Geçtiğimiz günlerde yönetiminde yeralan bazı isimlerle birlikte Elmalı’ya süpriz bir ziyarette bulunan ve Belediye Başkanını ziyaret edip bir esnaf dükkanı önünde de kısa bir mola veren ATSO Başkanı Davut Çetin, sadece pazartesi günleri öğle saatlerine kadar köylü pazarı olarak hizmet veren ve haftanın diğer günleri atıl durumda olan Yukarı Pazar’da incelemelerde bulundu.
23-27 Ekim tarihleri arasında düzenlenen Yörex Fuarı öncesinde, ATB’de gazetecilerle biraraya gelen ATSO Başkanı Davut Çetin, orada yaptığı konuşmada Elmalı’da da yöresel ürünlerle ilgili bir proje için çalıştıklarını açıklamıştı. O günkü konuşmasında proje detayı vermeyen ATSO Başkanı Davut Çetin’in Elmalı’ya ziyareti, diğer ilçeleri de ziyaret etmesi ve bu ziyaretlerde ilçenin belediye başkanları ile ATSO’nun yapacağı projenin gündeme gelmesi dikkate alınırsa, oldukça önemli.
Ancak Başkan Davut Çetin, ATSO olarak Elmalı için düşünülen projeyi hayata geçirmeden öncelikle kamuoyu ile paylaşmalı, kamuoyunun düşüncesini almalı ve o düşünceye göre proje revize edilmeli.
ELMALI PAZAR
PROJESİ HALEN
HAYATA GEÇİRİLEMEDİ
Yöresel ürün bazında bir proje düşünülüyorsa, halen kapıları kilitli olan, bir türlü aktif hale getirilemeyen Elmalı’da üretilen gıda ve ürünlerin satışının sadece düşüncede kaldığı Elmalı Pazar’ının içinde bulunduğu projede değerlendirilmeli.
TURİZM DE ÖNEMLİ
Ama özellikle turizm ve yöresel ürünleri kapsayan bir proje ATSO’nun Elmalı’ya yapacağı en büyük iyiliktir, bu tür proje öne çıkmalıdır.
Sonbaharda kapıyı çalan 5 önemli hastalık
İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, sonbaharda sık görülen hastalıkları ve korunma yöntemlerini anlattı.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları yavaş yavaş düşmeye başladı. Bununla beraber ortaya çıkan ani ısı dalgalanmaları ise eğer dikkatli olunmazsa hastalıklara yakalanma riskini oldukça artırıyor. Yapılan klinik çalışmalar bahar aylarında bazı hastalıkların daha fazla yaşandığını gösteriyor. Bunun sebebi ise genellikle başta ani ısı değişimleri olmak üzere yağmur, rüzgar ve polenler gibi faktörlerin vücut direncini düşürmesi şeklinde tanımlanıyor. Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, “Bu hastalıklardan korunmak bizim elimizde. Yeter ki hazırlıklı olalım ve gerekli önlemlerimizi alalım” diye konuştu.
Doç. Dr. Aktaş, sonbaharda yakalanma riski yüksek olan 5 hastalığı şu şekilde sıraladı:
1- Üst solunum yolları hastalıkları
Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla beraber burun, sinüsler, farenks, larenks veya bronşlar gibi üst solunum yollarını ilgilendiren akut enfeksiyonlar yaygın hale geliyor. Bu enfeksiyonlar ise hafif ateş, öksürük, hapşırma, yorgunluk, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösteriyor ve genellikle bulaşıcı olduğundan etkileşimin fazla olduğu ortamlarda yakın temastan kaçınmak gerekiyor. Bunun yanı sıra bulunulan ortamı sık sık havalandırmak, C vitamini yönünden iyi beslenmek ve hava sıcaklığının değişkenliğini göz önünde bulunduracak şekilde giyinmek önem kazanıyor.
2- Alerjik rinit
Halk arasında ‘saman nezlesi’ olarak da adlandırılan mevsimsel alerjik rinit, en sık rastlanan alerjik hastalıklardan biri olarak öne çıkıyor. Bahar aylarında özellikle havada uçuşan polenler nedeniyle artış gösteren alerjik rinit, hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, geniz akıntısı, koku
almada güçlük, gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık ile kendini belli ediyor. Alerjik belirtilerin kontrolü ise birden fazla tedavi yönteminin birlikte uygulanmasıyla sağlanıyor. Korunmak için ilk ve en önemli adım alerjik rinite neden olan etkenlerden uzak durmak olurken, verilen tedavinin kısaltılmaması gerekiyor.
