SON DAKİKA

logo

ATSO Başkanı Çetin: Küçük olsun benim olsun anlayışı bir kenara bırakılmalı

ATSO Başkanı Çetin: “Antalya’da SGK’ya kayıtlı 72 bin işyeri var. Bunun 28 bini tek kişilik, 20 bini 2-3 kişi istihdamı olan işyeridir. Küçük olsun benim olsun anlayışını bir kenara bırakmalı, sermayelerimizi birleştirip ortak yatırım yapmaya ve büyümeye öncelik vermeliyiz” dedi.

“3.Devlet Destekleri Zirvesi”nde bir konuşma yapan ve “Antalya sanayide, tarımda, ticarette, teknolojide çok daha iyi bir yere gelebilir. Yeter ki, birleşelim, ortaklıklar kuralım, dünyaya bakıp yeni alanlara yönelelim” önerisinde bulunan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, özellikle istihdam teşvikleri, ihracat teşvikleri ve tarımsal desteklerin Antalya özel sektörü için son derece yararlı destekler olduğunu vurgu-layarak, “Antalya’da turizm sezonuna girdiğimiz bu dönemde istihdam teşvikleri başta turizm olmak üzere bazı sektörlerimize önemli destek olacaktır. Daha önce istihdam artışında İstanbul’dan sonra ikinci il olmuştuk. Bu yıl yine aynı başarıyı göstereceğimize inanıyorum. İstihdam sağlamak hepimiz için ülkemize hizmetin en güzel yoludur. Hangi sektörde olursa olsun, bir kişi daha fazla istihdam etmek imkânı olan herkes, sunulan desteklerden yararlanmalıdır. Bazı arkadaşlarımız teşvik deyince nakit para desteği veya düşük faizli kredi anlıyor. İstihdam teşviki ve vergi indirimleriyle uğraşmak istemeyen arkadaşlarımız da oluyor. Artık bu alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz” dedi.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.04.16 16:48:38
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






KISA KISA KURBAN BAYRAMI HAKKINDA BİLGİLER

Kurban Bayramında Kurban Eti Nasıl Tüketilmeli? Kurban Bayramının Kısa Tarihi. Kurban Kimlere Farzdır?

Kurban Bayramı yaklaşıyor ve bu dini bayramda kurban kesimi gerçekleştirilecek. Pek çok insanın merak ettiği konulardan biri de kurban etinin nasıl tüketilmesi gerektiğidir. Kurban etiyle ilgili sağlıklı ve hijyenik bir şekilde beslenmek önemlidir. Ayrıca, Kurban Bayramı'nın kısa tarihçesi ve kurbanın kimlere farz olduğu da bilinmesi gereken konulardandır.

Kurban Bayramında Kurban Eti Nasıl Tüketilmeli?

Kurban eti, dini vecibelerin yerine getirilmesinin ardından sağlıklı bir şekilde tüketilmelidir. İşte kurban etiyle ilgili bazı önemli noktalar:

Kesim: Kurban kesimi, yetkilendirilmiş kasaplar veya deneyimli kişiler tarafından gerçekleştirilmelidir. Hijyenik bir ortamda gerçekleştirilen kesim, sağlıklı et elde edilmesini sağlar.

Saklama: Kurban eti, kesimden sonra hijyen kurallarına uygun bir şekilde saklanmalıdır. Etin bayram günü tüketileceği düşünülerek, uygun sıcaklıkta ve temiz bir ortamda muhafaza edilmelidir.

Hazırlık: Kurban eti, doğru şekilde hazırlanmalıdır. Temiz bir şekilde yıkanmalı, gerekiyorsa derisi soyulmalı ve uygun parçalara ayrılmalıdır. Bu şekilde, pişirme süreci daha kolay olacaktır.

Pişirme: Kurban eti, tam olarak pişirilmeden tüketilmemelidir. Etin iç sıcaklığının yeterince yükselmesi için orta derecede ateşte uzun süre pişirilmesi önemlidir. Bu, mikroorganizmaların ette bulunan zararlı bakterileri yok etmesine yardımcı olur.

