15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü Elmalı’da Çalpınar Mahallesi’nde kutlandı. Törene Elmalı İlçe Tarım ve Orman Müdürü Dilek Boğatimur, Yazı İşleri Müdürü Nuriye İlçi, Akdeniz Üniversitesi Elmalı MYO Müdürü Doç. Dr. Halil Demir, Elmalı Müftüsü Dr. Fahrettin Bektaşoğlu, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Hüseyin Aslan ve bazı muhtarlar katılırken, rahatsızlanan Ziraat Odası Başkanı Salih Kurubaş katılamadı. Kurubaş’ın yerine yönetim kurulu üyesi katıldı. Törende müftü köyde okunan Fetih Suresi ve Barış Harekatı’na katılan askerler için de dua etti.
Törende ayrıca 2018 yılında yapılan Süt Sığırı Yetiştiriciliği Kursunda başarılı olanların sertifikaları dağıtıldı.
Kutlama şehitlere saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlarken törende ilk konuşmayı Elmalı’nın örnek çiftçilerinden Hatice Turgut yaptı. Turgut, “Barış Pınarı harekatında görev alan görev alan bütün askerlerimizin Yüce Yaratan yar ve yardımcısı olsun.
Çiftçi Kadınlar Günü münasebetiyle bizi de hatırlamanızdan dolayı şahsım ve bütün çiftçi kadınlar adına teşekkür ederim. Aslında kendimizi diğer ilçelere göre çok şanslı hissediyoruz. Çünkü tarım ilçe çalışanları ve özellikle müdürümüz Dilek Hanım sanki ailemizden biri gibi her zaman bizimle birlikte.
Yaptığımız iş ne kadar meşakketli olsa da üretime katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Geçim önemli hedefimiz olsa da ülke insanımıza zirai bakımdan üretim sağlamanın asıl hedefimiz olduğunu unutmamalıyız” dedi.
Elmalı Müftüsü Dr. Fahrettin Bektaşoğlu ise konuşmasında şunları söyledi: “Dünya Kadın Çiftçiler Günü bir gün olsa da sizin çalışmalarınız yılın oniki ayını kapsıyor. Her gün tarlada, bahçedesiniz. 365 gün üretim üzerindesiniz. Sadece ev işleri ile uğraşmıyorsunuz, domates, biber, kavun, karpuzla uğraşıyorsunuz. Siz ekip dikmezseniz biz ne yiyeceğiz? Şehir insanlarını sizler doyuruyorsunuz. Yoksa onlar ne yiyecekler ! Ekmek yok dikmek yok. Her taraf beton asfalt. Bunun için bütün emeklerinizi takdir ediyorum. Çiftçiliği güçlendirelim. Okumayacak olan çocuklarımıza çiftçiliği öğretelim. Yoksa biz 10 yıl sonra ne yiyeceğiz. “
Elmalı MYO Müdürü Doç. Dr Halil Demir ise böyle bir etkinliği hazırladığı için İlçe Tarım Müdürü Dilek Boğatimur’a teşekkür ederken, büyük gayretlerle ilçe tarımına hizmetler sunmaya çalıştığını belirtirken, taktiri ve teşekkürü hak ettiğini belirtti. Demir “Bir ziraat mühendisi olarak ve aileminde çiftçi olması nedeniyle burada olmaktan çok mutluyum. Çiftçi kadınlarımızın işi diğer kadınlarımıza göre daha zordur. Çiftçi kadınlarımız ev işlerini yapıp, çoluk çocuklarına bakıyorlar. Bir de sonra gidip saatlerce tarlada çalışıyorlar. Bu işler kolay işler değildir” dedi.
DİLEK BOĞATİMUR’DAN ÇİFTÇİLERE ÇAĞRI : “SİZ İSTEYİN, BİZİ ZORLAYIN”
Tarım ve Orman Müdürü Dilel Boğatimur ise çiftçi kadınlara çağrıda bulunarak, kendilerinden talepte bulunmalarını, destek istemelerini ve kendilerini düşünmeye ve daha fazla nasıl yardımcı oluruz diye zorlamalarını isterken, ilçeye geldikleri zaman mutlaka müdürlüğe uğramalarını da istedi.
Boğatimur konuşmasında şunları söyledi : “Kadın çiftçilerimizin çağrımıza yüksek katılımla katkıda bulunması bizi çok mutlu etti. Daha hareketli bir proğram yapmak istiyorduk ama. Barış Pınarı Harekatı var. Dibimizdeki operasyonlara katılan ve PKK ile mücadele ediyorlar. Bunun için böyle bir etkinlik düzenledik.
