SON DAKİKA

logo

Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri kortej yürüyüşüyle başladı

Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri kortej yürüyüşüyle başladı

666 ncı Tarihi Elmalı Yağlı Pehlivan Güreşleri Cumhuriyet Alanı’nda düzenlenen törenin ardından geleneksel kortej yürüyüşüyle başladı. Bugüne kadar ardı ardına tam beş kez “Elmalı’nın Başpehlivanı” olan ve altın kemeri kimseye kaptırmayan, bu yıl da altın kemerin sahibi olması halinde ikinci kez bu kemerin ebedi sahibi olacak olan Döşemealtı Belediyesi Gürşeçici Orhan Okulu tarafından şanlı Türk Bayrağımız taşınırken, her zaman olduğu gibi kortej merhum Recep Gürbüz’ün kabrinde mola verdi ve dualar edildi. Aralarında Ak Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu’nun da bulunduğu kortej güreşlerin yapılacağı Recep Gürbüz Er Meydanı’nda sona erdi. 
Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2018.09.07 14:43:53
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Öğretmen Lisesi Mezunları Aksu’da buluştu

Aksu Öğretmen Lisesinde 1976 yılında eğitime başlayan öğrenciler, yıllar sonra yeniden Aksu’da buluştu.
Aksu Öğretmen Lisesi mezunları yıllar sonra arkadaşlarıyla bir araya geldi. Çoğu emekli grup, geçmişi yad ederek eski günleri andı. Emekli Okul Müdürü Erol Aytar, “Geleneksel yöntemlerle yet..

Aksu Öğretmen Lisesinde 1976 yılında eğitime başlayan öğrenciler, yıllar sonra yeniden Aksu’da buluştu.
Aksu Öğretmen Lisesi mezunları yıllar sonra arkadaşlarıyla bir araya geldi. Çoğu emekli grup, geçmişi yad ederek eski günleri andı. Emekli Okul Müdürü Erol Aytar, “Geleneksel yöntemlerle yetiştik, teknoloji sayesinde bugün burada bir araya geldik” dedi.
Telefonda kurdukları grupla 1976 yılında Aksu Öğretmen Lisesinde eğitim gören arkadaşlarını bulduklarını belirten Erol Aytar, “İlk defa bu sene bir araya geldik. Bunu geleneksel hale getirmek istiyoruz. Yaklaşık 50 kişi o dönemin öğrencileri bir araya geldik. Bugünkü buluşmamıza Konya, Denizli, Burdur ve Antalya ilçelerinden arkadaşlarımız geldi. Öğretmen lisesini bitirdikten sonra mutlaka hepimiz devletin faklı kurumlarında görevler aldık” şeklinde konuştu.
Üniversitede okuyabilmek için önce tercih yaptıklarını kaydeden Aytar, “O dönem çok kaliteli eğitimler aldık. Sınıf geçmek çok kolay değildi. Üniversite sınavına girmek için önce tercih yapıyorduk, sonra sınava giriyorduk. O dönem tamamen aldığımız eğitimle üniversite sınavına giriyorduk. Elimizde örnek hiçbir kaynak yoktu. Okullarda öğrendiğimizle sınava giriyorduk. 12 Eylül öncesi gençliği kendini çok okuyarak geliştiriyordu” diye belirtti.

"46 yıl öncesi"
Aytar, “Aksu’da o dönem başka şehirlerden öğrenciler geliyordu. Erkek öğrencilerin kalacakları yatakhane vardı ama bundan 46 yıl öncesinden bahsediyoruz, kız öğrencilerinin okuma sayısı düşüktü. Çünkü kızların okuma şansı zordu. Kız öğrenciler burada bir yakınının yanında ya da bir odada kalıyorlardı. Bugün eski sınıflarımızı, öğretmenler lokalini, müzikhaneyi ve yatakhaneyi gezdik” ifadelerini kullandı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.23 13:47:31
Son Düzenlenme Tarihi :





Kaleiçi’nin simge ismi ‘Mustafa Kaptan’ın heykelinin omuzundaki güvercin ikinci kez ortadan kayboldu

Antalya’da tarihi Kaleiçi’nin simge ismi Kaptan Mustafa Ekizler’in heykelindeki güvercin sembolü iki kez ortadan kayboldu. Kaptanın torunu Sinem Ekizler, “Dedem ‘Mühim olan arkada bir eser bırakabilmek’ derdi. Güvercinler dedemi hatırlatan ve onunla bağ kurmuş bir semboldü. Bu bizi ailecek çok üzdü” dedi.
1905-2001 yılları arasında yaşayıp 96 yaşında hayata gözlerini yuman Kaptan Mustafa Ekizler anısına Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından 1 Temmuz 2021 tarihinde Kabotaj Bayramı’nda Kaleiçi İskele Camii yanına heykeli dikildi. Kaptan Mustafa Ekizler’in heykelinin sağ omzuna da kuşlarla ayrı bir bağı olduğu için güvercin sembolü koyuldu. Bölgede çok sevilen ve sayılan deniz kurdunun heykelindeki güvercin ortadan kayboldu. Ekizler ailesinin durumu belediye yetkililerine haber vermesinin ardından yeni güvercin sembolü heykele monte edildi. Kaptan Ekizler’in torunu Sinem Ekizler (35), geçtiğimiz aylarda Kaleiçi’nde dolaştığı esnada dedesinin omzundaki güvercin heykelinin yine yerinde olmadığını gördü. Aile fertleri, ikinci kez üzüntü yaşadı.

