SON DAKİKA

logo

Yarım milyondan fazla ziyaretçi

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Erenkuş’tan Bababurnu’na falez kıyı bandında plajlar, kent parkları ve kafeleriyle kamunun kullanımında bütünlüklü bir yaşam alanı oluşturduklarını belirterek, “Plajlarımız ve işletmeciliğini belediyemizin üstlendiği Denizyüzü ve Dağyakası kafelerimiz, 2 yılda 671 bin komşumuza ev sahipliği yaptı. Koruma ve kullanma dengesi içinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla falez kıyı bandı gerçek bir yaşam alanı haline geldi” diye konuştu.

Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Erenkuş’tanBababurnu’na falez kıyı bandında plajlar, kent parkları ve kafeleriyle kamunun kullanımında bütünlüklü bir yaşam alanı oluşturduklarını belirterek, “Plajlarımız ve işletmeciliğini belediyemizin üstlendiği Denizyüzü ve Dağyakası kafelerimiz, 2 yılda 671 bin komşumuza ev sahipliği yaptı.  Koruma ve kullanma dengesi içinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla falez kıyı bandı gerçek bir yaşam alanı haline geldi” diye konuştu.

Muratpaşa Belediyesi, Antalya’nın doğa harikası falez kıyı bandında gerçekleştirdiği çalışmalarla yaklaşık 5 kilometrelik hatta plajları, yürüyüş yolları, kafeleri ve parklarıyla bambaşka bir yaşam alanı oluşturdu. Belediyece işletilen Denizyüzü ve Dağyakasıisimli kafeleri, uygun fiyat, güler yüzlü ve kaliteli hizmetiyle kent sakinlerinden tam not alırken 2 yılda içinde yerli yabancı, genç yaşlı 671 bin kişi plajlardan ve kafelerden yararlandı.

DENİZYÜZÜ KAFE

Denizyüzü Kafe, Antalya’nın Akdeniz’e uzanan en uç noktası Bababurnu’nda bulunan Ziya Gökalp Kent Parkı içinde yer alıyor. 25 Kasım 2017’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı törenle hizmete açılan Ziya Göklap Kent Parkı, uzun yıllar bazı çevrelerin işgalli kullanımı altında kaldı. 35 bin 500 metrekare genişliğindeki bu alan Başkan Uysal’ın kararlı tutumuyla bu durumundan kurtuldu ve kent parkı olarak projelendirildi.  Doğal konumu itibariyle “Antalya’nın balkonu”  diye de anılan parkın düzenleme çalışmalarında 282 ağaç korunurken, 119 turunç fidanı dikildi. Deniz suyu kullanılan şelale ve süs havuzunun da bulunduğu park, Antalyalıların ve turistlerin büyük ilgisini çekerken Denizyüzü Kafe de uygun fiyatlı menüleri, güler yüzlü ve kaliteli hizmetiyle kısa sürede müdavimlerini yarattı.

DAĞYAKASI KAFE

Muratpaşa Belediyesi’nin bir diğer işletmesi Dağyakası ise, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hiç şüphesiz ki, Antalya dünyanın en güzel yeridir” dediği Erenkuş’a komşu Erdal İnönü Kent Parkı içinde yer alıyor. 8 Haziran 2017’de törenle açılışı gerçekleştirilen Kent Parkı çalışması, falez kıyı bandında uzun süre atıl durumda bekleyen 25 bin metrekare genişliğindeki bir alanda hayata geçirildi. Yürüyüş yollarından peyzajına, yeniden düzenlenen havuzları, şelaleleri, falez plajı, Dağyakası Kafesi ve kırkahvesiyleAntalya’nın yeni yaşam merkezi haline park, aynı zamanda masmavi Akdeniz ve Beydağları manzarası eşliğinde unutulmaz nikah törenlerine de ev sahipliği yapıyor.

