Cumhur ittifakı Ak Parti Elmalı Belediye Başkan adayı Ümit Öztekin : Kuracağımız Pelet üretim tesisinde kadın-erkek 150 kişiye istihdam sağlayacağız
Belediye Başkanı, Cumhur İttifakı Ak Parti Elmalı Belediye Başkan adayı Ümit Öztekin, yeni dönemde gerçekleştirecekleri projelerin birçoğunda istihdam konusunu öne çıkarmaya çalıştıklarını kaydetti. Görevde bulunduğu süreçte rutin belediyecilik hizmetlerinin yanında birçok büyük projeyi de hayata geçirdiklerini hatırlatan Başkan Öztekin, Elmalı’nın işsizlik sorununu çözme konusunda da ciddi girişimlerde bulunduklarını belirtti. Sadece cezaevinin Elmalı’ya yapılmasını sağlamakla Elmalılı gençlere ciddi bir iş kapısının aralandığını kaydeden Belediye Başkanı, Cumhur İttifakı Ak Parti Elmalı Belediye Başkan adayı Ümit Öztekin, özel sektörü ikna ederek ilçeye kazandırdıkları tekstil fabrikasında 155 mermer fabrikasında ise 170 kadın-erkek Elmalılıyı iş imkanına kavuşturduklarını söyledi.
PELET ÜRETİM TESİSİYLE DE
150 ELMALILI’YA İŞ İMKANI
En önemli projelerinden birinin Pelet Üretim Tesisi”nin Elmalı’ya kurulması olduğunu kaydeden Cumhur İttifakı Ak Parti Elmalı Belediye Başkan adayı Ümit Öztekin, peletin hayvan yemine benzediğini kaydederek, “Odun atıklarının,
Elma çırpılarının, ormandaki dalları kuruyan, kırılan ile kesim sırasında ortaya çıkan ağaç atıklarını pelet üretim tesislerinde enerji ve yakıt haline dönüştüreceğiz. Bu projenin en güzel yanı 150 kişiye istihdam oluşturacak olması” dedi.
Konunun daha da anlaşılır olması için nasıl bir yol izleneceğini de paylaşan Cumhur İttifakı Ak Parti Elmalı Belediye Başkan adayı Ümit Öztekin, “Orman Genel Müdürlüğü, İşkur Genel Müdürlüğü ve Elmalı Belediyesi olarak bir protokol yapacağız. Bu protokolün şartları Ankara’da görüşüldü, şekillendi. İşkur aracılığıyla 9 ay çalıştırılmak kaydıyla 150 işçi alınacak. Bu personel Orman Bölge Müdürlüğü tarafından Elmalı ve Elmalı’ya yakın noktalarda kesim yapılan sahalardaki dalları, budakları toplayacaklar, traktörlere yükleyecekler. Seyyar bir makina ile toplanan dallar, parçacıklar orada küçük parçacıklar haline getirilecek. Bunlar daha sonra kamyonlara yüklenerek Beton Fabrikamızın yanına 1 milyon liraya kuracağımız pelent tesisine getirilecek. Daha sonra bu küçük parçacıklar pelent tesisinde işlenerek toz haline getirilecek ve belli bir ısı ve nem eşliğinde sıkıştırılacak. Bu işlemin ardından da çok yüksek kalorili ısı yayabilecek bir madde elde edilecek. Bunları paketleyip satabileceğiz de. Bu tür bir maddenin en önemli alıcıları arasında fırınlar ilk sırayı alıyor. Apartmanların kalorifer kazanlarında bile kullanılabilir. Yani ürettiğimiz yüksek kalorili bu malzemeyi önce Elmalı’ya, sonra Antalya ve birçok il’e pazarlayacağız. Son derece ayağı yere basan bir proje. Herşeyden önce işçilik maliyeti sıfır, çünkü 9 ay çalışacak 150 işçinin maaşı ve sigortası İş-Kur tarafından karşılanacak. Enerji masrafını ise güneş enerji santralinden karşılayacağız. Elmalı Belediyesi bu projeden ciddi bir para kazanacak ama bundan da önemlisi bayan ya da erkek 150 Elmalılı kardeşimize 9 ay sürekli bir iş imkanı sağlayacak. Burada elma üreticisi vatandaşlarımıza da isterlerse yardımcı olacağız, onların budadıkları elma bahçelerindeki ağaçların çırpılarını da arkadaşlarımız toplayacaklar, aynı işlemler yapılarak bu çırpılarda yüksek kalorili yakıt malzemesine dönüşecek. * Serpil Özgünsür
Kalp hastalarında bütüncül yaklaşım tedavi başarısını arttırıyor
Bütüncül yaklaşımda ’hastalık’ yerine ’hasta’ olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fatma Yiğit, eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlığın, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabileceğini söyledi.