Her erkek bir ananın evladı. Anneler eğitilirse bu toplumu yükseltir. Bizi kadın çitçilerimizi eğitmek, sizlere daha çok bilgi aktarıp ülkemizin kalkınmasına hizmet etmek için buradayız. Sizlere ne kadar fazla ulaşırsak bu ülke daha çok kalkınır. Tarımda en önemli nokta kadın çiftçilerimizin eğitilmesidir. Kadın çiftçilerimizin kendisine güvenmesi. Güçlü olması. Karşınızda müdürünüz bir kadın. Size capcanlı bir örneğim. Ziraat Mühendisliğini çok seviyorum. Sırf sizin hizmetkarınız olmak, daha çok ulaşabilmek için buradayım. Buradayız.
Ama böyle bir müdürü de kullanın bence. Siz daha çok bize gelirseniz, müdürüm etkinlik yapalım, kurslar açalım, eğitimler alalım, şu işletmeye gidelim bilgi edinelim deyin ki bende bunları gerçekleştireyim. Sizlere daha fazla katkım olsun.
Muhtara bu toplantıyı söyledim zaman hayır demedi. Kapı kapı dolaştı. Çağrıda bulundu. Biz neden Çalpınar’da bu etkinliği yaptık. Daha önce Süt Sığırı Yetiştiriciliği kursu vermiştik. Bu kursun belgelerini verememiştik. Hem bunları verelim ve hem de bu güzel günü sizlerle kutlayalım istedik. Birkaç çiftçi kadını ziyaret ederek bu günü kutlayabilirdik. Ama ben daha fazla katılım ve daha fazla çifçi kadınımızı bu günü kutlamasını istedim.
Bizlerde çiftçi çocuğuyuz. Annem ve babamda çiftçiydi. Sizler ne isterseniz yasal ölçüler içerisinde yapmaya hazırız. Ben ve çalışma arkadaşlarım isteklerinizi yerine getirmeye hazırız.
Bizim ülkemiz şanlı bir tarihe sahip. Kadınlarımız için farklı çalışmalar yapabiliriz. Bunun için sizlerin hevesli olması ve talepte bulunması yeterli. Orada kurs açılmış, beş dakikamız dolsun diye değil. Bizler halen bir şeyler öğrenmek için, eksiklerimizi tamamlamak için çalışıyoruzz, okuyoruz. Sizler sütçülük kursuna gittiniz orada öğrenemediniz diye bir şey yok. Biz 5 yıl okulunu okuyoruz. Halen bilmediklerimiz var. Hiç vazgeçmeyeceğiz. Defalarca kurslara katılalım. Birer cümle öğrensek bu zamanla on cümle olacaktır. Şerife hanım bizim yüz akımız. Köyümüzden çıktı Antalya’da kadın çiftçiler yarışmasında 2.nci oldu. Bugün buraya gelmemin sebeplerinden birisi de kendisidir. Biriniz böyleyseniz diğerleriniz nasıl bilemiyorum.
Bizim birbirimizden farkımız yok. Aslında sizin yaptığınız bir çok şeyi bizler yapamıyoruz. Bir kadın isterse her şeyi yapar.”
Başkan Tütüncü : Türkiye’de ilkleri yapan belediyeyiz
Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Türkiye’de ilkleri yapan belediye olduklarını, bir çok ilk kararının ardından devletin ve belediyelerinde aynı yönde kararlar aldıklarını ifade etti. Kepez Belediyesi’nin bütçesi 2 milyar 750 milyon lira olarak mecliste oylanarak kabul edildi.
Başkan Tütüncü, mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi : “Banka promosyonlarını ödememişseniz, maaşları 3'e 4'e bölerek ödüyorsanız, ben bu ay maaş ödeyemeyeceğim, önümüzdeki ayda ödeyemeyeceğim, sonraki ay ödeyem deyipte 3 ay geriden geliyorsanız, bayramlara giderken herkes parasını alıyor da, sizin çalışanınız parasını alamadan gidiyorsa bayrama, çocuğunun karşısına bayram sabahı mahzun ve boynunu bükerek çıkıyorsa siz çalışanınız, orada 5 kişilik işi 25 kişi yapsanız da bundan insanlar zevk almaz.
Ben her zaman söylüyorum. Ben belediyeye geldiğimde ilk önce bu psikolojik tatminleri sağlayalım istedim. 2009 yılını hatırlayalım. Herkes birinin adamıydı, çalışanlarımız, bürokrat arkadaşlarımız hatırlasın, birisi birisine selam vermeye çekinirdi. Her gün sabah buraya gelirken acaba başıma ne iş gelecek derdi. Orada mutlu ve huzurlu bir çalışma ortamı tesis edilebilirmiydi ?