FALEJ PLAJLARI

Muratpaşa Belediyesi’nin Antalyalıları ve turistleri falezlerden Akdeniz’in maviliğiyle buluşturduğu ‘falez plajları’ çalışması 2 yıl önce başladı. Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Bölge Komisyonu'nun izin ve onaylar doğrultusunda Erenkuş, Erdal İnönü, İnciraltı, Mobil ve Konserve Koyu plajları kullanıma açıldı. Mavi Bayraklı bu plajlar, 2 yıl içinde yerli ve yabancı 326 bin kişiye hizmet verdi. 

HAYATIN RİTMİ

Belediye Başkanı Ümit Uysal, falez bandında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Şüphesiz ki Antalya dünyanın en güzel kentidir’ dediği Erenkuş mevkiinden Bababurnu’na kamunun kullanımında bütünlüklü bir yaşam alanı oluşturduklarını söyledi. Bölgenin aynı zamanda 1. derece doğal sit statüsünde bulunduğunun altını çizen başkan Uysal, “Koruma ve kullanma dengesi içinde gerçekleştirdiğimiz çalışmalarla falez kıyı bandı gerçek bir yaşam alanı haline geldi” dedi.  Yeni dönemde 100 bin metrekare genişliğe ulaşan Falez-1, Falez-3 ve Falez-4 parklarını da kapsayan bir düzenleme gerçekleştireceklerini belirten Başkan Uysal, “Özellikle yaz aylarında Antalya’da hayatın ritmi burada atacağını şimdiden söyleyebilirim” diye konuştu.

 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.01.10 16:03:16
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Başkan Böcek yeni eğitim öğretim yılını öğrencilerle karşıladı

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının açılışını Muhittin-Mustafa Böcek Anadolu Lisesi’nde öğrenci, öğretmen ve velilerle birlikte gerçekleştirdi. Başarılı bir eğitim öğretim yılı olmasını dileyen Başkan Böcek, “Cumhuriyetimizin 100. yılı olması sebebi..

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının açılışını Muhittin-Mustafa Böcek Anadolu Lisesi’nde öğrenci, öğretmen ve velilerle birlikte gerçekleştirdi. Başarılı bir eğitim öğretim yılı olmasını dileyen Başkan Böcek, “Cumhuriyetimizin 100. yılı olması sebebiyle hep birlikte çok çalışacağız. Cumhuriyetimize de demokrasimize de eğitime de sahip çıkacağız” dedi.
2023-2024 eğitim öğretim yılının açılışında Konyaaltı Muhittin-Mustafa Böcek Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencilerini yalnız bırakmayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Muhittin Böcek, okula öğrencilerin alkışları arasında girdi. Öğretmen ve öğrenciler ile sohbet eden Başkan Böcek, yeni eğitim yılının hayırlı olmasını diledi.
Bir hayırsever olarak kendisi ve babasının adını taşıyan okulda öğrencilerle birlikte yeni eğitim öğretim yılını karşılıyor olmanın mutluluğunu yaşadığını söyleyen Başkan Böcek, “Böylesi özel ve güzel bir günde, Cumhuriyetimizin 100. Yılında 2023-2024 eğitim-öğretim yılının hayırlı ve başarılı olmasını diliyorum. Bugün bir taraftan hem sizlerin kıymetli ailelerinin desteği ile Büyükşehir Belediye Başkanı olmuş birisi hem de bir hayırsever olarak aranızda olmanın mutluluğunu, onurunu, gururunu yaşıyorum.
Anne ve babamı da rahmetle anıyorum” dedi.

Aydınlık Türkiye için çalışacağız
Yeni eğitim öğretim yılının başarılarla dolu geçmesini dileyen Başkan Böcek, gençlere şöyle seslendi: “Ata’mızın dediği gibi ‘Ey yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk O’nu yükseltecek ve sürdürecek sizlersiniz.’ Sizlere çok güveniyoruz. Cumhuriyetimizin 100. yılı olması sebebiyle hep birlikte çok çalışacağız. Ülkemizi hep birlikte koruyup kollayacağız. Cumhuriyetimize de demokrasimize de eğitime de sahip çıkacağız. Yeni dönemin sizlere, ailenize, kıymetli öğretmenlerime hayırlı olmasını diliyorum. Başöğretmen Atamızın devrimlerine inanarak aydınlık Türkiye için çalışmalarınızda başarılar diliyorum.”