Paylaşım: Kurban eti, fakirlere, ihtiyaç sahiplerine ve komşulara dağıtılmalıdır. Kurban Bayramı'nın dayanışma ve yardımlaşma ruhunu yansıtan bir davranış olan paylaşım, toplumun birlik ve beraberlik duygusunu güçlendirir.

Kurban Bayramının Kısa Tarihi

Kurban Bayramı, İslam dini takvimine göre Zilhicce ayının 10. günü kutlanan bir bayramdır. İbrahim peygamberin Allah tarafından oğlu İsmail'i kurban etmesi emredildiği, ancak bu sırada Allah'ın İsmail'i yerine koymasıyla kurtarıldığı anlatılan bir olaya dayanır. Kurban Bayramı, İbrahim'in bu büyük fedakarlığı hatırlatmak ve Allah'a yakınlığı pekiştirmek için gerçekleştirilir.

Kurban Kimlere Farzdır

Kurban, İslam dininde belli şartları yerine getiren Müslümanlar için farzdır. Ergenlik çağına ulaşmış, akıl sağlığı yerinde olan, mali gücü olan ve üzerine farz olan diğer ibadetleri yapabilecek durumda olan Müslümanlar, kurban ibadetini yerine getirir. Kurban, Allah'a yaklaşma niyetiyle gerçekleştirilen bir ibadettir ve İslam'ın beş şartından biridir.

Kurban Bayramı yaklaşırken, kurban etinin doğru şekilde tüketilmesi, bayramın manevi ve sosyal boyutunu güçlendiren önemli bir unsurdur. Kurban etinin hijyenik bir şekilde kesilmesi, saklanması ve hazırlanması sağlık açısından büyük önem taşırken, kurban ibadetinin ardındaki tarihçe ve farz olduğu kişilere dair bilgiler de bayramın anlamını daha iyi anlamamızı sağlar. -ABDÜLTALİP GÜNGÖR

Kaynak : Abdültalip GÜNGÖR
Ekleme Tarihi : 2023.06.27 10:53:54
Son Düzenlenme Tarihi :





Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen: “Nedeni bilinmeyen inmelerde “PFO” araştırılmalı”

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin..

Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.
Memorial Antalya Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Selçuk Küçükseymen, Patent foramen ovale (PFO) ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Anne karnında iken bebeğin gelişimi sürecinde kalbin sağ ve sol kulakçıkları (atrium) arasında kapak benzeri bir yapı olan foramen ovale açıklığının olduğunu belirten Küçükseymen, “Süt çocukluğu döneminde bu kapak kendiliğinden kapanır, fakat kapanmaz ise patent foramen ovale (PFO) olarak adlandırılan durum ortaya çıkar. Sağlıklı yetişkin insanların yaklaşık yüzde 20’sinde PFO bulunur ve PFO’lu genç yetişkinlerde (60 yaş altı) inme riski PFO’su olmayanlara kıyasla yüzde 40-50 daha yüksektir. Ayrıca bu hastalarda PFO sıklığı sağlıklı bireylerden daha yüksek oranda bildirilmiştir” dedi.
60 yaş altında inmenin nedeni bulunamıyorsa (kriptojenik) PFO açısından ciddi araştırma yapılması gerektiğini vurgulayan Küçükseymen, “Ayrıca nedeni bilinmeyen inme geçiren hastalarda bacaklardaki damarlarda pıhtı oluşumu (derin ven trombozu-DVT) sıklığı da daha yüksektir. PFO ile nedeni bilinmeyen inme arasındaki ilişki genç yetişkinlerde, yaşlılara kıyasla daha barizdir. PFO’su olan ve bir kez nedeni bilinmeyen inme geçiren bir insanın gelecek her bir yıl için tekrar inme geçirme riski yüzde 2.5 oranında bildirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“Auralı migren hastaları dikkat!”
Küçükseymen, PFO bulunan dalgıçlarda vurgun olma riski olmayanlara göre 5 kat fazla olduğuna dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunların dışında PFO’nun migren ile olan ilişkisi halen tam olarak çözülememesine rağmen aura ile seyreden migren vakalarda PFO’nun rolü olduğunu düşündüren veriler bulunmaktadır. Auralı migren olgularında da PFO sıklığının sağlıklı bireylere göre iki katına kadar arttığı, PFO kapatılmasının migrene bağlı baş ağrılarını azalttığı bilinmektedir. Çoğu insanda patent foramen ovale belirtileri görülmez. Nadiren de olsa PFO migren, ayağa kalkarken ve ayakta dururken nefes darlığı ortaya çıkabilir. PFO belirli felç türleri için daha yüksek risk olarak kendini gösterir.”

