SON DAKİKA

logo

Elmalı’ya Polonyalı turist akını bekleniyor

Elmalı Belediye Başkanı, ilçeyi ziyaret eden Varşova Büyükelçi Yardımcısı Hakan Abacı ve beraberindeki Polonyalı gazetecilerin onuruna bir akşam yemeği verdi.

    Polonya’nın en çok okunan gazetesi Gazeta Wyborcza’dan Marcelina Joanna Szumer-Brysz, Polonya Devlet Televizyonu TVP’den Clayton Reklewski Louis-Jean, günlük ulusal siyasi gazete Dziennik Gazeta Prawna’dan Michał Wojciech Potocki ve Polonya Haber Ajansı Polska Agencja Prasowa’dan Natalia Dziurdzińska’dan oluşan gazeteci heyeti daha önce de İYİ Parti Antalya Milletvekili Hasan Subaşı tarafından konakta ağırlandı. Çiftliğinde yetişen üzüm ve keçi sütü dondurmayı konuklarına ikram eden Subaşı, Polonya’dan bir il ya da ilçenin Elmalı ile kardeş şehir olmasını önerdi.
Polonya heyeti onuruna akşam yemeği veren Elmalı Belediye başkanının o yemekte “Polonyalı dostlarımızı Elmalı’da tarihi konaklarımızda ağırlamak istiyoruz” dediği  tahmin ediirken, kamuoyunda ise bu ziyaretlerden sonra Polonya’dan Elmalı’ya yönelik bir turist akını başlaması beklentisi  başladı. 


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.09.20 07:14:48
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






172 kiloda anne oldu

Antalya’da yaşayan felsefe öğretmeni Özlem Güven Yıldız, 156 kiloda 2. bebeğine hamile olduğunu öğrendi ve doktorların, ’Elinde saatli bomba taşıyorsun, gebeliğin çok tehlikeli sonlandırılmalı” sözlerine aldırış etmedi, 172 kiloya kadar çıktığı bu süreçte sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi.

Antalya’da yaşayan felsefe öğretmeni Özlem Güven Yıldız, 156 kiloda 2. bebeğine hamile olduğunu öğrendi ve doktorların, ’Elinde saatli bomba taşıyorsun, gebeliğin çok tehlikeli sonlandırılmalı” sözlerine aldırış etmedi, 172 kiloya kadar çıktığı bu süreçte sağlıklı bir erkek bebek dünyaya getirdi.
Alanya’da yaşayan bir çocuk annesi Felsefe Öğretmeni Özlem Güven Yıldız Yıldız, 34 yaşında, 156 kilogram ağırlığında sürpriz bir şekilde ikinci bebeğine hamile olduğunu öğrendi. İlçedeki takibinde Yıldız’a, "Hayatınla kumar oynuyorsun elinde bir bomba taşıyorsun her an patlamaya hazır" sözleriyle gebeliğin sonlandırılması önerildi. İkinci bebeğini kucağına almayı çok isteyen Yıldız, yılmadı ve obezite hamileliği noktasında araştırma yapmaya başladı. Yıldız, Antalya’da gözyaşları içinde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru’ya başvurdu. Tüm risklere rağmen Kumru ve ekibi tarafından yönetilen hamilelik sürecinde Özlem Güven Yıldız, 172 kiloya ulaşmasına rağmen sağlıklı şekilde sezaryenle 3 kilo 540 gram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getirdi. 10 gün yenidoğan yoğun bakım sürecinin ardından bebeğiyle sağlıklı şekilde taburcu olan olan Yıldız, mutluluğunu süreci başarıyla yöneten doktoru Kumru ile de paylaştı.