“Rotasından hiçbir zaman şaşmadı”
Dedesinin kendisinde ayrı bir yeri olduğunu belirten Sinem Ekizler, Kaptan Mustafa Ekizler’in yaşamı hakkında şunları söyledi:
“Dedem, yat limanında nasıl kocaman bir kaptansa benim için de kocaman bir aşktı. Çok mütevazi bir insandı. Sesini yükselttiğini ya da kızdığını hiç duymadım. İyilik yapmayı çok seven birisiydi. Maddiyata hiç önem vermezdi. Yaz aylarında her cuma kapısının önünde karpuz kavun, kışın da lokum ve bisküvi dağıtıyordu. Bazı iyiliklerinde ise kesinlikle kimsenin bilmesini istemezdi. Çocukluk halimle dedemi takip etmiştim ve birilerine iyilik yaptığını görmüştüm. Aramızda bir sır kalmasını istemişti. O sırrı taşıyacağım için ayrı bir mutlu olmuştum. Dedem balık tutuyorsa herkes yemeli, balık tutup geliyorsa mahalleliye dağıtmalı. Evet şu an belki batıl inanç olabilir ama eskiler çok inanırmış; evlenmek isteyip 40 dalga aşmak isteyenleri kırmaz, onlara 40 dalga aştırırmış. Kaptanlığına diyecek bir sözüm yok, çünkü rotasından hiçbir zaman şaşmadı. Herkesin yardımına seve seve koşar, karşılığında ise bedel asla almazdı. İyi bir insandı ve merhametliydi. Aynı zamanda camide de müezzinlik yapardı ve camiden de herhangi bir karşılık almadı.”
Dedesinin Mustafa Kemal Atatürk ile bir anısını da paylaşan Ekizler, “Dedem Atatürk ilk geldiğinde 9-10 yaşlarındaymış. İkinci geldiğinde ise genç yaşlardaymış. Atatürk’ün çok kibar konuştuğunu, çok mütevazı olduğunu ve sohbetinin çok güzel olduğunu söylerdi. Dedem, ‘Onunla sohbet ederken mutlaka bir şeyler öğreniyorduk’ derdi. İlk karşılaşmalarında dedemin ismini duyunca neler yaptığını, nerede yaşadığını sormuş. O da anlattıktan sonra Atatürk arkasına dönüp ‘Mustafa’ya hemen bir ev verin’ demiş. Tamam diyorlar hemen ilgileniyorlar ancak Mustafalar karışıyor. İkinci gelişinde Atatürk dedeme evi alıp almadığını soruyor. Dedem de ‘Aldım paşam, teşekkür ederim’ diyor. Oysa almadığı bir eve ‘Aldım’ diyor. İşin arkasına düşmüyor, çünkü gözü ve gönlü tok bir adamdı hem de Atatürk’ü kırmak istemediğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Koruma altına alınması gerektiğini düşünüyorum”
Ekizler, heykelin ikinci kez ortadan kaybolmasının nedenini bilmediklerini aktararak, “Heykel dikilme töreninde buradaydım. 2 yıl önce 1 Temmuz Kabotaj Bayramı’nda dikildi. Biz ailecek çok mutlu olduk. Çünkü dedem, ‘Mühim olan arkada bir eser bırakabilmek’ derdi. Dedemin güvercin ve kumrularla ayrı bir bağlantısı vardı. Bir ıslık ve elini tokatlayarak onları çağırırdı. Sabah, öğle, akşam onları beslerdi. O yüzden heykelde de güvercin vardı. Güvercinin burada olmamasının sebebini bilmiyorum. Kırılmış da olabilir, rüzgar uçurmuş ya da çalınmış da olabilir. Ancak yapmasalardı, yerinde kalsaydı iyi olacaktı. Çünkü bu bizi ailecek çok üzdü. O dedemi hatırlatan ve onunla bağ kurmuş bir şeydi. Dedemin yeğeni müracaatta bulundu, ardından geçici bir güvercin konuluyor. Siyah bir güvercindi. Ancak maalesef o da yok. Neden yok? Eğer buradan ikinci kez gidiyorsa, korunmaya alınması gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.

Antalya’nın ilk çevrecisi
Kaptan Mustafa Ekizler hakkında ise heykelin yanında bulunan bilgilendirme yazısında şu ifadeler yer alıyor:
“Herkesçe çok sevilen ve sayılan Antalyalı eski bir deniz kurdudur. Çocukluk ve gençlik yıllarında iki kez Büyük Atatürk’ümüzün ilgi ve iltifatlarına mazhar olup, onu teknesinde ağırlama şerefine nail olmuştur. Denizlerin korunmasından, bütün kuşlarla konuşmasına kadar kendine has sıra dışı özellikleriyle kent belleğinde yer etmiş yüce gönüllü bir insandır. Antalya’nın ilk çevrecisidir. Onun Antalya tarihine, doğasına ve insanına sahip çıkan saygın kişiliği gelecek kuşaklar için güzel bir örnek olacaktır. Kaptan Mustafa Ekizler bu limanda 1919-21 İtalyan işgalini, Türk-Yunan mübadelesini yaşamış, 2. Dünya Savaşı’nda Fransız St Didier gemisi İngiliz uçaklarınca batırılırken iskeleye giren bir torpil onun büyük teknesini havaya uçurmuştur. Hayatının sonuna kadar İskele Camii’nin hamisi olmuş, onun tamir ve bakımına katkıda bulunmuş, camiye müezzin atanmadığı zamanlarda ezanları minareden bizzat kendisi okumuştur. 1905 yılında Antalya’da doğan bu güzel insan, 1 Mart 2001 yılında 96 yaşında aramızdan ayrılmıştır. Bu camiden son yolculuğuna uğurlanırken Antalya’nın bütün kuşları onu yine yalnız bırakmamıştır.

Kaynak : İHA
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.06 13:44:04
Son Düzenlenme Tarihi :