3- Sindirim sistemi sorunları
Mevsim geçişlerinde reflü, gastrit, peptik ülser gibi mide rahatsızlıklarında gözle görülür bir artış gözleniyor. Nedeni ise bu süreçte nem oranındaki farklılıklar, gün ışığından yararlanılan sürenin azalması ve değişen hava şartlarına vücudun tepki göstermesi oluyor. Daha önceden hafif şikâyetleri olan bireylerde alevlenmeler olabilirken, hiç şikâyeti olmayanlarda da yakınmalar başlayabiliyor. Şişkinlik, geğirme, ağza ekşi su gelmesi, bulantı, kusma ve karnın üst kısmında gece uykudan uyandırabilecek kadar şiddetli hissedilen yanma veya ağrı sık yaşanan belirtiler arasında yer alıyor. Bu sorundan kaçınmak için kızartmalar, yağlı ve baharatlı yiyecekler ile kahve türü ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekirken, öğün atlamayarak sık ama az yemek yemek de önem kazanıyor.
4- Ürtiker (Kurdeşen)
Araştırmalar, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker (kurdeşen) geçirdiğini gösteriyor. Ürtikere en çok bahar aylarında polenlerin artması sebep oluyor. Deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları net ve kaşıntılı döküntüler, ürtiker sorununun işaretleri oluyor. Bu döküntüler 24 saat içinde kaybolurken, vücudun başka yerlerinde tekrar çıkıyor. Ancak bu belirtiler hastaları özellikle geceleri daha çok rahatsız ediyor ve yaşam kalitelerini düşürüyor. Ürtikerden korunmak için diğer alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenlerden kaçınmak alınacak tedbirler arasında ilk sırada geliyor.
5- Depresyon
Havalardaki serinlemeyle beraber açık alanlardan kapalı alanlara geçilmesi ve metabolizmadaki değişimler bireylerde farklı tepkilere yol açabiliyor. Bunlar genellikle şiddetli yorgunluk hissi ve birtakım ruhsal değişimler olarak karşımıza çıkıyor. Bahar yorgunluğunun belirtileri ise halsizlik, yorgunluk, sürekli uyuma isteği ve geçmeyen baş ağrıları oluyor. Bu gibi değişimlerin ardından yaşanması muhtemel bir depresyondan korunmak için mümkün olduğunca doğayla baş başa olacak şekilde açık havada vakit geçirmek, düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek ve metabolizmanın vitamin-mineral eksikliklerini gidermek gerekiyor.
Sonbaharın gelmesiyle birlikte hava sıcaklıkları yavaş yavaş düşmeye başladı. Bununla beraber ortaya çıkan ani ısı dalgalanmaları ise eğer dikkatli olunmazsa hastalıklara yakalanma riskini oldukça artırıyor. Yapılan klinik çalışmalar bahar aylarında bazı hastalıkların daha fazla yaşandığını gösteriyor. Bunun sebebi ise genellikle başta ani ısı değişimleri olmak üzere yağmur, rüzgar ve polenler gibi faktörlerin vücut direncini düşürmesi şeklinde tanımlanıyor. Medline Adana Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Aktaş, “Bu hastalıklardan korunmak bizim elimizde. Yeter ki hazırlıklı olalım ve gerekli önlemlerimizi alalım” diye konuştu.
Doç. Dr. Aktaş, sonbaharda yakalanma riski yüksek olan 5 hastalığı şu şekilde sıraladı:
1- Üst solunum yolları hastalıkları
Mevsim geçişlerinde yaşanan ısı değişimleri üst solunum yolu enfeksiyonlarına zemin hazırlıyor. Vücudun bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla beraber burun, sinüsler, farenks, larenks veya bronşlar gibi üst solunum yollarını ilgilendiren akut enfeksiyonlar yaygın hale geliyor. Bu enfeksiyonlar ise hafif ateş, öksürük, hapşırma, yorgunluk, burun tıkanıklığı gibi belirtilerle kendini gösteriyor ve genellikle bulaşıcı olduğundan etkileşimin fazla olduğu ortamlarda yakın temastan kaçınmak gerekiyor. Bunun yanı sıra bulunulan ortamı sık sık havalandırmak, C vitamini yönünden iyi beslenmek ve hava sıcaklığının değişkenliğini göz önünde bulunduracak şekilde giyinmek önem kazanıyor.
2- Alerjik rinit
Halk arasında ‘saman nezlesi’ olarak da adlandırılan mevsimsel alerjik rinit, en sık rastlanan alerjik hastalıklardan biri olarak öne çıkıyor. Bahar aylarında özellikle havada uçuşan polenler nedeniyle artış gösteren alerjik rinit, hapşırık, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, burun kaşıntısı, öksürük, geniz akıntısı, koku
almada güçlük, gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık ile kendini belli ediyor. Alerjik belirtilerin kontrolü ise birden fazla tedavi yönteminin birlikte uygulanmasıyla sağlanıyor. Korunmak için ilk ve en önemli adım alerjik rinite neden olan etkenlerden uzak durmak olurken, verilen tedavinin kısaltılmaması gerekiyor.