"Ölümü riske alıp bebeğini dünyaya getirdi"
Yaşadığı mutluluk yüzüne yansıyan Özlem Güven Yıldız, ilk çocuğunun çocuğunu 26 yaşında kucağına aldığını ve o zaman bu kadar kilolu olmadığını aktardı.
İkinci bebeğine hamile olmasının kendilerine de sürpriz olduğunu dile getiren Yıldız, "Çok erken öğrendik 4-5 haftalıktı. Doktorum çok riskli bir gebelik olduğunu hem benim hem bebek için dolayısıyla hamileliğimi sonlandırmam gerektiğini söyledi. Sonlandırmak istemedim, çünkü bir daha hamile kalacağımın garantisini kimse bana veremezdi. Daha sonra Selahattin Kumru hocaya ulaştım. Hatta ilk aradığımda ağlayarak aramıştım. Eski doktorum, ’Hayatınla kumar oynuyorsun elinde bir bomba taşıyorsun her an patlamaya hazır’ demişti. Çünkü asıl 6-7 ay sonra hamileliğin pik evresine giriliyormuş, işte o zaman tansiyon yükselmesi, ani bebek ölümü, gebelik şekeri, gebelik ölümü ve daha birçok şeyden bahsetti. Bir hekim olarak söylemesi gerekenleri söylemişti. Ben de daha sonra perinatolojiye başvurdum. Selahattin bu süreci ilerlettik, 35. 36. haftaya kadar geldik planlı bir şekilde aldık yani ameliyat süreci çok zorlu geçti. Sonrasında ayağa kalkabilmem yani kilodan kaynaklıydı bunların hepsine karşı hocam ve ekibi tüm önlemleri aldılar" diye konuştu.

"172 kiloda süreci tamamladı"
Hamilelik sürecini 156 kilo ile başlayıp, 172 kilo ile tamamladığının altını çizen Yıldız, "Şu anda 158 kiloyum inşallah bu 6 ay içinde tekrar çift hanelere düşmek istiyorum. Gerçekten çok zorlandım. Emboli atma riskim vardı bunların hepsini konuşmuştuk. Bir çok önlem alındı gerek ameliyat esnasında gerek sonrasında. Sadece bendeki gebelik şekerinden dolayı bebeğimin akciğer gelişimini akranları ile tam aynı şekilde tamamlayamadığı için 10 gün yenidoğan yoğun bakımda kaldık. O süreçte çok güzel geçti şuan ikimizde sağlıklıyız" ifadelerini kullandı.
Kilolu olan anne adaylarına da önerilerde bulunan Yıldız, "Tek bir kişinin olumsuz söylemleri ile bu sürecin sonlandırılmaması gerektiğini düşünüyorum. Daha çok araştırma yapılmalı. Biz bu süreci çok güzel yürüttük süreci önce Allah’ın sonra onların sayesinde her sey cok güzel ilerledi tabi ki olumsuz durumlarda yaşadık ama bunun üstesinden geldik" dedi.

"Oldukça riskliydi"
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, hastasının kendilerine başvurduğunda gebeliğin erken süreçte olduğunu ve normalden bir fazla kilo ile karşı karşıya olduklarını belirtti.
Gebelikte normalden fazla kilo olmasının bazı sorunların görülme ihtimalini arttırdığına dikkat çeken Kumru, "Gebelik diyabeti, gebelikte hiper tansiyon ve gebelik zehirlenmesi gibi bebeğin akciğerlerinin iyi gelişmemesi, ani bebek ölümü riskinin artması gibi bazı sorunların olma ihtimali artırıyor. Gebeliği sonlandırması önerilmiş o da bebeği istiyordu. Hastamız bize karamsar bir tablo ile geldi, riskler konusunda bilgilendirilmiş ama bebeği istediğini söyledi. Biz de elimizden geleni yapacağız dedik ve başladık. Bu sorunlar olmasın diye tedbir amaçlı ilaçlar verdik yine de bazı sorunlarla karşılaştık. Vücut kilo endeksinde 20-25 arası en idealidir. Özlem’in endeksi 50’ ye yakındı o yüzden oldukça riskli görünüyordu. Gebelik diyabetiyle karşılaşmamıza rağmen bu süreci yönettik. Son zamanlarına kadar getirttik 35-36. hafta aralığında planlı olarak doğum gerçekleşti ve sağlıklı olarak bebeklerini kucaklarına aldılar" ifadelerine yer verdi.