Başkent Üniversitesi Dr. Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Yiğit, kalp hastalığı belirtileri, tanı ve tedavide bütüncül yaklaşımın önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kalp ve damar hastalıklarında en sık görülen ve en tipik şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Yiğit, "Özellikle eforla yani hareketle ortaya çıkan, göğsün ortasında veya sol tarafında, sol kola veya sırta yayılan, 5 ile 10 dakika arasında süren, dinlenmekle geçen, baskı tarzındaki ağrı kalp hastalığı açısından önemli bir belirtidir. Eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlık, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabilir. Beynin kan akımının geçici olarak azalması sonucunda ortaya çıkan ve kendiliğinden düzelen şuur kaybı yani bayılma da önemli belirtilerden biridir. Bacak şişliği, geceleri yastık sayısını artırma ihtiyacı, ani nefes darlığı ile uyanma, yeni gelişen halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, kollarda güçsüzlük de kalp hastalığını akla getirmelidir. Kalp ve damar hastalıkları herhangi bir belirti vermeyebilir. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabeti olan ve sigara kullanan kişiler, 45 yaşın üstündeki erkekler, 55 yaşın üstündeki ve menopoza giren kadınlar, ailesinde erken yaşta kalp hastalığı ve obezite olan kişiler riskli gruptadır. Yoğun kaygı ve depresyon da kalp hastalığı için risk teşkil etmektedir. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları açısından risk taşıyan kişilerin şikayetleri olmasa da düzenli aralıklarla kontrole gitmelerini öneriyoruz" diye konuştu.
"Bütüncül yaklaşımda hastalık yoktur hasta vardır"
Genel tıpta bütüncül yaklaşımın kişiyi belirli bir hastalık üzerinden değil, tüm ihtimaller üzerinden inceleyerek altta yatan esas soruna yönelip onu tedavi etmeyi hedeflediğini bu nedenle bütüncül yaklaşımda ’hastalık yoktur, hasta vardır’ vurgusu yapan Prof. Dr. Yiğit, "Kalp hastalığı özelinde, hastanın demografik özellikleri, kalp hastalığı risk faktörleri, eşlik eden diğer hastalıkları da göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Bu yaklaşımla, erken ve doğru tanıyla birlikte en etkin ve en az yan etkisi olan tedavi hedeflenmektedir. Tanı için hastadan alınan tıbbi öykü önemlidir. Hastalığın gelişimi kişinin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sosyokültürel çevresi, ekonomik düzeyine göre farklılık gösterir. Her hastaya aynı yöntemle yaklaşmak uygun olmaz. Fizik muayenesi de yapıldıktan sonra kalp hastalığı düşünülen veya kalp hastalığı yönünden yüksek riskli olan kişilere bütüncül yaklaşımın bir sonucu olarak, eşlik eden diğer hastalıklar göz önüne alınarak uygun görülen tetkik ve testler yapılır. Böylelikle hastayı oluşabilecek komplikasyonlardan korumuş oluruz. Şikayeti olmayan ve sadece