“Multidisipliner bir yaklaşımla tanı konuyor”
“İnme geçiren genç-yetişkin (60 yaş altı) hastalar nöroloji uzmanı tarafından inmenin nedenine yönelik yoğun bir araştırmaya tabi tutulur” diyen Küçükseymen, şunları söyledi: “Nedeni bulunamayan vakaları, nöroloji ve kardiyoloji uzmanı hekimler birlikte değerlendirir. Normal ekokardiyografik inceleme erişkin hastalarda çok net görüntüleme imkanı sağlamadığı için bu hastalarda yemek borusundan ekokardiyografik inceleme (transözefagal ekokardiyografi) yapılması gerekir. Bu işlem sırasında kol toplardamarlarından serum verilerek geçiş izlenebilir."

İnme geçirme riskini ortadan kaldırmak için PFO kapatma işlemi gerekli
Küçükseymen, nöroloji tarafından yapılan transkranial doppler tarama, PFO varlığını indirekt yolla gösteren bir yöntem olduğunu ve koldaki toplardamardan verilen serumun beyin atardamarında oluşturduğu ultrasonik sinyallerin ölçülmesi ile gerçekleştirildiğini bildirdi. Daha konforlu bir yöntem olmasına rağmen test pozitif olduğunda ekokardiyografi ile tanı kesinleştirmesi gerektiğini aktaran Küçükseymen, “Tüm bu testlerin pozitif ya da şüpheli olması durumunda, hastaların bacaklarında aktif ya da daha önceden pıhtılar (derin ven trombozu) oluştuğuna dair kanıtlar var ise, hastanın tekrar inme geçirme riski ve olabilecek işlemin öngörülebilir riskleri hasta ile paylaşıldıktan sonra PFO kapatma işlemine karar verilir” diye konuştu.

“PFO ameliyatsız kapatılabiliyor”
PFO’nun ameliyatsız kapatılabildiğini belirten Küçükseymen, “İşleminde kasık toplardamarından (femoral ven) iğne ile girilir ve buradan kalbe kadar uzanan ve PFO’dan geçen bir tel gönderilir. PFO’ya uygun büyüklükte seçilen kapama cihazı kasıktan ilerletilerek delikten geçirilir. Cihaz, deliği iki taraftan üzerine oturarak kapatır. Cihaz bırakılmadan önce PFO’nun uygun şekilde kapandığı ve takılan cihazın kalbin diğer bölümlerine zarar vermediği kontrol edilir ve işlem sonlandırılır. İşlem sonrası 3-6 ay içinde kalbin içini kaplayan hücre tabakası (endokardiyum) kapama cihazının üzerini kaplar ve cihaz artık vücudun bir parçası haline gelir” dedi.

İşlem sonrası dikkat edilmesi gerekenler
Son olarak Kücükseymen, işlem sonrası yapılması gerekenleri, “PFO kapama işlemi ortalama 1 saat kadar sürer. Kullanılan cihazlara göre hasta işlem sırasında uyanık olabilir ya da hafif uyutulabilir. İşlem sonrası hasta en az 6 saat yatakta ve bir gece hastanede kalır ve sabahında taburcu edilir. Kapama cihazı üzerinde pıhtı oluşumunu önlemek için kısa süre kan sulandırıcı ilaç kullanılması önerilir. Birkaç gün evde istirahat sonrasında hasta günlük aktivitelerine dönebilir. 6 hafta süreyle darbe almalarına neden olan durumlardan ve temas sporlarından (karate, boks, güreş, halter gibi) kaçınılmalıdır” sözleriyle anlattı.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.05.23 15:22:09
Son Düzenlenme Tarihi :