"Perinatolojinin önemi"
Vücut kilo endeksi 25 altı olan gebelikler en iyi gebelikler olduğunu işaret eden Kumru, "Hastamızda bir hamilelik sürecini 172 kilo ile tamamladık. Perinatoloji tek riskli gebeliklerle uğraşan bir bilim dalı kadın doğum üzerine yüksek ihtisas olarak yapılıyor. Kilolu gebelerde perinatoloji alanına giriyor bu tarz gebeler perinatoloji uzmanı tarafından takip edilirse sonuçların olumlu olmasına daha çok katkı sağlayacaktır. Obezite sıklığı ülkemizde yüzde 25 civarında bildiriliyor ama bu durum morbid obezite daha seyrek oluyor" açıklamasında bulundu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.21 11:58:16
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.21 12:02:16





Eski CHP’li vekilden Kılıçdaroğlu’na seçim eleştirisi

CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, 28 Mayıs ve 1 hafta sonrası gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni değerlendirdi. Seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu savunan Sapan, CHP liderini sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren CHP 24. Dön..

CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, 28 Mayıs ve 1 hafta sonrası gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ni değerlendirdi. Seçimde Kemal Kılıçdaroğlu’nun başarısız olduğunu savunan Sapan, CHP liderini sert sözlerle eleştirdi.
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendiren CHP 24. Dönem Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nu eleştirdi. Sapan, “Sokaktaki insanı anlamadan Türkiye’nin demografik yapısını anlamadan, siyaset sosyolojisini okumadan, insanların ihtiyaçlarını gözetmeden çalakalem söylemlerle, zaten olmayan itibarınızı kazanamazsınız, kazanamadınız. Yani bu açıdan baktığınızda Kemal Kılıçdaroğlu bana göre CHP’nin utancıdır” dedi. Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi gerektiğini de ifade eden Sapan, “Liderlik gömleği Kemal Kılıçdaroğlu’na göre değil. Onun kafasının arkasında CHP, Atatürk falan yok. Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var? Bakıyorsunuz uçakların arkasında Atatürk ve Türk bayrağı uçuyor. Balkon konuşması yapıyor, bir tarafında Atatürk bir yanda kendi posteri var” ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu’nu başarısız olarak gördüğünü belirten Yıldıray Sapan, geçmişte Türkiye’nin kurucu unsurunun savaş verdiği 7 düveli, bu seçimlerde Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanına aldığını ileri sürdü. Sapan, “Hatta bunların yanında terör örgütlü gruplar da vardı. Fakat buna rağmen hiçbir şekilde başarılı sayılamaz. Denenmeyen hiçbir şey kalmadı. Yani seçim alma bahanesiyle ilkelerden vazgeçilmek, ideolojiyi bir kenara bırakmak, Mustafa Kemal’i ötelemek, bertaraf etmek de dahil, denenmeyen hiçbir şey kalmadı ama seçim alınamadı ve başarısız olundu. O halde istifa etmelidir. Çünkü başarısızlık kavramları varsa istifa da vardır işin ucunda. Başarılıysanız devam ederseniz. Başarısızsanız etmezsiniz. İstifa etmesi gereken sadece Kılıçdaroğlu değildir. O dönemde parti meclisi üyeliği yapmış, hala yapan MYK ve seçimi yönlendiren, yöneten kim varsa, hepsi istifa etmelidir. Öyle Kemal Kılıçdaroğlu çıkıp kendine iki kurban seçerek bu işi öteleyemez, sürdüremez, genel başkanlığa devam edemez. Mutlaka istifa etmelidir. Bunun başka bir yolu yoktur. Partinin dışına attığı Atatürkçülere yol açmalıdır” dedi.

“Siyaset bir ideoloji pazarlamasıdır”
Siyasetin bir anlamda pazarlama olduğunu vurgulayan Sapan, “Nasıl dışarıda ticari maksatlı bir ürünü pazarlarsanız siyasette de ideolojinizi pazarlarsınız. Metodolojinizi, fikrinizi pazarlarsınız. Ama bunu yaparken geçmişinizi bir kenara bırakarak ideolojik fikirlerinizi, ilçelerinizi bir kenara bırakarak bir işportacı zihniyetiyle yapamazsınız. Zaten yapamadınız. Yani sokakta düşünce üreterek, sokakta çalakalem akla gelen söylemlerle seçim yönetilemez, alınamaz da” diye konuştu.