Ben her dönem sonunda emekliliği gelen arkadaşlarımızın şu cümlelerine çok muhatap kaldım. Başkanım biz belediyelerde çok çektik aday olmayacaksanız bize haber verin de biz emekli olalım dediler.
Bizim dönemimiz her açıdan güllük gülistanlık bir zaman oldu. Biz personelimize maddi ve manevi tatmin sağladığımız için onlarda seve seve işi üstlendiler.
İlk dönemimizde promosyonlar personelimize verilmezdi. Belediye başkanlarına makam arabaları alınırdı. Göreve geldikten sonra arkadaşlarımı çağırdım, promosyon konusunda yarıştırın, yarıştırarak pazarlık yapacaksınız dedim. Eskiden aldım verdim, X bankasına verdim denirdi. Kimse de belediye başkanına bir şey sormazdı yasal olarak tanımlanmamıştı. Bu neyin parası diye sordum. Bu personelin bankaya yatan ve bankada beklediği için verilen para dedi. Bu çalışanımızın maaşına karşılık verilen bir para. Ben işçi ve memur ayrımı yapmaksızın bir kuruşuna da dokunmadan , gelen parayı eşit pay yapacaksınız, kuruşuna da dokunmadan hesaplarına yatıracağız dedim.
Türkiye’de bu işi yapan ilk belediyeyiz biz. Daha sonra devlet bir genelge yayınladı, %70'i bu amaçla kullanılmalı bu paraların dedi. Daha sonra %100'e çıktı.
Bir başka örnek vereyim. Adem bey denetim komisyonunda idi. O zaman ittifakta yoktu. Adem beyler denetim komisyonuna bir rapor yazdılar. Personelimiz özel şirketler üzerinden çalışıyor, belediye şirketi kuralım, şirketin bunlar kadrolu personeli olsa, özlük hakları konusunda daha güvende olurlar dediler. Baktım parlak bir fikir ve hemen mali hizmetlere talimatı verdim. Belediyenin anoni şirketi dediğimiz şirket kuruldu ve biz hizmet alımımızı kendi şirketimiz üzerinden yapmaya başladık.
Aradan 1-2 yıl geçti. devlet dedi ki doğrusu Kepez Belediyesi’nin yaptığı doğru dedi ve tüm belediyelerde geçerli olmak üzere yasal bir düzenleme yapıldı.
Doğru gördüğümüz her öneriyi değerlendirdik.
Bunları yaptıkta ne oldu ? Mimar Sinan Kongre Merkezimiz, Bilim merkezimiz, Dokuma’ya kurduğumuz müzeler var, Antalya’ya kurduğumuz kütüphaneler var. Biz klasik belediyeciliğin ötesinde atalarımızın yıllardan beri yaptığı o yoldan giderek atalarımızın yaptığının aynısını yapmaya çalışıyoruz.
Eğer bugün Mimar Sinan Kongre Merkezi’ni yapmaya kalksaydık en az 1 milyar lira harcamamız gerekirdi. Biz onları o zaman yaptık. Kaseti geriye saralım, Mimar Sinan yapılmamış olsaydı, Bilim merkezi yapılmamış, kütüphanelerimiz yapılmamış olsaydı kimse bize niye yapmadınız demezdi.
Kimse kursaydın yılda 500 bin çocuğa bilim merkezinde eğitim verirdin, bilim yarışmalarına gider, Türkiye’yi temsil ederdi demezdi kimse. Biz buralar için harcanan paraları tasarrufla sağladık. Bunları yapmasaydık, bir miktar para ayırır sonra da kalan parayı harcardık. Bu paralar başka yerlerde kullanılmış olacaktı. Belki 300-500 daha istihdam açılır düşüncesi ile daha fazla personel çalıştıracaktık.
O zaman Kepez’in kütüphaneleri olmayacaktı, kütüphanelerde 365 gün çocuklar, öğrenciler gelemeyecekti. Bize daha fazla kütüphane açmamız için talepler geliyor. Bilim merkezinde 3 tane elektrikli otomobil yapıldı. 2'si üniversite, birisi lise öğrencileri tarafından. Bizim çocuklarımız yarışıp dereceler aldı.
Biz personelimizin maaşını bir gün önce öderiz. Kepez belediyesi personeli banka promosyonları konusunda inanılmaz mutlu. “ dedi.
* FERUDUN ÖZGÜNSÜR