3- Sindirim sistemi sorunları
Mevsim geçişlerinde reflü, gastrit, peptik ülser gibi mide rahatsızlıklarında gözle görülür bir artış gözleniyor. Nedeni ise bu süreçte nem oranındaki farklılıklar, gün ışığından yararlanılan sürenin azalması ve değişen hava şartlarına vücudun tepki göstermesi oluyor. Daha önceden hafif şikâyetleri olan bireylerde alevlenmeler olabilirken, hiç şikâyeti olmayanlarda da yakınmalar başlayabiliyor. Şişkinlik, geğirme, ağza ekşi su gelmesi, bulantı, kusma ve karnın üst kısmında gece uykudan uyandırabilecek kadar şiddetli hissedilen yanma veya ağrı sık yaşanan belirtiler arasında yer alıyor. Bu sorundan kaçınmak için kızartmalar, yağlı ve baharatlı yiyecekler ile kahve türü ve gazlı içeceklerden uzak durmak gerekirken, öğün atlamayarak sık ama az yemek yemek de önem kazanıyor.
4- Ürtiker (Kurdeşen)
Araştırmalar, her dört kişiden birinin yaşamı boyunca en az bir kez ürtiker (kurdeşen) geçirdiğini gösteriyor. Ürtikere en çok bahar aylarında polenlerin artması sebep oluyor. Deriden kabarık, basmakla solan, etrafı kızarık, sınırları net ve kaşıntılı döküntüler, ürtiker sorununun işaretleri oluyor. Bu döküntüler 24 saat içinde kaybolurken, vücudun başka yerlerinde tekrar çıkıyor. Ancak bu belirtiler hastaları özellikle geceleri daha çok rahatsız ediyor ve yaşam kalitelerini düşürüyor. Ürtikerden korunmak için diğer alerjik hastalıklarda olduğu gibi alerjenlerden kaçınmak alınacak tedbirler arasında ilk sırada geliyor.
5- Depresyon
Havalardaki serinlemeyle beraber açık alanlardan kapalı alanlara geçilmesi ve metabolizmadaki değişimler bireylerde farklı tepkilere yol açabiliyor. Bunlar genellikle şiddetli yorgunluk hissi ve birtakım ruhsal değişimler olarak karşımıza çıkıyor. Bahar yorgunluğunun belirtileri ise halsizlik, yorgunluk, sürekli uyuma isteği ve geçmeyen baş ağrıları oluyor. Bu gibi değişimlerin ardından yaşanması muhtemel bir depresyondan korunmak için mümkün olduğunca doğayla baş başa olacak şekilde açık havada vakit geçirmek, düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, uyku düzenine dikkat etmek ve metabolizmanın vitamin-mineral eksikliklerini gidermek gerekiyor.
Kaynak : İHA
Ekleme Tarihi : 2023.10.05 21:09:17
Son Düzenlenme Tarihi : 2023.10.05 21:13:37
Dünyaca ünlü sahili görüntülemek isteyenlere bitki engeli
Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ni kuşbakışı gören Varyant Seyir Terası’nda manzarayı görüntülemek isteyenler, uzayan bitkilerin engeliyle karşılaşıyor.
Her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turisti ağırlayan turizm kenti Antalya’nın, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ni kuşbakışı gören Varyant Seyir..
Dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ni kuşbakışı gören Varyant Seyir Terası’nda manzarayı görüntülemek isteyenler, uzayan bitkilerin engeliyle karşılaşıyor.
Her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turisti ağırlayan turizm kenti Antalya’nın, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ni kuşbakışı gören Varyant Seyir Terası da sık ziyaret edilen yerler arasında yer alıyor. Beydağları, Akdeniz ve Konyaaltı Sahili’nin en iyi gören seyir terası ve çevresi, son dönemlerde bakımsızlığıyla dikkat çekiyor. Sahili, denizi ve dağları öz çekim ile ölümsüzleştirmek isteyen ziyaretçilerin görselliğini uzayan bitkiler engelliyor. Terasın boyunu aşan bitkilerin yanı sıra çöp ve atıklar da dikkat çekiyor.
Her yıl yerli ve yabancı milyonlarca turisti ağırlayan turizm kenti Antalya’nın, dünyaca ünlü Konyaaltı Sahili’ni kuşbakışı gören Varyant Seyir Terası da sık ziyaret edilen yerler arasında yer alıyor. Beydağları, Akdeniz ve Konyaaltı Sahili’nin en iyi gören seyir terası ve çevresi, son dönemlerde bakımsızlığıyla dikkat çekiyor. Sahili, denizi ve dağları öz çekim ile ölümsüzleştirmek isteyen ziyaretçilerin görselliğini uzayan bitkiler engelliyor. Terasın boyunu aşan bitkilerin yanı sıra çöp ve atıklar da dikkat çekiyor.