“Utanç içindeyim”
“Kemal Kılıçdaroğlu bu seçimi alamazdı” diyerek sözlerini sürdüren Sapan, “Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu giydiği gömlek itibariyle alamazdı. Türkiye’nin ayarlarıyla, kılcal damarlarıyla oynuyorsunuz. Geçmişte biz bunları başkalarına söylerdik. Ne acıdır ki şimdi biz CHP diyemeyeceğim yeni CHP’nin genel başkanına söylüyoruz ve utanç içindeyim. Türkiye’nin çıkarlarını dış odaklara karşı iç düşmanlara karşı Türkiye’nin çıkarlarını korumak Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel ilkesidir. Siz bunlara karşı hareket eden kurumlarla, kuruluşlarla birlikte hareket ediyorsunuz. Onlarla seçim almayı düşündünüz. O işe angaje oldunuz. Terör odaklarıyla, FETÖ ile iş birliği yaptınız. HDP’nin PKK uzantısıyla iş birliği yaptınız ama alamadınız. Bunun sebebi Türk milleti’in bu işi anlaması. Türk milletini kandıramazsınız. Yani kanarmış gibi yapar ama kandıramazsınız. Durumu, ‘Ne vereyim ağabeyime?’ durumuna getirdiniz, hepsini yaptınız ama bu milletin gönlünü kazanamadınız. Temel nedeni budur. Bir de bir program dahilinde yürümedi yeni CHP. Yani tamamıyla bir siyasi işportacı zihniyetiyle sokakta üretilmiş laflarla şunu da yapacağız, bunu da yapacağız, emeklilere şu kadar işte bayram ikramiyesi gibi. Olacak iş değil. Yani siyaset itibar işidir. Yani böyle sokak söylemleriyle, sokaktaki insanı anlamadan Türkiye’nin demografik yapısını anlamadan, siyaset sosyolojisini okumadan, insanların ihtiyaçlarını gözetmeden çalakalem söylemlerle, zaten olmayan itibarınızı kazanamazsınız, kazanamadınız. Yani bu açıdan baktığınızda Kemal Kılıçdaroğlu bana göre CHP’nin utancıdır. Yani on iki seçimdir kaybediyor ve dışarıda ağlayan bir seçmen grubu var. Kendi örgütümüz var. Bunun yanında vatandaşlar var, sizi umut olarak görmüş, ne olursa olsun oy vermiş, ağlayan vatandaşlar var. Şimdi bedelini ödemelisiniz” ifadelerini kullandı.

“Zafer Partisi’ni tebrik ediyorum”
Zafer Partisi ile ikinci tur desteği öncesi imzalanan anlaşma maddelerinin CHP’nin kurucu ilkeleri olduğunu hatırlatan Sapan, “O maddeler aslında Kemal Kılıçdaroğlu, Türk siyaseti, siyasetçiler için bir utanç vesikasıdır o. Bundan utanılmalıdır. Çünkü o kağıtta yazılan ne varsa, aslında bu partinin ruhudur. Sanki o maddeler biz de yokmuş gibi imzalanması ders verme niteliğindedir. Zafer Parti’sini tebrik ediyorum” diye konuştu.

“Tam bir diktatör yönetimi var”
Sapan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlık dönemini fetret devrine benzeterek, “Boşa geçmiş kayıp bir zaman dilimidir. O nedenle hiç vakit kaybetmeden, Kemal Kılıçdaroğlu istifa etmelidir. Cumhuriyet Halk Partisi’nde o kadar değerli insanlar var ki; ancak Kılıçdaroğlu ile birlikte getirilen bir açıklama yasağı, kendini ifade etme yasağı var. Bu mecliste de böyle, dışarıda da böyle. Hemen ‘Kimse bu konuda açıklama yapmasın’ diye bir genelde yayınlarlar. Bu toplumda temayüz etmiş kişileri frenleyen bir tavır. Bu nedenle onlar ortaya çıkmıyor. CHP, insan ve lider anlamında mücevher dolu. Tam bir diktatör yönetimi var” ifadelerine yer verdi.

“Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var?”
Kılıçdaroğlu’nu eleştirilerine devam eden Sapan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Liderlik gömleği Kemal Kılıçdaroğlu’na göre değil. Zaten başka şeylere angaje olmuş bir kafa yapısı var. Bizim gerçek CHP ile fikren uyuşmayan bir tavır. Onun kafasının arkasında CHP, Atatürk falan yok. Zaten buradan da başarı çıkmaz. Bütün argümanları kaptırmışsınız. Tayyip Erdoğan’dan fazla Atatürkçü mü var? Bakıyorsunuz uçakların arkasında Atatürk ve Türk bayrağı uçuyor. Balkon konuşması yapıyor, bir tarafında Atatürk bir yanda kendi posteri. Siz? Anıtkabir’e bile seçime 3-5 gün kala gittiniz. Kim rahatsız oluyor Atatürk’ten? Sizin oy beklentiniz olan bir grup mu? Olmasın öyle bir iktidar, biz öyle bir iktidar istemiyoruz. 7 düvel içten ve dıştan düşmanla iktidar olma, Tayyip Erdoğan nefreti örgütleyerek iktidar olmak size bir şey kazandırmaz. Öyle söylemler geliştireceksiniz ki; altı dolu olacak ve mantığa bürünebilecek, halk da inanacak. Kılıçdaroğlu meselesi itibar meselesidir. Son anda milliyetçilik gömleği giydi. Oysa durum değişmemişti, başından beri aynı durum vardı. Tavır değiştirmek için durumun değişmesi lazım. Ama durum değişmeden tavır değiştirdiniz. Peki halk inanır mı size? Asla inanmaz, inanmadı da. Buradan AK Parti övgüsü yaptığım düşünülmesin, ben CHP’liyim ama ortada bir gerçek var. İnsanlar ‘Tayyip Erdoğan’a kurban olayım’, ‘Allah ömrümden alsın, ömrüne versin’ diyor. Bu irdelenmesi gereken bir şey. Peki sizin için bunu söyleyen birisi var mı? Yok. Tam tersi kendinize nefret örgütlüyorsunuz. Tayyip Erdoğan’a örgütlemeye çalıştığınız nefret, size dönüyor. Bunu nasıl göremezsiniz?”

"CHP tabanı Kılıçdaroğlu’nu asla seçmez"
Mustafa Kemal Atatürk’ün mezhep, ırk ve köken anlayışıyla siyaset yapmadığına dikkati çeken Sapan, 2010 yılından bu yana CHP’de mezhepçilik yerleştiğini iddia etti. Sapan, CHP tabanının Kılıçdaroğlu’nu genel başkan olarak görmediğini de ileri sürerek, “CHP’ye kayıtlı 1 milyon 350 bin kişiyi sandığa götürseniz, Kemal Kılıçdaroğlu’nu asla seçmez. Çünkü Kemal Kılıçdaroğlu’nda entelektüel seviyesi yüksek örgütü tatmin edecek bir belagat yok. Kılıçdaroğlu’nun söylemleri tatmin etmiyor. Dışarıdaki seyyar satıcıya sorsanız Kemal Kılıçdaroğlu gibi konuşur. Hatta o daha iyi konuşup, ideolojik, sosyolojik açılımlar yapar ve çözüm de üretir” dedi.

"Ekrem İmamoğlu belediye başkanıyken genel başkanlığı örgüt düzeyinde kabul görmez diye düşünüyorum"
Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun ‘değişim’ sözlerini de değerlendiren Sapan, “Ekrem İmamoğlu’nun anladığım kadarıyla bir genel başkanlık düşüncesi var. Ama bu söylediklerime herkes dikkat etmeli. Bu bir yarıştır ama bana sorarsanız Kemal Kılıçdaroğlu’nun bırakacağını düşünmüyorum. Belediye Başkanıyken Genel Başkanlığını örgüt düzeyinde kabul görmez diye düşünüyorum. Aday olacaksa olur, hevesini kırmayayım ama CHP’nin içinde daha çok cevher var” diye konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.06.01 16:08:56
Son Düzenlenme Tarihi :