Başırılı öğrencilere altın hediyesi
Başkan Böcek, daha sonra 2022-2023 eğitim öğretim yılında dereceye giren Osman Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ni kazanan okul birincisi Beste Dönmez,
Akdeniz Üniversitesi Hemşirelik Bölümü’nü kazanan okul ikincisi Elif Tahmaz ve okul üçüncüsü Sude Tok’a altın hediye etti.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.09.11 14:19:24
Son Düzenlenme Tarihi :





"ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR"

Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu. Düzen, “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!” dedi
Saadet Partisi Antalya İl Başkanı Ramazan Düzen, Gündemle ilgili açıklamalarda bulundu.
Düzen, Siyasette konfor arayanlardan hiç olmadık! Siyaseti bugüne kadar para, makam ve şöhret için yapanlardan olmadık, olmaya da asla niyetimiz yok diyerek; “Siyaseti inandığımız değerler çerçevesinde yapma gayreti içindeyiz. Şimdiye kadar milletin derdine derman olmak, ülkemizin problemlerine çözüm üretmek için siyaset yaptık. Bundan sonra da böyle yapmaya devam edeceğiz” diye ifade etti
Düzen, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Milyonlarca vatandaşımız her gün derinleşen problemlerle karşı karşıya kalırken iktidar partisinin yaptığı gibi tatil amacıyla 1 Ekim tarihini bekleyecek değiliz!... 7 bin 500 lira maaşla geçinmeye çalışan yüz binlerce emeklimize; “ne yapalım biraz daha bekleyin de Meclis açılsın, sonra bakarız.” deme lüksümüz yok. Kimsenin de yok. “Geçinemiyorum, ayın sonunu artık getiremiyorum” diye haykıran çiftçimize, üreticimize, işçimize, memurumuza, esnafımıza “yıl sonu gelsin de yeni bir düzenleme yapılır.” demekten de denilmesinden de hayâ ederiz! 
Gün, bugündür! Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ve Meclis aritmetiği muhalefet partilerinin ve TBMM’nin etkinliğini kısıtlamış olsa da; biz üzerimize düşen sorumlulukları hakkıyla yerine getirme gayreti içinde olacağız.”
ANLAYIŞI VE ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRMEKTEN BAŞKA ÇARE YOKTUR
Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “Son 5 yıldır hiçbir öngörüsü tutmayan, sürekli olarak öngörülerini revize eden, etmek zorunda kalan iktidar, ekonomide ferahlama için şimdilerde 1,5 yıl sonrasını, yani 2025 yılı ortalarını işaret etmeye başladı. Başkanlık sistemi gelecek ve havalanıp “uçacaktık”; ancak her geçen gün irtifa kaybettik, kaybetmeye de devam ediyoruz. “2023’te şahlanışa geçecektik”; 2023 adeta “ekonomik bunalım” yılı oldu! Geçen hafta da belirttiğimiz gibi milletimiz önünü göremediği bir “belirsizlik ortamı”na sürüklendi. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin ardından “enflasyon canavarı” zapt edilemez hale geldi ve 2,5 ayda milletimizin boynunu büktü, belini doğrultamaz duruma getirdi. Şimdi Yerel Seçimler yaklaşıyor; buradan halkımıza bir uyarıda bulunmak istiyoruz: İktidarın seçim öncesi söyledikleri konusunda dikkatli olun. İkinci kez kanmamanızı salık veririz.
