler tercih edildi ve halen edilmektedir. 
MTA’nın diri fay haritası karada yer alan fayları göstermekle birlikte, henüz Akdeniz’de özellikle Antalya Körfezinde tam manasıyla bir fay araştırması MTA tarafından yapılmamıştır. İvedilikle böyle bir çalışmanın yapılması, körfezde yer alan diri fayların tespit edilmesi ve diri fay haritalarına işlenmesi gerekmektedir. 
Böylelikle Deprem Risk Analizleri yapan biz Jeofizik Mühendisleri daha doğru sonuçlara ulaşmış oluruz. Biz Jeofizik mühendisleri olarak yapılaşmanın her aşamasında katkı koyabilecek modern yöntemlere sahibiz. 
Bize göre; Kentlerin yerleşeceği uygun alanların belirlenmesi için deprem etkilerini en aza indirmek amacı ile birinci aşamada derin yeraltı yapısal durumun jeofizik yöntemler ile belirlenmesi gereklidir. Biz buna makro-bölgeleme diyoruz. Birinci aşamaya göre uygun yerleşim alanlarında mikro-bölgeleme çalışmaları yapılarak özel durumlar hariç 30m derinliğe kadar yerin fiziksel özellikleri jeofizik yöntemler ile belirlenir. Daha sonraki aşamada ise parsel bazında yerin fiziksel özellikleri detaylı ortaya konur. Sonuç olarak biz Jeofizik Mühendisleri olarak Deprem Master planında yerleşim yeri seçiminin her aşamasında olmalıyız ayrıca mevcut yapılar içerisindeki çürük yapıları hızlı bir biçimde ayırt edebilecek yöntemlere ve bilgiye sahibiz.  
“ANTALYA BİR DEPREM BÖLGESİ DEĞİLDİR” söyleminden vazgeçip, “DEPREM HAYATIMIZIN BİR PARÇASIDIR” anlayışına geçmemiz gerektiği aşikardır. Çevremizdeki fay sistemlerinin durumu, son dönemlerde sık sık yaşadığımız depremler, bizdeki bu deprem bilincini arttırmalıdır. Sonuç olarak ATATÜRK gibi düşünmeli, yönetmeli ve yönetilmeliyiz. “
* Jeofizik Mühendisleri Odası

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 11:42:06
Son Düzenlenme Tarihi :






Kaynak : BİK.GOV.TR
Ekleme Tarihi : 2023.07.12 17:40:50
Son Düzenlenme Tarihi :