kontrol maksatlı gelen kişilerde de gereksiz tetkikten ve bunun doğuracağı risklerden kaçınmak için risk düzeyine göre tetkikler yapılır. Son zamanlara kullandığımız ve kalp hastalığının erken teşhisine yardımcı olan sanal anjiyografi (koroner bilgisayarlı tomografik anjiyografi) yöntemiyle, kalp damarları görüntülenir, darlık veya tıkanıklık tespit edilir, plak olup olmadığı tespit edilir. Kalp damar darlığı bu plaklar üzerinde gelişir. Yine bu yöntemle doğumsal kalp hastalıkları, damar stentleri, by-pass damarları, kalpten çıkan ana damarlar ve kalp kapakları da değerlendirilmektedir. Tanı sonrasında bütüncül bir yaklaşımla uygulanan tedavinin başarı oranı artmaktadır. Tedavi düzenlenirken diğer almakta olduğu ilaçlarla etkileşim açısından dikkatli olunur ve tedavinin etkinliği artarken yan etkisi azalır. Ayrıca kişilere hastalığı nedir, tedavisi nedir ve yan etkileri nelerdir, tedavi edilmezse riski ne olur, kontrol gerektiriyorsa ne sıklıkla yapılmalıdır, acil durumların neler olabileceği ve bu durumda ne yapılması gerektiği nasıl irtibata geçileceği detaylıca konuşulmaktadır" diye bilgi verdi.
Başkent Üniversitesi Dr. Adana Turgut Noyan Uygulama ve Araştırma Merkezi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Yiğit, kalp hastalığı belirtileri, tanı ve tedavide bütüncül yaklaşımın önemiyle ilgili açıklamalarda bulundu.
Kalp ve damar hastalıklarında en sık görülen ve en tipik şikayetin göğüs ağrısı olduğunu belirten Prof. Dr. Fatma Yiğit, "Özellikle eforla yani hareketle ortaya çıkan, göğsün ortasında veya sol tarafında, sol kola veya sırta yayılan, 5 ile 10 dakika arasında süren, dinlenmekle geçen, baskı tarzındaki ağrı kalp hastalığı açısından önemli bir belirtidir. Eforla ortaya çıkan nefeste daralma hissi, soluk taşması, nedensiz oluşan çarpıntı, çarpıntıya eşlik eden baş dönmesi, göz kararması ve baygınlık, kalp hastalığı açısından uyarıcı bir belirti olabilir. Beynin kan akımının geçici olarak azalması sonucunda ortaya çıkan ve kendiliğinden düzelen şuur kaybı yani bayılma da önemli belirtilerden biridir. Bacak şişliği, geceleri yastık sayısını artırma ihtiyacı, ani nefes darlığı ile uyanma, yeni gelişen halsizlik, yorgunluk, bitkinlik, kollarda güçsüzlük de kalp hastalığını akla getirmelidir. Kalp ve damar hastalıkları herhangi bir belirti vermeyebilir. Hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabeti olan ve sigara kullanan kişiler, 45 yaşın üstündeki erkekler, 55 yaşın üstündeki ve menopoza giren kadınlar, ailesinde erken yaşta kalp hastalığı ve obezite olan kişiler riskli gruptadır. Yoğun kaygı ve depresyon da kalp hastalığı için risk teşkil etmektedir. Bu nedenle kalp ve damar hastalıkları açısından risk taşıyan kişilerin şikayetleri olmasa da düzenli aralıklarla kontrole gitmelerini öneriyoruz" diye konuştu.