Seçim sonrası yaşananlar ortada. Aslına bakılırsa, şimdi yaşadıklarımız Mart 2024’te yapılacak Mahalli seçimlerinin ardından yaşanacakların sadece kısa bir özeti gibi görünmektedir. Bugün, dünü nasıl arar hale gelmişsek, bu anlayış ve politikalar devam ettiği sürece yarın da bugünleri arar hale gelebiliriz. Sn. Erdoğan çok doğru söylemiştir: “bu kötü gidişata son vermek için” anlayışı ve zihniyeti değiştirmekten başka çare yoktur!
İSİMLERİ DEĞİL POLİTİKALARI SİL BAŞTAN DEĞİŞTİRMEK ŞARTTIR
İsimleri değiştirmek değil politikaları sil baştan değiştirmek gerektiğini belirten Düzen, Bu olmadığı takdirde, Ahmet gitmiş Mehmet gelmiş; hiçbir önemi yoktur ve defalarca görülmüştür ki bunun bir faydası olmuyor diye belirterek; “Borç-faiz-borç sarmalından çıkaracak somut adımlar atılmadığı takdirde, dün IMF’den bugün de başkalarından borç dilenmeye devam edilecektir. Sadece borçlu olduğun yer değişir, borçluluk hali ise değişmez. Hem de nesiller boyu devam eder. Adına dün başka bir şey dersin, bugün Kur Korumalı Mevduat dersin; milletin alın terini bir avuç insana faiz olarak aktarırsın. İsminin ne olduğunun önemi mi var? Çiftçimizin toprağa döktüğü alın terinin hakkını birkaç büyük şirkete aktarmaya devam ettiğin sürece; bankanın adı Ziraat olsa ne olur, olmasa ne olur? Asgari ücretli, zamlı maaşını daha eline almadan açlık sınırının altında kalıyorsa; asgari ücret 8500 lira olsa ne olur, 11 bin 400 lira olsa ne olur?”
KİRACILAR İLE EV SAHİPLERİNİ BİRBİRİNE DÜŞMAN EDİYOR
Düzen, açıklamasında şunları konuştu: “Kira fiyatlarına kalıcı çözüm bulmadığın takdirde, sözde %25 sınırı getirerek sadece kiracılar ile ev sahiplerini birbirine düşman etmiş olursun. O kadar. Çiftçiyi, besiciyi, üreticiyi desteklemediğin sürece; yaz günü meyve-sebze fiyatları 30-40 liranın altına düşmez!  Türkiye gibi bir ülkede, “Yaz geldi ama daha bir karpuz alıp da yiyemedik.” diyen binlerce vatandaşımızı, bir dilim karpuza imrenir hale getirmiş olursun.
Bu cümlenin ne kadar ağır olduğunun farkındayım. Evet, bu cümlenin ağırlığı bir iktidarı sarsmaya, kendine getirmeye yeter de artar bile; ama hisler mefluç hale gelmişse yapılacak fazla bir şey yoktur. Bir annenin “Çocuğumu parka götürüyorum, dondurma istiyor alamadan geri dönüyorum.” cümlesi, iktidarda bulunanların uykusunu kaçırtacak ağırlıkta bir cümledir; ama nedense daha fazla, daha derin uyumayı tercih ediyorlar. “Kaç senedir tatile gidemiyoruz” diyen on binlerce ailenin olduğu bir ülkede “Meclis de tatil yapmasın, problemlerimize çözüm üretsin” beklentisi karşısında iktidar blokunun milletvekilleri ne hissediyorlar, ne düşünüyorlar doğrusu merak ediyoruz.”
MECLİS’TE KAÇSANIZ PAZARDA YAKALAYACAĞIZ
Meclis, millet iradesinin tecelligâhıdır. Bu zorlu dönemlerde Meclis’i tatile sokmak kabul edilebilir bir şey değildir diye vurgulayan Düzen, açıklamasını şöyle devam ettirdi: “TBMM tatili bırakıp bir an evvel toplanmalı ve Birinci Meclis ruhuyla çalışmalıdır. Milletimizin gözü üzerinizdedir. Bunca sıkıntıdan gözü açılan milletimizin gözünden kaçamayacaksınız! Milletimiz, kendisini mahkûm ettiğiniz yoksulluğun hesabını gün gelecek soracaktır Bir dönem IMF’nin acı reçeteleri meşhurdu. Şimdi ise AKP’nin acı reçeteleri. IMF ve AKP reçeteleri aynı anlama gelecek şekilde nitelik bakımından özdeşleşti. Bakmayın siz, “IMF’ye olan borcu bitirdik, hatta biz IMF’ye borç veriyoruz” edebiyatı yaptıklarına…
