SON DAKİKA

logo

Tarihi Medreseyi restore ettik, kapılarına da kilidi vurduk geçtik !

Tarihi Ömer Paşa Camii'nin avlusunda bulunan tarihi medrese binlerce lira harcanarak restore edildi. Aradan yıllar geçmesine rağmen bir şekilde değerlendirilmeyen tarihi medresenin cami avlusuna bakan kısımda sıvalar dökülmeye başlarken, kapıları kilitlenen 12 oda tekrar açılacağı günü bekliyor.

    Elmalı’ya gelenlerin cami kadar ilgisini çeken ama kilitli kapıları görünce adeta kısa bir şok yaşatan Ömer Paşa camii’nin avlusunda bulunan medrese, restore edilmesinden sonra halen kapıları kilitli vaziyette  duruyor. Aradan geçen uzun zaman süreci içinde özellikle köşelerde sıva dökülmelerinin meydana geldiği tarihi medresenin  bir bölümü depo olarak kullanılırken, Elmalı Müftülüğü tarafından  gençlik merkezi, sohbet odası, bay-bayan koordinatörlüğü ve hac-umre bürosundan oluşan proje ise nedense bir türlü hayata geçirilemedi.
Bazı il ve ilçelerde bulunan bu tür medreselerin müze ya da gençlik merkezi olarak değerlendirildiğini kaydeden vatandaşlar, restorasyondan önce medresenin kütüphane olarak değerlendirildiğini kaydederlerken, “Restorasyonu bitirdik, ardından da tarihi medresenin kapılarına kilit vurarak adeta bir zamanlar ilin-irfan yuvası olan bu binayı kaderine terk ettik” dediler.
GENÇLİK MERKEZİ OLMAZSA
MÜZE OLARAK DEĞERLENDİRİLSİN
Tarihi medresenin gençlik merkezi olarak değerlendirilmesi konusunda ilgili makamların gereken kararı biran önce almasını isteyen vatandaşlar, manevi iklimi ön plana çıkan Elmalı’da tarihi bir caminin avlusunda bulunan tarihi bir medrese de yapılacak sohbetlerin daha da anlamlı olacağını belirtirlerken, ilçede cafe sayısının her geçen gün daha da arttığını ve bu artışın da nedeninin gösterilen ilgi ve alaka olduğunu kaydederek şunları söylediler:
“Tarihi medrese amacına uygun olarak gençlerin buluşma noktası olsun. Çay içmek, sohbeti dinlemek amacıyla tarihi medreseye gelen gençler namazlarını toplu olarak kılıp, namaz öncesinde veya sonrasında bu tarihi mekanda oturarak çaylarını içip, kendi aralarında sohbette edebilirtler. Gençler için vazgeçilmez bir buluşma noktası olur.”
Sözkonusu tarihi medresenin gençlik merkezi olarak değerlendirilmemesi halinde, müze olarak değerlendirilmesini ve bir bölümünde medresenin canlı olduğu o yılların canlandırmasının yapılabileceğini, bir bölümde ise Muhammed Hamdi yazır Müzesi’ne ev sahipliği yapabileceğini kaydeden vatandaşlar, “Ne yazık ki Elmalı’da yerel kent konseyi yok. Yani, medresenin kapısındaki kilitlerin sökülüp burayı canlı hale getirtecek, ilgili makamları harekete geçilecek bir güç yok. Böyle olunca da daha yıllarca medresenibn kapıları kilitli kalır, odaları depo olarak kullanılır” dediler.


Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2019.07.26 09:15:47
Son Düzenlenme Tarihi :

Yorum Yap






Ticari süt işletmelerince 879 bin 602 ton inek sütü toplandı

Ticari süt işletmeleri tarafından toplanan inek sütü miktarı, Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %2,4; Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %3,5 arttı.
Nisan ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ayran üretimi %19,6, inek peyniri üretimi %2 ve içme sütü üretimi %0,7 artarken; yoğurt üretimi %7,1 ve tereyağı üretimi %16,5 azaldı. Ocak-Nisan döneminde ise bir önceki yılın aynı dönemine göre, içme sütü üretimi %8,2, inek peyniri üretimi %6,2 ve ayran üretimi %5,6 artarken; yoğurt üretimi %0,1 ve tereyağı üretimi %23,4 azaldı.
Bir önceki ay 911 bin 760 ton olan ticari süt işletmelerince toplanan inek sütü miktarı Nisan ayında %3,5 azalarak 879 bin 602 ton oldu.
Bir önceki ay 138 bin 678 ton olan içme sütü üretimi Nisan ayında %11,6 azalarak 122 bin 660 ton olarak gerçekleşti.
* TUİK

Kaynak : Haber Merkezi
Ekleme Tarihi : 2023.06.14 13:22:12
Son Düzenlenme Tarihi :





Sağlıklı beslenme için ata tohumundan üretilen karakılçık buğdayı sofralarda

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü ve eşi Radyasyon Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, kanser hastalarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla atalarından kalan tarlayı kullanarak düşük glüten içeren ve faydaları saymakla bitmeyen ’karakılçık buğdayı’ üretimine başladı. Yıld..

Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü ve eşi Radyasyon Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Eda Küçüktülü, kanser hastalarının beslenme ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla atalarından kalan tarlayı kullanarak düşük glüten içeren ve faydaları saymakla bitmeyen ’karakılçık buğdayı’ üretimine başladı. Yılda 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, düşük glütenle beslenmek isteyenler için karakılçık buğdayı ekmeğini piyasaya sürdü.
Antalya Eğitim Araştırma Hastanesi, Radyasyon Onkolojisi Uzmanı olan Doç. Dr. Eda Küçüktülü ve aynı hastaneden Genel Cerrahi Uzmanı olarak görev yapan eşi Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, kanser hastalarının tedavisi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda gelen sorular üzerine çalışmalarına başladı. Glüten oranını düşük ve yüksek lif ile protein barındıran karakılçık buğdayı üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırdı. Özellikle kanser hastalarının glütensiz beslenme arayışı içinde olmaları nedeniyle veya glüten oranı düşük beslenme taleplerini karşılamak amacıyla değerlendikleri buğday türü, çiftin dikkatini çekti. Çalışmalarda başarılı sonuçların elde edilmesinin ardından üretim alanı 90 dekara çıkardılar ve buğday ekimi gerçekleştirdiler. Bu yıl yaklaşık 30 ton ürün elde etmeyi hedefleyen çift, Antalya’daki bir fırınla iş birliği yaparak, "karakılçık" cinsi buğdaydan yapılan ekmekleri piyasaya sürdü.

Kanser tedavisindeki yan etkilerin azalmasını sağlıyor
Lif, protein, vitamin, antioksidan ve mineral yönünden oldukça zengin olan karakılçık buğdayı; fosfor, potasyum ve demir gibi önemli mineraller içeriyor. A vitamini, E vitamini, K vitamini ve C vitamini içeren buğday, anti-enflamatuar özelliği ile hassasiyet, ağrı ve ateşi düşürerek iltihabı önleme özelliğine sahip. Vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan Karakılçık, uzun süre tokluk hissi veren yüksek miktardaki lif oranıyla iyi bir diyet yemeği olarak biliniyor. Mideyi yormayan ve hazmı kolay olan buğdayın, sindirim sistemini desteklemesi de faydaları arasında. Karakılçık buğdayı diğer buğdaylara oranla çok daha az glüten içerdiği için de kanser hastalarının beslenmesinde kullanılıyor.

Avrupa’da laboratuvar ortamında, Türkiye’de doğal yollarla üretiliyor
Avrupa’da laboratuvar ortamında üretilen, Türkiye’de ise doğal yollarla yetişen karakılçık buğdayı girişimin serüvenini aktaran Doç. Dr. Eda Küçüktülü, “Hastalarımızdan bize tedavi sırasında yan etkilerden kurtulmak için glütensiz beslenme konusunda çok fazla soru geliyordu. Tamamen glütensiz beslenmek için tahıllardan uzaklaşmanın da özellikle bizim hastalarımızda ciddi komplikasyonları var. Hastalarımızda karşılaştığımız kemik kırıkları üzerine araştırma yaparken karakılçık buğdayından haberim oldu. Sonra Avrupa’daki tahıllarda glüteni düşürmek için laboratuvar çalışmaları yaptıklarını okudum. Bizim böyle halihazırda hiçbir laboratuvar çalışması yapmamıza gerek kalmadan zaten glüten oranı düşük bir atalık buğdayımızın olması ve insanları aşırı derecede tok tutuyor olması dikkatimi çekti. Onunla ilgili hastalarıma destek olabilmek için uygun olan bu topraklarda ticari kaygı olmadan üç yıl önce bunu denemek üzere ektik. Başarılı sonuçlar alınca bu sene de artık hastalarımıza verebilecek bir bilimsel çalışmada kullanabilecek şekilde ekmek üretimine geçtik” ifadelerini kullandı.
Probiyotik sıvı ekşi maya ve özel maya tuzu ile elde edilen karakılçık ekmeği, gramaj olarak küçük ve fiyatı beyaz ekmekten daha yüksek. Ancak bir dilimi beş dilim beyaz ekmeğe denk geliyor ve yüksek lif oranı sayesinde beyaz ekmek gibi hızlı bayatlamıyor. Glüten oranı her ne kadar düşük olsa da çölyak hastalarına önerilmiyor.

“Glüten oranının düşük olması sağlıklı beslenmek için önemli bir fırsat”
Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Uzer Küçüktülü, ata tohumundan üretilen karakılçık buğdayının sağlık açısından sunduğu avantajları vurgulayarak, "Glütenin zararlı etkilerinden kaçınmak için glütensiz beslenmek kalori ihtiyacının fazlasının alınmasına sebep olmaktadır. Onun yerine kullanılan ürünler çok daha kalorili oluyor. Bu durum bağırsak florasındaki yararları bakterilerin yok olmasına, koli basili diye bilinen bakterilerin üremesine sebep oluyor. Çölyak hastası dışındaki insanların glütensiz beslenmek adına tahıllardan uzaklaşmasının yan etkileri mevcut. Örneğin kemik erimesi yapması söz konusu. Kalsiyum, demir ve magnezyum gibi mineraller tahıllardan alınıyor. Buğdayın glüten oranının düşük olması, sağlıklı beslenmeyi tercih eden herkes için önemli bir fırsattır. Ayrıca, bulgur olarak da sofralarımıza taşımayı hedefliyoruz” şeklinde konuştu.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.08.17 11:30:44
Son Düzenlenme Tarihi :