"Bütüncül yaklaşımda hastalık yoktur hasta vardır"
Genel tıpta bütüncül yaklaşımın kişiyi belirli bir hastalık üzerinden değil, tüm ihtimaller üzerinden inceleyerek altta yatan esas soruna yönelip onu tedavi etmeyi hedeflediğini bu nedenle bütüncül yaklaşımda ’hastalık yoktur, hasta vardır’ vurgusu yapan Prof. Dr. Yiğit, "Kalp hastalığı özelinde, hastanın demografik özellikleri, kalp hastalığı risk faktörleri, eşlik eden diğer hastalıkları da göz önüne alınarak değerlendirme yapılır. Bu yaklaşımla, erken ve doğru tanıyla birlikte en etkin ve en az yan etkisi olan tedavi hedeflenmektedir. Tanı için hastadan alınan tıbbi öykü önemlidir. Hastalığın gelişimi kişinin yaşı, cinsiyeti, eğitim durumu, sosyokültürel çevresi, ekonomik düzeyine göre farklılık gösterir. Her hastaya aynı yöntemle yaklaşmak uygun olmaz. Fizik muayenesi de yapıldıktan sonra kalp hastalığı düşünülen veya kalp hastalığı yönünden yüksek riskli olan kişilere bütüncül yaklaşımın bir sonucu olarak, eşlik eden diğer hastalıklar göz önüne alınarak uygun görülen tetkik ve testler yapılır. Böylelikle hastayı oluşabilecek komplikasyonlardan korumuş oluruz. Şikayeti olmayan ve sadece kontrol maksatlı gelen kişilerde de gereksiz tetkikten ve bunun doğuracağı risklerden kaçınmak için risk düzeyine göre tetkikler yapılır. Son zamanlara kullandığımız ve kalp hastalığının erken teşhisine yardımcı olan sanal anjiyografi (koroner bilgisayarlı tomografik anjiyografi) yöntemiyle, kalp damarları görüntülenir, darlık veya tıkanıklık tespit edilir, plak olup olmadığı tespit edilir. Kalp damar darlığı bu plaklar üzerinde gelişir. Yine bu yöntemle doğumsal kalp hastalıkları, damar stentleri, by-pass damarları, kalpten çıkan ana damarlar ve kalp kapakları da değerlendirilmektedir. Tanı sonrasında bütüncül bir yaklaşımla uygulanan tedavinin başarı oranı artmaktadır. Tedavi düzenlenirken diğer almakta olduğu ilaçlarla etkileşim açısından dikkatli olunur ve tedavinin etkinliği artarken yan etkisi azalır. Ayrıca kişilere hastalığı nedir, tedavisi nedir ve yan etkileri nelerdir, tedavi edilmezse riski ne olur, kontrol gerektiriyorsa ne sıklıkla yapılmalıdır, acil durumların neler olabileceği ve bu durumda ne yapılması gerektiği nasıl irtibata geçileceği detaylıca konuşulmaktadır" diye bilgi verdi.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.07.28 18:02:05
Son Düzenlenme Tarihi :
Genç siyasetçilerden siyasetin duayeni Mehmet Ordu’ya ziyaret
CHP Elmalı Gençlik Kolları Başkanı Cihan Coşkun ve yönetimindeki bazı isimler, 2009-2014 yılları arasında Özel İdare Meclisi’nde ‘Elmalı’yı temsil eden 3 isimden biri olan, 2013-2015 yılları arasında Elmalı Ziraat Odası başkanlığı görevinde bulunan ve 2 dönem Camiatik Mahallesi Muhtarlığı görevini başarı ile yapan ve kendi isteği ile tekrar aday olmayan, Elmalı siyasetinin duayen isimlerinden biri olan Mehmet Ordu’yu ziyaret ettiler.
CHP’li başkan ve beraberindeki gençler Mehmet Ordu’dan siyasette başarı ve başarının sürekliliği konusunda fikir alışverişinde bulundular, gündemle ilgili sohbet ettiler.
Elmalı siyasetinde önemli bir isim olan Mehmet Ordu, genç siyasetçilerin ziyaretinden büyük mutluluk duyduğunu kaydederken, gençlerin Türkiye’nin umudu olduğunu kaydederek, “Genç arkadaşlarıma siyaset yolculuklarında başarılar diliyor ve başarılı olacaklarına da inanıyorum” dedi.
* Abdültalip GÜNGÖR