Hepsi boş! Hepsi masal! İnanın bu iktidarın reçeteleri, IMF’in reçetelerinden de beter. IMF’den eksiklikleri yok, fazlaları var! Şundan emin olabilirsiniz: IMF gelse, bu kadarını bizden isteyemezdi! İstemesine isterdi de bu kadarı aklına gelmezdi. 
Hep birlikte hatırlayalım; ne vardı IMF reçetelerinde? “Üç şeyi artıracaksın”: Vergileri arttıracaksın, zamları arttıracaksın ve faizi arttıracaksın! Peki seçimden bu yana iktidar ne yapıyor? Durmadan vergileri arttırıyor, zamlar zaten yağmur gibi yağıyor; iğneden ipliğe fiyatı artmayan hiçbir şey kalmadı. Faize gelince; “nas var nass!” diyen arkadaşlar, şimdi yeniden “faiz, dünya gerçeğidir” anlayışına sarıldılar. Tek seferde, Cumhuriyet tarihinin en yüksek faiz artış oranını gerçekleştirdiler. Yine IMF reçetelerinde, “üç şeyi de azaltacaksın” diye yazar ve borçlu ülkeleri rejime sokar. Çalışanın ücretini azaltacaksın, çiftçinin ürününe düşük taban fiyatı uygulayacaksın böylece ucuza kapatacaksın, yani çiftçinin - üreticinin gelirini azaltacaksın ve halkın alım gücünü düşüreceksin. 15 milyondan fazla emekli bugün açlık sınırının altında; 7.500 lira maaşla geçinmek zorunda bırakılan milyonlarca emekli var. Bu açlık da değil artık “hiçlik sınırı!” Ve ilginçtir, bu iktidar emekliye yapılacak artışı yük olarak görüyor. Ancak, iktidar şunu bilmelidir ki, bu ülkenin sırtındaki asıl yük; yanlış politikalarla ülkeyi bir uçurumun kenarına getirmiş ve kendi iş bilmezliğinin faturasını garip gurabaya ödetmek isteyen  iktidarın bizzat kendisidir.  IMF bunlara şapka çıkarmaktadır! Marifet, ne IMF ne de uluslararası tefecilere muhtaç olmadan, “milli görüş” bakış açısıyla fiziki ve beşeri sermaye kaynaklarını çok iyi kullanarak ülkeyi maddi ve manevi yönden kalkındırmaktır. 
Gelin, algıları değil bunları konuşalım; gerçekleri masaya yatırıp, uçurumun kenarına gelmiş ülkemizi birlikte bu çıkmazdan kurtaralım. Milletin derdine derman olacak kanunları, düzenlemeleri hep birlikte hızlı bir şekilde çıkaralım. Gelin, sırf Mart 2024’te birkaç tane daha belediye başkanlığı kazanabilmek için, her geçen gün daha da büyüyen bu ekonomik yangının üstüne benzinle gitmeyelim!
Bilelim ki, Türkiye, artık kesin ve keskin bir yol ayrımındadır: Ya ekonomideki problemler görmezden gelinmeye devam edilecek, ya da bu süreçten ders alınarak köklü yapısal reformlar gerçekleştirilecek. Ya israf ve tüketim ekonomisi devam edecek, ya da üretim ve istihdam ekonomisine bir an evvel geçilecek. Ya yanlış yatırım anlayışıyla kalan son kaynaklarımız da çarçur edilecek, ya da hızlı ve yaygın kalkınma hamleleriyle ülkemiz bir bütün olarak ayağa kaldırılacak. Bu işin ortası yoktur, bu işin lamı cimi de artık kalmamıştır!”
* SP Basın

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.08.10 19:12:06
Son Düzenlenme Tarihi :